Vatan Gazetesi Yazarı Necati Doğru'nun köşe yazısı:
Bir numara da bulunmalı
Gizli tanık da bildiklerini, gördüklerini, duyduklarını açıkladı. Kimliği gizleniyor. Niçin gizleniyor? Herhalde kıytırıklaşmış (marjinalleşmiş) darbecilerden korkuluyor!
Yaşasın teknoloji.
Teknolojiyi üreten, geliştiren ve yargının hizmetine sokan var olsun, sağ olsun, Allah ondan bin kere razı olsun. Sorgu odasına konulan teknolojik sistem sayesinde gizli tanığın yüzü, kaşı, gözü, burnu bulanıklaşıyor (flulaşıyor). Tanınamıyor. Sesi de teknik hilelerle değiştiriliyor.
Gizli tanık konuşuyor:
Gazi olaylarını da Ergenekoncular çıkarmış. Yargıtay baskınını yapıp hakimi öldürenler de Ergenekoncular olabilirmiş. Doçent Dr. Hablemitoğlunu ve Hrant Dinki de vurduranlar Ergenekoncular... Ve hatta Tansu Çiller Başbakan iken onun bankacı kocası Özer Çiller bir katliam ekibi kurmuş ve 200 kişiyi Osman Gürbüz adlı bir tetikçiye öldürtmüş.
Ergenekon turşuydu.
Şimdi aşure oldu.
***
Dileyelim bu aşurenin dibi tutmaz.
Umut edelim, Tanrıya yalvaralım, dua edelim; Ergenekon davamız uyduruk, dayanağı olmayan, tutarsız belgeler, iddialar, ifadeler yığını haline gelmesin.
Bir numara var diyorlardı.
Nerede birinci adam?
Örgütün en başı!
Kim bu bir numara adam?Çoğunluğu 70 yaşında emekli darbecileri örgütünde topladığına göre bu bir numara kesin 90 yaşındadır.
Daha fazla demokrasi.
Sonuna kadar demokrasi.
Dibine kadar demokrasi.
Ergenekon savcıları; ne kadar bulabilirlerse o kadar gizli ve açık tanık bularak bu bir numarayı getirip adaletin elinde terazi tutan gözleri bağlanmış kızın önüne koymalılar. Kıytırıklaşmış yani marjinalleşmiş olduğu için kendi general arkadaşlarına bile söz geçirip darbeye katılmalarını sağlayamayan Ergenekonculara ve onlara destek olanlara en ağır darbeleri vuracak belgeler, bilgiler, kanıtlar, şahitler ortaya çıkartılmalıdır.
Ahmet Altan, Murat Belge, Yasemin Çongar, Mehmet Altan, Cengiz Çandar, Ali Bayramoğlu, Şahin Alpay, Etyen Mahçupyan, Eser Karakaş gibi günümüzün derin gazeteciliğine soyunmuş arkadaşlar; Başbakandan, Cumhurbaşkanından, iktidar kaynaklarından, savcılardan, genelkurmaydan, polis güçlerinden, CIA ajanlarından, Avrupa Birliğinden, tarikat çevrelerinden, gözü yaşlı vaazcı hoca efendilerden, ağlama duvarı fotoğrafı köstebeği ile Dağlıca baskını köstebeklerinden ne kadar bilgi, belge, kanıt, sızdırma rapor, yazdırma senaryo, uydurma ifade varsa almalılar ve bir numara yakalanıncaya ve ülkemizdeki darbeci virüsünün kökü iyice kazınıncaya kadar yazmalılar. Onlara omuz vermezsen tiniyetsizim.
Fakat aşure yapmasınlar.
Bu arkadaşlar; ülkemizde ağır bir tarikatlaşmanın ve siyasette arsız bir din istismarının yaşandığı şu dönemde yeterince güçlü olamamış özgür bireylerin halkı kucaklayacak gerçek bir solcu partiden yoksun kaldığı toplumumuzda, kapatma davasına karşı iktidarın üretip sarıldığı misilleme silahlarının barutu, fişeği, mermisi olmasınlar. Elinize demokrasi kutsal sopasını alıp iktidar partisinin uygulamalarını eleştiren herkesi; Yoksa sen demokrasiye karşı mısın... diye köşeye sıkıştırma ucuzluğuna girmesinler.
Şunu bilin:
Sizden daha demokratız.
Dün Ahmet Altanın tek ve emredici ses olduğu Taraf Gazetesinde bir yazımdan cımbızlama yoluyla alıntı yapılarak; bana Ergenekonun varlığını inkar eden ibretlik yazar çürütmeciliği yapıldı.
Ahmet Altan sana şunu söyleyeyim: Ben, senin bir zamanlar Kadın vajinası üzerine yazılmış pespaye romanının yasaklanmasına bile karşı çıkacak kadar ileri demokratım.
Bulun bir numarayı.
İftira atmadan...
İktidara, tarikatlara, hoca efendiye, CIAye, ABDye ve ABye alet olmadan gazetecilik yapın, sizi destekliyeyim. Turşuculuğu, aşureciliği bize demokrat gazetecilik diye satmayın.
kaynak:http://www.gercekgundem.com/?p=141951