AKP hükümeti Deniz Feneri kanıtlarını gizliyor!

Tartışma Alanı

AKP hükümeti Deniz Feneri kanıtlarını gizliyor!

İletigönderen Türk-Kan » Sal Ara 02, 2008 19:45

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz:

AKP HÜKÜMETİ DENİZ FENERİ KANITLARINI GİZLİYOR

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz, Partisinin 8 Eylül 2008 tarihli başvurusu üzerine Ankara C. Başsavcılığı’nca başlatılan “Deniz Feneri yolsuzluğu” ile ilgili soruşturmaya, edinilen yeni bilgileri sundu. 19 Kasım 2008 günü Ankara C. Başsavcılığı’na yazılı başvuruda bulunan İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz şunları söyledi:

Alman yargısının hükmen saptadığı “Deniz Feneri yolsuzluğu”nun Türkiye’deki uzantıları henüz yargı önüne çıkarılamadı.

Ortaya çıkan somut kanıtlardan bu yolsuzluğun, başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP olmak üzere, RTÜK Başkanı Zahid Akman, Türkiye’de kurulu Deniz Feneri Derneği ve Kanal 7 Televizyonu’na kadar uzandığı anlaşılmıştır.

Alman makamları, yöneticileri yolsuzluğa karışan ve bu yolsuzlukla elde edilen paralarla finanse edildiği anlaşılan Kanal 7 Televizyonunun yayın lisansını iptal ederken, bu televizyonun Türkiye’deki yapılanması faaliyetini sürdürmektedir.

Oysa bugün Ankara C. Başsavcılığı’nca sürdürülen soruşturma dosyasına bildirdiğimiz gibi, SPK müfettişlerince daha 2004 yılında yapılan “sınırlı” denetleme ile dahi şu hususlar saptanmıştır:

    • Kanal 7 Televizyonunun sahibi Yeni Dünya İletişim A,Ş,’nin yurtdışında gizli hesapları vardır.

    • Kanal 7 yetkililerinin yurtdışında gizlenen iştirakleri bulunmaktadır.

    • Kanal 7’nin şimdi Alman yargısınca yolsuzluğu saptanan kişiler ve şirketlerle doğrudan
    ilişkileri vardır.

    • Kanal 7 yetkilileri bu bilgileri resmi makamlarca yürütülen soruşturmalarda gizlemişlerdir.
Yıllar önce SPK’ca yapılan bu sınırlı incelemede dahi şu somut bilgilere ulaşılmıştır:
    • Kanal 7’nin ve bu şirketin yetkililerinin yurtdışında İş Bankası Gmbh nezdinde 12 adet hesabı ile başkaca hesapları vardır.

    • Yapı Kredi Bankası A.Ş. ve Garanti Bankası A.Ş. kayıtlarından Bahreyn’de bir hesaba para aktarılmış; Kanal 7’nin hesaplarına “3. şahıs–para yatırma” açıklaması ile farklı kişiler tarafından para yatırılmış, söz konusu paralar kısa bir süre sonra çekilmiş, yasal kayıtlarda ortak olan kişilere virmanlanmış ve bu kişilerce hesaptan çekilmiştir.

    • Hesaba yatan yabancı paraların bir kısmı “Mehmet Bozkurt teslimatı” ve “Mustafa Akkaya teslimatı” açıklaması ile Şirket hesaplarına girdiği halde, Şirketin yasal defterlerinde herhangi bir bilgiye rastlanmadığı saptanmış ve suç duyurusunda bulunulması istenmiştir.

