AKP’nin mülkiyet değişimi projeleri!
MHP Fatih İlçe Teşkilatı’nın Balat semtinde düzenlediği toplantıda, partinin Büyükşehir Belediye Başkan adayı, şehir plancısı Ahmet Turgut ile birlikte birer konuşma yaptık. Turgut, Fener/Balat’ta “Mülkiyet değişimi”ni anlattı.
Hem Turgut’un hem de toplantıya katılan dernek temsilcilerinin ve vatandaşların konuşmalarından, kentsel dönüşüm adı altında Fener ve Balat semtlerinde mülkiyetin nasıl el değiştirdiği çok net bir şekilde ortaya çıktı.. Kentsel dönüşümü yapan AKP yandaşı şirket, inşa ettiği yeni konutların yüzde 58’ine sahip oluyor! Bu arada semt sakinleri, sokak sokak, cadde cadde evlerinden, mahallelerinden sürülüyor.
Ben de meselenin hangi küresel projelerin alt başlığı olduğunu anlattım. Sözlerime Patrik Bartholomeos’un 7 Mayıs 2000 günü Orta Anadolu’da bir eski kilisede düzenlediği ayinden sonra, “Türkiye’nin AB’ye üyeliği, Anadolu’da önceden var olmuş Hıristiyan toplumların yaşadığı bölgelerde yeniden Hıristiyanların yaşamasına izin vermelidir. Eğer AB üyeliği bunu müsait kılarsa ve Hıristiyanlar yaşadıkları bölgelere tekrar yerleşirse, o zaman Patrikhane de o bölgelerde bulunan kiliselerin yeniden ayine açılmalarını düşünebilir” dediğini anlatarak başladım.
Aslında bu sözler, Türkiye’de Kürt açılımı, Ermeni açılımı diye başlatılan olayların arkasında gerçekte hangi projelerin bulunduğunu da gösteriyor bana göre.
Fakat bu düşünceler zaten Amerikan projelerinde hedef olarak ortaya konulmuştur.
***
Aytunç Altındal anlatmıştı:
- 1949’da açıklanan bir Amerikan raporu var. Bu rapor çerçevesinde İstanbul’un yeniden üç dinin merkezi yapılmasının Orta Doğu’da ve İslam alemindeki çalkantıları önleyeceğinden söz ediliyor
- Raporun adı, “Türkiye nasıl yükselir?” 1948’de Max Weston Thornburg hazırlıyor, 1949’da da yayınlanıyor. Bu raporda “1950 yılında seçimler yapılacak ve Demokrat Parti iş başına geçecek” deniliyor. Aynen böyle oluyor.
- Raporda, yapılacak işler arasında birinci olarak, İstanbul’da istimlak vardı. İstimlak sonunda İstanbul’un üç vilayete bölünmesi, merkez bölgenin üç dinin merkezi haline getirilmesi, Fener Patrikhanesi’nin Vatikan modeli ile genişletilmesi, aynı şekilde Yahudiler için büyük bir sinagog inşa edilmesi ve Sultanahmet Camii’nin de Müslümanların merkezi yapılması öngörülüyordu. Ayrıca Kariye Camii de “Makarrı Hilafet” olarak tespit ediliyordu. Bütün istimlak faaliyetleri bu merkezlere göre planlanıyordu.
- Menderes döneminde bu kamulaştırmalar başlatıldı. 27 Mayıs darbesi araya girince, proje durdu. 1963-1964 yıllarında Haşim İşcan, belediye başkanı iken bu proje yeniden gündeme getirildi. Haşim Bey öldü, ondan sonra ilginçtir 84 gün süre ile İstanbul Belediye Başkanlığı’na Fenerbahçe kulübünün başkanı Faruk Ilgaz vekalet etti. Ondan sonra da Fahri Atabey belediye başkanı seçildi. 84 günlük vekalet döneminde bu proje, o kadar taraftar bulmuştu ki, Faruk Ilgaz İstanbul belediye başkanlığına seçilebilseydi, bu projenin taraftarları Faruk Bey’i çok zorlayacaklardı.
***
Abdullah Gül başbakan iken hazırlanan kamu yönetimi yasa tasarısında, İstanbul’un iki vilayete bölünmesi esas alınıyor, hatta kanton modelinden söz ediliyordu. Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığında ise tasarıdan bu ifadeleri çıkardılar..
Bugün öğreniyoruz ki Kandil’deki PKK kampında Abdullah Öcalan’ın posterlerinin yanında Meryem Ana posterleri de var. Yani orada da bir Hıristiyan damgası var! PKK, zaten Türkiye topraklarının mülkiyetinin değiştirilmesi için kurulmuş bir örgüt değil midir.
Arslan BULUT, 7 Ocak 2011, YENİÇAĞ