“Hayır”da yarışalım!
Ey Türk milleti, “hayır”da yarışalım!
Zira referandumda “evet” demenin vebalini hiç kimse taşıyamaz!
O halde geliniz, “hayır”da yarışalım!
“Hayır”da yarışmak için binlerce hayati sebep var!
İşte onlardan bazıları…
1– AKP hükümeti, millet ve devlet menfaatlerinin aleyhine olan icraat ve peşkeşlerinde Anayasa Mahkemesi ve Danıştay tarafından kendisine dur denildiği için, bağımsız Yargıyı kendine göre düzenlemek istiyor, bağımsız Yargıyı inisiyatifine almak istiyor. Böylece vatan topraklarını dilediği gibi yabancılara satmak, maden kaynaklarımızı dilediği gibi ecnebilere peşkeş çekmek, milletin TÜPRAŞ, TELEKOM vs. gibi en kârlı işletmelerini ecnebilere devretmek istiyor.
Kendisine bu icraatlarında hiçbir hesap sorulmasın istiyor.
AKP referandumla, işte bu peşkeşlerinde önüne engel olan Yüksek Yargıyı devre dışı bırakmak istiyor. Üyelerini kendisi atamak istiyor, kendisinin getirdiği yetkililerin bu üyeleri atamasını istiyor.
Dolayısıyla referanduma evet demek, vatan toprakları yabancıları satılsın demektir.
Referanduma evet demek, madenlerimiz ve tüm kaynaklarımız ecnebilere devredilsin demektir.
Bu vatanın topraklarının, madenlerinin ve tüm zenginliklerinin sahibi Türk milletidir, milletin elinde kalmalıdır diyorsak, referanduma HAYIR demeliyiz, HAYIR’da yarışmalıyız!
İşte AKP’nin referandumla yapısını değiştirip ve yetkilerini kısıtlamak ve hatta üyelerini kendilerinin atamak istediği Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın engel koyduğu bazı icraatlar:
2– AKP hükümeti, Suriye sınırımızdaki 2 Kıbrıs büyüklüğünde mayınlı araziyi İsrail’e, temizlemek karşılığında hiçbir bedel almadan sadece mayınları temizlemek karşılığında 49 veya 99 yıllığına İsrail başta olmak üzere ecnebi firmalarına devretmeye çalıştı. “Mayınlı araziyi el âleme verelim” yasası çıkardılar, Anayasa Mahkemesi iptal etti. (23 Temmuz 2009)
Referanduma evet demek, 2 Kıbrıs büyüklüğündeki bu mayınlı araziyi İsrail’e devredelim demektir.
O halde yapılacak iş, bu peşkeşe hayır demek, hayırda yarışmaktır.
3– İngiliz Specialist Gurkha Services Şirketi ile ortak Pekkan Şirketler Grubunun Başkan Yardımcısı Adnan Volkan Pekkan, Suriye sınırındaki mayınlı arazide en az 4 trilyon dolarlık petrol rezervi bulunduğunu açıkladı.
Referanduma evet demek, anası ağlayan milletin 4 trilyon dolarını İsrail’e bedelsiz peşkeş çekmek demektir. Hani AKP İsrail’e karşıydı?!
O halde bu oyunu bozmak için referandumda hayır diyoruz, hayırda yarışıyoruz!
4– AKP hükümeti, ay sonunu zor getiren memurlardan yüzde 35 gelir vergisi kesmek üzere yasal düzenleme yaptı. “Maaşlı çalışanlar kümesteki yolunacak kazdır, bunların gelir vergisini artıralım” dediler, Anayasa Mahkemesi iptal etti. (15 Ekim 2009)
Anası ağlayan memur, maaşından yüzde 35 vergi kesilmesini istiyorsa referanduma evet desin; aldığım bana yetmiyor, yüzde 35’lik vergi kesintisi yapılmasın diyorsa, tüm memurlar hayır demelidir, hayırda yarışmalıdır!
