Alafranga Sağcılar
Bugün bir ilginç konuya değinelim, ne dersiniz? Sağcılığını türleri üzerinde duralım hep birlikte: Aman sakın korkmayın, öyle "aşırı sağ-aşırı sol" diye başlayıp
- Şu der ki... bu der ki... diye bilgiçlik gösterileri yapmayacağım, izninizle sağcıları ikiye ayıracağım; "alaturka sağcılar - alafranga sağcılar,.,"
"Alaturka sağcılar" din, iman, şanlı tarih, ecdatlarımızın kanı gibi gerekçelerle düzenin böylesine sürüp gitmesini isteyen gericilerdir. Nurcular vardır. Süleymancılar vardır. Ticaniler vardır. Irkçılar vardır. Nakşibendiler vardır. Bunların işleri güçleri;
- Din iman elden gidiyor... diye "ilerici" düşünceye saldırmak ve sermaye sınıfının bilinçli ya da bilinçsiz uşaklığını yapmaktır. 14 Ekim seçimlerinden sonra MSP-CHP yakınlaşması söz konusu olunca, bazı seçkin aydınlarımız sosyal bilimlerde bir süre arkeolojik araştırmalar yaptıktan sonra:
- Ezilmişlikten kurtuluşu metafizik yollarda arayanlar... diye Erbakancıların ilericiliğini kanıtlamaya çalışmıştı. MSP ortaklığı son bulunca bu "teoriler" de alaşağı ediliverdi. Siyasal yanlarıydı bu...
Bu "alaturka sağcılar" yanında bir de "alafranga sağcılar" vardır. Bunlar, birkaç yabancı dil bilirler, kolejlerden mezundurlar. Avrupa görmüşlerdir. Paris'te, Newyork'ta, Londra'da yaşamışlardır. En güzel şarabın tadını, en güzel kadının giyimini de en iyi onlar bilir. Üstleri başları çiçek gibi tertemizdir. En pahalı restoranlarda yemek yiyip en lüks otellerde kalırlar.
İşadamıdırlar. Üniversite profesörüdürler! Gazete yöneticisi ve yazarıdırlar... Her devirde ayakta kalmasını becermişlerdir. Çünkü düzen onların düzenidir. Kendi aralarında "alaturka sağcılarla" alay ederler, fakat siyasal alanda bunları güzelce kullanırlar.
- Efendim ben Paris'teyken... diye başlarlar. Fakat Paris'teyken bulundukları kentin siyasal özgürlük havasından bir yudum paylarını almamışlardır hiç.
Biçimsel görünümleriyle, "alaturka sağcılarla" "alafranga sağcılar" birbirlerinin tam tersidirler. Fakat sınıfsal açıdan birbirlerini tamamlarlar.
Bir de kendilerini "Marksist" sanan "alafranga sağcılar" vardır. Bunlar da, yazılarında, en anlaşılmaz biçimde yorumlar yapıp işleri arapsaçına çevirirler.
- 1970'lerin Türkiyesinde yığınsal sorunlar, toplumsal dinamizmin hiç değişmez sürecinin geleneksel kalıplarını zorlarken... diye bilmece üstüne bilmece yazıp
- Liberal kapitalist AP... yargısıyla Demirel'in ilericiliğinden bile söz açarlar. Demirel'i "çağdaş sağcı" diye selamlayan düşünce de bu görüşlerden kaynaklanmaktadır. Aslını sorarsanız, gerçek "çağdaş" sağcılar bunlardır!
Bunlardır da, birtakım Marksist sözcüklerle karıştırılmış kavramlarla bir çeşit "aşure" hazırlayıp kamuoyu önüne sürerler. Öylesine kafa karıştırır ki bunlar...
- Bir bakarsınız, "Marksizmi" hiç kimseye bırakmazlar. Bir bakarsınız, düzene karşı en geleneksel kesimlerin kaba kuvvet gösterilerini bile ilericilik adına hoşgörü ile karşılayıp, bir de bu "özlemlere" yeni yeni adlar bulurlar.
Alafranga sağcıların, iş ve sermaye çevrelerindeki sözcüleri, neyin ne olduğunu, sizden benden iyi bilirler. Sınıfsal çıkarları, "alaturka sağcılarla" işbirliği yapmayı gerektirdiğinden toplumun gelenekçi kesimleriyle birliktedirler. Bunlara söyleyeceğimiz bir şey yok.
Marksizm adına sağcılık yapanları, uzaktan yakından tanıyoruz, iyi insanlardır. Fakat kafa düzenlerini bir türlü kuramamanın sıkıntısı içinde "beyinseljimnastik" yaparak yazı yazarlar. Sorarsanız,
- Yığınların sosyopolitik özlemleri, sanayici-toprak sahibi çelişkisi, AET ilişkileri, ABD-AET çelişkisi... diye bin türlü reçetelerle "kavram anarşizmini" yoğunlaştırırlar.
"Alaturka sağcılar", gözler önündedir. Bunlar kimlerdir, herkesçe bilinir. Ya "alafranga sağcılar" öyle mi?.. Batıcılık ve çağdaşlık görüntüleri arkasına saklanmıştır bunlar.
"Alafranga sağcılar" kimler, tanıdınız şimdi değil mi?
Evet, evet, onlar...
Uğur MUMCU - Yeni Ortam, 7 Mart 1975