AKP Hasdal'ı Neden ve Ne Zaman Boşaltacak?

AKP Hasdal'ı Neden ve Ne Zaman Boşaltacak?

İletigönderen Türk-Kan » Sal Ağu 09, 2011 21:22

AKP Hasdal'ı Neden ve Ne Zaman Boşaltacak?

Necdet Özel belki de yakın zamanların en talihsiz Genelkurmay başkanı olarak o koltuğa oturdu. Boynuna asılan “AKP’nin Genelkurmay Başkanı” yaftasını hakedip haketmediği tartışması bir yana, algının her şey olduğu bir siyasi arenada bu yaftayı çıkarmak için manevra yapabileceği fazla bir alan da bulunmamakta.

TSK netice itibarı ile tabanı olan bir kurum. Bu tabanı, kurumsal ve kurumdışı (kamuoyu) olarak ikiye ayırırsak, Necdet Özel üzerine oturduğu bu iki tabanı da dikkate almak durumunda. “Ergenekon” sürecinin ise artık ayrıştırmak-çözmek aşamasını aşıp, yeniden yapılandırma aşamasına geçtiği bir dönemde üstlenilen bu Genelkurmay Başkanlığı görevi öyle tabanının gazını alan, dil bilgisi patlatılan altı boş açıklamalarla geçiştirilecek cinsten de değil.

Sürekli darbe “Ergenekon”’un devlet içine yuvalanmış cuntası, Necdet Özel’den somut icraatler bekleyecek. Ve Özel , “AKP’nin Genelkurmay Başkanı” algısı ile bu döneme 1-0 yenik başlıyor.

Tayyip'in vekili Şamil Tayyar gibi “Ergenekon” vakanüvistleri, ekranlarda arz-ı endam ettiklerinde Özel’in bu imajını örselemek için iyi ölçülmüş biçilmiş cümlelerle çaba gösteriyorlar. “Özel sandığımız gibi de çıkmayabilir” gibi cümlelerle ve “Kenan Evren’de ordunun en yumuşak başlı generali olarak bilinirdi” tarzı tarihsel anektodlarla Özel’in “AKP’nin Genelkurmay Başkanı” olduğu algısını bizzat AKP’liler törpülemeye çalışıyor.

Bunun da tek bir sebebi var. Eğer AKP, “Milli Şef” (Tayyip Erdoğan’a yeni YAŞ görüntüsü vasıtası ile bu sıfatı cuk oturtan Birgün Gazetesini kutluyoruz) ‘e bağlı bir Genelkurmay Başkanı’na ihtiya duyuyorsa, bu Genelkurmay Başkanı’nın kurum tabanı nezdinde meşruiyetini önemsemek durumunda. Çünkü yeni “Ergenekon” dönemi artık örseleme değil, biçimlendirme dönemi ve Özel’in AKP’nin ve sahiplerinin talep ettiği değişiklikleri yapmak için koltuğa değil meşruiyete ihtiyacı var.

Muğlalı kışlasının isminin değiştirilmesi gibi sembolik hamlelerden tutun da, Selimiye Kışlasını “Selimiye Rixos”’a dönüştürme projesine ve İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesine kadar bir çok proje bu dönemde gerçekleştirilecek. TSK’yı bildiğimiz anlamı ile lağvetme bu çok özel Genelkurmay başkanına nasip olacak.

Yanlış anlaşılmasın...bu dönüşüme içeride direnecek , engelleyecek bir irade olduğunu varsaymıyoruz. Sadece bu tarz kurumsal yapılarda makinaya kaçan kum parçası misali, sürtünmeyi arttıracak ve zamanla raydan çıkaracak bilinç odaklarından sözediyoruz. Yoksa Genelkurmay bir kurum olarak akıl ve irade sergileyebilecek mevziyi yıllar önce terketmiş durumda.

İşte makinadaki dönüşümün mümkün olan en az sürtünmeyle tamamlanması için gerekli olan meşruiyet zeminini sağlayacak , Özel’in başına oturduğu kurum nezdinde zeminini güçlendirecek bir hamleye ihtiyaç var.

Ve bu yüzden AKP, Hasdal’ı zamanı geldiğinde boşaltacak.

Hatta bu zamanlama öncesinde, Özel’e kamuoyu ve kurumu nezdinde “kodumu oturtan Genelkurmay Başkanı” kaftanını kiralayabileceği bir fırsat da yaratıp, bir “sert” demeç vermesine bile izin verebilir.

Ve bu “sert” demeç sonrasında Hasdal boşaltıldığı noktada , Özel bir taşla iki kuş vurmuş olacak.

Hem dış kamuoyunu (emekli generaller ve eşleri lobisi) , hem de iç kamuoyuna (muvazzaf subaylar ve eşleri) , “bakın, beni AKP’nin Genelkurmay Başkanı zannediyordunuz ama AKP’ye ben geri adım attırdım” sinyalini yollayacak.

