AKP'nin elindeki yeni rejim kurgusu
Leyleğin ömrü laklakla geçermiş, AKP’nin ömrü de laiklik laklaklarıyla geçiyor. Laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğu kabul edildiği halde kapatılmayan AKP’nin sözcüleri, artık laikliğe dolaylı olarak değil doğrudan cephe alacak cürete ulaştı.
Bozdağ, Anayasa’nın “Diyanet İşleri Başkanlığı” başlıklı 136. maddesindeki, “Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir” ifadelerinin değişmesi gerektiğini, Diyanet’in laik olamayacağını söyledi. Tepkiler üzerine de “Anayasanın 136. maddesine baktığımızda orada bir müdahaleci laiklik anlayışını görüyoruz. O fevkalade yanlış. Biz onu ifade ettik. Söylediğimiz şey bundan ibarettir. Laikliğe aykırı bir hükmün laikliğe uygun hale getirilmesi esastır. Bizim söylediğimiz o..” diye kazı çevirmek zorunda kaldı. Yoksa kaz yanacak!
***
AKP’nin 10 yıl içinde ne yaptığını, ABD Kongresi’nin üyeleri ve Beyaz Saray yönetimi için raporlar hazırlayan Kongre Araştırma Servisi CRS, bir rapor haline getirdi. Raporun, “Kemalist Düzende Değişiklikler” bölümünde AKP’nin eski düzeni değiştirdiği ifade edildi ve Işık Koşaner’in istifasıyla Genelkurmay Başkanlığı’na Necdet Özel’in getirilmesinin, içteki iktidarın kesin bir şekilde sivil liderlere kaydığının göstergesi olarak yorumlandığı belirtildi. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanması ise “eşi görülmemiş bir adım” diye nitelendirildi.
Atatürk ilkelerinin, Milli Eğitim’in temel amaçlarından, Arif Nihat Asya’nın “Bayrak” şiirinin ders kitaplarından çıkarılması gibi uygulamalarından sorumlu “Milli” Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ise eğitimin birliğini zedelemek için attıkları adımları övünerek anlatıyor: “Devletin tasarladığı ve tek tip bir eğitim sisteminden, giderek çeşitlendirilmiş, insanlarımızın ihtiyaçlarına uygun ve onların birey olarak kendilerini daha fazla gerçekleştirebileceği bir eğitim sistemini kurgulamaya çalışıyoruz..”
***Adı üzerinde “kurgu..”
Peki kim kurdu bu kurguyu? Ömer Dinçer’den önce Türkiye’nin Atatürk ilkeleri eksenindeki rejiminin değiştirilmesi kurgusu kime aittir?
Kime ait olduğu belli de Amerikalıların bu iş için kullandığı PKK’nın siyasi kanadı olan BDP temsilcileri, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu bünyesinde oluşturulan Yazım Alt Komisyonu’nda “Çocuk Hakları” başlıklı 7. maddenin yazımına geçerken, metne “her çocuk kendi kültüründen yararlanma ve kendi dilini kullanma hakkına sahiptir” hükmünün girmesini istedi.
MHP temsilcileri bu öneriye sert tepki göstererek, “Ucu açık bir ifade. Bu ifadenin Anayasa’da yer alması demek, Kürtçe anadilde eğitimin yolunu açmak demektir. Bunun hedefi daha şimdiden belli. Bu, millet içinde başka bir millet kurmanın ilk adımı demektir” dedi.
***
AKP daha kurulurken CFR’nin bir lobi şirketi üzerinden Tayyip Erdoğan’a gönderdiği gizli mektupta ne deniliyordu:
“Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir.”
Yani BDP veya PKK’nın talepleri, esasında AKP’nin parti programı haline getirdiği o gizli belgede yazılanlardan ibarettir.
Amerikan devleti, bugün Siyonistlerin geliştirdiği New Age, Yeni Muhafazakarlar gibi tarikatların eline geçmiştir. Türkiye’de de sahneye konulan senaryo aynıdır. Yalnız Türkiye’de Müslüman zannedilen bazı tarikatlar da Hıristiyan siyonizmine hizmet etmektedir.
Atatürk ise İslamiyeti hurafelerden temizlemiş ve yüceltmiştir. Onun adına sonradan yapılanları eleştirmek mümkündür ama “Türk Milleti”nin birliğini çökertmenin yolu olarak Türkiye’yi Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” çizgisinden çıkarmayı görüyorlar ki zaten laikliğin içini boşaltarak yaptıkları da budur..
Üstelik Amerikan raporunda, AKP’nin bu işi asker desteği ile yapmakta olduğu da iddia ediliyor!
Arslan BULUT, 7 Haziran 2012