AKP ile PKK arasındaki temel benzerlik!
Tayyip Erdoğan, 2007’nin Kasım ayında partisinin grup toplantısında “22 Temmuz akşamı söylediğimiz gibi bizim iktidarımız sadece kendi bildiğini okuyan, başkalarının sesine kulağını kapatan, demokratik katılım mekanizmalarını tıkayan bir iktidar değildir, bundan sonra olmayacaktır. Hiçbir zaman, ayrıştırıcı temalar üzerinde siyaset yapmayacağız. Bu ülkenin bütün şarkılarını, bütün türkülerini birlikte söyleyeceğiz.
Bu vatanın bütün evlatları aynı ortak değer ve hedefler etrafında kenetlendiğinde neleri başarabileceğimizi düşünmek bile bizlere heyecan veriyor.
Terörün bölücü propagandasına karşı toplumsal yapımızı güçlendirmek, tahkim etmek, kardeşlik bağlarımızı güçlendirmek, bizi tek bir millet yapan değerleri yücelterek paylaşmak için hepimize sorumluluklar düşüyor” demişti.
* * *
Bugün ise AKP, grup başkan vekilinin açıklamasına göre Türk kavramını Anayasa’dan çıkarmayı gündemine almış durumda!
Halbuki Tayyip Erdoğan, “Türkiye’nin, kökleriyle ve derinlikleriyle sağlam bir bağ kurmak istediklerini” söylüyordu.
Halbuki Tayyip Erdoğan, “Toplumsal psikolojiyi iyi yönetmekten, mümkün olan en geniş mutabakatı sağlamaktan, Milletimizin bütün fertlerini, ortak değer ve hedefler etrafında birleştirmek, büyük uzlaşmayı sağlamaktan” bahsediyordu.
* * *
Anlaşılıyor ki AKP, Türk kavramını ortadan kaldırmak için kurulmuştur.
Bunu sağlamak için önlerindeki en büyük yasal engel olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın değiştirilemez ilkelerini ortadan kaldırmaları gerekiyor.
Anayasa’nın başlangıç bölümünde “Hiçbir faaliyetin, Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı” ifadesi kullanılıyor.
AKP grup başkan vekili ise Türk kavramını ortadan kaldırmakla doğrudan Türk varlığını yok etmeyi hedeflediklerini gösteriyor. Daha önce de ortaya koydukları Anayasa taslağı ile aynı hedefe yönelmişlerdi.
Peki PKK ve DTP adına konuşanlar ne istiyordu? Aynısını değil mi?
Bu durumda PKK veya DTP ile AKP arasındaki tek fark, teröre başvurup başvurmamak konusundadır.
AKP’nin hukuka aykırı telefon dinlemeleri, ulusalcılığı terör olarak göstermesi ve polisi kullanarak bir yıldırma politikası takip etmesi, kısacası devlet terörü uygulamaya çalışmasını değerlendirirsek, bu konuda da özde bir fark olmadığını görürüz.
* * *
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, uzun süredir bu benzerliğin üzerinde duruyor. Tandoğan toplantısında da “Yedi yılda milli değerlerimizi fazlasıyla tahrip ettin. Türkiyelilik zırvasıyla hain gönülleri hoş tuttun. PKK’nın yapamadığını yaptın. Utanmadan sıkılmadan bizi kanla beslenmekle suçladın. Sayın Başbakan olayların sahibi ve sorumlusu sensin” diyerek bu hedef birlikteliğinin altını bir defa daha çizdi.
AKP’nin Türk kavramını Anayasa’dan kaldırmakla ilgili sözlerine, en sert ve net tavrı koyan ise CHP Genel Başkanı Deniz Baykal oldu.
Özetle, AKP açılım adı altında, hep ayrıştırıcı temalar üzerinde politika yapmıştır. Bu da iç savaş çıkartarak Türkiye’ye müdahale etme planları hazırlayanların işine gelmektedir. Son olayların sebebi budur.
Elbette bu tablonun siyasi ve hukuki sonuçları da olacaktır.
Arslan BULUT / YENİÇAĞ, 15 Aralık 2009