Açılımın İçi

Açılımın İçi

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Sal Tem 06, 2010 3:07

AÇILIMIN İÇİ
Bir yıldan buyana açılım üzerine tartıșıyor Türkiye.
Açılımın içi, dıșı, rengi, boyu her ne ise bir yana, açılımın kendisi nedir bilenimiz var mı acaba?
Öncelikle bu ‘açılım’ sözcüğünü bir yerlerden ödünç alınmıș olabileceğini yinemeliyim.
Açılım, bir sözcük değil bir söylemdir.
AKP’nin ‘söylem’i denilince de, AKP’li yöneticilerin sözleri, genel bașkanlarının ‘söylev’leri ya da AKP yandașlarının lakırdıları anlașılmamalıdır. Bunlar akșamdan sabaha değișebilirler. Oysa AKP gibi (politik bir parti değil, ama parti benzeri bir) örgütün kendisini diğerlerinden ayran anlayıș ve anlatıșı o örgütün söylemi olarak değerlendirilebilir.
Bu parti-benzeri örgütün söyleminin ne olduğunu, Anayasa Mahkemesi örgüt yöneticilerinin sözlerine, genel bașkanlarının söylevlerine ya da AKP yandașlarının eylem ve lakırdılarına bakarak saptamıștı: Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluș ilkelerine aykırılık..
Yine bu parti-benzeri örgütün yöneticileri tek bayrak, tek vatan, tek devlet falan diye söylev çekiyor olabilirler. Söylemlerine bakıldığında ise, bunun ‘tek lider’den öte olmadığı kolaylıkla anlașılabilir.
Sözde demokratik, laik ve sosyal bir hukkuk devletinden yana olduklarını da söyleyebilirler; bu konuda herkesten çok bağırıp çağırabilirler ama eylem ve söylemlerinden özde hiç de öyle olmadıkları ortaya çıkarılabilir.
Sorun bu basit gerçekliği saptayabilme sorunudur.
Örneğin bu hafta içinde insan hak ve özgürlüklerini geliștirici, demokrasiyi pekiștirici ‘anayasa değișikliği paketi’ Anayasa Mahkemesi’nce görüșülecektir.
AKP denilen bu parti-benzeri örgütün mahkemede sabıka kaydının olup olmadığına da bakılacak mıdır acaba?
Ve bu örgütün ‘hukuku dolanmak’ gibi bir alıșkanlığının olup olmadığına..
Bakılacak olursa, söylemi bilinen bu parti-benzeri örgütün kapatılmasının yolu da açılmıș olmayacak mıdır?
Bu konu Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonraya bırakılacak olur da, ‘Kürt açılımı’na dönülecek olursa; bir yıla yakın bir süre üzerinde tartıșıldıktan sonra açılımın bir ‘proje’, bir tasarıma dönüșmüș olduğu görülecektir.
Bașlangıçta ‘Kürt açılımı’, ‘demokratik açılım’ ve en sonunda ‘millî birlik ve kardeșlik’ projesi olmuștur.
İçi boș mudur dolu mu?
Bu konu söz, söylev ve lakırdı temelinde ele alındığı sürece bir değil onbir yıl tartıșılsa bir yere varılmayacağı kolaylıkla söylenebilir.
Oysa bir ‘Habur eylemi’, bir ‘Mahkeme-kondu’ aylarca ‘Boș Beșir Maratonu’ndan daha çok anlatıcı çok daha aydınlatıcı olmuștur.
Açılımın içi ya da AKP’nin ‘Kürt Sorunu’ konusundaki söyleminin ne olduğu da böylece ortaya çıkmıș bulunmaktadır.
Bu söylem, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin üniter yapısını ortadan kaldırmak projesinin yașama geçirilmesidir.
Böylece sözde ‘millî birlik ve kardeșlik’ projesinin özde nasıl ‘birlik ve bütünlük’ ilkesine karșıt olduğu da görülebilmektedir.
Kaldı ki bu projenin Büyük Orta-Doğu Projesinin bir ‘alt-projesi’ olduğu tüm dünyaca bilinmektedir.
Sözde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde bir bașbakanın özde uluslararası bir projede ‘eș-bașkan’ olabildiği de..
Ne yazık ki, bütün yemin ve kassemlere, bütün söz, söylev ve lakırdılara karșın ‘basit gerçeklik’ yani AKP’nin ‘gerçek söylem’i budur.
‘Bu uğura bedenlerini koyduklarını’ da söylemișlerdir.
Bu uğurda çok bedenler yitecek demektir.
Sözde ‘millî’ kardeșliğin mi yoksa özde ‘ulusal’ bütünlüğün mü kazanacağını ve bu yarıșın ‘demokratik’ olup olmayacağını ise koșullar belirleyecektir.
Ve bu koșullar hızla gelișmektedirler.
Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1665
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 9 konuk

x