YSK'dan HSYK itirazlarına retSeçimlerde tam kanunsuzluk hali görülmediğinden yenilenmesi istemini reddetti.Yüksek Seçim Kurulu, 17 Ekim 2010 tarihinde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu asıl ve yedek üyeliği için adli ve idari yargı hakim ve Cumhuriyet savcıları arasından yapılan seçimde, tam kanunsuzluk hali görülmediğinden, seçimlerin yenilenmesi istemini reddetti.
YSK, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun seçimlerin hukuka uygun biçimde ve demokratik ortamda yapılmadığı iddiasıyla seçimin iptali ve yenilenmesi başvurusunu karara bağladı.
Kurul, 17 Ekim 2010 Pazar günü adli ve idari yargı hakim ve Cumhuriyet savcıları arasından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu asıl ve yedek üyeliği için yapılan seçimlerde, tam kanunsuzluk hali görülmediğinden seçimlerin yenilenmesi isteminin reddine oybirliğiyle karar verdi.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), adli ve idari yargıdan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) üye seçiminin demokratik, serbest ve eşit koşullarda gerçekleşmediğine ilişkin somut bilgi, belge ve delil bildirilmediği için bu iddiayla ilgili inceleme yapılamayacağına, seçmenlerin etki altında bırakıldığına ilişkin iddianın seçmenlerin konumları gereği yerinde görülmediğine hükmetti.
YSK, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun, kamuoyunda ''bakanlık listesi'' olarak adlandırılan listenin bütün halinde seçilmesinin, seçimlerin demokratik ortamda yapılmadığını, eşit rekabet koşullarının oluşmadığını, hakim ve savcıların etki altında bırakıldığını ortaya koyduğu iddiasıyla ve tam kanunsuzluk nedeniyle seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi talebini karara bağladı.
Anayasa değişikliğine ilişkin kanunda yer alan HSYK'nın yeni yapısı ve üye seçimine ilişkin hükümlere yer verilen YSK kararında, seçimin demokratik, serbest ve eşit koşullarda gerçekleşmediğine ilişkin somut bilgi, belge ve delil bildirilmediği, seçmenlerin etki altında bırakıldığına ilişkin iddianın seçmenlerin konumları gereği yerinde görülmediği belirtildi.
Adayların öz geçmişlerinin YSK'ya ait web sitesinde fotoğraflarıyla yayımlandığı ve tüm adaylara eşit hak tanındığı kaydedilen kararda, adayların kendilerini tanıtamadıkları yönündeki iddianın doğru bulunmadığı ifade edildi.
Sayım ve dökümün açık olarak yapıldığına, oy verme yerinde hazır bulunanların sayım ve dökümü takip etme olanağı bulunduğuna işaret edilen kararda, idari görevde çalışan hakim ve savcıların HSYK üyeliğine aday olma kapsamı dışında tutulmalarına yapılan itirazın daha önce reddedilmesi ve kesinlik taşıması nedeniyle bu talebin yeniden incelenmesi olanağı bulunmadığı belirtildi.
Kurul, 17 Ekim 2010 Pazar günü adli ve idari yargı hakim ve savcıları arasından HSYK asıl ve yedek üyeliği için yapılan seçimlerde tam kanunsuzluk hali görülmediğinden seçimlerin yenilenmesi isteminin reddine karar verdi. Karar oy birliğiyle alındı.
Gerçek Gündem, 24 Ekim 2010
Adaletin bu mu Adalet Bakanı?12 Eylül faşizmi HSYK’ya Adalet Bakanı ve Müsteşarı’nı sokmuştu.12 Eylül faşizmine son vermek üzere yola çıkan Hükümet, herhalde “İşime gelen faşizm bin yaşasın!” şiarı ile, HSYK’da Bakan’ı ve Müsteşarı’nı koruduğu gibi, Kurul’a ilave olarak personelden sorumlu Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı’nı, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürü’nü ve eğitimden sorumlu Adalet Akademisi Müdürü’nü de soktu.
Hâkim ve savcılar tam anlamı ile yürütmenin memuru oldular ve HSYK hâkim ve savcıların özlük haklarını, Adalet Bakanlığı adına düzenleyen İnsan Kaynakları Departmanı haline geldi.