Birbirimize hatırlatatıp ayıktıralım ki, “hayır”da yarışmanın ne büyük bir görev olduğunu hususu idrakimizde perdelenmesin…Sloganımız neydi; “hayır”da yarışalım!
Bu gerekçeleri sıralamaya devam edelim...
- İm (Kod): Tümünü seç
http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=10003149&tarih=2010-07-28
AKP, Anayasa Mahkemesi üyelerini ben tayin edeceğim veya benim atadığım yetki sahipleri tayin edecek diyor. Danıştay da hükümetin icraatlarını, yok efendim milletin menfaatine, yok efendim yerindelik ilkesine, yok bilmem şu hukuki norma göre denetleyemeyecek. Hükümet dediğim dedik, çaldığım düdük misali, dilediğini yapacak, yaptığının hesabını kimseye vermeyecek…
Referandum paketinin en tehlikeli maddesi bu! Hangi icraatlarına engel oldu Anayasa Mahkemesi ve Danıştay, onlardan birkaç tanesini daha hatırlayalım.
1– AKP hükümet, köylünün 200–300 yıldan beri kullana geldiği meralarını elinden alıp Hazineye katmak istedi, orman statüsüne sokmak istedi. Sonra da “Orman arazileri boş boş duruyor, oralara ecnebiler ve onların içerideki ortakçısı zenginler tarafından otel kurulsun” kararı aldı, Anayasa Mahkemesi bu peşkeşi iptal etti. (7 Mayıs 2007)
Referanduma evet demek, güzelim ormanların ecnebilere peşkeş çekilmesine evet demektir. Milletin menfaati ve geleceği adına biz, hayır diyoruz, hayırda yarışıyoruz!
2– AKP hükümeti, 5510 sayılı kanunla, emeklilik yaşını kadınlar için 59, erkekler için 61’e çıkardı. En az 9 000 gün de çalışmış olma şartı getirdi. Bu öldükten 5 sene sonra emekli olmak demektir. AKP “Memur ölene kadar çalışsın, çok istiyorsa, öldükten sonra emekli olsun” yasası çıkardılar, Anayasa Mahkemesi bu adaletsiz yasayı da iptal etti. (15 Aralık 2006)
Öldükten sonra emekli olmak isteyenler, referanduma evet desin; böyle adaletsizlik olmaz diyenler hayır desin, hayırda yarışsın!
3– AKP hükümeti, şüheda kanıyla sulanmış vatan topraklarını altındaki tüm zenginlikleriyle ecnebilere dilediği gibi satmak istedi. Ecnebiler, kağıtlarını kendi darphanelerinde boyayıp banknot yapıyorlar, bu karşılıksız kağıtlarla bedavaya vatan topraklarımızı devralıyorlar. AKP hükümeti, “Yabancılar gelsin, canları ne kadar çekiyorsa, o kadar toprak alsın” yasası çıkardı, Anayasa Mahkemesi iptal etti. (14 Mart 2005 / 11 Nisan 2007)
Referanduma evet demek, mübarek vatan topraklarını İngilizlere, Yunanlılara, İsraillilere, Amerikalılara bedavaya verelim, demektir.
Bu vatan bizimdir; uğruna milyonlarca can verdik, kanımızı döktük, bizim kalacaktır, diyenler referandumda hayır demelidir. Referanduma hayır demek bir vatan borcudur. O halde hayırda yarışalım!
4– AKP hükümeti, topraklarımızı ecnebilere devretmek için Yabancılara Toprak Satışı Kanunu’ndan girdi, olmadı. Anasaya Mahkemesi geçit vermedi. 442 sayılı Köy Kanunu ve 5444 Sayılı Tapu Kanunu’ndan sıvışmaya kalkıştı, Mahkeme yine yutmadı. Engelledi.
