«Ak»Militanlar!!...
Tarih, Anadolu topraklarında, bir ideolojinin bu denli desteklendiğini, bu kadar geniş bir tabanda yayıldığını, destek bulduğunu yazmamıştır.
Sinan TARTANOĞLU
ANKARA, 24 Kasım 2009 Salı
Bu ideolojinin, «ideolojiliği» tartışmaya açıktır, ama toplumsal bilinci alt üst ettiği de ortadadır.
Toplumsal bilincin alt üst oluşu; aklın, mantığın olmayışıdır. Toplumsal bilinçte dinin en önemli «belirleyici» haline gelmesi; ekonomik ve siyasal, kültürel, hukuksal davranışlarda; insanın her türlü «insani» özelliğinden kopmasını sağlar. Yani insan, dünyayı sadece dini çerçeveden değerlendirmeye başladığında «aklını kaybeder!» Bu birinci tez.
İkincisi; ideolojinin insan kafasında yarattığı tahribattır. İdeoloji, konuyla ilgili birçok metinde göze çarpan bir ifadeyle, «kirli bir ırmaktır». İdeolojiye körü körüne bağlanan bir insan, her türlü davranışını, benimsediği ideolojinin kurallarına göre şekillendirmeye başlar. İdeoloji giderek «dogmatikleşir» ; ona göre şekillenen insan davranışı da «mantıksızlaşır.»
İdeolojiler, işte bu nedenle, yani «akıllı ve mantıklı» dolayısıyle başarılı olabilmek için kendilerine «bilimsel bir yöntem» belirlemek zorundadırlar. Bu bir kuraldır.
Sosyalizm, bir ideoloji değil, bir bilimdir. Sosyalistin, dünyaya bakış açısını şekillendiren bilimsel yöntem, karşıtların birliği ilkesi yani «diyalektiktir». Sosyalist; doğayı, toplumu, ekonomiyi, dini, hukuku, siyaseti, eğitimi veya toplumsal hayatın bütününü bu bilimsel yönteme göre değerlendirir.
Kemalizm, de bir ideoloji değildir. Kendisine bilimsel yöntem belirlemiş bir «dünya görüşüdür». Bu bilimsel yöntemin adı, «pozitivizmdir». Kabaca bir değerlendirmeyle; Kemalizm, ümmet modelinden çıkmanın ve burjuva toplum modeline ulaşmanın bilimsel yöntemidir. Bu yöntemde her adım akıl ve bilim ışığında atılır.
İdeolojilerin, insanlığa umut vaat edebilmesi için, «aklileşmesi» mantık çerçevesine oturtulması, «bilimselleştirilmesi» gerekir. Bilimselleşmeyen ideolojiler «dogmatikleşir.» İnsanın içini ve hayatını kurutur. Dogmatik bir ideoloji, «kirli bir ırmaktır» aklı yok eder! Bu da ikinci tez.
Birinci ve ikinci tez birleştirilirse ortaya şu çıkar:
«Din; bireysel vicdan meselesi olmaktan çıkıp, toplumsal bilincin her karışını istila etmeye başladığında, artık bir ideolojidir. Bir ideoloji kadar «kirlidir». Çünkü aynı zamanda, siyasetin de bir aygıtı olmuştur. Aygıt, bir kumanda etme aracıdır. Bu aygıtı ele geçiren parti, «ideolojileşmiş, mantıksızlaşmış dinin» kirli ırmağını, toplumsal bilincin «dehlizlerine» akıtmaya başlar. Bu «ırmakla» kirlenmiş bir bilince sahip toplum ise «militanlaşır!»
Bu iki tez, toplumsal bilincimizin neden bu kadar kirlenip, toplumun bir bölümünün neden bu kadar mantıksızca «militanlaştığının» açıklamasıdır.
