AHH AH !
Milattan ikiyüzbin (200 000) yıl önce idi.
Orta-Afrika’nın tropik ormanlarında ve özellikle de Gabon nehri kıyılarında ilk insanlar görülmeye başladılar.
Zamanla Büyük Devletler oluşturdular, hatta imparatorluklar: Kongo, Songye, Kuba, Garengaze, Lunda, Luba vb..
Avrupalılar onları ancak 15. Yüzyılda tanıyabildiler (1482)
Gabon nehrinin Atlas Okyanusu’na açılan ağzından girebildiler iç kesimlere.
1879’da İngiliz gazeteci ve gezgin Henry Morton Stanley (1841-1904), Belçika Kralı II.Leopold (1835-1909) hesabına Kongo havzasını keşfetti.
2 687 000 km² toprak Belçika Kralı II. Leopold’un oldu mu?
Oldu.
Kişisel mülkü olmasın sakın?
Evet Kralın tapulu malı oldu.
1884-85 Berlin Konferansı’nda, Kongo, ‘Bağımsız Devlet’ ama Belçika kralının kişisel malı oldu.
Ahh ah!
Hem ‘Bağımsız Devlet’ ve hem ‘kişisel mülkiyet’
Gel de ah çekme.
Şu Belçikalı gençler atalarının nasıl Afrika’ya sahip olduklarını bir bilseler..
Türkler 1908’de, Genç-Türk Devrimini yapar, en azından 500 yıldır yaşadıkları toprakları korumaya çalışırken; Belçika’lılar da Kralın malı olan Kongo’yu Belçika Kongosu olarak tescil ettirmeyi başardılar.
1914’te Almanya önce Belçika’ya saldırdı.
Belçika’yı ‘ilhak’ edebilseydi, Belçika Kongosu ‘otomatikman’ Allmanya’nın olacaktı..
Ahh ah!
2 687 410 km²..
Türkler 1960 Devrimi’ni yaparken (kimi eblehler buna ‘Darbe’ demekten hoşlanırlar ya) Kongo da ‘bağımsızlığını’ kazanır.
2 687 000 km²’nin 342 000 km² lik bölümü Kongo Halk Cumhuriyeti olur (Kongo-Brazzaville), 2 345 410 km² si de Demokratik Kongo Cumhuriyeti (Kongo-Kinshasa), ki bu sonuncu bir ara Zaire olarak da anılmıştır.
Kuşkusuz Kongo’larda neler olduğu, hele içinde bulunduğumuz şu günlerde, çok da umurumda değil.
Benim derdim, yine içinde bulunduğumuz şu günlerde, kimi eblehlerin milyon km² lere ahh çekmesinde.
Osmanlı’nın kaybedilen milyon km² lerine çekilen ahlar.
II. Bayezid döneminde (1447-1512) Osmanlı İmparatorluğu 2 214 000 km² torağa hükmediyordu. Bunun 1 703 000 km²si Avrupa’da ve 511 000 km²si de Anadolu’da idi.
Kanunî döneminde 5 milyon km²yi geçtiği söylenir.
3 000 000 km² si çöl: Kuş uçmaz kervan geçmez.
Ve içinde bir tek ‘Türk’ yok.
1908 yılına gelindiğinde, II.Abdulhamit dönemi yani, Avrupa’da yakasındaki topraklarımız 169 300 km² idi. Selanik ve Batı Trakya dahil..
Anadolu’daki topraklarımız ise 687 000 km².
Trablusgarp ya da bugünkü Libya’daki topraklar ise 1 033 400 km².
Toplam 1 889 700 km²;
NATO’nun Libya’da işi yoktu ama İtalyanlar elimizden aldılar.
Geriye ne kaldı 855 300 km².
Birinci Dünya Savaşı sonunda bize bırakılan toprak ne kadardı?
Ben diyeyim 300 000 km² siz deyin 350 000 km².
Bunun içinde İstanbul havzası kesinlikle yoktu.
Cumhuriyet Hükûmeti Lozan’da ne kadar toprağı, İstanbul havzası dahil, yedi düvele kabul ettirdi?
780 584 km².
Ee değerini bil !
Gözünü toprak doyurasıca, değerini bil yeter!
Toprak savaşları biteli tam bir yüzyıl oldu.
Habip Hamza Erdem