AKP, en büyük hizmeti kime verdi?
Türkiye bir taraftan Ermeni diasporasının dünya çapındaki “soykırım kampanyası” ile uğraşırken, kendi içinde Suriye’de rejimi değiştirmeye çalışan silahlı gruplara da “diaspora” adını vererek ev sahipliği yapıyor!
Son olarak Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu adı altında Suriye devletine karşı savaşan silahlı grupların temsilcileri İstanbul’da 25-26 Nisan günlerinde iki günlük bir toplantı yaptı.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre toplantıda, Ahraru’ş Şam İslami Hareketi, Ceyş’ul İslam (İslam Ordusu), Şam Kolordusu, Şam Direnişçileri Taburları, Humus Kolordusu, Yermuk Ordusu, Ensar’ul İslam Cephesi, Ebabil Ordusu, Fe İstakimKemaUmirt (Emrolunduğun Gibi Dosdoğru Ol) grupları, 24. Yaya Birliği, Habib Mustafa Tugayları, 96. Bölük, Hür Yargı Meclisi, İdlib Kent Meclisi, Halep Kent Meclisi, Şam Kırsalı Meclisi, Hama Meclisi, Bedr Askerleri Grubu 313. Tugayı, AmudHuran Bölüğü, Mutez Billah Tugayı, Humus Kent Meclisi, Birinci Kolordu, Güney Tugayları Birliği, Hak Süvarileri Tugayı, 111’inci Bölük temsilcileri katıldı. Nusra Cephesi ise toplantıya katılmadı.
* * *
“Fetih Ordusu” adına yapılan açıklamada, “Esed rejiminin tüm temsilcileriyle ortadan kaldırılıncaya kadar mücadelenin süreceği” belirtildi.
Anadolu Ajansı’na göre Fetih Ordusu, Ahraru’ş Şam İslami Hareketi, İslam Ordusu, Şam el İslam, Nusra Cephesi, Türkmenistan Muhacirleri grubu ve Suriye Türkmenlerinin kurduğu birliklerinden oluşuyor.
Açıklamada Tahran ve Moskova’nın rejime verdiği sınırsız desteğe rağmen rejimin asla hedeflerine ulaşamayacağı da ifade edilerek Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın Suriye’de rejime karşı savaşan tüm askeri gruplara yaptığı “Cenevre daveti” konusunun da ele alındığı bildirildi.
Bu davetten de anlaşılıyor ki terör gruplarını sadece AKP iktidarı değil Birleşmiş Milletler Teşkilatı da destekliyor! Bu sebeple, her ne kadar Batı basınında Türkiye, Suriye’deki terör örgütlerine destek vermekle suçlansa da resmi olarak hiçbir devlet bu konuda sesini çıkarmıyor! Çünkü terör örgütlerine verilen desteği Batılı ülkeler planladı. Dolayısıyla ancak Suriye’nin işini bitirebilirlerse Türkiye’yi suçlama kampanyası da başlatabilirler.
* * *
Suriyeli Türkmenlerin bu gruplar arasında kendi haklarını koruyabilmeleri pek mümkün değil. Çünkü bölgede IŞİD hâkimiyeti de var. IŞİD tasfiye edilse bile yerini kimlerin alacağına dair Kuzey Irak örneği ortada duruyor.
Başka bir toplantı için İstanbul’a gelen Irak Türkmen Cephesi Başkanı ErşadSalihi ise kendi durumlarını anlatırken, “Kuzey Irak’ta Irak ordusunun gücü bulunmuyor. Peşmerge onların tümünü oradan çıkarttı” dedi.
Irak’ta sorunlar bitmiş gibi IŞİD sonrasının konuşulduğunu belirten Salihi, “Artık ülkede Şii bölgesi belirleniyor, Sünni bölgesi az da olsa belirleniyor, Kürt bölgesi zaten belirlenmiş durumda. Anlaşmazlık bölgeleri denilen yerleri de Kürtler kendi bölgeleri gibi görüyorlar. O bölgelerde Bağdat hükümetinin gücü yok ve oralara kendileri hâkim” diye bilgi verdi.
Peki ya Türkmen bölgeleri? Türkmen bölgelerinden bahseden bile yok. Salihi, “Kuzey Irak yönetimi, hâkimiyet altına aldıkları bazı yerleri vermemek için bizimle görüşmüyor” dedi.
Salihi, genel değerlendirme yaparken de Türkmenlere sadece Türkiye’nin yardım ettiğini belirterek, “Filistin’in başına bir felaket geldiğinde Arap ülkeleri yardıma koşuyor. Aynı şekilde, bütün Türk cumhuriyetleri de talep beklemeksizin Türkmenlere yardım etmeli” dedi.
Irak’ta durum böyleyse, Suriye’deki Türkmenlere hak tanırlar mı? Ve bu durumda AKP iktidarı, en büyük hizmeti kime yapmış oluyor?
Arslan BULUT, 29 Nisan 2015
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr