AKP’ye oy veya gönüllü kobaylık
Yasalarımızda “Gönüllü kobaylık” düzenlemesi eksikti, o da 23’üncü dönemin son yasama faaliyetlerinden biri olarak tamama erdirildi!
“Gönüllü kobaylık yasası” Meclis’ten geçti. Cumhurbaşkanı onaylarsa artık Türkiye’de de yasal olarak insanlar ilaç şirketlerinin kobayı olabilecek.
Ancak bir tedavi yöntemi ve ilâcın ilmi araştırma amacıyla insanlar üzerinde kullanılabilmesi için Sağlık Bakanlığı’ndan izin alınması gerekecek. Araştırmada insanlar kullanılmadan önce hayvanlar üzerindeki deneyler tamamlanmış olacak. Deneylerin zararlı ve kalıcı etki bırakmaması, “gönüllü”nün yazılı olarak rızasının alınması ve “menfaat sağlamak” amaçlı olmaması gibi şartlar da aranacak.
* * *
Yasa teklifini yine bir “torba” halinde, AKP Adana milletvekili Necdet Ünüvar ve AKP Trabzon milletvekili Cevdet Erdöl hazırladı. Cevdet Erdöl yasa teklifini savunurken kanserden de söz ederek, “Kanser, hücrelerin sebepsiz, bazen de sebebi bilinmeyen şekilde kontrolsüz olarak çoğalması anlamına geliyor. Bunu da demokrasi açısından siyaseten tanımlayacak olursak ‘antidemokratik hücrelerin kontrol dışı çoğalması ve işleyen sistemi bozmasıdır’ diye tanımlayabiliriz” dedi.
Benim de bu yönde benzer tespitlerim vardır...
Cevdet Erdöl’ün sözleri üzerinde düşünürken ve Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve kültürel bünyesinde, kontrolsüz olarak çoğalan kanserojen unsurları gözümün önünde canlandırmaya çalışırken, bunların bir kısmına MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son yaptığı yazılı açıklamada işaret ettiğini gördüm:
“Anlaşıldığı kadarıyla AKP, 12 Haziran seçimlerinden galibiyetle ayrılması halinde peşmerge kalıntısı ve bölücü çevrelerle birlikte el ele verecek ve Türkiye Cumhuriyeti’nin içten ve dıştan çökmesine zemin hazırlayacaktır..”
Bahçeli, “Açılım denilen yıkım projesiyle, Türkiye’yi tasfiye etmeye ve Türk milletini dağıtmaya adeta kararlı olan Başbakan ve yol arkadaşları sabırları taşırma noktasına kadar getirmişlerdir. Teröre boyun eğen, teröriste sevimli görünmeye çalışan, İmralı canisiyle karanlık odalarda pazarlık yapan, Habur’da PKK’lı hainlere karşılama törenleri düzenleyen ve Hizbullah militanlarını serbest bırakan AKP hükümetiyle gidilecek bir yol, varılacak bir hedef artık kalmamıştır” ifadelerini de kullandı.
* * *
Demek ki bu sonuçlar elde edildiğine göre Türkiye’de AKP’ye oy veren vatandaşlar, AKP’nin ve arka plandaki ABD’nin “Büyük Orta Doğu Savaşı”na ve Türkiye’yi “demokratik özerklik” diye diye parçalamak uygulamalarına ve sosyal deneylerine de oy vermiş olacak. Yani kanser büyüyecek ve vücuttan parçalar kesilmeye başlanacak!
Bir anlamda halkın bir kısmı, Türkiye’yi parçalama projesinin eş başkanına oy vererek, Amerikan kobaylığına, kendi elleriyle “evet” demiş, kanserin büyümesine hizmet etmiş olacak!
* * *
Gerçi, Ünüvar ve Erdöl’ün hazırladığı yasada kobayları koruyucu önlemler var ama kobaylık karşılığında “menfaat sağlamak” yasak!
Peki Türkiye’nin bölünmesini hazırlayan “açılım” gibi deneylere oylarıyla destek vermiş olanlar, bu tercihleri karşılığında AKP’den çıkar sağlamıyor mu?
Valilerin makarna kömür dağıtması veya Tunceli örneğinde olduğu gibi köylere buzdolabı, çamaşır makinesi taşıması için Başbakan’ın verdiği talimatları kastetmiyorum.
Meselâ, üniversite sınavları için hazırlanan şifreler, sınavdan önce dershanelerde kimlere dağıtıldı?
Veya iktidarın hukuk dışı siyasi operasyonlarına, baskılarına, zulmüne alet olan devlet personeli bunun karşılığında, daha üst görevlere atanmadı mı?
Ve bütün bunları, İslâm adına yapmıyorlar mı?
Arslan BULUT - 10 Nisan 2011, YENİÇAĞ
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr