AÇILIM SÜRÜNCEMESİ
Bilmem kaçıncı ‘açılım süreci’ bașlamıș bulunuyor.
‘Sürüncemesi’ demek daha doğru.
Halkımızın ‘süründürülmesi’ de denilebilir.
Ya da yeni bir ‘cambaza bak’ gösterisi!
Gerçekten ‘yeniden’ bașlatılan sürecin içinde ne var diye bakıldığında bir tek ‘Apo’ya af’ görülebilmektedir.
Ya da olmayacak duaya amin...
Hani ‘kimlik sorunu’, ‘anadilde eğitim’, ‘eșit yurttașlık’ türü toplumbilimsel ‘sorun’lar ve hatta ‘sorunsal’lar unutulmușa benziyor.
Varsa yoksa ‘İmralı’ ne dedi; İmralı’ya kim gitti; İmralı’dan ne haber?
Büyük olasılıkla yașlılıktan kaynaklanan sorunlarından dolayı ne dediğini bilmeyen Tarhan Erdem ise, sürecin sonunda Apo’ya ‘eșbabașkanlık’ görmekte.
Ve belki de ‘iki bașkanlık’tan birini..
Değil mi ki, bilmem kaç yıl içinde Türkiye’de ‘Bașkanlık Rejimi’ olacak..
Abdullah Gülen Erdoğan’ın bașkan olması durumunda ona en çok yakıșan ‘eșbașkan’ Abdullah Öcalan’dan bașkası olamaz.
Bu ‘süreç’ tam da böyle sonuçlansın diye çabalamaktadırlar.
2023 olmazsa 2071 mi ne?
Tarhan Erdem’in dile getirdiği bundan bașkası değildir.
Anadolu’da ‘aklı bașının beș karıș üstünde’ diye bir deyim vardır.
Ancak böylelerinin dile getirebilecekleri bir ‘öngörü’.
Bu ‘öngörüyü’ yapabilmek kolay bir iș değildir kușkusuz.
Anakonda gibi bir ‘anket kurulușu’nun bașında olmak gerkir.
Ve bu tür ‘öngörü’lerde bulunabilmek için önce ‘televizyon yorumculuğu’ sürecinden geçilmesi gerekmektedir.
‘Televizyon yorumculuğu’ așmasında daha ‘alt sorunlar’ üzerinde çalıșılır.
Sözgelimi Paris’te vurulan üç PKK’lı üzerine yorumlar yaptırılır.
Radikal gazetesi yazarı radikal Amverin Zaman ne diyor örneğin?
O üç PKK’lıyı İran vurmuștur.
Yakın olduğu diplomatlara mı ne sormuș..
Milliyet yazarı ve logosunda Türk yazan ama aslında Türk düșmanı olan tüm televizyonların vazgeçilmez youmcusu Aslında Tașbaș hanım daha ihtiyatlı..
İran vurmuș da olabilir vurmamıș da..
O arada 78 Celallettin gibi ‘Türk gladyosu vurmuștur’ diye çatlak sesler de çıkarılabilir.
Bütün bunlar Anadolu’da yașayan herkesin ‘akıllarını bașlarının beș karıș üstüne’ çıkarmak içindir.
Oysa Paris’teki cinayetin ‘süreç-müreç’le uzaktan yakından bir ilgisi bulunmamaktadır.
Ve kesinlikle ‘aydınlatılacaktır’.
Katil ya da katillerin kimler olduğu, ne için vurdukları ve nasıl vurdukları ortaya çıkarılacaktır.
Türkiye’de ‘akılları bașlarının beș karıș üstünde’ olanların bu cinayette ‘gizem’ aramaları boșunadır.
“Mal bulmuș magribî’ gibi saldırmaları ise alt düzeyde bir ‘cambaza bak’ oyunudur.
Cinayetin aydınlatılmasını Fransız polisine bırakıp, Türkiye’de cambazın neler yaptığına bakmak gerekmektedir aslında.
Kim ki ağzını Paris diye açıp Sakine diye kapatıyorsa bilin ki ya aklı bașının beș karıș üstündedir ya da bir küçük ‘anakonda’dır.
Yılanın küçüğü de denilebilir.
Büyüdükçe anakondalașacaktır.
Habip Hamza Erdem