12 Eylül faşizmi böyle hal’loldu.
? İndirmediler, bindirdiler!
* * *
HSYK seçiminden önce katıldığım bir TV programında “Adalet Bakanlığı’nın yaptığı listeden bahsediliyor” demiştim. Hemen ertesi günü bana e-posta yolu ile 10 kişilik (7 asıl+3 yedek) Adli Yargı bölümü listesi yollandı. (İdari Yargı bölümü listesi yoktu.) Sakladım. Ama gerek yokmuş. Seçimden önce gazetelerde tüm listeler yayınlandı.
Elimdeki liste tulum tuttu. Bir adet bile yanılma yok.
YSK adayların propaganda yapmasını yasaklamıştı. Oy kullanan 12.000 hâkim ve savcının 167 adayın (Adli Yargı listesi) hepsini tanıyarak oy verdiğini iddia etmek insan aklı ile açıkça alay etmektir.
Eğer, Adalet Bakanı’nın iddia ettiği gibi listeleri sadece aralarında konuşmuşlar ise, benim elimdeki Adli Yargı listesinin % 100 tutma ihtimali, 167 aday ve 10 (7+3) seçilmiş kişi olduğuna göre:
? % 0.000000000000000000000005927’dir! (% 0. 23 adet sıfır ve 5927.)
Bu yüzde ihtimali yılbaşında büyük ikramiye çıkma ihtimali ile neredeyse aynı seviyededir.
Bakan Bey sadece bizimle değil, matematik (ihtimal hesapları) bilimi ile de alay ediyor!
Yemezler!
* * *
Listeyi Adalet Bakanı ve Müsteşarı hazırlamış, Müsteşar Yardımcısı ve Personel Genel Müdürü listenin propagandasını yapmışlardır. Nitekim:
“Listenin koçluğunu yaptığı iddia edilen Müsteşar Yardımcısı İbrahim Okur’un Vatan’a verdiği demeç tam bir itiraf:
‘YARSAV karşısında ortak hareket ettik ve öyle kazandık!’” (Tufan Türenç-Hürriyet-22 Ekim 2020)
167 adaylı Adli Yargı listesinden seçilen 10 (7+3) kişi 6401 ile 4570 arasında oy aldıklarına göre “ortak hareket” ancak ve ancak “propaganda” yaparak mümkün olur.
Her türlü propaganda YSK kararına göre suçtur. Ama, Adalet Bakanlığı’nın yaptığı propaganda katmerli suçtur! Zira, Bakanlık amir pozisyonundadır.
İşin en acı tarafı, kuvvetler ayrılığı ilkesi çerçevesinde bizim adımıza hukukun üstünlüğünü korumak üzere bağımsızlığı Anayasa tarafından garanti edilmesi gereken 12 bin hâkim ve savcı bu bağımsızlığa son darbeyi kendi elleri ile vurmuşlardır.
* * *
Adam bağırıyormuş: “Karımı öptüler, karımı öptüler!”
Duyanlar “Sen de kadıya şikâyet et!” diye akıl vermişler.
Adam beter bağırmaya başlamış: “Ben neyleyim. Karımı zaten kadı öptü!”
Kadı izin verirse, ben de tüm “Yetmez ama evet”çi dostları yanaklarından öpüyorum.
Cüneyt ÜLSEVER, 24 Ekim 2010, Hürriyet
Yetmez Ama Evet ŞoktaYazar çizerlerin önemli bir bölümü bu sloganın arkasına sığındı.. Onlar da anayasa değişikliğinin yetersiz olduğunu, göstermelik olduğunu, dayatmacı anlayışın ürünü olduğunu biliyorlardı..
Bu sebeple açık açık evet demediler..
Yetmez Ama Evet dediler..
Yani..
Bu yapılan iyi değil ama hiç olmazsa eskisinden daha iyi..
* * *
Referandumdan evet çıkınca ilk uygulamayı kısa sürede görmek nasip oldu.. HSYK seçimleri yapıldı, bakanlığın önemli bürokratlarının öncülüğündeki liste firesiz HSYK’ya yerleşti..
Yüksek yargı vesayetine son verildi..
