Abraham devleti mi Türk devleti mi?
Türk Milleti'ne ve özellikle Türk Milliyetçileri'ne bir uyarı da Fransız milliyetçisi Marine Le Pen'in başdanışmanı Elie Hatem'den geldi. Sinan Baykent'in yaptığı söyleşi Aydınlık'ta yayınlandı.
Hatem, Devlet Bahçeli'nin durumu sorulunca diyor ki, "Maalesef bazı Türk milliyetçileri büyük fotoğrafı görmekte zorlanıyor. Milliyetçilerin Osmanlı nostaljisini anlıyorum ve yadırgamıyorum. Her ülkede milliyetçiliğin mazisi, referans noktaları ve duygusal bağlılıkları vardır. Ancak bugün açıkça söylüyorum ki 'Osmanlı'ya dönüş projesi' çok güçlü bir yabancı manipülasyondan ibarettir. Bu, siyasal Yahudiliğin Türkiye'ye kurduğu hissî bir tuzaktır. Zira böyle bir proje çerçevesinde Türkiye asla eski günlerine dönmeyecektir. Önemli olan Türkiye'deki milliyetçilerin Siyonizme direnmeleri, oynanan oyunları görmeleri ve her şeyden önce kendi ülkelerini düşünmeleridir. Türkiye'nin içine çekildiği tuzakların birçoğu bu kriterler yerine getirilmediği içindir, bunu da Türkiye'deki milliyetçi dostlarıma ifade etmek isterim."
* * *
Selçuk Tınaz ise mesajında "Referandumda bize 'Tek adamın çiftliğinde koyun sürüsü olur musunuz?' diye soruyorlar. Herkes mutlaka sandığa gitmeli. Bu büyük hakaret, cevapsız kalmamalı..." diyor.
Koyun deyince kurdun adını anmadan olmaz.
Bilge Kağan, "Tanrı güç verdiği için babam hakanın askerleri kurt gibiymiş, düşmanlarının askerleri de koyun gibiymiş. Doğuya ve batıya seferler edip ili (devleti) derleyip toplamış" sözlerini taşlara yazdırmıştı.
Türkler, tarih boyunca özgür yaşamak istemiş ve kendisi ile kurtlar arasında bu karakter yönünden benzerlik kurarak kurt motifini millÎ sembol olarak kullanmıştır.
Türklerde koyun ve keçi de saygı duyulan sevilen hayvanlardır. Öyle ki Türklerin en eski ataları, kaya resimlerinde en çok keçi motifini kullanmıştır. Fakat özgürlük ve bağımsızlığın hatta liderliğin sembolü bozkurttur. Keçi değil ama koyun, uysallığın sembolüdür.
Öyle ki, 12. asır Süryani tarihçisi Mihael, "Yeryüzü, Türkleri taşımaya kâfi gelmiyordu. Batı'ya doğru ilerlerken, önlerinde bir kurt bulunuyor ve ona yetişemiyorlardı" der. Bozkurt, Türk milletine, hür yaşaması için yol gösterendir!
* * *
Türkler, Türk adını ve Türk şanını kolay kazanmış değildir. Bakınız Bilge Kağan ne diyor: "Doğu'da Şantung Ovası'na kadar ordu sevk ettim, denize ulaşmamıza az kaldı. Güneyde Tokuz Ersin'e kadar ordu sevk ettim, Tibet'e erişmemize az kaldı. Batı'da İnci Irmağı'nı aşarak Demirkapı'ya kadar gittim. Kuzeyde Yir Bayırku'ların toprağına ordu sevk ettim... Bunca yerlere Türk adını, Türk şanını alıştırdım..."
Peki, Siyonizm neresinde bu işin?
Türklerden şimdi istenen, "Türk adını ve Türk şanını bir kenara bırakması" ve "Milleti İbrahim" kavramında buluşmasıdır. Hz. İbrahim, Kur'an'a göre Yahudi değil Müslüman idi ama Yahudiler onu kendi ataları gibi gösterirdi. Bugün de öyledir. "Dinlerarası Diyalog Projesi"nin sahipleri neden "İbrahimi dinler" diyerek üç temel dini birleştirmeye ve tek din haline getirmeye çalışıyor? Türkiye'de bu işin organizatörü FETÖ değil miydi?
* * *
Kısacası, "Halifelik" veya "Yeni Osmanlı" gibi hedefler göstererek "Abraham temelli bir proje"yle Türklüğü yıkmaya çalışanlar, halktan kendi koyunları olmasını istemektedir. Artık koyunlara ne ad verirlerse, o adı taşımak üzere... Zaten yeni bir devlet kuracaklarını da açıkça söylüyorlar. Bu ne demektir? "Şimdiki Türk devletini yıkacağız" demektir!
Şayet "Abraham devleti"nin kulları, koyunları olmak isteyen varsa buyursun "evet" desin. Yok "Ben Türk'üm" hele hele "Türk Milliyetçisiyim" diyorsanız kula kul veya koyun olmaya razı olamazsınız.
Arslan BULUT, 12 Nisan 2017
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr