AKP, 19 yıldır ülkeyi tek başına yönetiyor. Bu süre zarfında girdikleri her seçimi kazandılar. Tabiî bunda rakip gibi görünen ama AKP'nin sıkıştığı en kritik anlarda destek veren Devlet Bahçeli'nin de hakkını yememek lâzım.
*
Bir örnek verecek olursak; 7 Haziran 2015 seçimleri sonunda tek başına hükümet kuramayacağı ortaya çıkan AKP'nin imdadına yine Bahçeli yetişmişti. Hatırlayın... O akşam Bahçeli, koalisyona kapılarını kapatarak seçim sonuçları dahi kesinleşmeden "AK Parti'den size yönelik koalisyon teklifi gelirse cevabınız ne olur?" sorusu karşısında, MHP'yi dışarıda tutarak, AKP ile HDP veya AKP, CHP ve HDP koalisyonlarını önermişti. MHP'nin ana muhalefet partisi görevini üstlenmeye hazır olduğunu söyleyen Bahçeli. "Eğer bunların hiç birisinden sonuç alınamıyorsa, en erken seçim ne zaman olacaksa o zamanda seçim olur." demişti.
*
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, resmi koalisyon görüşmeleri başlamadan önce Bahçeli'ye "Birlikte hükümet kuralım, Başbakan sen ol." çağrısı bile fayda etmemişti.
*
Sonrasını biliyorsunuz. 7 Haziran'da 31'i yeni, toplam 80 milletvekili çıkaran MHP, 1 Kasım 2015'te yapılan erken seçimlerde 37 milletvekilini kaybetti. Bahçeli'nin seçim sonuçlarıyla ilgili yorumu ise, "Milletimiz koalisyondan kaçan AKP'ye iktidar görevi verdi." oldu.
*
Şimdi bunları anlatmamın sebebi şu: Bahçeli, birçok kritik kararda Erdoğan'a destek veren bir siyaset izlemesine rağmen Başkanlık sistemine hep karşı çıkmıştı. Hatta seçim gecesi koalisyon seçeneklerine kapıları kapatan Bahçeli, "AKP için sonun başlangıcı görülmüştür. AKP 7 Haziran seçimlerinde devletin tüm imkânlarını pervasızca kullanmıştır. TRT'yi, yandaş medyayı AKP için seferber edilmiştir. Hazine kaynakları AKP'nin elinde ahlâksızca kullanılmıştır. Haksızlık, usulsüzlük hiçbir dönemde olmadığı kadar yaşanmıştır. Erdoğan Cumhurbaşkanı olduğunu inkâr edercesine meydanlara çıkmıştır. Erdoğan'ın Başkanlık hayali gerçek olamamıştır. Mitingler düzenleyip AK Parti'ye oy dilenen Erdoğan kaybetmiş, miadını doldurmuştur." sözleriyle Erdoğan'ı ve AKP'yi çok sert bir şekilde eleştirmişti.
*
AK Parti'ye ve Erdoğan'a yönelik eleştirileri ta ki parti içi muhalefet harekete geçinceye kadar devam etti. Akabinde Meral Akşener'le birlikte öne çıkan muhaliflerin önlenemez hareketiyle, daha önce başkanlık sistemini çeşitli tarihlerde "Başkanlık, federasyon demektir, Türkiye'yi bölünmeye götürür." ifadeleriyle sert bir şekilde eleştiren Bahçeli, "AKP başkanlık sistemi inadını sürdürecekse bunu Meclis'e getirmelidir." deyiverdi. Ardından referandumda da başkanlık sistemine tüm ifadeleriyle tezat tam destek verdi.
*
Uzatmayayım Başkanlık sistemi için "Türkiye'yi bölünmeye götürür" sözünden "Türklüğün bekası için evet diyeceğiz"e geçen Bahçeli ile "Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık." diyen Erdoğan'ın ittifakının ana kaynağı Meral Akşener korkusudur.
*
"Peki kardeşim neden korksunlar?" diyebilirsiniz. Cevaplayalım:
Korkuyorlar çünkü Akşener siyasete yeni bir soluk ve umut getirdi. Muhalefet canlandı ve söylemleri çeşitlendi. Her türlü engellemeye karşılık yılmadı, durmadı.
*
Hatırlayalım Akşener'in adını anmıyorlardı. Gözle görülür bir ambargo uyguluyorlardı. Çöp ve hafriyat kamyonlarıyla yolunu kesiyor, programlarına engel çıkarıyor, meydanları dolduran kalabalığı görmezden geliyorlardı. Buna rağmen %10 alarak meclise girmesine engel olamadılar. Şurası bir gerçek ki AKP'nin İstanbul, Ankara gibi büyükşehirleri kaybetmelerinde Kılıçdaroğlu'nun aday seçimi kadar İYİ Parti faktörü inkar edilemez.
*
Kuruluşundan bu yana İYİ Parti yükselişini sürdürüyor. Bunu AKP ve MHP'de görüyor. İşte o yüzden kimi zaman Millet İttifakı'nı dağıtmak için yerden yere vurdukları İYİ Parti'ye yeri gelince "yerli ve milli", kimi zaman ise "evine dön" çağrıları yapıyorlar. Akşener ise bu çağrılara yeni ittifaklar arayışı içine girerek cevap veriyor ve korkuyu körüklüyor.
*
Sadede gelirsek katıldığı bir televizyon programında, bir sonraki seçime ilişkin tahminlerini açıklayan Akşener, İYİ Parti'nin büyüdüğünü, CHP'nin oylarının ise düşmediğini belirterek, "Buna karşılık DEVA ve Gelecek Partileri var, Saadet Partisi fena gitmiyor. Muhtemelen yarın bir iş birliği olacak gibi gözüküyor. DEVA ve Gelecek Partisi'nden bahsediyorum." sözleriyle şimdide kutuplaşan Türkiye'de Millet İttifakı'nın diğer partilerle diyalog kurmasına öncülük ediyor.
Demek ki Cumhur İttifakında Akşener korkusu boşuna değilmiş!..