AKP intihar eylemi yapıyor!
AKP, ülkücülerin ezici çoğunluğunun ve kendisine oy vermiş eski merkez sağ seçmenin bir kısmının, referandumda "hayır" diyeceğini anladıktan sonra panik atakla Hollanda ve Almanya'ya sefere çıktı. Oylarda bir kıpırdanma olmayınca umutsuzca son bir atağa kalkıştı ve intihar eylemlerine girişti!
Bunun en açık örneği, Diyarbakır'da, Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım'ın 1 Nisan'daki ziyareti dolayısıyla valiliğin karşısına üzerine "Her Evet, Şeyh Sait ve arkadaşlarına bir Fatiha'dır" yazılı pankart asılmasıdır.
Biz de bunu söylüyorduk zaten! Gerçi, büyük tepkiler gelince AKP Diyarbakır İl Başkanı Muhammed Akar, "Bilgimiz ve talimatımız dışında asıldı" dedi ama bu pek de inandırıcı olmadı. Zira Akar'ın, Şeyh Sait'in torunu olduğu anlaşıldı. O Şeyh Sait ki, 1925'te isyan etmeseydi, bugün Musul ve Kerkük, Türkiye sınırları içinde yer alacaktı. Türkiye petrol geliri ile daha hızlı bir kalkınma yaşayacaktı.
Anayasa değişikliklerini yazdığını söyleyen başdanışman Mehmet Uçum'un ifade ettiği "Türk Milleti'nden Türkiyeli Milleti'ne geçiş süreci"nin hedefi ile Şeyh Sait'in hedefi aynıdır.
* * *
AKP adına bir diğer siyasi intihar vakası da AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu'ndan geldi.
Ensarioğlu, "Şengal Kürdistan'ın parçasıdır. PKK Kürdistan'ı parçalamak için uğraşıyor. Bunu kimin emriyle yapıyor, kimin için yapıyor? Bu emri kim veriyor? İran mı bu emri veriyor, Almanya mı bu emri veriyor? Kürdistan'ı kim parçalamak istiyor? PKK kalkmış Kürdistan'ı parçalamaya çalışıyor. Bu yanlıştır, kimse de bunu kabul etmez" dedi.
* * *
Mehmet Ali Güller, diyor ki, "Bu özlü açıklama şu gerçeği ortaya çıkarıyor: AKP, güneyde bir Kürdistan kurulmasına karşı değil, yönetiminin PKK'da olmasına karşı! Yoksa Barzani'nin yöneteceği bir 'Büyük Kürdistan'a ABD ve İsrail'le yarışacak kadar hevesli...
AKP'nin ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'ne uyumlu olarak en başından beri hedefi şuydu: Türk-Kürt federasyonu!
PKK ile masaya oturarak Kürt Açılımı yapmalarının, Öcalan'la başkanlık-federasyon pazarlığı yapmalarının, PYD lideri Salih Müslim'i Ankara'da ağırlayıp ona 'yeter ki Esad'a karşı cephede konumlanın, kantonlarınıza karışmayız' demelerinin sebebi buydu.
Ve elbette bu hedefin gereği olarak Türkiye'yi eyaletlere bölecek türden kanunlar çıkarıyorlardı! Zira 'Irak Kürdistanı' ve 'Suriye Kürdistanı' ile genişleme hedefi, içeride de 'Türkiye Kürdistanı'na özerklik gerektirecekti!
Başkanlık sistemi, işte bu hedefin; Türk-Kürt federasyonunun yönetim modelidir.
Bu durumda 16 Nisan'da sadece başkanlık sistemini değil, federasyonu, Kürdistan'ı, Irak ve Suriye'yle savaşmayı da oylamış olacağız!"
* * *
Denilebilir ki, "AKP'yi yönetenler bu girişimin sonunun Türkiye için de bölgedeki diğer devletler ve halklar için de iyi olmayacağını, bu girişimlerinin sonunda referandumu da iktidarı da kaybedeceklerini, işledikleri suçlar sebebiyle yargılanacaklarını görmüyorlar mı?"
Dedim ya, ideolojiden kaynaklanan panik atak bu? İnsanı çaresiz bırakıyor ve her önüne gelene sığınmaya itiyor!
Öyle değilse, neden Ankara ve İstanbul'da, İngilizlerin Ağrı isyanı için çizdiği "Kürdistan bayrağı"nı gönderlere çektiler!
Hatırlayalım; 12 Eylül 2010 referandumunda halka "Müslüman hâkimler gelecek Alevi hâkimler gidecek" diye propaganda yapıyorlardı. Bahsettikleri FETÖ'cü Müslüman hâkimlerle birlikte, Türk ordusuna kumpas kurdular ve bu boşluk sayesinde 15 Temmuz 2016'da darbe girişiminde bulunabildiler.
Şimdi de "evet" çıkarsa ne olacağı bellidir. Onun için "hayır" çıkmalıdır. Türk Milleti, AKP'nin peşinden uçuruma atlayamaz!
Arslan BULUT, 27 Mart 2017
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr