
AKP HÜKÜMETİ DENİZ FENERİ KANITLARINI GİZLİYOR
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz, Partisinin 8 Eylül 2008 tarihli başvurusu üzerine Ankara C. Başsavcılığınca başlatılan Deniz Feneri yolsuzluğu ile ilgili soruşturmaya, edinilen yeni bilgileri sundu. 19 Kasım 2008 günü Ankara C. Başsavcılığına yazılı başvuruda bulunan İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz şunları söyledi:
Alman yargısının hükmen saptadığı Deniz Feneri yolsuzluğunun Türkiyedeki uzantıları henüz yargı önüne çıkarılamadı.
Ortaya çıkan somut kanıtlardan bu yolsuzluğun, başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP olmak üzere, RTÜK Başkanı Zahid Akman, Türkiyede kurulu Deniz Feneri Derneği ve Kanal 7 Televizyonuna kadar uzandığı anlaşılmıştır.
Alman makamları, yöneticileri yolsuzluğa karışan ve bu yolsuzlukla elde edilen paralarla finanse edildiği anlaşılan Kanal 7 Televizyonunun yayın lisansını iptal ederken, bu televizyonun Türkiyedeki yapılanması faaliyetini sürdürmektedir.
Oysa bugün Ankara C. Başsavcılığınca sürdürülen soruşturma dosyasına bildirdiğimiz gibi, SPK müfettişlerince daha 2004 yılında yapılan sınırlı denetleme ile dahi şu hususlar saptanmıştır:
- Kanal 7 Televizyonunun sahibi Yeni Dünya İletişim A,Ş,nin yurtdışında gizli hesapları vardır.
Kanal 7 yetkililerinin yurtdışında gizlenen iştirakleri bulunmaktadır.
Kanal 7nin şimdi Alman yargısınca yolsuzluğu saptanan kişiler ve şirketlerle doğrudan
ilişkileri vardır.
Kanal 7 yetkilileri bu bilgileri resmi makamlarca yürütülen soruşturmalarda gizlemişlerdir.
- Kanal 7nin ve bu şirketin yetkililerinin yurtdışında İş Bankası Gmbh nezdinde 12 adet hesabı ile başkaca hesapları vardır.
Yapı Kredi Bankası A.Ş. ve Garanti Bankası A.Ş. kayıtlarından Bahreynde bir hesaba para aktarılmış; Kanal 7nin hesaplarına 3. şahıspara yatırma açıklaması ile farklı kişiler tarafından para yatırılmış, söz konusu paralar kısa bir süre sonra çekilmiş, yasal kayıtlarda ortak olan kişilere virmanlanmış ve bu kişilerce hesaptan çekilmiştir.
Hesaba yatan yabancı paraların bir kısmı Mehmet Bozkurt teslimatı ve Mustafa Akkaya teslimatı açıklaması ile Şirket hesaplarına girdiği halde, Şirketin yasal defterlerinde herhangi bir bilgiye rastlanmadığı saptanmış ve suç duyurusunda bulunulması istenmiştir.
Konunun, Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulunun 28 Haziran 2007 tarihli 25. toplantısında incelemeye alınmasına oybirliği ile karar verilmiş olduğu halde bugüne değin yasal işlem başlatılmamış C, Savcılığına bilgi verilmemiştir.
Hatırlanacağı gibi, Alman Savcısının İddianamesinde, sanıkların muhasebe kayıtlarını gayri resmi tuttukları ve bu gayri resmi muhasebe kayıtlarının, Almanya Deniz Feneri Derneğinin bilgisayarında olmadığı, bunların 2005 sonlarından bu yana Türkiyede Kanal 7de bulunan bir serverde kaydedildiği ve ancak online yoluyla ulaşılabildiği belirtilmişti (İddianame, s.85-87, 136-138, ).
