AKP’yi kapattırmayın, soykırımı tanıyacağız mı dediler?

AKP’yi kapattırmayın, soykırımı tanıyacağız mı dediler?

İletigönderen tuba » Cmt Tem 26, 2008 12:03

"AKP’yi kapattırmayın, soykırımı tanıyacağız" mı dediler?

Türkiye adeta Sevr sonrası süreci yaşıyor.
Garp’tan tak diye emir geliyor, Ankara şak diye yerine getiriyor.
Hatırlayın Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in kellesi de Batılı emperyalistlere bu şekilde sunulmuştu.
Birinci Dünya Savaşı’nda yaşanan tehcirin faturası bu yiğit mülkiyelinin şahsında Türk ulusuna kesilmişti.
Bugün yaşananlar da tıpkı o dönemi çağrıştırıyor.
Soykırım yoktur deyip Ermeni diasporasına posta koyan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu’na ceza kesildi.
Sevr sonrası süreçle bugünün benzerliği sadece bu olay olsa iyi!
Önce 301. maddede malum değişikliği yaptılar.
Ardından ABD ve AB’nin dayatmalarıyla Ermenistan hükümeti ve diasporayla gizli görüşmelere başladılar.
Dışişleri Bakanı Babacan’ın doğruladığı bu görüşmelerle Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde yeni bir sayfa açılıyor. Sınırın açılması için konan rezervler kaldırılıyor.
Türkiye’nin toprak bütünlüğünün tanınması ve Azerbaycan topraklarının işgalı olayı gündemden düşürülüyor.
Kısacası Türkiye tek taraflı olarak Ermenistan’a kucak açıyor.
Ermeni Cumhurbaşkanı Sarkisyan, Cumhurbaşkanı Gül’ü Erivan’a maç seyretmeye davet ederken, Abdullah Gül de antik Ermeni kenti Ani Harabeleri’ni gezip fotoğraflar çektiriyor.
Sorarım size, ne oldu da AKP 6 yıllık iktidarında elinin tersiyle ittiği Ermenistan’ı kucaklayıp sevmeye başladı?
Öyle ya bayram değil, seyran değil bu muhabbet niye?
Soykırım var dediği için ülkenin resmi Tarih Kurumu’nun başkanı görevden alınıyorsa büyük bir politika değişiminin olduğu anlamı çıkmaz mı?
Yoksa AKP bu adımlarla Almanların Yahudi soykırımını kabul etmesi misali sözde Ermeni soykırımını tanımaya doğru yelken mi açtı?
İyi de bizim tarihimizde kabul edilecek bir soykırım yok ki?
AKP, Batı’yı tatmin için olmayan bir şeyi kabul mü ediyor?
Eğer öyleyse sormak lazım, bu neyin karşılığıdır?
Deliğe süpürülmemenin garantisi, yani AKP’nin kapatılmaması için mi? Biz aşama aşama soykırımı kabul edeceğiz, ama siz de bizi tasfiye ettirmeyin mi dendi?
Öyle şey olur mu diyenlere soruyorum o zaman, kapatılma davasının hemen sonrasındaki bu Ermeni sevgisi ve atağı niçindir? Söyleyin ardı ardına olanlar tesadüf müdür?
Şu tabloya bakar mısınız?
Ermenilere soykırım yapıldı diyenler baştacı edilirken, hayır yapılmadı diyen vatanseverler tabutluklara sürülüyor.
PKK, Ankara’da Dağlıca katliamı marşlarını söylerken bunu lanetlemesi gereken ülkenin birliğinden sorumlu Cumhurbaşkanı bu rezilliğe kayıtsız kalıp PKK’ya kamp için yer tahsis eden Ermenistan’a ve diasporasına mesaj için Ermenilerin antik kenti Ani Harabeleri’ne gidiyor.
Söyler misiniz bugünün Türkiyesi ile 1919’ların Türkiyesi arasında ne fark var?
Sevr sürecinde işgal aleniydi, bugünkü işgalse İslam ve demokrasi ambalajlıdır.
Hüzün veren ve ümit kıran bir başka şey de Hilmi Özkök ve Özden Örnek gibilerin sayesinde TSK’nın içine düşürüldüğü malum
görüntüdür.
Tarih okuyan ve bilen biri olarak ben de ülkem adına cidden endişeliyim dostlar!


