Matt Bryza "AKP kapatılırsa ve bundan dolayı Avrupa Birliği ile müzakereler durdurulursa, bu durum ulusal çıkarlarımıza aykırı olur" dedi.
Sayin Sarizeybek.
Biz Avrupa Birligine a-l-i-n-m-i-y-a-c-a-g-i-z.
Niye bu kadar kesin konusuyorum, izah edeyim.
Ben AB konusunun yabancisi degilim ve konunun gazete haberleri kapsami disindaki yönlerini de biliyorum. ETU-Europien Türkish Union isimli kurulusun koordinatörlerinden biriyim. Bu kurulus, 2004 yilinin sonlarina dogru, Almanyada ki Türk cati örgütlerinin ve toplum önderlerinin biraraya gelerek kurdugu bir kurulustur. Kopanhag, Strassburg ve Brüksel de calismalarimiz oldu. Yayinlarimiz, toplantilarimiz ve kampanyalarimiz oldu. Ve ben aktif olarfak bu faaliyetlerin merkezinde yer aldim.
Aradan gecen zaman icerisinde -sahsen- geldigim nokta, bizi almiyacaklaridir.
Iki toplantidan bahsedeyim size.
1-Stuttgartta Delote toplantisi. Konusmaci Helmut Schmidt. Dinleyenler, banka genel müdürleri, alman diplomatlari ve degisik kurumlarin temsilcisi bürokratlar.
Schmidt Alman politikasini belki de en iyi takip edenlerden ve bilen biri. Halen Die Zeit gazetesinin yazi politikalarini kararlastiran ücbes kisiden biri. Sorulan bir soruya verdigi cevabi yaziyorum size(notlarimdan)
Schmidt- "Türkiyenin Avrupa Birligine Truva ati gibi girmesi projesi, Amerikan politikasinin 30 senedir uygulamak istedigi bir politikadir." ve Schmidt konusmasinin devaminda "Türkiye Avrupa Birligine alinamaz" diyerek, bu konuyu izah!!! etmis oldu.
2-Quant vakfinin tertipledigi toplanti. Konusmaci olarak, CSU lu bir milletvekili ve Yesiller Partisinden Cem Özdemir var. Dinleyicilerin listesine bakinca, katilanlarin eften püften insanlar degil, Alman politikasinin önemli insanalri oldugunu anlamis olduk. Merkez Bankasi , Dresdner Bank, Deutsche Bank üst düzey yöneticileri. Uluslararasi hukuk bürolarinin temsilcileri. Partilerin üst kademe yöneticileri vs. Cem Özdemir de, Amerikadaki " politik bilgisini gelistirme!!! " döneminden Almanyaya geri dönmüs.
Bu toplantida, konusma yapanlarin hemen hepsi ve soru soranlarin cogu, Türkiyenin Avrupa Birligine giremiyecegini anlattilar. Türkiyenin ekonomik olarak köprü vazifesi görmesi gerektigini ama AB ye alinmasinin mümkün olmadigini acik acik savundular. Hatta Cem Özdemir bile sasirdi yapilan konusmalara.
***
Sayin Sarizeybek,
Bizi Avrupa Birligine almiyacaklari kesin. Biz sadece kendi sosyal yasantimizi ve kanunlarimizi harap etmekle kalacagiz. Bir zamanlarin siyasi slogani olan "onlar ortak, biz pazar" cümlesi gerceklesiyor yavas yavas.
Benim katilma imkani bulabildigim toplantilar elbette daha az!!! seyin ve dikkatli!!! konusuldugu toplantilardir. Kimbilir bizim katilamadigimiz toplantilarda neler konusuluyordur.
Saygilarimla
Nazim Alemdar
borabey yazdı:Ankara'da Pentagon darbesi!
Cümleler ne kadar tanıdık! İsimler, yöntemler, kullanılan araçlar ne kadar da aynı.. Bölgemizde her büyük operasyondan önce Türkiye'de derin bir iç dizayn çalışması yapılır. Bu yapılırken çoğunlukla aynı kurumlar, aynı kişiler kullanılır, aynı yöntemler tekrar denenir. Yıllardır bilmemize rağmen, defalarca tecrübe etmemize rağmen inanırız, etkileniriz, gaza geliriz, oyuna geliriz ve bu ülkeyi, kendi ülkemizi kendi ellerimizle mahvetmekten çekinmeyiz.
ABD'nin İran gündemiyle Türkiye'deki iç siyasi kriz birbirine ne kadar bağımlı, fark etmiyor muyuz? İran'a saldırı kampanyasını yürütenlerle Türkiye'de sert ya da yumuşak askeri müdahaleyi provoke edenler aynı güçler. Türkiye ve İran için birbirine paralel, birbirini tamamlayan bir strateji izliyorlar.
Türkiye'de çokça tanınan RAND Corporation, ABD Savunma Bakanlığı'na (Pentagon) bir rapor hazırlamış: Türkiye'de Siyasal İslam'ın yükselişi Doğrudan Türkiye'nin bugünkü iç siyasi krizini içeren, geleceğine ilişkin öngörülerde bulunan 135 sayfalık bir rapor. Türkiye için on yıl içinde gerçekleşebilecek dört senaryo çiziyor: AK Parti'nin AB eğilimli bir yol izlemesi, sinsi İslamlaşma, partinin yargı tarafından kapatılması veya askeri darbe
Darbe öncelikle yumuşak enstrümanlarla yapılacak, bütün kartlar tüketildiğinde ise doğrudan müdahaleye sıra gelecek. Şu anki krizin laik-İslamcı çatışması olmaktan ziyade merkez ile çevre arasındaki iktidar mücadelesi olduğunu vurgulayan raporda, yine de bütün iddialar İslam tehdidi üzerine kurgulanmış. Aynı kuruluşun daha önce hazırladığı raporlar, yakın çevremizde yüz binlerce insanın ölümüne yol açtı.
Mesela yine RAND tarafından hazırlanan ve bu tarz araştırmalara yılda 100 milyon dolar ayıran muhafazakar Smith Richardson Vakfı'nın finanse ettiği Sivil Demokratik İslam: Ortaklar, kaynaklar ve stratejiler başlıklı 2003 tarihli çalışmaya bakalım:
Anti-emperyalist ve sosyalist düşüncelerinden dolayı laiklere güvenilmez. Fundamentalistlere ve geleneksel Müslümanlara da. Fundamentalist ve gelenekseller arasında oluşabilecek bir yakınlık kesinlikle engellenmeli. Hatta birbirleriyle savaşmaları teşvik edilmeli. ABD ve Avrupa için güven telkin edilenler sadece, kitleleri yönlendirmede Kur'an'ı sınırlandıran modernist Müslümanlardır. Bu grup desteklenmelidir.
Bu cümleler o rapordan Bir iç çatışma senaryosu olarak hazırlanmış. Belli oranda da uygulandı. RAND, çalışmayı hazırlamadan önce Pentagon'a aynı konuda bir brifing vermişti. Müslümanlar kategorilere ayrılıyor derin ve uzun süreli bir iç çatışmalar zinciri öngörülüyordu. Senaryo şöyleydi:
1- Önce modernist ve laik Müslümanları destekle.
2- Geleneksel Müslümanları fundamentalistlere karşı destekle.
3- Fundamentalistlerle savaş.
4- Seçici bir şekilde laikleri destekle.
5- Batılı İslam tezini destekle.
Aynı kuruluş, 15 Aralık 2004'te U.S.Strategy in the Muslim World After 9/11 başlıklı 567 sayfalık başka bir rapor hazırladı. Bir önceki çalışmayı hazırlayan isimlerin imzasıyla. ABD Hava Kuvvetleri tarafından sipariş edilen çalışma tam bir kaos senaryosuydu. Bu sefer tez Müslüman entelektüeller, akademisyenler, kanaat önderleri ve sivil toplum örgütleri üzerine kurulmuştu. İki ana tez vardı:
1- Şii-Sünni ayrımı,
2- Arap-Arap olmayan ayrımı. İslam dünyası için derin bir çözülme, ayrıştırma, fraklılaştırma ve çatıştırma öngörüyor/du. Belli oranda uygulandı, uygulanıyor.
Çalışmalar, büyük oranda Pentagon, Dışişleri ve CIA'nın ihtiyaçları için hazırlanıyor, bu kurumlar tarafından finanse ediliyor. Bu son derece normal bir şey. Ama nasıl uygulandıklarını hiç izlemiyoruz. Dikkatle izlendiğinde birçok şeyin söz konusu senaryolara göre şekillendiği fark edilecektir. Yine dikkatle izlendiğinde, sadece tartışmakla yetindiğimiz bu projelerin bizlere ne ağır bedeller ödettiğini anlamaktan yoksunuz.
İran'a saldırı için ABD'yi tahrik eden İsrail adına kamuoyu oluşturan isimlere bakın. Gazetelerde ve televizyonlarda İsrail aşırı sağı adına inanılmaz iddialarla gündemde yerlerini koruyorlar. Middle East Forum adlı taşeron kuruluş üzerinden Batı'yı ve dünyayı bir büyük tehdite karşı harekete geçiriyorlar. Daniel Pipes gibi hayatını İslam'la savaşa adamış, entelektüel pazarda at koşturan bir Mossad mensubu, Michael Rubin gibi yine İsrail istihbaratına çalışan bir neocon ırkçı ve daha onlarca isim, bu coğrafyayı kana bulayacak senaryoların tetikçileri olarak çalışıyor. Onlara kalsa Türkiye dahil her Müslüman ülkeyi iç savaşlara sürükleyecekler.
İran'a karşı kampanyayı yürüten güçler ve tetikçileriyle AK Parti'nin tasfiyesi için üç yıldır kampanya yürüten güçler ve tetikçilerinin aynı olması size bir şey ifade etmiyor mu? Aynı güçlerin bugünlerde uzman müsveddelerini gece gündüz çalıştırmaları sizde bir endişeye neden olmuyor mu? Üç ihtimal var ortada:
1- Tasfiye edilmekle tehdit edilen AK Parti'yi hem İslam'la arasına mesafe koymaya zorlamak hem de İran ihalesine razı etmek.
2- Siyasal İslam tırmanışta paranoyası ile merkez iktidarı ellerinde tutanları AK Parti üze-rine saldırtıp çıkacak iç çatışmada onları yanlarına çekmek. Böylece hem iktidar değişimi hem de İran'a karşı etkin bir müttefik bulmak.
3- İslamcı tehdit paranoyası yayarak, bu çevrelerin İran'la ittifak yapacağı hezeyanlarını ortaya atarak kamuoyunu İran korkusuna karşı hizaya sokmak
Bir büyük senaryo var önümüzde ve bu Türkiye'de çok şey değiştirecek Neden Ankara'da Pentagon Darbesi dediğim ortada!
Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset
Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 9 konuk