"AKP süreci iyi yönetti" hikayesi!
Virüs öyle veya böyle geçip gidecek. Zira AKP'nin ülkeye yerleştirdiği psikolojik rahatsızlıklar bir nesil boyu sürecek. Devamlı olarak yanlama, yaranma hali kolay kolay bitmeyecek!
Deniliyor ki; “AKP bu süreci iyi yönetti!” Mesela neyi iyi yönetti?
Diğer ülkeleri örnek aldı. Çok önceden yapılması gerekeni ancak yaptı. Onda bile geç kaldı.
* * *
Millet “sınırları kapatın uçak seferlerini durdurun” diye bas bas bağırırken inatla İran sınırını kapatmadılar. Uçak seferlerini durdurmadılar. İran'da virüs ortaya çıktığında, Irak, Kuveyt ve Ermenistan ilk günden sınırları kapattılar.
Virüs İtalya'da salgına neden olduktan sonra dahi Avrupa uçuşlarına herhangi bir kota/limit blokaj uygulamadılar.
Madem öyle, bu durumda süreci bizden daha iyi yöneten ülke Suriye! Henüz tek bir koronavirüs vakasına rastlanmadı! Yine de ülkede bütün okullar, üniversiteler ve teknik enstitüler 2 Nisan'a kadar kapatıldı.
Kamu çalışanlarının çalışma saatleri azaltılırken, memurların yalnızca yüzde 40 kapasiteyle çalıştırılacağı ifade edildi. Parmak izi sistemi de bir ay boyunca kaldırıldı.
Tüm bilimsel, kültürel, sosyal ve sportif faaliyetler durdurulurken, kafelere ve restoranlara nargile yasağı getirildi. Vay arkadaş ama Esad ne süreç yönetti!
* * *
Nitekim Moritanya, Sudan, Gine, Etiyopya ve Kenya… Sadece tek bir vaka görüldü bunlarda… Aldıkları önlemler bizden daha sıkı… Hızlı davranıp bütün sınırlar kapatıldı. Kültürel etkinlikler iptal edildi.
Sahra çöl hastaneleri kuruldu. Yurtdışına çıkış ve dışarıdan girişlere sınırlama getirildi. Dünya Sağlık Örgütü bu ülkelere önleyici çalışmalarından ötürü teşekkür etti. Diğer ülkelere örnek olması gerektiğini belirtti.
* * *
Tabii ki AKP virüs sürecini iyi yönetmedi. Her zaman olduğu gibi yandaş medya sayesinde algıyı iyi yönetti.
Hadi herhangi bir hastaneye gidip koronavirüs testi olmak istediğinizi söylesenize… Test yok ki! Etrafınızda doktor varsa, sorun bakalım hiç görmüş mü test kiti?
* * *
Ne zaman ki Türk Tabipler Birliği bir açıklama yayınlayıp yerli ve milli test kitinin güvenilirliğini sorguladı… Sağlık Bakanı soluğu kameraların karşısında aldı. Önce iktidarı övdü, sonrasında vaka tespit edildiğini açıkladı.
Test yapılan merkezlerin sayısı yeterli değil… Test kiti sınırlı… Dünyada nüfusuna oranla en az test yapan iki ülkeden biri Türkiye idi… Neden yapamadı gerekli testi?
* * *
Tespit edilmemesi, olmaması anlamına gelmez. Virüsün Türkiye'deki gerçek yaygınlık derecesi bilinmiyor. Üçüncü dünya ülkelerinin tamamında vaka sayısı Avrupa'yı kıskandıracak kadar az…
Şahsen ülkede bir tek Hatay Valisi'nin açıklamalarına güvenirim. Kimse ortada yokken, zor zamanda çıkıp şehit sayısını açıklayabilen tek kişi oydu… Diğerleri arazi oldu! Hatay Valisi vaka sayısını teyit ediyor mu?
Turizm virüs kurbanı!
Tek bakış açısıyla ülke yönetilmez. Türkiye'nin en büyük döviz kazandıran sektörlerinden başında turizm geliyor. Bu yılın çok kötü geçeceği aşikâr! Oteller sezonluk işçi bile işe almayacaklar. Çalışan sayısını bile azaltacaklar. İşsiz sayısını bir de o zaman saysınlar!
* * *
“Düzelir belki” gibi hayallerle ülke yönetilmez. Zaten bu tür hayaller değil miydi bizi bugünlere getiren. Sorunu masaya koyacaksın, çözümleri arayacaksın.
Sektörün büyük kredileri var. Türk bankacılık sektörünün, turizm alanında faaliyet gösteren şirketlere verdiği kredi 100 milyar lirayı aştı. Sezon tahmin edildiği gibi kötü geçerse ciddi anlamda çöküş başlar.
* * *
Hani ölüm döşeğindeki insana; “ölmeyeceksin yine eskisi gibi coşup eğleneceğiz” derler de, dakikası dolmadan mevta olur ya, o hesap…
Ne Arap, ne Japon, ne Avrupalı, ne Çinli… Bu yıl hiçbirinin ne tatile çıkacak hali kaldı ne morali… Acil, eylem, plan, program, destek, paket adını ne koyarsan koy, görüldüğü üzere geç kalınca hiçbir işe yaramıyor. Ne karın ağrısıysa bugünlerde açıklamak gerekiyor.
Umursamazlığın aşısı var mı?
İktidar kadar krizi fırsata çeviren bir oluşum zor bulunur. Virüs ile yatıp, korona ile kalkıyoruz.
Ne Suriye'de yaşananlar, ne Rusya tarafından bize kabul ettirilen dayatmalar, ne ekonomik bunalımlar. Hiçbiri gündemde kalamadılar.
Yunanistan'a gönderdiğimiz on binlerce mülteciyi otobüslerle İstanbul'a geri getiriyoruz. Bunu da yabancı basından öğreniyoruz! İçişleri Bakanı sayı veriyordu. Galiba bunu söylemeyi unuttu!
* * *
Toplanılan vergileri babalarının parası gibi yiyenler. Yandaşların zimmetine geçirenler. Ne idüğü belirsiz vakıflara para aktarmalar.
Yolsuzluklar? Hırsızlıklar? Devleti soyup, soğana çevirenler? Bunu haber yapıp yazan gazeteciler mahpustalar! Unutuldular! Virüs sağ olsun araya kaynayıp gittiler!
Virüse illa bulunur bir aşı… Esas bu milletin unutkanlığını, umursamazlığını nasıl iyileştireceğiz orası sıkıntı!
Murat MURATOĞLU, 16 Mart 2020
sozcumuratoglu@gmail.com