Yabancı Şirketlerin Taşınmaz Mal Edinmelerine dair düzenlemeyle araya girmeye kalkıştı. Yüksek Mahkeme, dur dedi. Kısaca AKP hükümeti, vatan topraklarını ecnebiye satmak için denemedik yol bırakmadı. Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu, Turizmi Teşvik Kanunu ve Endüstri Bölgeleri Kanunu gibi bir çok yasayla devreye girmek istedi.
Her bir düzenleme ile milletin malından ve vatan topraklarından bir şeyler kopartıp ecnebiye verdiler, vermeye kalkıştılar. Ancak Anayasa Mahkemesi sürekli önlerini kesti. Öyle oldu ki, AKP, vatanı satmada hız kesmedi, Anayasa Mahkemesinin takatını kesti…
Şimdi referandum ile bu Yüksek Yargının kökünü millete kazıtmak ve önlerindeki engeli kaldırmak istiyorlar.
Referandumda evet demek, AKP, vatanı dilediği gibi ecnebilere devretsin demektir; Türk milleti buna evet diyemez. O halde hayır diyoruz, hayırda yarışıyoruz!
M. Emin KOÇ
yenimesaj.com
Referandumda faşizm oylanacak
AKP, 12 Eylül darbecilerinin hazırladığı anayasayı yine bir başka 12 Eylül günü referanduma sunacak. Mesaj belli: Bu anayasa askerin eseri idi, özgürlükler kısıtlanmıştı, işte size tam özgürlükçü bir anayasa!
Oysa bu referandumun özgürlükle, hakla, hürriyetle bir ilgisi yok. AKP’nin gücünü, dediğim dedik çaldığım düdük siyasetini, bir ülkenin demokratik söylemlerle nasıl adım adım diktatörlüğe kaydığının en güzel örneğini ortaya koyacak bir referandumla karşı karşıyayız.
Refarendumda ‘hayır’ diyecek olanlar daha şimdiden ‘Ergenekoncu, demokrasi düşmanı’ ilan edildiler bile. Cumhuriyet tarihi boyunca darbe dönemlerinde bile görmediğimiz bir şekilde telefon dinlemelerinin, tutuklanmaların, yargısız infazların, iktidarın yargıyı tahakküm altına alma operasyonlarının gerçekleştiği bir dönemde “anayasayı” değiştirerek hangi özgürlüğü getirecekler?
Türkiye, insanların konuşmaya, yazmaya korktuğu bir ülke haline getirildi.
Türkiye, insanların yatak odalarının bile pervasızca dinlendiği bir ülke haline getirildi.
Türkiye’yi korkular ülkesi haline getirenler ‘demokrasi getirme’ palavrasını savurmakla meşguller. Halk, bu palavrayı ya yutacak ya yutmayacak.
Yutarsa hapı yutacak!
Yutmazsa gerçek bir demokrasi dönemi başlayacak.
Ülkenin gerçek gündemi nedir sizce? Etrafınıza bir bakın. İşsizliğin girdabında boğulan insanlar, iflas eden işadamları, yüzbinlerce kredi kartı mağduru, kıskaca girmiş, Ermenistan’dan Amerika’ya kadar gol üstüne gol yediğimiz bir dış politika, ülkeyi baştan başa yeniden kuşatmış terör saldırıları ile kan gölüne boğulmuşken hükümet bütün bu sorunlar yerine ‘anayasa değişikliği!’ paketini attı mlletin önüne.
Ey millet! Senin en önemli sorunun işsizlik değil, aşsızlık değil, fakirlik değil, terör değil? Anayasa!
Anayasaya evet deyin her şey düzelecek. Karnınız doyacak, iş bulacaksınız, akan kan duracak!
AKP’nin bu yalan dolanına, bu sahte özgürlük çığırtkanlığına, bu anayasa değişikliği ile gündem değiştirme numralarına bu milet dur diyecek.
Adım adım faşizme giden Türkiye’nin geri dönüş noktası 12 Eylül olacaktır.
Muharrem BAYRAKTAR
yenimesaj.com