Türk Hükümetinin bu eylemi örtbas edici ve suçu koruyucu tutumu nedeniyle suç örgütünün Türkiyeye kaçan mensuplarına, Türkiyedeki kanıtlara, Türkiyedeki yapılanmasına ve işledikleri suça ulaşılamadığı vurgusu yapılmıştı (İddianame, s. 42).
Almanyadaki soruşturmayı engelleyemeyen AKP Hükümeti, şimdi Deniz Feneri yolsuzluğunun kendilerine de uzanan Türkiye ayağının soruşturulmasını önlemeye çalışmaktadır.
Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcılığının İddianamesinden ve Alman Mahkemesinin kararından, atılı suçun ağırlıklı bölümünün Türkiyede işlendiği ve faillerin çoğunun Türkiyede bulunduğu ya da Türkiyeye kaçtıkları anlaşılmaktadır.
Alman yargısının bu saptamalarının, Türkiyede de soruşturulması gerekir. Üstelik Alman yargısının Türk Hükümetinin soruşturmayı etkilemeye ve mani olmaya çalıştığını belirttiği ve bunu açıkça yazdığı koşullarda konuya Cumhuriyet yargısının el atması ulusal bir zorunluluk haline gelmiştir.
SAVCILIĞA VERİLEN DİLEKÇE (19 Kasım 2008)
19.11.2008
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına
Ankara
Dosya No : Basın Hz. 2008/2111
Konu: İşçi Partisinin 08.09.2008 tarihli şikâyeti üzerine açılmış bulunan Deniz Feneri yolsuzluğu kovuşturma dosyasına edinilen yeni bilgilerin sunulması hk.
Açıklamalar :
- Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığının;
17.08.2004 tarih ve DEDA-İ-0202/1262 sayılı,
21.11.2005 tarih ve B.02.1.SPK.060-1816 sayılı,
30.12.2005 tarih ve B.02.1.SPK.060-2125 sayılı yazıları uyarınca, Yeni Dünya İletişim A.Ş. (Kanal 7) hakkında Sermaye Piyasası Kanununun 4. maddesi ile sınırlı olarak denetleme yapmak üzere Başdanışman Melda Gürbüz, Uzman Faik Metin Tiryaki ve Uzman Yardımcısı Gökhan Narin görevlendirilmiştir.
Adı geçenler, yaptıkları sınırlı inceleme sonunda 01.03.2007 tarih ve IV-9/981-1. XX 4/9-6 sayılı Denetleme Raporunu hazırlamışlardır.
Raporda;
Şirket Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Yönetim Kurulu üyeleri İsmail Karahan ve Mustafa Çelik hakkında, Sermaye Piyasası Kanununun 47/B-1 ve 49. maddeleri uyarınca suç duyurusunda bulunulması; Şirket ile Yimpaş Grubu Şirketleri arasındaki ilişkilerde tespit edilen hususların, Yimpaş Grubu Şirketlerine ilişkin incelemelerde Sermaye Piyasası Kanununun 15/son maddesi çerçevesinde dikkate alınması istenmiştir.
Bu Denetleme Raporunda ulaşılan sonuçlar üzerine, SPK Denetleme Daire Başkanlığının, Kanal 7ye gönderilen 23.05.2007 tarih ve B.02.1.SPK.1.60-641/13043 sayılı yazısı ile; Şirketin yurtdışındaki banka hesapları (Şirketin ve şirket yetkililerinin yurtdışında İş Bankası Gmbh nezdinde 12 adet hesabı ile başkaca hesaplarının bulunduğu; Yapı Kredi Bankası A.Ş. ve Garanti Bankası A.Ş. kayıtlarından Bahreynde bir hesaba para aktarıldığı; Kanal 7nin hesaplarına 3. şahıspara yatırma açıklaması ile farklı kişiler tarafından para yatırıldığı, söz konusu paraların kısa bir süre sonra çekildiği veya yasal kayıtlarda ortak olan kişilere virmanlandığı veya bu kişilerce hesaptan çekildiği; hesaba yatan yabancı paraların bir kısmının Mehmet Bozkurt teslimatı ve Mustafa Akkaya teslimatı açıklaması ile Şirket hesaplarına girdiği halde Şirketin yasal defterlerinde herhangi bir bilgiye rastlanmadığı saptanmıştır), Şirket ortaklarının yurtdışındaki iştirakleri, Haklarında izinsiz halka arz isnadı ile suç duyurusunda bulunulan şirketler (bu kapsamda Media 7 Gmbh, ve Kombassan Holding A.Ş., Aksaray Holding A.Ş.) ile ilişkileri hakkında Sermaye Piyasası Kuruluna eksik ve yanlış bilgi verdikleri; Bu nedenlerle şirket yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulması gerektiği belirtilmiş ve Şirket yetkililerinin bu konularda açıklama yapmaları ve ilgili belgeleri göndermeleri istenmiştir.