Tabi bugün binbir vaatler ve içi boş hayalle oyalanan ve “Biz Ergenekon’cu değiliz, bizim davamız Balyoz davası” diye ortalıkta dolaşarak tutsaklıkta bile sınıfsal fark yaratmaya çalışan “Vardiya Bizde” ekibi bu salıverilmeler sonrasında TSK kamuoyu bünyesinde Özel lehine bir kamuoyu yaratmak için bilinçli veya bilinçsiz çalışmaya başlayacak.

“Bak biz adamı AKP’nin adamı zannediyorduk, bizi o çıkardı” mealinde cümlelerle Fenerbahçe ve diğer orduevlerinde çok yemek yenilip, çok çay içilecek hanfendiler ve eşleri ile. Ve tabi Özel’in AKP ve sahipleri adına TSK’yı dönüştürme hamleleri de aynı iç kamuoyunun telkin ve teskin dolu tavırları ile karşılanacak, makinadaki kum parçalarının etkisi azaltılacak.
Peki AKP Hasdal’I ne zaman boşaltabilir diye sorarsanız....

Ortalıka bir Kasım lafıdır dolaşıyor. “Vardiya Bizde”ciler yine umutlanmış durumda. Onlar çıkarsa zaten Türkiye tekrar eski özgür, mutlu, “laik” günlerine geri dönecek. Onlar “Ergenekoncu” değil netekim. AKP-Özel dengeleri onları tekrar “hukuk dolu Türkiye” günlerine kavuşturacak. Hele bir de Hasdal çıkışı, "adalet yerini buldu" tarzı demeç verirlerse bu sahne AKP için de, Özel için de tadından yenmeyecek.

Açık İstihbarat, 8 Ağustos 2011
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: AKP Hasdal'ı Neden ve Ne Zaman Boşaltacak?

İletigönderen Sabırlı_Vatandaş » Çrş Ağu 10, 2011 9:10

Türk-Kan yazdı:İşte makinadaki dönüşümün mümkün olan en az sürtünmeyle tamamlanması için gerekli olan meşruiyet zeminini sağlayacak , Özel’in başına oturduğu kurum nezdinde zeminini güçlendirecek bir hamleye ihtiyaç var.

Ve bu yüzden AKP, Hasdal’ı zamanı geldiğinde boşaltacak.

Hatta bu zamanlama öncesinde, Özel’e kamuoyu ve kurumu nezdinde “kodumu oturtan Genelkurmay Başkanı” kaftanını kiralayabileceği bir fırsat da yaratıp, bir “sert” demeç vermesine bile izin verebilir.

Ve bu “sert” demeç sonrasında Hasdal boşaltıldığı noktada , Özel bir taşla iki kuş vurmuş olacak.

Hem dış kamuoyunu (emekli generaller ve eşleri lobisi) , hem de iç kamuoyuna (muvazzaf subaylar ve eşleri) , “bakın, beni AKP’nin Genelkurmay Başkanı zannediyordunuz ama AKP’ye ben geri adım attırdım” sinyalini yollayacak.


Ben de Ahmet Altan'ın bu seferki dönekliği niyedir ki diye düşünüyordum. Acaba?

Çoğunlukta askeri hedefine oturtan Taraf Gazetesi yazarı Ahmet Altan bu defa eleştiri oklarını medyaya yönelitti.

Daha önce Paşa Gazeteciliği yapıldığını iddia eden Altan artık Erdoğan Kükredi Gazeteciliğine geçiş yapıldığını ileri sürdü. Erdoğan'ın doğru yanlış her adımının yandaş medyada büyük alkış aldığına işaret eden Altan, 'Kendilerine benzemeyenleri "gettolara" sürme hayallerinin kibrine ve Başbakan'ın her yaptığını alkışlama dalkavukluğunun rahatlığına kaptırırlarsa kendilerini, hep beraber kaybederiz' diye yazdı.

İşte Altan'ın 'Başbakan'ın takımı ve borsa' başlıklı o yazısı

Bizim medyada yeni bir kadro açıldı anlaşılan.
"Başbakan'ın gazetecileri" kadrosu.

ERDOĞAN KÜKREDİ GAZETECİLİĞİNE GEÇİŞ
"Paşa kükredi" gazeteciliğinden, "Recep Tayyip Erdoğan kükredi" gazeteciliğine geçiş yapıyoruz.

Bu "Başbakan'ın gazetecilerine" göre Başbakan Erdoğan ne yaparsa muhteşem yapar. Başbakan'a elleşmeyin, eleştirmeyin, laf söylemeyin.

Erdoğan askerle mi çatıştı, "Dik durdu, askeri geriletti", Başbakan iki gün sonra aynı askerle mi anlaştı, "Başbakan gereğini yaptı".