Bakanlık vesayeti kuruldu..
Yetmez Ama Evetçiler de şoka girdi..
Evetlerini sorgulamaya başladılar, rahatsız olduklarını beyan ettiler.. Savunduğumuz bu değildi diye homurdandılar..
Anlayacağınız liberal demokratlar bir gecede bölündü.. Hem de tam üç parçaya..
Sadece onlar bölünmedi, YARSAV’a alternatif olarak kurulan liberal demokrat aydınlar tarafından desteklenen, alkışlanan, önemsenen, önemsetilen Demokrat Yargı Derneği de ortadan çatladı..
Demokrat Yargı Derneği’nin bağımsız Eşbaşkanı Ertekin; hükümetin yargıyı iktidarın bir parçası haline getirdiğini önü sürdü..
Demokrat Yargı Derneği’nin biraz bağımlı Eşbaşkanı Can; bekleyelim, icraatlarını görelim diye topu taca atıp vakit kazanmayı tercih etti..
Biz gelelim liberal aydınlara.. Üçe bölündüler demiştik ya..
* * *
Birinci grup: Çok sert tepki gösterdi.. Hayal kırıklığı yaşadıklarını açık açık söylediler.. Seçimleri demokrasi açısından utanç verici buldular.. Yürütmenin başının hâkim ve savcıların başını seçmesini içimize sindiremiyoruz dediler..
* * *
İkinci grup: Yapılan edilenden hazzetmeseler de hiç olmazsa eskisinden daha iyi, eskisi kadar kötü değil ya diyerek kendilerini avutuyorlar.. Demokrasinin bir yerine oturtamamanın sıkıntısını çekiyorlar..
Üçüncü grup: AKP ne yaparsa doğru yapar, ne eylerse güzel eyler düsturundan miligram sapmıyorlar.. Yeni HSYK’yı AKP’den çok, HSYK’nın yeni üyelerinden çok savunmayı boyunlarının borcu olarak görüyorlar.. Bugün savunmayacağız da ne zaman savunacağız diye kendilerini ortaya attılar; hile mi yapılmış, baskı mı yapılmış, hani delil, hani kanıt diyorlar başka da bir şey demiyorlar..
Şoktan çıkmaya çalışıyorlar..
* * *
Aslında dördüncü grupta olanlar da var..
Sessizler..
Sesini çıkartmayanlar.. HSYK seçimlerine bulaşmak istemeyenler.. Memlekette konu mu biti havasıyla görüş beyan etmekten kaytaranlar..
* * *
Kısaca Yetmez Ama Evetçiler şu günlerde şokta!..
Cemaatlere özgürlük!Ne zaman cemaatlere özgürlük başlıklı bir yazı okusam kafam karışıyor..
Cemaat kelimesiyle özgürlük kelimesini bir türlü yan yana getiremiyorum..
Hem cemaat hem özgürlük!..
Galiba sadece cemaatlerin faaliyetlerine özgürlük isteniyor, cemaatlerin üyelerine değil..
Bizim partiler gibi yani..
Demokrasinin vazgeçilmez unsurudurlar, demokrasi isterler, ileri demokrasiden dem vururlar ama kendi dükkânlarında demokrasi yoktur..
Kendi üyeleri demokrat değildir..
Cemaatlerdeki özgürlük gibi..
Suçlu yine CHP oldu..HSYK’da neden böyle oldu, bunun neresi demokratik seçim denildiğinde topu yine CHP’ye, eski Anayasa Mahkemesi’ne atıyorlar..
Efendim, her savcı ve hâkim sadece bir adaya oy verir ibaresi kalsaymış, liste çıkmazmış, liste yarışı yaşanmazmış..
Bu ibareler neden iptal edildi..
Demokrasiye ve hukuka uygun olmadığı için..
Şimdi dönüp o ibareler kalsaydı HSYK yapısı daha demokratik olurdu, seçimler de seçim gibi olurdu demek işi sulandırmak biraz da perdelemek demektir..
Mesele bu değil ki.. Mesele Adalet Bakanlığı’nın iki güçlü bürokratının liste çıkarmasıdır..
Mehmet TEZKAN, 22 Ekim 2010, Milliyet