Gelen cevabi yazıları da değerlendiren Sermaye Piyasası Kurulu; Kanal 7 yetkilileri tarafından Şirketin yurtdışındaki banka hesapları ve şirket ortaklarının yurtdışındaki iştirakleri ile ilişkileri konusunda Kurula eksik ve yanlış bilgi verilmesi nedeniyle Şirket Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Yönetim Kurulu üyeleri İsmail Karahan ve Mustafa Çelik hakkında Sermaye Piyasası Kanununun 47/B-1 ve 49. maddeleri uyarınca suç duyurusunda bulunulmasına; Şirket banka hesaplarının yasal kayıtlarda gösterilmemesi ile ilgili olarak Sermaye Piyasası Kanununun 24/II. maddesi uyarınca Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığına bildirimde bulunulmasına karar verilmiştir. Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulunun, 28.06.2007 tarih ve B.02.1.SPK.0.60-1199 sayılı yazısı ile konunun, görüşülmek üzere Kurul Genel Kuruluna sevki istenmiş ve aynı gün Kurul Başkan Yardımcısı V. İbrahim Dönmez ve Kurul İkinci Başkanı Doç. Dr. Turan Eroldan onay alınmıştır.
Kurulun aynı gün yapılan 25. toplantısında verilen 726 sayılı kararıyla konunun incelemeye alınmasına oybirliği ile karar verilmiştir.
- Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığının;
17.08.2004 tarih ve DEDA-İ-0202/1262 sayılı,
21.11.2005 tarih ve B.02.1.SPK.060-1816 sayılı,
30.12.2005 tarih ve B.02.1.SPK.060-2125 sayılı yazılarının,
01.03.2007 tarih ve IV-9/981-1. XX-4/9-6 sayılı Denetleme Raporunun,
Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığının;
23.05.2007 tarih ve B.02.1.SPK.1.60-641/13043 sayılı yazısının,
22.06.2007 tarih ve B.02.1.SPK.0.60-IV-9/7-7, XX-4/17-8 sayılı uzman yazısının,
SPK Denetleme Daire Başkanlığının, Kanal 7ye gönderilen 23.05.2007 tarih ve B.02.1.SPK.1.60-641/13043 sayılı yazısının,
Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulunun, 28.06.2007 tarih ve B.02.1.SPK.0.60-1199 sayılı yazısının,
Başbakanlık Sermaye Piyasası Genel Kurulunun 28.06.2007 günlü 25. toplantısında alınan 726 sayılı kararının celbi ile bu soruşturma sonucunun sorulmasını,
Av. Mehmet Cengiz
İşçi Partisi
Genel Başkan Yardımcısı
İLK ŞİKAYET DİLEKÇESİ:
SORUŞTURMAYA ESAS OLAN
İLK BAŞVURU DİLEKÇESİ
08.09.2008
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına
Konu: Almanyanın Hessen Eyaleti, Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcılığınca hazırlanıp Frankfurt Bölge Mahkemesi 23. Asliye Ceza Hakimliğine sunulan Deniz Feneri e.V. İddianamesinde belirtilen eylemler nedeniyle;
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
RTÜK Başkanı Zahid Akman,
Türkiyede kurulu Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin yöneticileri,
Kanal 7 Televizyonu ile İddianamede belirtilen Türkiyede kurulu şirketlerin yöneticileri,
Başta Zekeriya Karaman olmak üzere anılan İddianamede adı geçen diğer kişiler hakkında soruşturma yapılarak haklarında kamu davası açılıp cezalandırılmaları istemidir.
