Aptallık Nedir? Gerçeği bilerek, gerçeği görerek hala yalanlara inanmaktır. - Aptallık : Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp fa

Genel & Güncel Konular

Aptallık Nedir? Gerçeği bilerek, gerçeği görerek hala yalanlara inanmaktır. - Aptallık : Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp fa

İletigönderen İlteriş Kağan » Prş Eki 29, 2020 9:41

Aptallık Nedir? Gerçeği bilerek, gerçeği görerek hala yalanlara inanmaktır. - Aptallık : Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek.
Resim
Dikkat edin son on yıla bakın! Oylar düşmeye başladığında, hemen bir dış düşman yaratılıyor, içerde terör olayları birden artıyor ve ardından erken seçim yapılıyor!

'Ekonomi koşulmasın' diye dış politika ve güvenlik konuları ön plana çıkarıldı. Ekonomik sorunlardan kaçmak için dışarıda macera aranması İstişare anlayışı tamamen yok oldu. Kurallar yok sayıldı, kurumlar adeta tasfiye eldildi. Tamamen kuralsız bir yönetim anlayışı var. Anayasa'yı bile yok sayan bir yönetim ile karşı karşıyayız. Bunların hepsi kötü yönetimin emareleri.
Erken seçim, dış güvenlik sorunlarına bakışımız ile şekillenecek. Dış güvenlik bahane edilerek milletimizi daha fakirleşmeye mahkum edecek bir söylem tutturabilirler.

Kur artıyor' deniyor ilgili Bakan 'Ben kura bakmıyorum' diyor. Önemli ihracat pazarlarımızdaki ülkeler kendi kararları ile Türk mallarına ambargo koyuyorlar. 'Gülüp geçiyoruz' diyorlar. Bu nasıl bir halktan kopukluktur? Bu nasıl piyasadan kopukluktur?

Hükümet kurlara bakmıyor ama her şey dövizle, kurla ilgili. Kurun artması direk piyasayı etkiliyor ve vatandaşa hayat pahalılığı olarak geriyor.

Türk ekonomisine ilişkin gerçekleri, verileri ve tabloları ekonomist geçinen kafası karışık yandaşlardan Değil.

Çünkü bu ülkede sırtını yandaş medyaya ve tabii ki hükümete dayayan gazeteci-yazar kılıklıların memleketi güllük gülistanlık gösterme zerzevatçılığı öylesine kötü kokmaya başladı ki, bilmeyen de, her şeyin bolluk bereket içinde olduğu, ucuz ve kolay erişilebildiği bir ülkede yaşadığımızı sanabilir...

Oysa ülkenin kahredici acı gerçekleri çarşı pazar fiyatlarından altın-döviz borsasına, hayat pahalılığının insanı çıldırtan tablosundan vurguncu takımının yoksullarla aralarındaki uçurumun büyümesine kadar bir çok alanda net biçimde görülüyor...
çarşı pazar fiyatlarından marketlerdeki kazıklara kadar tüm rezaletleri belgeleriyle, fotoğraflarıyla deşifre ettiği öylesine şoke edici ekonomik manzaralar var ki, bu ülkenin nasıl yoksul-zengin dengesizliği içerisinde, dar gelirliyi boğan, milleti açlığa- sefalete sürükleyen kahredici bir sürecin girdabında boğulduğunu anlatmaya yetiyor...

- Eskiden Çeyrek altın gününe giren Vatandaş Artık Çeyrek altını beğenmeyip Külçe Altın almakta.
Bundan 15 Yıl önce Asgari ücretle çalışan Vatandaş Her ay 100 Dolar Yada Çeyrek Altın gününe girmekteydi Komşular ile akraba arasında Son 10 Yıldır Kuyumcunun önünden geçmeye korkuyor.

zengini daha Yoksul - Vatandaşı daha Zengin yaptığı. “Vatadaşın Lokması Büyüdü , Zenginin Sofrası Küçüldü”

Aptallık Nedir? Gerçeği bilerek, gerçeği görerek hala yalanlara inanmaktır.
Aptallık : Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek.

Adalet Bakanı , 94 ceza infaz kurumunun açıktı dedi - Fabrika değil. üretimi ve istihdamı artıracak fabrikalar kurmak yerine cezaevi yapılmakta. Arkadaş Benim anladığım, cezaevi sayısının artması bir ayıptır. Neden ayıptır?

Eğer bir ülkede fabrika sayısı artmıyor ise, bunun tersine sürekli cezaevi sayısı artıyor ise, tutuklu sayısı artıyor ise, fabrikalarda çalışan insanların sayısı azalıyor ise burada bir hastalık söz konusu.

Yani efendim, demem o ki; bir ülkede cezaevi çok fazla olursa, o ülkede; huzursuzluğun,Haksızlığın,Hukuksuzluğun ve bireyler arasındaki iletişimin sağlıksız olduğu. Bu da toplumun tedirgin ve gergin olduğuna işaret ediyor. 2003 yılında öldürülen kadın sayısı 83 iken, 2020 yılının dokuz aylık bölümünde bu sayı 369’a ulaştı.

Şimdi böyle olunca, burada;
"Eğer bir toplumda, insanı ilgilendiren mekanizmalar, doğru ve sağlıklı işliyor olsa, ya da işletilmiş olsa, cezaevlerine olduğu gibi hastanelere de çok fazla gerek olur muydu?"

