Alana değil ihaleyi yapana bakın
Haydarpaşa ve Sirkeci garları ihalesi bugün idari yargıya taşınacak.
Bir yanda tarihi bir ortak değer, diğer yanda 33 yaşındaki Hüseyin Avni Önder'in 10 bin TL sermaye ile kurup ihaleye günler kala sermayeyi milyona çıkardığı şirket.
Tablo acaba tam olarak böyle mi? Yoksa bir yanında hepimizin ortak tarihi ve kültürel mirası Haydarpaşa Garı dururken, diğer yanında duran şirket görünümlü iktidar mı?
Yakında 18. yılına girecek ve bayram haftası dolayısıyla Cumhuriyet'e dair kayıplarımızı da hatırlatacak olan rejimin ta kendisi midir, ihaleyi kazanmış görünen o “başarılı” şirketin ardındaki?
Hezarfen Danışmanlık şirketini kuran Önder'in, iki yıl önce İBB'de 3 bin TL maaşlı bir çalışan oluşuna hayret edebilirdik eğer liyakatin esas alındığı hukuk devleti olsaydık.
Oysa yadırganması gereken pek çok şey çoktan kanıksanmış durumda.
Hezarfen'in sahipliğiyle ilgili sorun, liyakat erozyonunda detay sayılır.
Haydarpaşa ihalesinde onay makamının, iktidara yakın müteahhitlerin maaşlı profesyoneli olarak çalışırken bakanlığa atandığını bilmesek, İBB'nin eski maaşlı çalışanı Hüseyin Avni Önder'in iki yılda Haydarpaşa gibi bir tarihi mirasın ihalesine girecek yeterliğe ulaşıp kazanacak başarıyı elde etmesine şaşırabilirdik.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan'dan söz ediyoruz. İhaleyi yapan TCDD'nin bağlı olduğu makamdan yani.
“MOTİVASYON” DEMİŞKEN
Bakan Turhan'ın Hüseyin Avni Önder ile makamında fotoğrafları çıktı. Çıkabilir. Siyasetçinin herkesle ama herkesle yan yana görünme ihtimalinin yüksek olduğu bir ülkede yaşadığımızı epeydir biliyoruz.
Yine de İBB Başkanı İmamoğlu'nun vurguladığı “motivasyon” meselesi üzerinde düşünelim. İhalede tarafsızlık ve liyakat beklenen iklime bir bakalım.
Bakan Turhan, uzun süre Karayolları Genel Müdürlüğü yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Danıştay üyeliğine getirildi. Turhan, emekli olunca da Kuzey Marmara Otoyolu'nun CEO'su oldu. Kolin-Kalyon-Limak-Cengiz'in yapıp işleteceği projenin başına geldi. İhaleyi yapan şirketlerle sözleşme imzalayan kamu otoritesiyken, şirketlerin tarafına geçti yani. Sonra da bakanlığa getirildi.
Bakan Turhan, iktidarın pek sevdiği milyarlık 21/b ihalelerinin de onay makamı.
Gar rantına iştah
Garlar hafıza mekanıdır. Toplumların ortak değeri ve varlığıdır. Garlar üzerinde tasarrufta bulunurken bu niteliği gözetilmesi beklenir.
Ama azgın rant iştahı karşısında değer savunusu kandırmacadan ibaret. Aynı zihniyet Ankara Gar alanında da kendisini göstermişti. Güzelim Ankara Garı, Limak-Kolin-Cengiz ortaklığına (Bakan Turhan'ın başka projede CEO'luğunu yaptığı şirketler) rant alanı açmak için hizmete kapatıldı. Ek bina ve misafirhane Medipol Üniversitesi'ne 29 yıllığına kiralandı. TCDD'nin Yap-İşlet-Devret modeliyle yaptırdığı Ankara YHT Garı'nda Limak-Kolin-Cengiz ortaklığı ile imzalanan uygulama sözleşmesiyle 106 milyon yolcu garantisi ve yolcu başına 1.5 dolar artı KDV tutarında garanti verildi. İlk iki yıl ikişer milyon, 3. ve 4. yıl beşer milyon diye gidiyor, verilen garanti 14 yıllık.
Alamos Gold'un dehşet kârı
The Globe and Mail, Kanada'nın en eski gazetelerinden biri. Dijital yayında da faal. Niall McGee ise bu gazetenin maden muhabiri.
Geçen hafta gazetede ayrıntılı bir makale yayımlandı. McGee'nin Kanadalı Alamos Gold'un Kirazlı maden sahasıyla ilgili son gelişmeleri duyuran makalesi hepimizi yakından ilgilendiriyor. En önemlisinden başlayayım:
Alamos Gold'un Kirazlı'da üreteceği altının ons maliyeti 363 dolar olacakmış. Peki Alamos'un diğer madenlerde ürettiği altının onsunun maliyeti? Hemen söyleyelim: 940 dolar.
Üç kata yakın ve dehşet fark nereden kaynaklanıyorsa, başımıza gelen ve gelecek felaketin büyüklüğünü orada: Kanadalı şirket için Kirazlı'da maliyeti aşağıya çeken faktörlerin çevreyle, siyanürle, işçilikle alakasız olması mümkün mü?
MUHALEFET YATIŞSIN DİYE
Aynı makalede ilginç bir bilgi daha yer alıyor.
Malum Alamos Gold, ruhsat süresinin uzatılmadığını açıkladı.
Merkezi İsviçre'de bulunan finans kuruluşu Credit Suisse'in madencilik analisti Tariq Fahad bu gelişmenin ardından müşterilerine bilgi notu iletmiş:
“Hükümet bu aşamada ruhsatı yenileyerek muhalefeti kışkırtmak istemiyor.”
Bu notu deneyimle bir vatandaş olarak şöyle okumak da mümkün:
İşleri biraz soğutalım. Sonra bir yol buluruz.
Çiğdem TOKER, 21 Ekim 2019