    • Konunun, Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu’nun 28 Haziran 2007 tarihli 25. toplantısında incelemeye alınmasına oybirliği ile karar verilmiş olduğu halde bugüne değin yasal işlem başlatılmamış C, Savcılığı’na bilgi verilmemiştir.
    Hatırlanacağı gibi, Alman Savcısının İddianamesinde, sanıkların muhasebe kayıtlarını gayri resmi tuttukları ve bu gayri resmi muhasebe kayıtlarının, Almanya Deniz Feneri Derneğinin bilgisayarında olmadığı, bunların 2005 sonlarından bu yana Türkiye’de Kanal 7’de bulunan bir ‘server’de kaydedildiği ve ancak ‘online’ yoluyla ulaşılabildiği belirtilmişti (İddianame, s.85-87, 136-138, ).
Bütün bunlardan daha vahimi, Almanya’da yürütülen bu soruşturma süresince, soruşturmalara defalarca siyasi etki yapılmaya, bilhassa Türk Hükümeti tarafından devam etmekte olan tutukluluğa mani olunmaya çalışıldığı açıkça ifade edilmiş;
Türk Hükümeti’nin bu eylemi örtbas edici ve suçu koruyucu tutumu nedeniyle suç örgütünün Türkiye’ye kaçan mensuplarına, Türkiye’deki kanıtlara, Türkiye’deki yapılanmasına ve işledikleri suça ulaşılamadığı vurgusu yapılmıştı (İddianame, s. 42).

Almanya’daki soruşturmayı engelleyemeyen AKP Hükümeti, şimdi “Deniz Feneri yolsuzluğu”nun kendilerine de uzanan Türkiye ayağının soruşturulmasını önlemeye çalışmaktadır.

Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcılığı’nın İddianamesinden ve Alman Mahkemesinin kararından, atılı suçun ağırlıklı bölümünün Türkiye’de işlendiği ve faillerin çoğunun Türkiye’de bulunduğu ya da Türkiye’ye kaçtıkları anlaşılmaktadır.

Alman yargısının bu saptamalarının, Türkiye’de de soruşturulması gerekir. Üstelik Alman yargısının Türk Hükümeti’nin soruşturmayı etkilemeye ve mani olmaya çalıştığını belirttiği ve bunu açıkça yazdığı koşullarda konuya Cumhuriyet yargısının el atması ulusal bir zorunluluk haline gelmiştir.


SAVCILIĞA VERİLEN DİLEKÇE (19 Kasım 2008)

19.11.2008

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na
Ankara

Dosya No : Basın Hz. 2008/2111


Konu: İşçi Partisi’nin 08.09.2008 tarihli şikâyeti üzerine açılmış bulunan “Deniz Feneri yolsuzluğu” kovuşturma dosyasına edinilen yeni bilgilerin sunulması hk.

Açıklamalar :
    • Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı’nın;
    17.08.2004 tarih ve DEDA-İ-0202/1262 sayılı,
    21.11.2005 tarih ve B.02.1.SPK.060-1816 sayılı,
    30.12.2005 tarih ve B.02.1.SPK.060-2125 sayılı yazıları uyarınca, Yeni Dünya İletişim A.Ş. (Kanal 7) hakkında Sermaye Piyasası Kanunu’nun 4. maddesi ile sınırlı olarak denetleme yapmak üzere Başdanışman Melda Gürbüz, Uzman Faik Metin Tiryaki ve Uzman Yardımcısı Gökhan Narin görevlendirilmiştir.

    • Adı geçenler, yaptıkları sınırlı inceleme sonunda 01.03.2007 tarih ve IV-9/981-1. XX 4/9-6 sayılı Denetleme Raporunu hazırlamışlardır.

    • Raporda;
    Şirket Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Yönetim Kurulu üyeleri İsmail Karahan ve Mustafa Çelik hakkında, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47/B-1 ve 49. maddeleri uyarınca suç duyurusunda bulunulması; Şirket ile Yimpaş Grubu Şirketleri arasındaki ilişkilerde tespit edilen hususların, Yimpaş Grubu Şirketlerine ilişkin incelemelerde Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15/son maddesi çerçevesinde dikkate alınması istenmiştir.

