Anadolu'nun Öfkesinden Korksunlar, Gün 19 Mayıs'tır
İŞGALE KARŞI DİRENİŞ GÜNÜ'DÜR, 19 MAYIS ÖZGÜR VE BAĞIMSIZLIĞA DOĞRU ATILAN İLK KURŞUN'DUR, 19 MAYIS...
Gün; 19 Mayıs 1919…
Önce Çanakkale’ye saldırdılar, 1915…
Geçemediler, Çanakkale’deki kuvvetlerini Mısır’a çıkarıp Filistin ve Basra hattından Anadolu’ya saldırdılar, yıl 1916…
Yine geçemediler, Gazze’de direndik, İngiliz ordularını üç kez geri püskürttük, Kut’ül Ammare’de bir İngiliz tugayını esir aldık, Anadolu’ya geçit vermedik, yıl 1917…
Baktılar ki Çanakkle’de geçit yok, güneyden geçit yok, doğudan geçit yok, ateş kes yapalım dediler, yıl 1918 Mondros Ateşkes’ini yaptık, şartları çok ağırdı, kabul edilmezdi ama oldu, nihayetinde savaş bitmişti, on yıllarca süren savaş bitmişti, yıl 1918…
Mondros ateşkesiyle Biz Türkler üç Anadolu büyüklüğünde toprak kaybettik, acımızı yüreğimize gömdük, Anadolu bize yeter dedik ve Ateşkes’e razı olduk…
Dünya tarihinde çok savaşlar oldu, bu savaşlar sonunda çok da ateşkesler yapıldı ama BİZ TÜRKLER’in başına gelenler, dünyada hiçbir milletin başına gelmedi…
Önce İngiliz ve Fransızlar İstanbul’a girdiler, 1918…
Ardından Yunanlılar İzmir’i işgal ettiler, 1919…
Gün; 19 Mayıs 1919…
Derken bütün EGE ve MARMARA, TRAKYA ve derken ADANA, ANTEP, MARAŞ…
Sakarya’ya kadar geldiler, işgal ettiler, Polatlı’daki top sesleri Ankara’dan duyulur oldu…
SAVAŞTIK, BEDEL ÖDEDİK, KAZANDIK…
OSMANLI’DAN ANADOLU’DAKİ SON TÜRK DEVLETİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’Nİ KURDUK, 29 EKİM 1923…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti demek; Türk Milleti, Türk Vatanı, Türk Bayrağı, Türk Ordusu, Türkçe demektir, yepyeni bir ulus yattık binlerce yıllık Anadolu’daki uygarlıkların mirasından…
Kolay olmadı, bedel ödedik, çok ağır bedeller ödedik…
Şimdi ise gün; 19 Mayıs 2011…
Şehit can ve kanlarıyla bedel ödediğimiz vatan topraklarının yer altı ve yer üstü kaynakları yabancı işgalinde, bir zamanlar savaş yaptıklarımızın kontrolünde, kaynaklarımızı bir zamanlar savaş yaptıklarımız yönetiyor…
Çocuklarımız, zeki ve fakir çocuklarımız, geleceğimizin teminatı çocuklarımızı yine bu yabancılar yani bir zamanlar savaş yaptıklarımız zeki çocuklarımızı sözde özel okullar eliyle yönetiyor…
Türk milleti fakir, yoksul, harap, borç içinde…
Türk tarihi ayaklar altında…
Türk kimliği Anayasa’dan çıkarılıp tarihe gömülmek isteniyor…
Türk vatanı, her eline kalem alan yazıp çiziyor, bölük bölük bölünmek isteniyor…
Ülkemiz karanlık günlere doğru, işgal günlerinin karanlığına doğru hızla yol alıyor, üstelik dümensiz…
Amacımız demokrasi içinde bir çıkış yolu bulmak ve karanlıktan aydınlığa çıkmak…
Yakında seçimler var, 12 Haziran…
Bizi karanlığa sürükleyen AKP Siyaseti ile mücadele edebilmenin yolu, bu AKP’nin elinden devlet gücünü almaktan geçer, devletimizin gücünü onun elinden almamız şart, hazinemizi, polisimizi, istihbaratımızı, diplomatik gücümüzü, memurumuzu, öğrencimizi, öğretmenimizi almamız şart…
Nasıl? Elbette iktidar koltuğunu altından alarak…
Seçimler var yakında, karar sizin…
Bazen kaybedileni geri alabilmek için çok ağır bedeller ödemek gerekebilir…
‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkının adı Türk milletidir” anlayışına inanan ve “ben bu milletin evladıyım” diyenler, sözlerimiz sizedir!
Etnik kökeni ve dini mezhebi ne olursa olsun, ‘Ne Mutlu Türk’üm’ diyenler, size sesleniyorum, sözlerim sizedir.
