Amerika Ankara’yı Bombalamadan…
Eğer büyük devletseniz veya büyük devlet olmak gibi bir iddiaya sahipseniz, onun-bunun eline geçen imparatorluk coğrafyasında bırakıp geldiğimiz bütün soydaşlarımızla da Altaylar’ın doruklarındaki hatta Sibirya bozkırlarındaki, ırktaşlarımızla da yakından ilgilenmek gibi bir mecburiyetiniz var demektir!
10 bin kilometre ötelerde olsa bile, dünyanın herhangi bir izbesinde katledilen herhangi bir Türkün intikamını almak gibi de bir mecburiyetiniz var demektir, eğer büyük devlet olmak iddiasına sahipseniz!
Yani değil, herhangi bir Türk’ü katleden câni, herhangi bir Türk’ün “saçının bir tek teline zarar veren” bedbaht bile er veya geçi ama bir gün mutlaka cezalandırılacağını bilmelidir!
Bu anlayışa sahip olmaz ve intikam tugaylarını bir an önce kurup, harekete geçirmezseniz bu topraklarda barındırmazlar sizi!
İddia ediyorum ki, Gazi’nin kaybından sonra dış Türkler meselesine bir felâket gibi ve bir cinayet gibi yaklaşılmasaydı ve Türkoğlu’na yapılan kötülükler de utanç verici pişkinliklerle sineye çekilmeseydi Barzani denilen o şalvarlı da Ortadoğu’da “siyasî fahişe” olarak tanınan o Talabani de Türkmen’e secde ederdi bugün!
Halbuki katlediyor!
Sırtında; iktidarın hâlâ “dost ve müttefik” olarak kabul ettiği amerikalıların verdiği üniforma, başında amerikan şapkası, elinde amerikalıların tutuşturduğu silâh, cebinde amerikan doları, önünde amerikalı komutan Telafer’de Türkmen avına çıktı Barzani!
Ve Talabani!
Amerikan uçakları bombalarla, amerikan helikopterleri makinalı tüfek ateşi ve roketlerle ölüm yağdırıyor Türkmen’in üzerine!
Hepimiz biliyoruz ki; bu vahşetin amacı Türkmenler’i kırmak ve şehri boşaltmak suretiyle Telafer’i kürtlere teslim etmektir!
Fakat Abdullah efendi, daima yaptığı gibi; amerikalılardan ne duyduysa dönüp bize onu söylüyor:
Bir grup Sadr yanlısı Telafer’e sızmış da... amerikan askerleri Türkmenler’le çatışmıyormuş da, endişeye mahal yokmuş da...
Edep yahu! Ayıp be!
Divan’da, Türkmenler’in katledildiğini açıklandıktan bir gün sonra Abdullah Gül böyle konuşuyordu işte. Sonra “Telafer’deki olaylara Türkiye’nin kayıtsız kalmayacağına” dair kalben tasdik etmediği yüzünden anlaşılan iddiasız beyanlarda bulundu.
“Kayıtsız kalmamaktan” maksat; Telafer’e birkaç battaniye ile birkaç paket makarna mı yollamaktı bilmiyoruz, ama zaten küresel eşkiya yardım konvoylarını şehre sokmadı. Hatta amerikalıların tayin ettiği kürt güvenlik komutanları cesetleri toplamak istiyen Türkmenler’e yaylım ateşi açtıkları için şehitlerimizi köpekler parçaladı!
Evet köpekler parçaladı Türkmen’in cesedini!
Türk Ordusu biran evvel, Telafer’e müdahale etmez ve Irak’ın kuzeyini tamamen denetimi altına almazsa, yarın Kerkük’te katliam başlayacak, sonra da Adana’daki İncirlik üssünden kalkan düşman uçakları Ankara’yı bombalayacaktır!
Necdet SEVİNÇ, Yeniçağ, 14 Eylül 2004