    • Bu Denetleme Raporunda ulaşılan sonuçlar üzerine, SPK Denetleme Daire Başkanlığı’nın, Kanal 7’ye gönderilen 23.05.2007 tarih ve B.02.1.SPK.1.60-641/13043 sayılı yazısı ile; Şirketin yurtdışındaki banka hesapları (Şirketin ve şirket yetkililerinin yurtdışında İş Bankası Gmbh nezdinde 12 adet hesabı ile başkaca hesaplarının bulunduğu; Yapı Kredi Bankası A.Ş. ve Garanti Bankası A.Ş. kayıtlarından Bahreyn’de bir hesaba para aktarıldığı; Kanal 7’nin hesaplarına “3. şahıs–para yatırma” açıklaması ile farklı kişiler tarafından para yatırıldığı, söz konusu paraların kısa bir süre sonra çekildiği veya yasal kayıtlarda ortak olan kişilere virmanlandığı veya bu kişilerce hesaptan çekildiği; hesaba yatan yabancı paraların bir kısmının “Mehmet Bozkurt teslimatı” ve “Mustafa Akkaya teslimatı” açıklaması ile Şirket hesaplarına girdiği halde Şirketin yasal defterlerinde herhangi bir bilgiye rastlanmadığı saptanmıştır), Şirket ortaklarının yurtdışındaki iştirakleri, Haklarında izinsiz halka arz isnadı ile suç duyurusunda bulunulan şirketler (bu kapsamda Media 7 Gmbh, ve Kombassan Holding A.Ş., Aksaray Holding A.Ş.) ile ilişkileri hakkında Sermaye Piyasası Kurulu’na eksik ve yanlış bilgi verdikleri; Bu nedenlerle şirket yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulması gerektiği belirtilmiş ve Şirket yetkililerinin bu konularda açıklama yapmaları ve ilgili belgeleri göndermeleri istenmiştir.

    • Gelen cevabi yazıları da değerlendiren Sermaye Piyasası Kurulu; Kanal 7 yetkilileri tarafından Şirketin yurtdışındaki banka hesapları ve şirket ortaklarının yurtdışındaki iştirakleri ile ilişkileri konusunda Kurula eksik ve yanlış bilgi verilmesi nedeniyle Şirket Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Yönetim Kurulu üyeleri İsmail Karahan ve Mustafa Çelik hakkında Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47/B-1 ve 49. maddeleri uyarınca suç duyurusunda bulunulmasına; Şirket banka hesaplarının yasal kayıtlarda gösterilmemesi ile ilgili olarak Sermaye Piyasası Kanunu’nun 24/II. maddesi uyarınca Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’na bildirimde bulunulmasına karar verilmiştir. Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu’nun, 28.06.2007 tarih ve B.02.1.SPK.0.60-1199 sayılı yazısı ile konunun, görüşülmek üzere Kurul Genel Kurulu’na sevki istenmiş ve aynı gün Kurul Başkan Yardımcısı V. İbrahim Dönmez ve Kurul İkinci Başkanı Doç. Dr. Turan Erol’dan onay alınmıştır.


    • Kurulun aynı gün yapılan 25. toplantısında verilen 726 sayılı kararıyla konunun incelemeye alınmasına oybirliği ile karar verilmiştir.
İstem : Bu bilgiler ışığında;
    • Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı’nın;
    17.08.2004 tarih ve DEDA-İ-0202/1262 sayılı,
    21.11.2005 tarih ve B.02.1.SPK.060-1816 sayılı,
    30.12.2005 tarih ve B.02.1.SPK.060-2125 sayılı yazılarının,

    • 01.03.2007 tarih ve IV-9/981-1. XX-4/9-6 sayılı Denetleme Raporunun,

    • Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı’nın;
    23.05.2007 tarih ve B.02.1.SPK.1.60-641/13043 sayılı yazısının,
    22.06.2007 tarih ve B.02.1.SPK.0.60-IV-9/7-7, XX-4/17-8 sayılı uzman yazısının,

    • SPK Denetleme Daire Başkanlığı’nın, Kanal 7’ye gönderilen 23.05.2007 tarih ve B.02.1.SPK.1.60-641/13043 sayılı yazısının,

    • Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu’nun, 28.06.2007 tarih ve B.02.1.SPK.0.60-1199 sayılı yazısının,

    • Başbakanlık Sermaye Piyasası Genel Kurulu’nun 28.06.2007 günlü 25. toplantısında alınan 726 sayılı kararının celbi ile bu soruşturma sonucunun sorulmasını,
Getirtilecek belgeler ile edinilecek bilgilerin soruşturmada değerlendirilmesini saygı ile dileriz.

