- Türküm, doğruyum, çalışkanım,
- İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
- Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.
- Ey Büyük Atatürk!
- Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
- Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
-Ne mutlu Türküm diyene!
***
Günlerdir bu ant tartışılıyor. Allah aşkına ne var bu antta? Savundukları şu: neymiş efendim 1930'lu yılların otoriter rejiminin uygulamasıymış da, pedagojiye aykırıymış.
Ne alakası var!
Doğru ve çalışkan olmak küçükleri korumak, büyüklerimi saymak demenin neresi zararlı? Bunun neresinde çocukların ahlâkını, ruh sağlığını, psikolojisini bozacak söylem var?
***
Aldatılarak, kandırılarak, yanıltılarak ülkeyi yönetmek, sanki millet için çok sağlıklı?
Meselenin bir de şu tarafı var: Andımız okutulsa da tutan var mı? Şöyle bir bakın etrafınıza büyüğe saygı küçüğe sevgi gösteriliyor mu? Varsa ne kadar var? Eğer toplumun büyük bir kesimi, her gün verdiği bu andı günlük hayatında uygulasaydı, emin olun bugün ülkenin durumu ve konumu farklı olurdu.
***
Şöyle bir düşünün:
Ülkeyi yönetenlerin hepsi bu yemini etti değil mi? Diplomaları olduğuna göre okula gitmişlerdir. Son 17 yıldır da ülkeyi AKP iktidarı yönetiyor.
Her sabah okullarda bu andımızı okuyanlar ülkeyi ne hale getirdi dersiniz?
Ekonomisiyle, siyasetiyle, ağırlığı olan süper, dünya devi bir ülke mi yaptılar? Eğer dünya devi olduğumuzu iddia eden varsa; hiç bana papazı, adaların işgal edilmesini falan, izah etsin demeyeceğim. Lütfen başka bir köşe yazısına geçsin.
***
Peki maneviyat deseniz. Alınları secdeye değenlerin yönettiği ülkede, en azından bu alanda uçmamız lazımdı.
Ne oldu peki uçtuk mu? Hayır aksine...
"Türk'üm" demek, sayelerinde bazı çevrelerce ırkçı ve faşist bir söylem oldu.
Doğruluk itibar görmez oldu.
Çalışkanlık desen; üretimde dibe vurup, tüketimde ise zirveye oynayan bir ülke oluşturarak gösterdiler.
Küçükleri koruma ilkesi , "Bir kereden bir şey olmaz, rızası varsa"ya döndü.
Büyükleri saymayı; Cumhuriyeti kuranları küçümseyerek gösterdiler.
Yurt sevgisi; Ülkeyi pazarlamaya, "alıyorlarsa götürmüyorlar ya." demek oldu.
Millet sevgisini desen, devletin doğal olarak milletin olan birikimlerini tek tek satarak gösterdiler. Hatta yandaşları "Bu milletin orasına koyacağız!" diyerek en derin sevgilerini sundular. Ötesi var mı?
***
Atatürk desen; her gün eleştiri adı altında hakaret ediliyor.
Açtığı yol gösterdiği hedef desen, oda yok. Öyle olsa 15 Temmuz yaşanmazdı!
"Varlığım Türk varlığına armağan" derken; "Bitaraf olanlar bertaraf" oldu. Kula kulluk etmek tabiî hale geldi.
"Ne mutlu Türk'tük. AKP ile Türk olmaktan kurtulduk." dediler. Buna sevindiler.
***
Anladık bazı çevrelerin Türklüğe alerjisi var! Andımız bu yüzden rahatsız ediyor da, sokaktaki Ahmet ağabeye, Ayşe ablaya, Fatma teyzeye Ali amcaya, Nurten halaya bu köşeyi okuyan okura soruyorum: peki siz de bu andı okumadınız mı? Açtığın yolda gösterdiğin hedefe diye ant okumanıza rağmen her seferinde "Kul beşerdir. Beşer ise şaşar." demediniz mi yıllarca? "Aldatılmış, kandırılmış ne olacak ki canım." diye oy vermediniz mi? Peki nerede kaldı okuduğunuz ant? "Sen Türkçülük yaparsan o da Kürtçülük yapar." söylemi andımızın neresiyle uyumlu?
***
Bu andı okumak ırkçılık mı? Şimdi vatanına, bayrağına bağlı bir Kürt "Ben Türk'üm" derse ırkçılık mı yapıyor olacak? Atatürk Türklük tanımında diyor ki:
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkına Türk Milleti denir. Kendini Türk hisseden, tarihimizi ve kültürümüzü paylaşan herkes Türk'tür. Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür. Değişik kökenden bütün toplulukların ortak adı, millî kimliği Türk'tür. Millî kimliğini inkâr eden yurttaş olamaz. 'Türk' kelimesi, 'Türk milleti' ifadesi Anadolu'da yaşayan bütün etnik grupları birleştiren milletimizin adıdır. Benim milliyetçiliğim, ayrılıkçı soydaşlığı değil, birleştirici yurttaşlığı esas alır."
Atatürk'ün tanımı böyle. "Sen 'Türk'üm' dersen o da 'Kürt'üm' der." sözü mü yoksa Atatürk'ün sözleri mi birleştirici?
Gördüğünüz gibi; mesele pedagoji, çocukların üşümesi değil , andımızdaki Türklüktür!