"Bir ülkede hastaneler, tıpkı cezaevleri gibi çok fazla olursa, bu sefer de o ülke insanında, ciddi şekilde ruhsal ve fiziksel sağlık sorunlarının var olduğu anlaşılabilir." diyorum.

İşte bu manzaranın içerisinde doların 8, Euro'nun 10 liraya dayandığı bir ülkede, her şey tıkırında ilerliyormuş gibi vurdumduymaz bir siyaset yürüten AKP iktidarı, kim ölmüş-kim kalmış umurunda olmayan utanç verici bir siyaset
En son İlteriş Kağan tarafından Prş Ara 31, 2020 18:41 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kez düzenlendi.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Masada 5 EURO var Yani Para birimi olarak 5 TL

İletigönderen İlteriş Kağan » Cmt Kas 07, 2020 19:01

Bir turistin 44 lira tutan hesaba karşılık bıraktığı para.
Sadaka verir gibi değil mi?
Yediği yemeğin ücretini 3 tane bozuk para ile ödeyen Avrupalı Hans seni niye kıskansın bir düşün?
Masada 5 EURO var Yani Para birimi olarak 5 TL
Resim
Şu Altaki yüz’ün değeri
aşağıdaki yüzlükler ...
Yüzünüz hiç kızarır mı acaba..
tuvalet kağıdı değerine düştü TL.
Resim
Hans 100 Euro yu bir günde kazanıyor. Bizde 1000 TL yi kazanmak için 12 gün debelen dur.
Ha unutmadan 100 Euro ile 100 TL para birimi olarak aynı Bunun bizde yüksek olması ülkemizde Tarımdan tutunda A'dan Z'ye Üretim olmayıp Her şeyi dışardan aldığımız İçindir


Günün sözü: Sorunu yaratandan sorunun çözümünü beklemek aptalların işidir.
En son İlteriş Kağan tarafından Pzr Kas 08, 2020 0:20 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Re: Aptallık Nedir? Gerçeği bilerek, gerçeği görerek hala yalanlara inanmaktır. - Aptallık : Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp

İletigönderen İlteriş Kağan » Pzr Kas 08, 2020 0:16

Bu toplumun derdi gerçeği öğrenmek değil aman uykum kaçmasın aman uykun bozulmamasın derdinde o uyku sayesinde görüyorlar en güzel rüyaları .

Siğara piyasası Kimlere geçti herkes cebindeki sigara paketini çıkarıp masanın üzerine koysun. on paketten Onuda yabancı sigara.- Bizim Ülkemizde en fazla gelir getiren Türk Telekom ve TEDAŞ Kurumu özelleşti. Geçmiş olsun Alayı yabancı..

19 yıl boyunca ülkenin en değerli, en stratejik varlıklarını tek tek satışa çıkararak dışa bağımlılığın yolunu açtı. Türkiye’nin en önemli kuruluşları hoyratça peşkeş çekildi. Ülkenin varı yoğu haraç mezat satıldığı için bugün Bokun içindeyiz..

Çünkü tüketim eğilimi Getirisi olmayan Bilinçsiz bir toplumda yaşıyoruz. - Türkiye'nin gerçek meselesi üreten değil tüketen ekonomi modelidir. Ülkemizin gerçek meselesi, bitirilen tarım yok edilen hayvancılıktır - Nohudu ithal ediyorsun, mercimeği ithal ediyorsun, eti ithal ediyorsun. Samanı ithal ediyorsun ..‘

Buğdayı, arpayı, pirinci bile "yaban eller"den "dolar" karşılığında taşıyorlar yoksul sofralarına.

Memlekete " üretilebilen karpuz, üzüm, nar, fındık-fıstığı "dolar"la ithal ediyor bu güzelim ülke artık.Ne yazık ki hayvan ithalatı konusunda da geri kalmış Afrika ülkeleri gibiyiz!..

Yetmedi halkın elinden şeker fabrikalarını aldılar. Son yaşanan Türk Telekom örneği şirketin içi boşaltıldı, borçlandırıldı ve posası çıkmış halde vatandaşımızın üzerine yeni bir külfet bırakıldı. Hem kâr eden hem de stratejik önemi olan bu kuruluşları satarken bir kez bile bu ülkenin geleceğini düşünmediler. 1936 yılında ilk yerli kağıdı üreten SEKA’yı müze yaptılar, şimdi koca ülkeyi bir gram kağıt üretemeyen, gazete ve kitap basamayan hale getirdiler.

“Her şeyi sattılar, dışarıdan gelen sıcak parayı da betona yatırarak ölü yatırımlara imza attılar. Sattıkları yüzlerce kuruluşun yerine bir tane yeni tesis kurmadılar. Halka ait olanları halkın elinden aldılar. Üstüne üstlük Üreten bir ekonomiyi Bitiriler, bütçe açığını büyüttüler ve koskoca ülkeyi sürekli borç peşinde koşar hale getirdiler”

- Yanıtı belli; "Üretim ekonomisi"ni ısrarla yok ettiler çünkü. Türkiye’nin son iki ayda saman ithalatına 25 milyon dolar ödediği.İneği bile "dolar" karşılığında, "saman"ıyla birlikte yurtdışından alıyorlar çünkü. Yanlış politikalar yüzünden ülkemizi dışa bağımlı kıldınız Otu bile ithal ederken pişkinlikte tavan yaptınız “Balık tutan değil, balık yiyen, tüketici bir topluma çevirdiler!

kuzu-muzu-degil-kasap-bicagini-yalayan-danalar-gibisiniz-t48900.html

Resim
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x