AKLIN YOLU
Ben ‘sürgünde hükûmet’ dediğimde, kimi çok bilmişler hop oturup hop kalmadılar değil.
Üzerinde duracak değilim.
O arada, Özer Ozankaya’nın, Muharrem İnce eleştirisinde, Mustafa Kemal’in “Savunma çizgisi yoktur, savunma alanı vardır; o alan bütün yurttur. Yurdun her karış toprağı yurttaş kanıyla sulanmadıkça, düşmana bırakılamaz” stratejisine gönderme yaptığını gördüm.
Ve yine, Bekir Coşkun’un, önümüzdeki dönemde, “Hattı müdafa yoktur sathı müdafa vardır” strajesinin uygulanması gerektiğine ilişkin savını okudum.
Bir de, Noyan Umruk’un yazısına attığı başlığa bakalım: “Artık zaman, olay bazında somut muhalefet zamanı” dır.
Demek ki neymiş; artık zaman olay bazında somut muhalefet zamanıymış, bu bir.
Bir de, benim sözde ‘Ermeni Soykırımı’ dolayısıyla söylediğim bir söz vardı: Hattı müdafa yoktur sathı müdafa vardır, ama bu satıh sadece bütün yurt değil bütün yeryüzüdür.
Yani savunma alanı ve/ya da muhalefet ya da mücadele alanı, salt Türkiye değil, Türklerin yaşadığı tüm ülkelerdir.
Üstelik, Türkiye’de yapılacak mufalefet ya da mücadelenin, siyasal partilere bırakılmaması gerektiğinin altını çiziyordum.
Çünkü bu siyasal partilerin düzen partileri olduğu ve düzen değiştikçe kendilerini düzene göre ayarladıkları gerçeği ile karşı karşıyayız diyorum.
Şu, bizim Kemal bey Kılıçdaroğlu’na bakar mısınız?
Halkoylamasının üzerinde birbuçuk yıl geçtikten sonra, aslında ‘Hayır kazandı’ diyebilmekte.
Şimdi de, herif, yani Dr Recep, atı alıp ikinci kez Üsküdar’a geçtikten sonra, seçimler ‘gayri meşudur’ diyormuş.
Ee ben daha ne diyeyim?
O bizim, eski devrimci liderimizin gözü ise, Osmaniyeli Devlet’in yerinde.
Dr Recep’e sağ kol olmak...
Herbirini ayrı ayrı irdelemenin ne yeri ve ne de zamanıdır.
Zaman, olay bazında somut muhalefet zamanıdır.
Gözüpek..
Gerçekten yurtsever.
Dünyayı görebilen ve az-çok bilen insanların muhalefet etme zamanı.
Muhalefet edebileceklerin birbirleriyle ilişkide olduğu..
Biribirlerine güvendikleri.
Ve asla ve kat’a kişisel çıkar ve hırsların sözkonusu olmadığı bir muhalefet.
Ve yine, yurtdışında olanların daha avantajlı olduğu.
Tam da bu nedenle ‘sürgünde’ örgütlendiği bir muhalefet.
‘Emperyalizmin kucağı’ diyenlerin, emperyalizmi bilmedikleri, onu ancak ‘kenger sakızı’ gibi çiğnediklerini unutmadan.
Bu tür ‘şapşal solcular’ın ‘aptal sağcılar’dan bir farkı olmadığını bilerek..
Bir mufalefet zamanıdır.
Bir mücadele zamanı.
Gerektiğinde uğrunda ölümü göze alabileceklerin yapacağı bir muhalefet.
Gerektiğinde alnının ortasını hedefleyebileceklerin yapacağı bir muhalefet.
Anladınız mı?
Anlamadıysanız, benim daha açabileceğim bir yönü yok ne yazık ki.
Hepsi bu kadarcık idi.
Ancak ‘aklın yolu bir’ diye bir sözümüz var değil mi ama?.
Aklı yatanlar anlamıştır diyelim.
Habip Hamza Erdem