AKP’li Mahir Ünal klasik bir siyasal İslamcı sayıklaması olan sözlerle cumhuriyeti ve örtülü olarak da Türkçe’yi hedef aldı…
Her ne kadar kendisi cumhuriyet düşmanlığı yapmadığını iddia etse de, "Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir." sözleri ile nereye düşmanca tavır sergilediğini ortalama zeka sahibi herkes görebilir, görüyor…
Konu ile ilgili oluşan tepkiye karşılık AKP’den “Bunlar Ünal’ın kendi görüşleridir. Partimizi bağlamaz” cinsinden bir açıklama gelirse itibar etmeyin sakın…
Bunlar bizzat AKP’nin görüşleri, çizgisidir…
Hatırlayın;
“Türkçe ile felsefe olmaz” diyen AKP Genel Başkanı Erdoğan’dı.
O Erdoğan ki; Türkçe'nin bilim ve felsefe için yetersiz bir dil olduğunu söyleyip tıpkı Mahir Ünal gibi Harf Devrimini hedef almıştı…
Sanki Osmanlı sanayi devrimini, bilimsel gelişmeleri ıskalarken Osmanlıca değil de başka bir yazı dili kullanıyordu!
Sanki bugünün Arap ülkeleri Arapça sayesinde bilim dünyasında lider roldeler!
Sanki Arapça sayesinde teknoloji üretiyorlar!
Petrolün verimsiz ülkeleri besleme özelliği olmasa Arap ülkeleri açlıkta Afrika’nın fakir ülkeleri ile yarışır! Yalan mı?
Unutmadan, “Türkçe öldü. Eğitim dili Arapça olmalı” diyen şahsın da Milli Eğitim Bakan Yardımcısı yapıldığını ve hâlihazırda bu görevde olduğunu hatırlatayım…
Zaten Suriyeliler üzerinden Türkçeye operasyon çekip Türkçeyi tabelalardan kovmaya çalışan, Arapçayı güzel Türkçe’mize kuma getirmek isteyen de bu iktidar değil mi?
Gelelim Harf Devrimi’ne ve neden yapıldığına…
Bir an için sorgulayalım, az bile olsa AKP’li Ünal’ın haklılık payı var mı?
Zerre kadar yok!
Bir defa şunu belirtelim; lisanımızla sorunu olanın insanımızla sorunu vardır…
Niye mi?
Sadece ses bayrağımız, sadece sözlerimiz ve yazdıklarımız değildir Türkçe.
Türkçe, hem dilimizin adı, hem de Türk’ün duygularının, heyecanlarının, yaptıklarının ve yapacaklarının kimliğidir…
Türklüğümüzün taşıyıcı sütunudur.
Başımızın üstünde tuğ, gönlümüzün içinde çığdır Türkçe.
Konuştuğumuz Türkçe kadar Türk’üz!
Türk’ün Türk’e sevgisi ve hasreti, Türk’e yurtluk etmiş, Türk’ün nefes aldığı diyarların günümüze seslenişidir.
Ne diyordu Oktay Sinanoğlu; “Başka hiçbir dil bilmeden sizi Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar götürecek tek bir dil vardır; Türkçe! Dilinize sahip çıkın."
Görüyorsunuz ya, Türkçe bizim uçsuz bucaksız vatanımızdır aynı zamanda…
Şimdi düşünün!
Bir imparatorluk, uğruna asli unsuru olan Türkleri ikinci plana itip, egemenliği altındaki diğer halkları asırlardır dini ve milli kimliklerine kastetmeden yaşatsın ve gün gelsin onların ihanetleri ile ufalsın, çöksün!
Siz ise çokuluslu bir imparatorluğundan küllerinden o imparatorluğu felakete götüren sebepleri görerek bir ulus devlet çıkarın!
Yapacağınız ilk işlerden biri nedir?
Yurdu düşman işgalinden kurtarmanız gibi, Arapça ve Farsçanın işgalinden Türkçeyi kurtarmaktır.
Çünkü ulus devletler, milli devletler, milli dil ile ayakta kalır ve yaşarlar…
Çünkü milli dil, milli kimliğin olmazsa olmazıdır. Milli dil, milli kimliğin bir nişanıdır.
Bir millet, asırlar boyunca zulümle yoğrulmuş bir esaret altında yaşasın, eğer dilini korumayı ve yaşatmayı başarmışsa, o milleti hiçbir esaret türü yok edemez ve esaret süresi ne olursa olsun, o millet için hür günlerin umudu yok olmuş değildir…
Eğer ki Harf Devrimi olmasa, bugün Anadolu’da kırık dökük bir Türkçe konuşulurdu…
Niye mi? Türkçe 8 seslisi olan ve sondan eklemeli bir dildir…
Atatürk harf devrimi ile; 3 seslisi olan Arapça ve Farsça gibi her anlama farklı bir kelimenin üretildiği dilin egemenliğinden Türkçeyi kurtardı…
Cumhuriyet, can çekişen Türkçeyi harf devrimi ile can suyu verdi…
Şimdi diyeceksiniz ki; “Madem dil millilik için bu kadar önemli; o zaman iki de bir kendilerini ‘Yerli ve milli’ diye pazarlayan bu arkadaşlar neden Türkçe ile sorunlu?”
İşte burada düşüyor İslamcıların maskesi!
Evet! Yerli ve milliler ama ruhları, zihniyetleri bu toprakların yerlisi ve millisi değil!
Bunlar her fırsatta “Milliyetçilik günah” derler, sonra Kavm-i Necip diyerek kutsayıp Arap ırkçılığı yaparlar!
Harf Devrimi’ni hedef almalarının, hatta Türk Devrimi içerisinde yıllardan beri en çok saldırdıkları inkılaplardan birinin Harf Devrimi olmasının sebebi de aynı: kutsamak!
Kuran-ı Kerim Arapça olduğu için Arap alfabesi ve dilini kutsal görüyorlar…
Kuran Anadolu’da, İngiltere’de veya Çin’de inip, yine Arapça diliyle inmiş olsa, o yüzden kutsasalar anlayacağım hani…
Bu İslamcılar hem Harf Devrimi’ne safsatalarla saldırırlar ama kendi cenahların sembolü olan yazarlarına ve onların eserlerine de methiyeler düzerler…
Sizin o göklere çıkardığınız yazarlar, o abarta abarta bitiremediğiniz eserleri Türkçe yazmadı mı?
Hani Harf Devrimi düşünmemizi yok etmişti? Sizin yazarlarınız düşünmeden mi yazdı yoksa eserleri, şiirleri?
Sizin anlayacağınız; Türkiye'de Arap yazısının ve Arapçanın egemenliğine son verilmesi dertleri…
Boş yere demedim, “Lisanımızla sorunu olanın insanımızla sorunu vardır…” diye…
Öyleyse, müflis zihniyetiyle Türkçe düşmanlığı yapanların haberi olsun; siyasetin, çevrenin, havanın, suyun kirlenmesiyle yarıştırılırcasına kirletilmekte, yozlaştırılmakta olan Türkçe’yi korumak, bizim için Türk’ü ve Türk ülkesini korumaktır…
Tam 100 yıl önce Kemal Paşazade Sait Bey'in yazdıkları ile bitirelim;
Arapça isteyen Urban'a gitsin,
Acemce isteyen İran’a gitsin
Frengiler Frengistan’a gitsin
Ki biz Türk’üz, bize Türkçe gerekir!
- Fatih ERGİN