İki gün önce niye çatıştı, iki gün sonra niye anlaştı?

Bu yeni "komuta kademesi" ile Başbakan birlikte çalışacağı için bu kadro "Başbakan'ın takımı" imiş, onun için "yeni kadronun" istediklerini yapması çok doğruymuş.

Daha geçen gün YAŞ toplantısında Başbakan'ın aynı masaya oturduğu "yeni takımından" bir orgeneral için mahkeme "yakalama" kararı çıkarttı.

Çünkü Başbakan'ın bu yeni takımının parçası olan orgeneral, aynı başbakanı devirmek ve aleyhinde kamuoyu oluşturmak için yalanlar yazıp, iftiralar atan internet siteleri kurmuş.

AFERİN BAŞBAKAN'A
Aferin Başbakan'a, kendine iyi takım seçmiş.

Birlikte masaya oturmasının üstünden üç gün geçmeden "takım arkadaşı" hapishaneye gidiyor.

Ne olacak şimdi?

Başbakan, bir paket sigara alıp "takım arkadaşını" ziyarete mi yollanacak?

Savcının hakkında "tutuklama" isteğinde bulunduğu orgenerali sen "açığa almak" yerine yeni bir göreve atarsan, daha senin imzanın mürekkebi kuramadan atamasına imza attığın adamı tutuklarlar.

BİZİM BAŞBAKAN FAZLA PRAGMATİK
Bizim başbakan fazla pragmatik.

Hadi diyelim ki o bir siyasetçidir, suda balık gibi âni manevralarla bir o yana, bir bu yana hamle eder, peki medyaya ne oluyor?

Bizim köşe yazarları da mı pragmatik?

Hep birlikte balık sürüsü gibi Başbakan ne yana dönerse onlar da o yana mı dönecek?

KİM BAŞBAKAN'A DÜZ GİT KARDEŞİM DİYECEK
Eğer öyle yaparlarsa, kim Başbakan'a "bir de düz git kardeşim" diyecek?

Kim eleştirecek Başbakan'ı?

Kim "tutarlı" davranmasını isteyecek?

Türkiye değişiyor ama bu değişimi "sistemleştirmeyi" bir türlü beceremiyor.

Bu sistemsiz ve kuralsız değişim içinde bir yerden bir yere kaymak çok kolay, medyanın ciddi ve tutarlı önerilerine, düşmanlıktan değil en iyiyi bulmak isteğinden kaynaklanan eleştirilerine çok ihtiyaç var.

MEDYA DA OLMAZSA DENETLEYECEK GÜÇ KALMAZ
Medya bu rolünden vazgeçerse politikacıların kaygan zeminde savrulmalarını denetleyecek hiçbir güç kalmaz ortada.

Ana muhalefet aklını Ergenekon'a takmış, Ergenekon'un peşine takılmış vaziyette, Başbakan'ı denetleyecek hali yok, tek istediği Ergenekoncularla darbecileri kurtarmak.

BDP, Türkiye'yle ve Türklerle ilişkisini kesmiş sadece bölgesiyle ilgili.

MHP ise Türklüğün yüceliğini anlatmakla meşgul.

Bu şartlarda iktidarın "rota sapmalarını" eleştirecek kim kaldı?

Çok karışık günlerden geçiyoruz.

Bütün dünya çalkalanıyor.

Yeryüzü ekonomisi eğer son anda mucizevî önlemler alınamazsa büyük bir krize yuvarlanacak, Avrupa ülkelerinin ekonomileri kartondan evler gibi devriliyor, Amerika bile sallanıyor.

Bizim borsa altüst.

Dolar fırlamış gidiyor.

Sınırımızdaki Suriye'de bela büyüyor, savaştan söz edenler bile var.

HATALAR KONUSUNDA UYARILAR YAPILMALI
Bu şartlarda herkesin düşüncelerini, görüşlerini, önerilerini dürüstçe söylemesi, fark edebildiği hatalar konusunda uyarılarda bulunması, Türkiye'nin bu boradan en az hasarla geçebilmesine yardımcı olması gerekiyor.

Ne siyaseti, ne de ekonomiyi yerleşik bir sisteme oturtmayı başarabildiğimiz için tehlikeli savrulmalar yaşamamız ihtimal dâhilinde, Başbakan'ın sorunları "gün be gün" duruma göre çözme alışkanlığı küçük sorunların çözümüne yetse de büyük sorunların çözümüne yetmiyor, düğümleniyoruz.

Başbakan'ın medyasının "biz galip geldik, artık istediğimiz gibi saçmalarız, kutsal liderimizin her hatasını alkışlarız" anlayışı bir yarar getirmez kimseye.

