ANADOLU’DA TÜRKLER (XVI)

ANADOLU’DA TÜRKLER (XVI)

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Pzt May 16, 2016 10:50

ANADOLU’DA TÜRKLER (XVI)
Fransız Devrimi Kronolojisi
5 Mayıs 1789 – Etats-Généraux, Maliye Bakanı Necker’in çağrısı üzerine Versay’da toplandı
9 Temmuz 1789- Etats-Généraux, Kurucu Meclis (Assemblée Constituant) adını alarak ‘Anayasa’ hazırlıklarına başladı
14 Temmuz 1789- Bastille hapishanesi boşaltıldı
4 Ağustos 1789- Tüm ayrıcalıklar kaldırıldı, her Fransız eşit ‘Yurttaş’ olarak kabul edildi
26 Ağustos 1789- Anayasa’nın ‘başlangıç maddeleri’ olacak İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi ilan edildi
13 Eylül 1789- Kral XVI.Louis Anayasa’yı ‘kerhen’ kabul etti, ama Fransa’dan kaçmayı planlamaya başladı
5 Ekim 1789- Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu Paris halkı, Kral’ı Versay Sarayından Paris’teki Tüilleries Sarayına getirdi
30 Eylül 1789- Kurucu Meclis yerini Yasama Meclisi (Aseemblée législative)’ne bıraktı
21 Haziran 1791- Kral ailesiyle birlikte Avusturya’ya kaçmayı denedi ama Varennes’de yakalanarak geri getirildi
10 Ağustos 1792- Halk Tuilleries Sarayı’na saldırınca, Kral Luxembourg Sarayı’na götürülüp, yetkileri 6 kişilik Geçici Yönetim Konseyi (Conseil Exécutif Provisoire)’ne devredildi
20 Eylül 1792- Yasama Meclisi, yeni dönem Meclis’ine yer vermek için kendisini feshetti ve seçime gidildi
Yeni seçilen Meclis, Ulusal Uzlaşı Meclisi (Convention National) adını alacak ve 750 milletvekilinin üçte biri ‘Burjuvazi’yi temsil edip, adem-i merkeziyetçi ‘Girondin’lerden; ikinci üçte birlik grup Danton, Marat, Robespierre ve Desmoulins’lerin de içinde olduğu Montanyard ya da Jakoben’lerden ve geriye kalan üçtebirlik grup da bu iki ideolojik grup arasında ideolojisiz Plaine (ya da Marais)’lerden oluşacaktı.
Bu Meclis, Cumhuriyet’in kuruluşunu ilan edecek ve yürütme organı olarak da Kamu Güvenliği Komitesi (Comité de Salut Public)’ni oluşturacaktı.
Kral’ın dış güçlerle ilişkilerini eskiden olduğu gibi sürdürmeye devam etmesi 1792 yılı son günlerinde Meclis tarafından yargılanmasını ve 21 Ocak 1793 günü de bugünkü Concorde meydanında asılmasını getirecekti.
Kısa kronolojisi verilen bu üç yıllık dönemde, Fransız dış politikası nasıldı denilecek olursa; “Fransız ulusu, diyordu Robespierre, fetih amaçlı herhangi bir savaşa girmeyi kabul etmez. Silahlı kuvvetlerini hiçbir koşulda başka ulusların özgürlüklerine karşı kullanmaz”.
“Devrim’in felsefesi” böyleydi ama insanlık tarihinde bir ‘ilk’ olan ‘Devrim’in yerleşmesi yukarıda bileşimi verilen mecliste pek kolay olmayacaktı.
III. Selim’in Reformları
Devrim sonrası Fransa ile Türkiye arasında Napolyon’un Venedik (1797) ve Mısır (1798) seferlerine değin olumsuz denilebilecek bir gelişme olduğu söylenemez. Osmanlı, ‘Devrim’i, 7-8 yıl boyunca “Françe kavminin galeyanı ve hiçbir tarihte vuku bulmayan hercümerc-i tuğyanı ve Bourbon Hanedanının külliyen zevali” (*) olarak görecekti.
Ancak bu dönemde III. Selim, iki yabancı (Fransız Bertrant ve İsveç Büyükelçliğinden tarhçi d’Ohosson) ve kimi devlet ileri gelenlerinden oluşan bir ‘Meclisi Meşveret’ oluşturacak; Tophane, Tersane ve Mühendishanenin yeniden yapılandırılmasına çalışacak, “Avrupa usulu ile yeni bir ordu kurulma ve yeni harp kaide ve fenni okutulma”sına karar verecektir.
Salt askerî alanda değil ama genel olarak bozulan medrese eğitimi yerine ‘orduya da yararlı olacak biçimde’, teknik okulların açılmasına çabalıyordu III.Selim. Mühendishane-i Bahrî-i Hümayun’a koşut olarak Mühendishane-i Berr-i Hümayun kurulacak (1794) ve orada Fransızca eğitim verilecektir.
Avrupadan getirtilen bir dizi kitap çevrilerek Deniz Muhendishanesi matbaasında basılacaktır.
‘Devrim’de dönüşüm
22 Temmuz 1795- Cumhuriyet’in III. Yıl ‘anayasası’ ile, Ulusal Uzlaşı Meclisi, 500 kişilik bir Yasama Meclisi ile en az onun kadar yetkili bir Yaşlılar Konseyi ve ‘Directoire’ adıyla anılan 5 kişilik bir ‘yürütme kurulu’, ‘müdürler (directeur) kurulu’ndan oluşmasına karar verildi.
Bunlar, bugünkü anlamlarıyla Ulusal Meclis (Assemblée National), Senato (Conseil des anciens) ve Cumhurbaşkanlığı (5 kişilik Dierktörler) kurumlarına karşılık gelip, o gün bugündür benzer yapılarını korumakta ve dünya genelinde ‘Demokratik’ denilen tüm ülkelerde yaşama geçirilmeye çalışılmaktadır.
Ne var ki 1796 Mart ayında, İtalya seferi sırasında başkomutan olarak atanan Napolyon’un ‘Cumhuriyet’ anlayışı ‘sakat’ olduğu gibi, Doğu’da sadece Türkiye de değil ama Mısır ve Suriye dahil Hindistan’a kadar genişleyen bir ‘imparatorluk’ kurma hevesi vardı.
İşte bu 5 kişilik Directoire yönetiminin 11 Kasım 1799 (18 Brümer 1799)’de darbesiyle Consulat olarak değiştirilmesi ile Napolyon önce Baş Konsül (1799-1804) ardından İmparator (1804-1815) olacak, Türkiye Fransa ilişkileri de III.Selim (1789-1807) IV.Mustafa (1807-1808) dönemleriyle II.Mahmut (1808-1839)’un ilk yedi yıllık döneminde farklı boyutlar kazanacaktır.
(Sürecek)
Habip Hamza Erdem
(*) İsmail Soysal, Fransız İhtilâli ve Türk Fransız Diplomasi Münasebetleri (1789-1802), TTK Basımevi, Ankara, 1987
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1635
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x