Bazı emekli subayların özellikle kendini “ulusalcı” ya da “kuvvacı” olarak tanımlayan derneklere üye ve yönetici olmaları son yıllarda hızla yükselen bir trend. Bunun son ve çarpıcı bir örneğini emekli orgeneral Şener Eruygur’un Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) başkanı olması teşkil etti.

Geçen hafta Habertürk televizyonunda yayımlanan Basın Kulübü programına konuk olan emekli tümgeneral Osman Pamukoğlu’nun bir gazetecinin sorduğu “ADD’ye üye olmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna, “Zaten yıllarca askerlik yaptım. Niye gireyim ki ADD’ye” diye cevap vermesi ise sivil toplum kuruluşlarındaki subay varlığının hangi ölçülere ulaştığını anlatan çok çarpıcı bir örnek oldu.

Emekli subayların “ulusalcı” ya da “kuvvacı” derneklerdeki ağırlığı kendiliğinden gelişen bir süreç mi?

Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı’ndan Genelkurmay Harekat Başkanlığı’na Eylül 2004’te nasıl bir yazı gönderildi?

Yazıyla ilgili olarak hangi üniversiteler ve öğretim kurumlarıyla yazışma yapıldı?

Genelkurmay neden böyle bir yazı yazma ihtiyacı hissetti?

Sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkiye geçilmesinin istenildiği yazıda, doğrudan askerlerin irtibata geçmesi neden istenmedi?

YÖK’ün buna tepkisi ne oldu?

Gönderilen yazının Özden Örnek’in günlükleriyle nasıl irtibatı var?

Aynı konsept bu günde geçerli mi?

Bugünkü sivil toplum kuruluşları da Genelkurmay ile benzer bir ilişki içinde mi?


Kaynak: Nokta

pae, eyvallah kardes haber için sagol