HER DEDİĞİNİ ALKIŞLAYAN DALKAVUKLAR..
Kendilerine benzemeyenleri "gettolara" sürme hayallerinin kibrine ve Başbakan'ın her yaptığını alkışlama dalkavukluğunun rahatlığına kaptırırlarsa kendilerini, hep beraber kaybederiz.

Türkiye, kimsenin "tek başına" galip gelemeyeceği bir ülke, biri kendine benzemeyenleri "mağlup" kendini de "galip" hissetmeye başladığında bilin ki hep birlikte kaybetmeye doğru gidiyoruz.

EnSonHaber
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Kullanıcı küçük betizi
Sabırlı_Vatandaş
Salık Takımı
Salık Takımı
 
İletiler: 101
Kayıt: Cmt Tem 31, 2010 9:42

Re: AKP Hasdal'ı Neden ve Ne Zaman Boşaltacak?

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Kas 05, 2011 14:54

Necdet Özel Bizi Şaşırtmadı.. Sırada AKP'nin Özel Arsa Talepleri Var!

Beklediğimiz haber geldi.

8 Ağustosta yayınladığımız "AKP Hasdal'ı Neden ve Nasıl Boşaltacak?" başlıklı yazıda AKP hükümetinin Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda oturan zattan somut icraatler bekleyeceğini belirtmiştik.

Bu hamlelerden birinin Muğlalı Kışlasının adının değiştirilmesi olduğunu yazmıştık. Necdet Özel bizi şaşırtmadı ve AKP'nin ne kadar doğru seçim yaptığını kanıtladı. Muğlalı kışlasının ismi değiştirildi.

Şimdi sırada daha da özel hamleler var.

GATA taşınacak...(Çekmeköy'de yeri hazır bile)

Ve tabiki Selimiye Kışlasını, Selimiye "Rixos"a dönüştürecek tarihi boşaltma gerçekleştirilecek.

Hükümetin boğaza nazır bir çok tarihi bina ile ilgili imar yetkisini Maliye Bakanlığı'nın üzerine aldığı ve bu binaların ya satılması, ya da 49 yıllığına kiralanması için çalışmalar başlattığı haberleri gazetelere düşmeye başladı bile.

Haberlerde Kuleli Askeri lisesi , Haydarpaşa gibi binaların ismi geçiriliyor ama özellikle Selimiye ismi atlanıyor.

Zamanlama ideal.

AKP'nin çok özel isteklerini karşılamak için özel bir genelkurmay başkanı gerekiyordu ve bulundu.

Necdet Özel AKP'nin arsa taleplerini GATA ve Selimiye ile karşılamaya devam edecek.

Nihat Doğan türkücü

Necdet Özel Genelkurmay Başkanı

Tayyip Erdoğan Başbakan

Selimiye "Rixos"

Açık İstihbarat, 4 Kasım 2011


Dipçe: Selimiye Kışlası satışa çıkıyor!

AKP 'babalar gibi' Selimiye Kışlası ve Kuleli Askeri Lisesi'ni satıyor.

Hükümet imar planı yetkisi alarak Kuleli Askeri Lisesi, Haydarpaşa ve Sirkeci Garı, Sirkeci Postanesi ve Selimiye Kışlası gibi paha biçilemeyecek birçok yapıyı satmaya hazırlanıyor.

Hükümet imar planı yetkisi alarak, kamuya ait, atıl arsaları ve tarihi binaları ekonomiye kazandırmak için çalışıyor. Proje ile İstanbul’da Boğaz’a nazır birçok kamu binası kiralama ve satış yöntemi ile elden çıkarılacak.

Emlak Rotası'nın haberine göre Boğaz’a nazır kamu binalarının bir bölümü, imar planı değişiklikleriyle otele dönüştürülecek ya da restore edilerek turizm amaçlı kullanılabilecek. Kent merkezlerindeki arsalar ise imar planlarında yapılacak düzenleme ile ticaret merkezi, alışveriş merkezi ya da toplu konut alanı olarak yeniden düzenlenecek.

Son olarak, Maliye Bakanlığı'nın Hazine'nin arazi ve binalarının üzerindeki imar yetkisini alarak, otel, iş merkezi veya toplu konut alanı olarak düzenlemesiyle Boğaz'daki birçok bina satılabilir hale geliyor. Kararla birlikte Hazine'ye ait tüm kamu binalarını alıp satmaya yetkili kılınan Maliye Bakanlığı'nın geniş bir emlak portföyü oluştu.

Uygulama başladığında bakanlık hastanelerden okullara, üniversitelerden tersanelere kadar birçok binayı satabilecek. Satışa çıkması muhtemel tarihi binalar arasında Kuleli Askeri Lisesi, Haydarpaşa ve Sirkeci Garı, sirkeci Postanesi gibi paha biçilemeyecek yapılar da var..


İnternetajans.com, 4 Kasım 2011
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!


Şu dizine dön: Açık İstihbarat

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x