ihsanerden yazdı:tamam zaten bu benim sahsi gorusum ve ben bu partiye ve esegallerine asla guvenmem.essek bile camura bir kere dusermis...
ihsanerden, seni okadar iyi anlıyorum ki. yaklaşık 5 aydır işsizim. bu arada yoğun iş hayatımda sahip olamadığım vakit bolluğunu değerlendirip ülkenin gidişatı hakkında kitaplar okuyup programlar takip ettim. başlarda ben de senin gibiydim. "ben bu adamları sevmiyorum fikirlerini benimsemiyorum o halde onlara sırtımı döneyim." ama işler öyle basit dönmüyor artık dünyada. tarih boyunca milletimizin en sık tekrarladığı hata bu zaten. söz meclisten dışarı, deve kuşu gibi gömüyoruz kafamızı toprağa, sonra da gerimiz açıkta kalıyo. onu açıkta gören de fırsatı kaçırmıyo tabi.
bakınız osmanlı ne zaman dünyadaki teknolojik ve ideolojik gelişmelere kulağını tıkadıysa, o gün duraklama ve devamında gerileme başlamıştır. fransız ihtilalinin etkileri yaklaşık 80-100 sene sonra bizde etkilerini göstermeye başlamış, fakat 3 maymunu oynayan yönetim ve aydınlar bu kıymetli zamanı bir defans geliştirmek için kullanamamışlardır. ve eğer takip ediyorsanız görmüşsünüzdür ki, AKP iktidarı ve arkasındaki güçlere tepki olarak yazılan çoğu kitap, sözü geçen grupların yayınlarından ve demeçlerinden derlenerek yazılmıştır. Nitekim bilimde de böyledir. Siz mikrobu iyi tahlil edip onun özelliklerini yeterince incelemezseniz, aşısını ve tedavisini geliştirmek gibi bir şansınız da olmaz.
Ulu Önder Atatürk'ün milletine ve özellikle gençlere aşılamaya uğraştığı anlayış ta budur zaten. Gençliğe hitabeyi tekrar okumanızı tavsiye ederim. Orada tehditlere gözünüzü kapatıp kör dövüşü bir mücadeleden bahsedilmiyor. Bilakis, yurdu ve milleti tehdit eden unsurların en iyi şekilde tahlil edilmesi öğütlenmektedir.
Ben Abdüllatif Şener'in söylemlerine inanın, onları benimseyin demiyorum. Fakat ben 16 yaşından bu yana ticaretle uğraşan, 10 sene sanayicilik ve dış ticaretle bilfiil ilgilenen birisi olarak AKP zihniyetinin tamamen karşısında durarak kendisinin tüm yorumlarına aynen katılırıyorum. Buna ister günah çıkartma seansı olarak bakın, isterseniz yeni bir oluşumun altyapısı; dünya çapında servet yarışı listelerine giren Türk patronajının dile getiremediği hassas konuları halkın anlayabileceği bir dilde ifade etmiş olmasını memnuniyetle karşılıyorum.
Dikkat edelim de, çok genel kültür düzeylerini eleştirdiğimiz ABD halkının düştüğü hataya biz düşmeyelim. Bize sunulan yapay gündemler, dünya çapında ünlü markalar, devasa alışveriş merkezleri, halkı galeyana getiren futbol maçları ve bütün bunların karşısında kimimizi piyon kimimizi zar yapıp vatan topraklarında monopoly oynayan siyasiler ve patronlar. İşte koca bir Amerikan halkı bu oyunlarla yıllarca oyalanarak; ülkeleri, gizli ve aleni lobilerin parlementoyu yönettiği, silah ve teknoloji üreticilerinin seçim tablolarını hoplattığı bir yer haline getirildi.
Sonuç olarak halk diliyle, rakibini iyi tanımayan bir takım maçı kazanamaz, kafasını kuma gönem bir deve kuşu da malesef tecavüzden kurtulamaz.
Saygılar, Sevgiler