Açıklamalar :
Almanyanın Hessen Eyaleti, Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcılığınca hazırlanıp Frankfurt Bölge Mahkemesi 23. Asliye Ceza Hakimliğine sunulan Deniz Feneri e.V. İddianamesi ekte sunulmuştur.
Bu İddianamede Almanyada Türk vatandaşlarınca kurulan Deniz Feneri e.V. isimli Derneğin, İnternet sayfasında, broşürlerde, gazetelerde, televizyonda, bilhassa Dernekle birlikte işbirliği yapan Euro 7 Televizyonunda reklamlar yaparak, Derneğin Avrupa nın çeşitli ülkelerindeki banka hesap numaralarına bağışta bulunmaları için, halka çağrıda bulunulduğu; bu çağrı yapılırken, Türkiyede, Pakistanda ve diğer ülkelerdeki yardıma muhtaç insanların gösterildiği ve onlara yardım edileceğinin söylendiği; Derneğin banka hesaplarına toplam 41.423. 158,85 Euro bağış yapıldığı; ancak bu paraların ve toplanan diğer paraların çoğunun zimmetlerine geçirildiği, Türkiyede AKP gibi parti ve İslami örgütlerin finansmanında kullanıldığı belirtilmiştir (İddianame, s. 5,6).
Zimmete geçirilen bu paraları aklamak için kurulan şirketlerin sahiplerinin, Türkiyedeki iktidarla iç içe ve AKPnin siyasetine sıkı sıkıya bağlı oldukları vurgulanmıştır (İddianame, s. 42).
Anılan Derneğin, Türkiyede kurulu Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ve Kanal 7 Televizyonu ile yakın ilişki içinde çalıştığı, adı geçen televizyon kuruluşunun bu iki dernek üzerinden toplanan paralarla finanse edildiği iddia edilmiştir (İddianame, s. 43,59,60,104,105).
İddianamede, sanıkların muhasebe kayıtlarını gayri resmi tuttukları ve bu gayri resmi muhasebe kayıtlarının, Almanya Deniz Feneri Derneğinin bilgisayarında olmadığı, bunların 2005 sonlarından bu yana Türkiyede Kanal 7de bulunan bir serverde kaydedildiği ve ancak online yoluyla ulaşılabildiği belirtilmektedir (İddianame, s.85-87, 136-138, ).
Bütün bunlardan daha vahimi, Almanyada yürütülen bu soruşturma süresince, soruşturmalara defalarca siyasi etki yapılmaya, bilhassa Türk Hükümeti tarafından devam etmekte olan tutukluluğa mani olunmaya çalışıldığı açıkça belirtilmiştir (İddianame, s. 42).
İşte Türk Hükümetinin bu eylemi örtbas edici ve suçu koruyucu tutumu nedeniyle suç örgütünün Türkiyeye kaçan mensuplarına, Türkiyedeki kanıtlara, Türkiyedeki yapılanmasına ve işledikleri suça ulaşılamadığı vurgusu yapılmaktadır.
Almanyada toplanan yardım paralarının ya anılan soruşturma nedeniyle Almanyada tutuklu bulunan sanık Mehmet Gürhan, ya da görevlendirip yetkilendirdiği kişiler (tutuklu diğer sanıklar Firdevsi Ermiş ve Mehmet Taşkan ile İzzet Kurum) tarafından nakit olarak Türkiyeye getirildiği ve burada Deniz Fenerinin gayrı resmi başkanı olan Zekeriya Karamana teslim edildiği saptanmıştır (İddianame, s. 88 ).
