AKAR, VAKAR ve ONUR

AKAR, VAKAR ve ONUR

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Cmt Ağu 13, 2016 1:03

AKAR, VAKAR ve ONUR
Basına yansıdığına göre, CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, askerî okullara ilişkin kanun hükmünde kararnameyle (KHK) yapılan düzenlemeyi eleştirerek, "Askeri okullardaki öğrencilerin mağduriyetleri giderilmezse CHP olarak Anayasa Mahkemesine gitmek dahil her türlü hukuki hakkımızı kullanacağız." demiş.
Dursun Çiçek, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından Olağanüstü Hal kapsamında çıkarılan KHK ile askeri okullarla ilgili yeni düzenlemeyi eleştirmiş.
Bu okullarda eğitim gören yaklaşık 25 bin öğrenci ile ailelerinin umutlarının karartıldığını, mağdur edildiğini savunan Çiçek, "Askeri liseler yüzyıllardır var, bir gecede her şeyi değiştiriyorlar. Ne acele ediyorsunuz? Getirin Meclis'e, komisyonlarda tartışalım, kurumları, uzmanları dinleyelim, sonra ülkemiz için darbe anlayışını tarihe gömmek için hep beraber doğruyu birlikte yapalım." diye konuşmuş.
Güzel konuşmuş.
Ve “Niye acele ediyorsunuz?” diye yakınıp; “Getirin Meclis'e, komisyonlarda tartışalım, kurumları, uzmanları dinleyelim, sonra ülkemiz için darbe anlayışını tarihe gömmek için hep beraber doğruyu birlikte yapalım." diye eklemiş.
Ancak Dr Recep’in ‘acelesi’ olduğunu ve AKP diye bir kurum ya da kuruluşun olmadığını görmezden gelmiş sayın Dursun Çiçek.
Sadece sayın ‘Çiçek’ mi?
Nice yeni ‘Papatya’ türedi AKP’nin içinde ve dışında.
Dr Recep’in Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olmasını ben de beklerim.
Ama onun böyle bir niyetinin olmadığı, her hareket ve tutumundan belli.
Zerre ödün vermiyor.
‘Ödün’ gibi görünen bir iş yapacağı zaman, onu on kat büyük bir ‘darbe’yle dengelemeyecegini kimse bilmiyor.
Ivır zıvır kimi ‘göstermelik’ iyileştirmelerin ötesinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ‘kökten’ dönüştürüyor.
Ayrıntılarını burada sıralamanın yararı yok.
Sadece ‘Askerî Okullar’ konusunu işlediğimize göre; bakalım Genel Kurmay Başkanlığı bu ‘iş’in neresindeymiş?
Dursun Çiçek, bir gazetecinin "Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'a yaptığınız ziyarette askeri okulların kapatılması konusunu paylaştınız mı?" sorusunu, "Evet, paylaştık. Çok acı, bu konuda kendilerinin görüşlerinin alınmadığını ifade etti. Ancak düzeltmek için çalıştıklarını söyledi." şeklinde yanıtladı.
İşte zurnanın zırt dediği yere gelmiş bulunuyoruz.
Askeri Okullar konusunda ‘Genel Kurmay Başkanı’nın ‘haberi yok’.
Bu ‘adam’ın ‘Darbe’den haberi var mıydı?
‘Yok’muş gibiydi.
Yaverinden haberi var mıydı?
‘Yok’muş gibiydi.
‘Ülkenin geleceğinden haberi var mı’?
Şurası kesin ki; vallahi de yok billahi de yok.
Bundan önceki Genel Kurmay Başkanlarından bir farkı var mı?
Vallahi yok billahi yok.
Ondan önceki Genel Kurmay Başkanlarının bugünlere geleceğimizden haberleri var mıydı yok muydu?
Vallahi yoktu billahi yoktu.
Efendim uyardıydım, hukuk içinde, evrensel zırt-pırtlar arasında, mırın da kırın.
‘Demokarasi-memokrasi’, ‘bilim,sanat, felsefe’, ‘vatan, millet, sakarya’.
‘Nasıl bir Türkiye?’ diye kitap yazacağınıza, nasıl bir ‘Asker’ olunacağını bilecektiniz a kafalar.
Başta Hilmi Özkök olmak üzere, Yaşar Büyükanıt, İlker Başbuğ, Necdet Özel ve Hulusi Akar’dan Genel Kurmay Başkanı olursa; Fikri Lamba’dan haydi haydi Kuvvet Komutanları ‘Komutanı’ olur..
Bu konuda çok yazdım, geçiyorum.
Gelelim, Kuvvet Komutanlarının komutanı Fikri Lamba’nın, eski dönemlerin ‘idare lambası’ kadar bir ‘idareci’ olduğu konusuna..
Bu ‘zat-ı şahane’nin ‘askerlik’le ne ilişkisi var?
Vallahi yok billahi yok.
Lamba ne diyor; KHK demek ‘Bakanlar Kurulu Kararı’ demektir, Genel Kurmay Başkanı’na ne soracakmışız?
Tam bir Lamba bu ‘adam’, ‘İdare Lambası’.
Sayın Lamba, siz ananızdan siz babanızdan ‘Bakan’ mı doğdunuz?
Koca Türk Ordusu’nu hallaç pamuğu gibi atarken, ya bir yanlışlık yapmayalım diye düşündünüz mü hiç?
‘Çoktan mı hazırlıklıydınız’ yoksa?
Ee bravo diyelim o zaman.
Ne ki, eğer ben bir onbaşı olsaydım o ‘Ordu’nun içinde, vallahi de billahi de o gün bırakırdım askerliği.
Ama şu Akar mı Bakar mı belli değil, hâlâ kerte kerte ortalıkta dolanıyor ya, ben utanıyorum.
Hükûmete, Bakanına ne desem boş; ama ben askerimin gözünün yaşına bakmadan eleştiririm.
Ben ona namusumu teslim etmişim, o da benim namusum olmuştur artık.
Canımız, ciğerimiz, gözbebeğimiz.
Ama o da namuslu olmalı değil mi ama?
Bu ulusun bütününün ‘Ordusu’ iken, gidip bir ‘kesim’in askeri olunur mu?
Laz’ın dediği gibi, eğer sen beni tanımıyorsan ben seni hç tanımam paşa..
Sen beni bırakıp giderken, yüzün kızarmadı, değil mi ama?
Şimdi de ben sana en olmadık sözleri ederken zerre çekinmeyeceğim o zaman .
‘Çekil’ip gidin diyorum artık.
Gidip kitap mı yazarsınız ‘anılar’ınızı mı siz bilirsiniz.
Türkiye-mürkiye, vatan-matan bayraktan da sözetmeyin sakın.
Vallahi de billahi de sizde ‘vatan aşkı’ yok.
Çünkü vatan demek, taş toprak, dere ve denizden önce ‘onur’ demektir.
‘Aidiyet onuru’.
Oysa sizin aidiyetinizin ‘hükûmete aidiyet’ olduğu ortaya çıkmıştır.
Hepsi bu ve çok açık.
Gerisi laf ebeliğine girer ki yanıt vermesem de olur.
Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1626
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Re: AKAR, VAKAR ve ONUR