Av. Mehmet Cengiz
İşçi Partisi
Genel Başkan Yardımcısı



İLK ŞİKAYET DİLEKÇESİ:


SORUŞTURMAYA ESAS OLAN
İLK BAŞVURU DİLEKÇESİ


08.09.2008

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na



Konu: Almanya’nın Hessen Eyaleti, Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcılığı’nca hazırlanıp Frankfurt Bölge Mahkemesi 23. Asliye Ceza Hakimliği’ne sunulan “Deniz Feneri e.V. İddianamesi“nde belirtilen eylemler nedeniyle;

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
 RTÜK Başkanı Zahid Akman,
 Türkiye’de kurulu Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin yöneticileri,
 Kanal 7 Televizyonu ile İddianamede belirtilen Türkiye’de kurulu şirketlerin yöneticileri,
 Başta Zekeriya Karaman olmak üzere anılan İddianamede adı geçen diğer kişiler hakkında soruşturma yapılarak haklarında kamu davası açılıp cezalandırılmaları istemidir.

Açıklamalar :

Almanya’nın Hessen Eyaleti, Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcılığı’nca hazırlanıp Frankfurt Bölge Mahkemesi 23. Asliye Ceza Hakimliği’ne sunulan “Deniz Feneri e.V. İddianamesi“ ekte sunulmuştur.

Bu İddianamede Almanya’da Türk vatandaşlarınca kurulan “Deniz Feneri e.V”. isimli Derneğin, İnternet sayfasında, broşürlerde, gazetelerde, televizyonda, bilhassa Dernekle birlikte işbirliği yapan Euro 7 Televizyonu’nda reklamlar yaparak, Derneğin Avrupa nın çeşitli ülkelerindeki banka hesap numaralarına bağışta bulunmaları için, halka çağrıda bulunulduğu; bu çağrı yapılırken, Türkiye’de, Pakistan’da ve diğer ülkelerdeki yardıma muhtaç insanların gösterildiği ve onlara yardım edileceğinin söylendiği; Derneğin banka hesaplarına toplam 41.423. 158,85 Euro bağış yapıldığı; ancak bu paraların ve toplanan diğer paraların çoğunun zimmetlerine geçirildiği, “Türkiye’de AKP gibi parti ve İslami örgütlerin finansmanında kullanıldığı” belirtilmiştir (İddianame, s. 5,6).

Zimmete geçirilen bu paraları aklamak için “kurulan şirketlerin sahiplerinin, Türkiye’deki iktidarla iç içe” ve “AKP’nin siyasetine sıkı sıkıya bağlı” oldukları vurgulanmıştır (İddianame, s. 42).

Anılan Derneğin, Türkiye’de kurulu Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ve Kanal 7 Televizyonu ile yakın ilişki içinde çalıştığı, adı geçen televizyon kuruluşunun bu iki dernek üzerinden toplanan paralarla finanse edildiği iddia edilmiştir (İddianame, s. 43,59,60,104,105).

İddianamede, sanıkların muhasebe kayıtlarını gayri resmi tuttukları ve bu gayri resmi muhasebe kayıtlarının, Almanya Deniz Feneri Derneğinin bilgisayarında olmadığı, bunların 2005 sonlarından bu yana Türkiye’de Kanal 7’de bulunan bir ‘server’de kaydedildiği ve ancak ‘online’ yoluyla ulaşılabildiği belirtilmektedir (İddianame, s.85-87, 136-138, ).

Bütün bunlardan daha vahimi, Almanya’da yürütülen bu soruşturma süresince, soruşturmalara defalarca siyasi etki yapılmaya, bilhassa Türk Hükümeti tarafından devam etmekte olan tutukluluğa mani olunmaya çalışıldığı açıkça belirtilmiştir (İddianame, s. 42).

İşte Türk Hükümeti’nin bu eylemi örtbas edici ve suçu koruyucu tutumu nedeniyle suç örgütünün Türkiye’ye kaçan mensuplarına, Türkiye’deki kanıtlara, Türkiye’deki yapılanmasına ve işledikleri suça ulaşılamadığı vurgusu yapılmaktadır.
Almanya’da toplanan yardım paralarının ya anılan soruşturma nedeniyle Almanya’da tutuklu bulunan sanık “Mehmet Gürhan, ya da görevlendirip yetkilendirdiği kişiler (tutuklu diğer sanıklar Firdevsi Ermiş ve Mehmet Taşkan ile İzzet Kurum) tarafından nakit olarak Türkiye’ye getirildiği ve burada “Deniz Feneri”nin gayrı resmi başkanı olan Zekeriya Karaman’a teslim edildiği” saptanmıştır (İddianame, s. 88 ).