KILIF...
AKP kimin parasıyla kimi emekli ediyor?

Haberi okumuşsunuzdur, AKP kapatılma durumunda TBMM’den erken seçim kararını çıkarabilmek için milletvekillerinin bir yılda emekli olması için teklif hazırladı. AKP bu şekilde sayıları 170 civarında olan yeni milletvekillerini etkilemeye çalışacak. Malum eski yasaya göre vekiller iki yılı doldurmadan milletvekillerinin özlük haklarına sahip olamıyor. İşte AKP erken seçim kararını çıkarmak için bu süreyi bir yıla indirmek istiyor... İyi de AKP kimin parasıyla kime kıyak yapıyor? Partisel bir fayda var diye böyle bir değişiklik ahlaki midir? Görüyorsunuz AKP budur. Bunlar çıkarı oldu mu ahlak ve ilke nedir bilmezler. AKP’nin yaptığı bu densizliği muhalefet iyi sergilemeli ve kıyameti koparmalıdır... Bu vesileyle altını çizeceğimiz bir başka husus da AKP’nin bütün cephelerde mücadele verdiği ve her cephede alternatif planlarının olduğudur. Adamlar kapatılmamak için Batı’ya onca tavizi verirken, kapatılma durumunda da tedbir alıyor ve B planı için zemin hazırlıyor.. Daha önce de yazdık, AKP’yi tasfiye Cumhuriyet’i yeniden kurmak kadar zor olacak...

AYRIMCILIK...
Jandarma ifade veriyor, polise dokunulmuyor!

Hrant Dink cinayeti bağlamında Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ifade veriyor, lakin polise dokunulamıyor. Albay Ali Öz’ün ifadesi için ilgili makam olur verirken Celalettin Cerrah’ın ifadesi için onun bağlı olduğu üst makam olur vermedi. Olay aynı olay, ama jandarma ile polis arasında ayrımcılık yapılıyor. İlginç olan TBMM’nin konuyla ilgili araştırma komisyonu jandarmayla beraber polisi de sorumlu gördü ve hal böyleyken polise dokunulamıyor. Peki ama neden? Bu ayrımcılık niçin? Bu uygulama aslında Cerrah’a da haksızlık.. Tam bu noktada sorgulayacağımız şey AKP matbuatındaki rezilliktir? AKP’li TBMM Araştırma Komisyonu Başkanı polis de sorumlu demesine rağmen AKP yandaşı tek bir gazete bunu haber bile yapmadı.. Dahası, kendine özgürlükçü diyen liberal tek bir kalem de yazı yazmadı... Ondan sonra da demokratlık tafraları atarlar... Susurluk’ta asker ifade vermeyince kıyameti koparanlar neredesiniz?..

BEKLİYORUZ...
DSP’nin 40 trilyonuna ne oldu?

Zeki Sezer’in özel hayatıyla ilgili iddialar kimseyi ilgilendirmez de 40 trilyonun birkaç ayda harcanması olayı herkesi ilgilendirir. Zira o para milletin cebinden çıkmıştır. DSP yönetimi derhal bu parayı kalem kalem ve kuruş kuruş açıklamak durumundadır. Bunun için bu sütunu kendilerine açıyorum. Yok bunu yapmayıp efendim seçim öncesi taşraya harcadık gibi afaki beyanlarla konuyu küllendirmeye kalkarlarsa bilsinler ki peşinde olacağız.. Hesap veremezlerse altında kalırlar.. Dolayısıyla DSP yönetimini hemen açıklama yapmaya davet ediyoruz.. Gelelim Zeki Sezer’le Rahşan Ecevit arasındaki sıkıntıya... Tamam Rahşan hanımın titizliği ve müdahilliği vakıa da, Zeki bey oraya onu kabullenip gitmiştir. Ecevitler olmasa Zeki Sezer diye biri hiç olur muydu? Rahşan hanıma bazı konularda kızılabilir, ama dürüstlüğüne zerre laf edilemez. Ayrıca DSP sonuçta Ecevitler ile doğmuş ve büyümüştür. Dolayısıyla Rahşan hanımın sağlığında o olgu görmezden gelinemez.


Resim
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 8 konuk

x