Akıncı'nın tavizleri Rum ifşaatlarında...
Mayıs ayı sonunda yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimleri nedeniyle Güney Kıbrıs'ta faşist Eoka'cı Rum lider Anastasiadis ile solcu AKEL arasındaki siyasi kavga, karşılıklı suçlamalarla tırmanırken, müzakere sürecinde KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'nın verdiği korkunç tavizlere ilişkin önemli ifşaatlar yapılmaya başlandı.. Anastasiadis'i eleştiren Rum yazar Dinisi Dionisu "Akıncı'nın 1960 Anlaşmaları'nda öngörülenden çok daha geri bir eşitliği kabul etmesine rağmen Anastasiadis'in işi yokuşa sürdüğünü ifşa ederken, Anastasiadis de AKEL'e verdiği yanıtlarda, "müzakere tarihinde ilk kez, Akıncı'ya garantörlüğün iptalini, Türk askerinin çekilmesini ve Güzelyurt'un iadesini kabul ettirmekle" övündü.
Rum yazar Dinisi Dionisu, 13 Nisan 2019 tarihli Politis gazetesinde yayınlanan yazısında "Bugün Türk tarafının talep ettiği siyasi eşitlik ve etkin katılım, 1960 Anayasası'nın öngördüğünden çok daha geridir. 1960 Anlaşmaları'nda Türkler, Cumhurbaşkanlığı'nda, Bakanlar Kurulu'nda ve Meclis'te 3 kademeli VETO hakkına sahipti… Bugün ise çoğunluk kararında sadece 1 olumlu Türk oyu talep ediyorlar…"
13 Nisan 2019 tarihli Fileleftheros Gazetesi'nde Anastasiadis'in AKEL eleştirilerine yanıtında "Bazen kendime ne sorarım biliyor musunuz? Crans Montana'da ve öncesinde, garantilerin, müdahale hakkının ve Türk askeri varlığının kaldırılmasını kabul ettirmeyi başaran AKEL lideri Kiprianu muydu?"
AKEL Lideri Kiprianu'nun ise Anastasiadis'e cevaben yaptığı açıklamada "Anastasiadis, Garantiler ve güvenlik gibi, Rum tarafının talep ettiği konularda ciddi hususlar içeren Guterres belgesini elde ettiğini söylüyor ama, talep ettiği diğer şeyler çerçeveyi bozuyor. Anastasiadis çerçevede daha da iyileştirme yapmaya kalkarak Türkiye'ye de çerçeveye dair talepte bulunma fırsatı veriyor…"
Rum tarafında yapılan bu ifşaatlar, uzunca bir süredir buradan, Akıncı'ya yönelttiğim eleştirilerin ne denli doğru ve haklı olduğunu kanıtlamakta. Rum basınına da yansıdığı gibi Akıncı 1960 Anlaşmaları'nda siyasi eşitliğimizin simgesi ve güvencesi olan Türk Cumhurbaşkan Muavini'nin veto hakkından, Bakanlar Kurulu'nda ve Meclis'te ayrı oy çoğunluğu hakkımızdan vazgeçmiştir. Bakanlar Kurulu'nda 3 Türk Bakan'dan 2'sinin, Meclis'te ise 15 Türk milletvekilinden 8'inin oy vermediği herhangi bir kararın, Rumların çoğunluk oyları ile geçmesi mümkün değildi.. Akıncı ise sadece 1 tek Türk'ün, sayısal olarak çoğunlukta olacak Rumlarla birlikte oy kullanması ile basit çoğunlukla karar almalarını kabul etmiştir… Böylece siyasi eşitliğimizin içini boşaltmış ve sulandırmıştır. Aynı şey garantörlük konusunda da geçerlidir. Anastasiadis, müzakere tarihinde ilk kez garanti anlaşmasının iptalini ve Türk askerinin çekilmesini elde eden Rum lider olmakla, bu hususları Akıncı'nın kabul ettiği Guterres belgesine koydurmakla övünmekte.. Akıncı ise güvenliğimizi koruduğunu iddia etmekte. Gerçekte ise Akıncı bizi Türkiye'nin garantörlüğünün olmayacağı bir Kıbrıs'ta Türk halkını basit bir azınlık durumuna düşürecek korkunç tavizler vermiştir. Üstelik bunu KKTC Meclisi'nden yetki almadan yapmıştır. Oysa 1960 Anlaşmaları'nda elde ettiğimiz ve siyasi eşitliğimizin simgesi-güvencesi olan veto ve ayrı oy çoğunluğu haklarımızla, Anavatan Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğünden vazgeçmek, ancak KKTC Meclisi'nin kararı ile mümkündür. O nedenle Akıncı'nın bugün siyasi eşitlik ve güvenliğimiz konusundaki sözleri gerçek değildir, kimse bu içi boş sözlere aldanmamalıdır.
Şer ittifakı genişliyor
Geçen hafta Kıbrıs Rum Yönetimi Lübnan ve Ürdün'de önemli toplantılar yapmış, Pazar günü Amman'daki toplantıya son anda Irak Dışişleri Bakanı da katılmıştır. Rum tarafı bölgemizde Mısır ve İsrail ile başlattığı işbirliklerini yeni ittifaklarla genişletmeye çalışmaktadır. Rum-Yunan ikilisinin hedefinde Türkiye ve KKTC vardır. Rum tarafı silahlanmakta, kurduğu şer ittifakları ile askeri ve savunma içerikli anlaşmalar imzalayarak Türkiye ve KKTC'ye karşı güç toplamaya çalışmakta. Kıbrıs etrafındaki denizlerde ve karada olası bir sıcak sürtüşmede Rum bu ittifaklara güvenmektedir. Rum tarafının bu riskli adımları Güney Kıbrıs'ta aklı başında kesimlerce tehlikeli bulunmakta ve Anastasiadis uyarılmaktadır. Rum tarafı son dönemde ABD ile de yakın ilişkiler kurmuş, 'stratejik ortaklık' bağlamında ABD'li Senatör'ler Menendez ile Rubio, ABD'nin Güney Kıbrıs'a uyguladığı silah ambargosunun kaldırılması ve askeri destek verilmesi için yasa tasarısı sunmuştur. Rum tarafı silah ambargosunun kaldırılması ve Güney Kıbrıs savunmasına destek karşılığında ABD'ye Kıbrıs'ta üs ve hidrokarbon kaynaklarından ödün vermeye hazırlanmaktadır. Akıncı bu gelişmeler karşısında sessizdir ve görevini yapmamakta, ihmal etmektedir. Meydan maalesef Ruma bırakılmıştır ve son gelişmeler hayra alamet değildir…
Hüseyin Macit YUSUF, 18 Nisan 2019
hmyusuf1@gmail.com