İddianamede aynen şöyle denilmektedir: “02.02.05 tarihli ‘Empfangsbestitigung 2’ olarak nitelendirilen alındı belgesinde (Empfangsbescheinigung) herhangi bir meblağ yazılı olmamasına rağmen sanık Mehmet Gürhan, bu parayı Firdevsi Ermiş’ten Türkiye Başbakanı’na, (2003 yılından bu yana Recep tayyip Erdoğan) Doğu Asya’daki Tsunami’den zarar görmüş, yardıma muhtaçlara dağıtması için, vermek üzere, aldığını tasdik etmiştir. Bu konu, sanık Ermiş’ in 7. kez ifadesi alınırken sorulmuş ve doğruluğu tasdik edilmiştir” (İddianame, s. 164).

Para aklamak için kurulan şirketlerin ortakları arasında tutuklu sanıkların yanısıra RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın da bulunduğu saptanmıştır. Hatta Zahid Akman’ın “toplanan yardım paralarından transaksiyonların yapıldığı” bu şirketlerden “Weiss Handels- und İnvestment GmbH”(16.04.2003 - 30.09.2005), “Euro 7 Fernseh & Marketing GmbH”( 13.11.2003 - 30.09.2005), “Atlas Media Marketing GmbH” (09.05.2003 – 04.10.2005) ve “European Consulting & Marketing GmbH” (28.03.2003 – 24.08.2006) Genel Müdürlüğünü yaptığı anlaşılmıştır (İddianame, s. 60-75).

Dikkat edilirse bunlardan bazıları Zahid Akman’ın RTÜK Başkanı olduğu döneme denk gelmektedir. Oysa 3984 sayılı yasanın 9. maddesine göre RTÜK üyeleri, “özel radyo ve televizyon şirketlerinde ve bu şirketlerin doğrudan veya dolaylı ortaklık bağı bulunan şirketlerde ortak veya yönetici olamazlar”, “üyelik süresince resmi veya özel başkaca hiçbir görev alamaz(lar)”, buna “aykırı davrananlar görevlerinden çekilmiş sayılır”. Genel Müdürlüğü’nü yaptığı bu şirketlerin bazılarının “doğrudan veya dolaylı ortaklık bağı bulunan şirketler”den olduğu gözetildiğinde Zahid Akman’ın RTÜK Başkanlığı görevinden “çekilmiş sayılacağı” da açıktır. Dolayısıyla, hakkında atılı suçun yanısıra bu hususun da gözetilmesi gerekir.

Ayrıca, aynı yasanın 10. maddesinde RTÜK üyelerinin “her yıl TBMM Başkanlığı’na mal bildiriminde bulunacağı” öngörülmüştür. Zahid Akman’ın belirtilen dönemde verdiği mal bildiriminde bu ortaklıklarını beyan etmemiş olması halinde başkaca bir suç daha işlenmiş olacaktır.

Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcılığı’nın İddianamesinden, atılı suçun ağırlıklı bölümünün Türkiye’de işlendiği ve faillerin çoğunun Türkiye’de bulunduğu ya da Türkiye’ye kaçtıkları anlaşılmaktadır.

Alman Savcısının İddianamesinde yer alan bu saptamaların, Türkiye’de de Cumhuriyet Savcılığı’nca soruşturulması gerekir. Üstelik Alman Savcısı’nın Türk Hükümeti’nin soruşturmayı etkilemeye ve mani olmaya çalıştığını belirttiği ve bunu İddianamesine açıkça yazdığı koşullarda konuya Cumhuriyet yargısının el atması ulusal bir zorunluluk haline gelmiştir.

İstem: Belirtilen nedenlerle; Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcılığı’nın ekte sunulu İddianamesinde saptanan olgulardan hareketle, eylemin Türkiye’deki uzantıları soruşturularak, faillerin cezalandırılması için kamu davası açılmasını talep ediyoruz.
Saygılarımızla.

Av. Mehmet Cengiz
İşçi Partisi
Genel Başkan Yardımcısı


Eki: Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcılığı’nın
İddianamesi



Kaynak
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 9 konuk

x