Toplumsal bilimlerin hangisini kendinize rehber olarak belirlerseniz belirleyin, «Türk toplumu ikiye bölünmüştür.» Toplumumuz bir bölünmüşlük ve çatışma içerisindendir. Bu çatışmanın bir tarafı militanlaşmıştır; ama öteki tarafı, elindeki bilimsel yöntemi karşısındakini alt etmek için kullanamamaktadır. Bu bir savaştır; «militan» taraf en tehlikeli silahları kullanırken; karşı taraf ancak «bilim ve akıl silahını» kullanmak durumundadır, kullanabilmektedir.
Birinci taraf, «cemaattir» «Fethullah'ın» kontrolü altında, «AKP» liderliğindeki İslamcı gruptur. «AKP» din kumandasını yani ideolojisini, o kadar iyi kullanmıştır ki, «cemaatin» aklı kaybolmuştur. Çünkü aklı, «Gülenizm ideolojisinin kirli ırmağı» ile doldurulmuştur. Din, artık onlar için bir ideolojidir. Cemaat, bu ideoloji kumandasında bir «militan grubudur.» Silahı; her türlü bilimsel veri karşısında «arsızlık ve terbiyesizlik» aklın ve bilimin imhasında «akılsızlıktır». «AK» militanlar, akılsızlıklarının, mantıksızlıklarının farkında değildir; aksine, ellerindeki en tehlikeli silah da budur, toplumun diğer tarafını akılsızlıkla, mantıksızlıkla, modern olmamakla suçlar. İşin «militanlık» tarafı da buradadır.
Edepsizlik ve terbiyesizlik, «akılsızın, «militanın» ; aklı olanın aklıyla dalga geçmesidir.» «AK militanların» en önemli silahı budur.
Akıllı bir siyaset, yani demokrasi; kendisine gelecek bir eleştiriyi olanca mantığı ile karşılamak ve becerebiliyorsa çürütmektir, bunu «aklıyla, mantığıyla» yapmaktır. Ama «AK militanlar» muhalefeti her türlü yöntemle yok etmektedir. Yazdırmamaktadır, konuşturmamaktadır, hapse atmaktadır, cebini boşaltmaktadır. Bunu da «dünyanın en modern insanı kılığında yapmaktadır.»
Bunlar sadece Ankara, İstanbul, İzmir'de değil, «bütün vatan sathında» gerçekleşmektedir. Sakalı göbeğine varmış «Hacı Emmi» cemaatin «kirli ırmak kanallarından biri olan medya'dan duyduğunu, bir saniye gecikmeksizin, «kendi düşüncesiymiş gibi» satabilir: «Ahmet Necdet Sezer, teröristtir.»
Niye diye sorulduğunda «Samanyolu Haber TV'nin» önceki akşam söze döktüğü haber metnini, harfi harfine okumaya başlar: «PKK'lı mahkûmları affetmiş, PKK'lı olmayan bunu yapar mı?»
Buna cevap vermek için, akıllı «aklını» kurcalarken, bir teyzenin dedikleri ile allak bullak olur: «Hükümet fark etmeseymiş, neredeyse darbe olacakmış.» Darbe nedir diye sorulursa, şu cevaplar alınabilir: «Millete ihanet planı, demokrasiyi yıkma girişimi, Türkiye'yi bölmek...» Bunları bir teyze, bir amca mı söylüyor yoksa bir AKP'li mi, Fethullah'ın kendisi mi, ya da «Kanal A Haber spikeri» mi anlaşılamaz.
Ya da daha genel konular üzerine tartışılmaktayken; bir üniversiteli, hem de üniversitede derste, «ben «onlara» cehennemde yanacak gözüyle bakıyorum...» deyiverirse şaşılmamalıdır. «Onlar» dediği, toplumun diğer tarafıdır. «Onlar» kâfirdir, darbecidir, demokrasi düşmanıdır. «Kâfirlikle» «darbecilik/demokrasi düşmanlığı» ; «militan aklında/akılsızlığında» aynı anlama gelir. «...cehennemde yanacak» gözüyle baktığı» muhalifini, «elinden gelse hemen yakar» : Tarihte örnekleri boldur.
