'Ah Suriye keşke seni tanımasaydım' / Prof. Dr. Mehmet YUVA

'Ah Suriye keşke seni tanımasaydım' / Prof. Dr. Mehmet YUVA

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş May 10, 2017 19:53

'Ah Suriye keşke seni tanımasaydım'

Savaştan önce Suriye, Dünya’nın en kıymetli tarihi eserlerini barındıran ve koruyan ülkeydi. UNESCO’nun koruması altındaki birçok mekân ya tamamen tahrip veya talan edildi. Irak’ta Batı medeniyeti ve Siyonist İsrail’in harami askerleri önce Merkez Bankasındaki altınları kamyonlara doldurup talan etti. Ardından ulusal müzeler yağmalandı. Onlarca bilim adamı organize cinayet planlarıyla katledildi. Eğitim kurumları yok edildi. Büyük haramilerin gölgesinde beslenen caniler ülkenin dini mekânlarını, kabirleri, Peygamber ashabı makamları, camileri, kiliseleri, manastırları, kabirleri deştiler, buldozerlerle, patlayıcılarla, matkaplarla, çekiçlerle, salyalı elleri ve ağızlarıyla yok ettiler. Binlerce yıllık tarihin kanını emen vampirleri yakın-uzak malum medya utanmadan “hürriyet savaşçıları” veya “Allah’ın askerleri” olarak pazarladı.

Antik kent Tedmor (Palmira) Roma işgaline karşı ordusunun başında Suriye ve Anadolu’yu savunan Kraliçe Zennubya’nın aşkıdır. Yüzlerce yıldır korunan kemerler havaya uçuruldu. Kentin zengin müzeleri yok edildi. Taşınamayan eserler tekbir sesleri altında paramparça edildi. Servis edilen videolarda bu cinayetler, Peygamberin Kâbe’deki putları parçalama eylemine misal gösterildi. Bu cinayetler, büyük bir yalan furyası içinde devam ederken, her konuya maydanoz olan vitrin dincileri dilsiz şeytan oldular.

Batı Fırat yakasında yer alan Deyr El-Zor vilayetine bağlı Irak’a komşu antik kent Mari 1937’de keşfedildi. Arkeolog Andre Perrot bu kentin azameti karşısında; “Her medeni insanın iki ana vatanı vardır. Doğduğu yer ve Suriye” demişti. Mari kenti talan edildi. Medeniyet bir kez daha katledildi. Mari’den çalınan eserler medeniyet kuramamış harami İsrail ve Batının müzelerine, görgüsüz zengin ailelerin evlerine taşındı. İnsan hakları örgütlerinin merkezi kentleri, hayvan hakları savunucuları, üniversiteler ve bilim yuvaları dilsiz şeytan oldular.

Başta El-Nusra olmak üzere onlarca “Ilımlı” terör örgütünün toplanma bölgesi Türkiye’nin beri tarafında yer alan İdlib’e komşu, Hama kentine 55 km mesafede yer alan, Hatay’dan Akdeniz’e dökülen Asi ırmağı kıyısına kurulmuş Antik Afamya kentinin UNESCO tarafından Haziran 2011’de çekilmiş fotoğraflarını seyredin. Medeni insanın ürettiği eser karşısında şükrani duygularla eğilirsiniz. Ardından bu fotoğrafları Haziran 2016’da çekilmiş fotoğraflarla kıyaslayın. İkinci fotoğrafta dini-dar terör örgütlerin yüzlerce kazı ile delik deşik ettikleri hazin Afamya’yı görürsünüz.

Afamya, Selefkos Nikotor’un eşidir. Nikotor Büyük İskender’in komutanlarından biridir. Selukya Devletinin (Hatay-Samandağ) kurucusudur. Kendi adını Selukya (Samandağ, babasının adını Antakya, annesinin ismini Latakya (Lazkiye) ve eşinin adını Afamya kentlerini kurarak ölümsüzleştirmek istemiştir. 2000 senedir halen varlığını sürdüren bu dört kentten üçü medeni insanların yaşadığı Selukya, Antakya ve Latakya halen kötü-iyi koruma altında. Medeniyet yoksunu “Ilımlı” dini-darların geçici olarak hüküm sürdüğü Afamya ise kan ağlıyor.

Suriye’ye dayatılan terör savaşı Halep’te tarihi camileri, kiliseleri, manastırları, ulema kabirlerini, cennet ile müjdelenen Veys El-Karni (Veysel Karani, Ammar Bin yaser gibi Ashab-ı Peygamber ve daha nice ismin makamları, türbeleri deşildi, havaya uçuruldu. Suriye katledilirken, bu cani zihniyeti besleyen Suudi-Katar Vahhabi dolarları zayıf vicdanları cüzdanla teslim aldı.

Makam ve cüzdan uğruna camilere botlarıyla giren ABD askerleri için evlerine sağ salim dönmeleri için dua etti. Suriye’nin tarihi eserlerini organize talan edip, yurt dışına kaçıran haçlı Batı ordularının başkentleri ile güç ve işbirliği yaptı. Suriye’ye demokrasi ve hürriyet getirmeye çalıştı. Halen Suriye’deki çözüm için bu cani haramilerden medet umanlar Washington’a mekik dokuyor.

Reis Erdoğan, Bahariye Mevlevihane’sinde düzenlenen ‘Mukaddes Emanetler Işığında Sergi ve Konferansında, “Bölgemizde yaşanan acılar, Müslümanlar olarak mukaddes emanetlerde sembolleştirdiğimiz, değerlerimize yeterince sahip çıkamadığımızın en büyük ispatıdır. Asırlar boyunca İslam’ın ve Müslümanların en nadide eserlerine ev sahipliği yapmış Suriye ve Irak topraklarında yaşanan vahşet yüreğimizi parçalıyor, yakıyor. Tanıdıktan sonra tabi bu çok daha ağırımıza gidiyor. Bütün o eserlerin yer ile yeksan olması bizi gerçekten yakıyor, yıkıyor. Bazen şunu söylüyorum, ah Suriye keşke seni tanımasaydım” demiş.

Ne keşkeler ne de keşkekler ile yok edilen medeniyetler önlenmiyor. Medeniyet bina edilmiyor. Daha çok zarar vermeye engel olun. Gidilen zararlı yoldan geri dönün. Nazım Hikmet’in meşhur şiirindeki satır misali söyleyelim; “SURİYE’DE MEDENİYET VE İSLAMİ ESERLER YER İLE YEKSAN OLUYORSA” -demeğe de dilim varmıyor ama- kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!

Müyesser YILDIZ, 10 Mayıs 2017
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x