ANT
Türk’üm, doğruyum, çalıșkanım.
Köken olarak Orta-Aysa’dan gelip gelmediğimi bilemem.
Oralardan gelmemiș olmaktan da utanmam.
Küçüklerimi sever büyüklerimi sayarım.
Hiç kimseyi küçümsemem ve hiç bir insana da insanüstü nitelikler yüklemem.
Doğruyum ve haksızlığın her türlüsüne karșıyım.
Çalıșkanım ve gücüm yettiği sürece çalıșacağım.
Varlığımı ülkem ve halkım uğruna seve seve feda ederim.
Benzin döküp kendimi yakarak ya da akar suya atlayarak değil
Ama ülkem ve halkım uğruna savașarak ölmek isterim.
Karıncayı incitmekten hoșlanmam ama leșleri de inci gibi dizmekten çekinmem.
Düșmanımı sırtından değil alnının çatından vurmayı yeğlerim.
Eski Yunan’ın ‘Demokrasi’sinden çok, Anadolu’nun ‘Halkçılığı’ndan yanayım.
‘O topraktan öğrenip kitapsız bilen’ Türk Köylüsüne hayranım.
Ve onun ulusumuzun efendisi olmasını dilerim.
Kurnazlığın her türünden nefret ederim.
İnsanların zekisini severim.
‘İșini bilen’ memur, müdür, bakan ve bașbakan da olsa söverim.
Çizgiyi geçtiğini gördüğüm anda döverim.
Kalleșlere sırt dayadığını gördüğüm zaman dar ağacına da çekerim.
Er, erbaș ve subaylarıma güvenmek isterim.
Top, tüfek ve tanklar dururken çekiç ve balyozla oynamasına kızarım.
Füze gibi bakmasını yıldırımlar çakmasını beklerim.
El’in kalkanıyla savunmaya kalkmasını kınarım.
Onuruyla oynatmamasını ve onuruyla emekli olmasını dilerim.
‘İș bilenin kılıç kușananın’ olsun isterim.
İșçinin alınterinden yüce bir su tanımam.
Nasırlı eli öpmekten sakınmam.
Tüm insanlığa kardeșim, kardeșlikten ayrılmam.
Ayrılmak isteyenin ayağına takılmam.
Benim ülkemde kendi halkımı ayırmaya kalkana da hoș bakmam.
Aptallağın da vardır bir sınırı,
Tutarım yakasını alırım paçasını așağı.
Türk’üm, doğruyum ve çalıșkanım.
Utanırım ikiyüzlülük ve riyadan.
Yurdumu alçaklara uğratmıș olmaktan.
Doluyum ağlayacak kadar ve hatta patlayacak.
Yırtabilirim dağları.
Ufukta yeni bir çağ mı var ne?
Çünkü yıkmıșım ben nice çağları.
Türk’üm, doğruyum ve çalıșkanım.
İnsanım ve insanlığa çığır açacak yetenekteyim.
Ey kara gün mimarları sonunuzu görüyorum,
Geliyorum, geleceğiz bekleyin.
Habip Hamza Erdem