«Militan akılsızlığına» göre, «Ekonomi kötüye gidiyor, batıyoruz» diyen din düşmanıdır; «... yapılanlar hukuksuz, aklınızı başınıza alın» diyen demokrasi düşmanı; «...böyle demokrasi olmaz olsun» diyen, hain olur onun gözünde.
AKP, her türlü kâfirliği, hainliği, anti demokratlığı yapar; ama o emmim, o teyzem göremez, görmez çünkü gözleri bağlıdır. Onun gözlerin bağlayan, «cemaat» tir, «Mehmet Zahit Kotku camilerinde verilen vaazlar» dır, «Samanyolu Haber TV» dir, «Kanal A Haber» dir. AKP çalar, görmez hatta destekler; AKP satar, «...herkes sattı biraz da onlar satsın!» der. AKP talan eder, ortak olur. O, artık militandır. Hırsızlığı eleştireni hırsızlıkla; talanı eleştireni talancılıkla; anti-demokratlığı eleştireni demokrasi karşıtlığıyla; «AK Parti'yi eleştireni «kara» lıkla suçlar. Hukukçu onun gözünde hukuk düşmanı; demokrat anti-demokrat; vatansever hain olur. Bu, «akılsızlıktır» «AK militanlıktır» .
Her türlü muhalefet, bir militan aklıyla, düşman olarak görülür. Akıl zemininde bir demokratik ortam yok edilmiştir, «militan bir demokrasi» ya da «AK demokrasi» terbiyesiyle toplumun diğer tarafı dövülmektedir. Modern demokrasiyi savunurken, karşında bir «militan» sana «gerçek modern demokrasiden, yani «AK demokrasiden» dersler verir. Bunu, seni küçümseyerek yapar. Sen küçüksündür, çünkü anlamazsın. Diretirsin, «aklınla» anlatmaya çalışırsın «öyle olmayıp, böyle olacağını» ; sen direndikçe onun gözünde daha çok batarsın. Bu, «militanlıktır» «akılsızlıktır» .
«AK demokratlar» «AK militanlar» tüm yurda yayılmıştır. Lisede onlar, üniversitede onlar, hastanede onlar, valilikte onlar, belediye de onlar, televizyonda onlar, gazetede onlar sokakta onlar vardır. «Akılsızlık silahını» almış, «şımarıklık zırhını» kuşanmış dolaşırlar. Konuşurlar, konuşturmazlar; yazarlar, yazdırmazlar; para kazanırlar, kazandırmazlar; harcarlar, harcatmazlar. Hem «ılımlıdırlar» «demokrattırlar» «hukuka saygılıdırlar» hem de «militan!»
«Militana» soru:
«Sen bu kadar büyük bir kıskançlıkla ideolojini korursan; yani her muhalefeti bastırırsan; yazanı, çizeni ve araştıranı hapse atarsan; subayını, generalini en olmayacak şekilde karalarsan, «militanlarını» medyanla uyutur, onların bu karalamaların askeri olmasını sağlarsan; konuşturmazsan, düşündürmezsen: sana muhalefet etmek için ne yapmak lazım?!..»
Ağabeyiniz Erbakan'ın «kanlı mı kansız mı...» şeklindeki özlü sözünü mü hatırlayalım?
«Militanlar» ; din silahıyla ideolojileriyle her yerde. Hiçbir ideoloji, bu topraklarda, bunun kadar yayılmadı, desteklenmedi. Ülke, 9 yıldır yanıyor! Cihat, çoktan ilan edilmiş. Militanlar; bilimin, aklın, hukukun her yolunu, her köşesini, evini-barkını «yakıyor» .
Söndürmeye çalışanlar, toplumun diğer tarafı; «ulusalcılar, Kemalistler, laikler» «aklıyla» çare bulmaya çalışıyor.
«Çare» yine bilimde, akılda; «devrimin ilk yıllarında yapılanları gözden geçirmekte» «diyalektik yöntemle, yapılamayanları tespit etmekte!»
Bunun tam zamanı: «Militanlar her yerde, ülke yanıyor!»
KAYNAK : http://www.heddam.com