İddianamede aynen şöyle denilmektedir: 02.02.05 tarihli Empfangsbestitigung 2 olarak nitelendirilen alındı belgesinde (Empfangsbescheinigung) herhangi bir meblağ yazılı olmamasına rağmen sanık Mehmet Gürhan, bu parayı Firdevsi Ermişten Türkiye Başbakanına, (2003 yılından bu yana Recep tayyip Erdoğan) Doğu Asyadaki Tsunamiden zarar görmüş, yardıma muhtaçlara dağıtması için, vermek üzere, aldığını tasdik etmiştir. Bu konu, sanık Ermiş in 7. kez ifadesi alınırken sorulmuş ve doğruluğu tasdik edilmiştir (İddianame, s. 164).
Para aklamak için kurulan şirketlerin ortakları arasında tutuklu sanıkların yanısıra RTÜK Başkanı Zahid Akmanın da bulunduğu saptanmıştır. Hatta Zahid Akmanın toplanan yardım paralarından transaksiyonların yapıldığı bu şirketlerden Weiss Handels- und İnvestment GmbH(16.04.2003 - 30.09.2005), Euro 7 Fernseh & Marketing GmbH( 13.11.2003 - 30.09.2005), Atlas Media Marketing GmbH (09.05.2003 04.10.2005) ve European Consulting & Marketing GmbH (28.03.2003 24.08.2006) Genel Müdürlüğünü yaptığı anlaşılmıştır (İddianame, s. 60-75).
Dikkat edilirse bunlardan bazıları Zahid Akmanın RTÜK Başkanı olduğu döneme denk gelmektedir. Oysa 3984 sayılı yasanın 9. maddesine göre RTÜK üyeleri, özel radyo ve televizyon şirketlerinde ve bu şirketlerin doğrudan veya dolaylı ortaklık bağı bulunan şirketlerde ortak veya yönetici olamazlar, üyelik süresince resmi veya özel başkaca hiçbir görev alamaz(lar), buna aykırı davrananlar görevlerinden çekilmiş sayılır. Genel Müdürlüğünü yaptığı bu şirketlerin bazılarının doğrudan veya dolaylı ortaklık bağı bulunan şirketlerden olduğu gözetildiğinde Zahid Akmanın RTÜK Başkanlığı görevinden çekilmiş sayılacağı da açıktır. Dolayısıyla, hakkında atılı suçun yanısıra bu hususun da gözetilmesi gerekir.
Ayrıca, aynı yasanın 10. maddesinde RTÜK üyelerinin her yıl TBMM Başkanlığına mal bildiriminde bulunacağı öngörülmüştür. Zahid Akmanın belirtilen dönemde verdiği mal bildiriminde bu ortaklıklarını beyan etmemiş olması halinde başkaca bir suç daha işlenmiş olacaktır.
Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcılığının İddianamesinden, atılı suçun ağırlıklı bölümünün Türkiyede işlendiği ve faillerin çoğunun Türkiyede bulunduğu ya da Türkiyeye kaçtıkları anlaşılmaktadır.
Alman Savcısının İddianamesinde yer alan bu saptamaların, Türkiyede de Cumhuriyet Savcılığınca soruşturulması gerekir. Üstelik Alman Savcısının Türk Hükümetinin soruşturmayı etkilemeye ve mani olmaya çalıştığını belirttiği ve bunu İddianamesine açıkça yazdığı koşullarda konuya Cumhuriyet yargısının el atması ulusal bir zorunluluk haline gelmiştir.
İstem: Belirtilen nedenlerle; Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcılığının ekte sunulu İddianamesinde saptanan olgulardan hareketle, eylemin Türkiyedeki uzantıları soruşturularak, faillerin cezalandırılması için kamu davası açılmasını talep ediyoruz.
Saygılarımızla.
Av. Mehmet Cengiz
İşçi Partisi
Genel Başkan Yardımcısı
Eki: Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcılığının
İddianamesi
Kaynak