Türk bayrağı altında, özgür ve bağımsız, dünya durdukça yaşamak isteyenler, sözlerimiz sizedir!
‘Bu vatan benim, bu insan benim, bu bayrak benim’ diyenler, size sesleniyorum; Vatan tehlikededir!
Demokrasi ve insan hakları gibi kutsal değerleri kullanarak bize saldıran bu siyasete karşı, demokratik haklarımızı kullanarak güç birliği yapmamız şarttır.
Türk Milleti’nin, cemaati, tarikatı, başörtüsü türbanıyla hepimizin, yüz yüze kaldığımız bu örtülü savaşa karşı, hep birlikte, harekete geçmemiz ve sesimizi yükseltmemiz şarttır.
Böylesi bir ihanete karşı sessiz kalmak demek, buna ortak olmak demektir ki bu, bizim yapabileceğimiz bir iş değildir bu. Hangi etnik kimlik, hangi, dini mezhepten olursa olsun, bizim insanımız şehit kanlarıyla kutsanmış bu topraklardan vazgeçmez. Bizim insanımız, bu toprağın havasını, suyunu ve kaynaklarını yabancılara terk etmez, satmaz.
Şimdi, Anadolu’da özgür ve bağımsız ve bir arada kardeşçe yaşamak, ülkemiz ve insan kaynaklarımızı eşitçe ve geleceğimiz için kullanabilmek için harekete geçmek vaktidir. Çünkü Anadolu, elimizdeki son Anadolu’dur, bizim için başka bir Anadolu yoktur. Bu vatan topraklarında yaşayan hepimiz için, bağımsızlık sembolü olan bayrağımıza, gücümüzün sembolü olan ordumuza, namus ve şerefimiz olan vatanımıza bizim sahip çıkmamızın artık vakti gelmiştir.
Ülkemizi yönetenlerin karşımıza çıkıp da ‘kimse bu vatanı bölmez, parçalayamaz’ şeklinde söyledikleri sözler, artık birer laftan ibaret olup bu süslü laflarla gözlerimiz kör edilmeye çalışılmaktadır. Elbette ki bu vatan bölünmez, parçalanmaz, yok olmaz ama kaynakların ve insanının yönetimi yabancıların eline geçmiş bir toprak, vatan olur mu hiç! Böylesi bir toprakta yaşayan insan, hür ve bağımsız olur mu hiç!
Türk milleti, bu vatan ve bu millet çok dil, çok din, çok bayraklı, kimliksiz, tarihsiz, kültürsüz, vatansız bir kalabalığa dönüştürülmek isteniyor. Türk milleti, buna izin vermeyiniz!
Kıbrıs’ta, Kerkük ve Musul’da, Kafkaslarda, Trakya’da milli menfaatlerimiz yok sayılıyor, bu haklarımızı korumaz isek bizi yaşatmazlar, gerçeği görünüz ve buna izin vermeyiniz!
Bu sesi işitiniz kardeşlerim, fazla zamanımız yoktur.
Demokrasi içinde, demokrasi ve cumhuriyete inanarak, bağımsız ve özgür yaşamak için harekete geçiniz!
Aksi halde kaybedeceklerimizi geri almak için çok ağır bedeller ödemek zorunda kalabiliriz. İşin acısı, bu bedeli biz değil, çocuklarımız ödemek zorunda kalabilir. Bu işi çocuklarımıza bırakmayalım, bu bize yakışmaz, varsa bir bedel bu tehditleri savuşturmak için, gelin, hep birlikte, onu biz ödeyelim, çocuklarımız değil…
Anadolu’yu karış karış gezdiğimizi siz biliyorsunuz. Anadolu öfkelidir, hem de çok. Anadolu’nun yüreği rahat değildir. Bu yürek rahat değilse eğer, ülkemiz iyi yönetilmiyor demektir. Eğer demokrasi içinde çözecek isek bu sorunu, Anadolu hazırdır ve ilk seçimlerde bu siyasete gereken dersi verecektir. Bakmayınız siz televizyon anketlerine, doğru değil bunlar.
Anadolu’da tek güç vardır, o da ‘Ne Mutlu Türk’üm’ diyenlerdir, AKP siyaseti değil! Eğer ki seçim sandıklarıyla oynarlarsa, Anadolu’nun, milletin iradesini yok sayarlarsa, inanınız, bedeli ağır olacaktır bunun, çünkü sandıkta iradesini göremeyen halkımız, bu kez sokağa çıkıp kendi iradesini kendisi göstermek durumunda kalacaktır…
Anadolu’dan bizim anladığımız işte budur. Bu tehlikelerden bizi kurtarmak artık sizin elinizdedir. Kararınız ne olursa olsun, ama bir gün, bu sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacaktır…
Gün bugündür…
Erdal SARIZEYBEK, 18 Mayıs 2011