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Pzr Ağu 14, 2016 0:33

Avustrurya’dan Erol Güçlü uyardı ; kendisine teşekkür ederim. Çünkü ben güzel Türkçemizin doğru kullanımına olağanüstü önem veririm. Ya da olağanı budur diye düşüınürüm. Yazılarımda ‘Genelkurmay’ı ‘Genel Kurmay’ diye yazıyormuşum. Bunu ne zamandan beri yapıyormuşum inanın ayıdında değilim. Fransızların Etat-major dedikleri ‘Kurmay’lık eğer ‘Genel’ yani ülke geneline yönelik olarak kullanılırsa ‘Etat-major général’ oluyor; Genelkurmay Başkanı da ‘Chef d’Etat major General’. Yani ‘Kurmaylık’ ile onun ‘Genel’liği ayrı ayrı sözcüklerle dile getiriliyor. Ancak Türkiyede ‘birleşik’ bir sözcük türetilmiş.
Dilbilimcilerimiz ne derler bilemem, ama ben bugüne değin canım istediği zaman bitişik yazıyor bir başka yerde ayrı yazıyormuşum. Kuşkusuz ayırdında değilmişim. Genelkurmay’ı gözümde büyüttüğüm için Genel ve Kurmay diye büyük harflerle yazıyormuşum üstelik. Düzeltir okuyucularımdan özür dilerim. Bundan böyle bir ‘hata’ya düşmeyeceğim ise kesindir. Çünkü Genel Kurmay, şuraya buraya bağlandığı için zaten küçülmüş ve hatta aşağılanmıştır. Böylece hem ‘küçülmüş’ ve hem de ‘bağlanmış’ olmaktadır . O nedenle küçük harfle ve bitişik yazılması belki daha doğru olur: genelkurmay.
Bundan böyle Türk Ordusu’nun Genel Kurmay Başkanlığı’ndan değil genelkurmay müdürlüğü ya da ‘İdare’sinden sözedilecek demektir. Fikri Lamba gibi bir ‘İdare lambası’nın aydınlattığı..
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1626
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01


Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x