Şu Ergenekon, ne müthiş bir çeteymiş meğer. Ya da, terör örgütü...
Hangi taşı kaldırsanız, altından Ergenekon çıkıyor.
Üç Alman turisti Ağrı Dağından Ergenekon Çetesi kaçırmış olmasın?
Kırım-Kongo kanamalı ateş virüsü taşıyan şu Allahın belası keneleri Türkiyenin başına Ergenekon Çetesi musallat etmiş olamaz mı?
Ergenekon paranoyağı olduk hepimiz.
Ertelene ertelene yarına kalan Ergenekon iddianamesi yine açıklanmazsa, kafayı yiyeceğiz vesselam.
Tüyler ürpertici son senaryoyu duydunuz mu?
Ergenekon soruşturması çerçevesinde tutuklanan Doç. Dr. Emin Gürses, gözaltına alınmadan önce, bir arkadaşını telefonla arayarak şu tehditleri savurmuş:
Beni aradılar bugün. Hoca, seni almadılar mı içeriye? diye... Alanın da, almayanın da... Ama dedim beni alırlarsa içeriye, bilmiyorlar ki Amerikan ve İsrail Büyükelçiliklerini havaya uçurmak için bizimkiler her şeyi yapacak.
Yani, üç polisimizin şehit edilmesi ile sonuçlanan ABD İstanbul Başkonsolosluğuna yapılan kanlı baskın da Ergenekon Çetesi ilişkilendirilmek isteniyor.
Doç. Dr. Emin Gürses, o kadar aptal mı?
Velev ki aptal ve velev ki o telefon görüşmesini yapmış olsun.
Savcılığın gizlilik kapsamında olması gereken soruşturmasıyla ilgili bu dokümanları, AKP medyasına kim servis ediyor?
Bu, suç değil mi? Bu suçun bir müeyyidesi yok mu?
Ergenekon kahramanları
Ergenekon soruşturmasının uzaması, artık kabak tadı vermeye başladı.
Soruşturmanın uzaması rantiyecilerin de işine yarıyor.
Ergenekonla ilgili yayınlar televizyonlara reyting, gazetelere tiraj kazandırırken, Ergenekon içerikli kitaplar best seller oluyor.
Mesela Star Gazetesi yazarlarından Şamil Tayyarın Operasyon Ergenekon adlı kitabı baskı üstüne baskı yapıyor, satış rekorları kırıyormuş.
Ergenekon soruşturması sadece Ergenekon zenginleri değil, Ergenekon kahramanları da türeteceğe benziyor.
Çünkü komplo teorisyenleri işbaşında...
Bunların başında da Fehmi Koru, Şamil Tayyar ve Ali Bayramoğlu var.
Çoğunluğun azınlığa işkencesi
Her şey eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnekin darbe günlüklerinin yayınlanması ve Ümraniyede emekli bir astsubayın evinde bombaların bulunmasıyla başladı.
O andan itibaren olaya el koyan iktidar medyası, öyle bir kartopu yuvarladı ki, kartopu yuvarlana yuvarlana çığ haline geldi ve önüne çıkanı ezip geçiyor.
Bir darbe hazırlığı ve teşebbüsü olmuşsa, yargı elbette gerçekleri gün ışığına çıkaracak ve sorumluları hak ettikleri cezaya çarptıracaktır.
Ama, Türkiye bir hukuk devleti... Hukuk devletinde yargı sürecinin hukuk kurallarına uygun işlemesi gerekiyor.
İktidar medyasının hedef gösterdiği herkes suçlanıyor, aşağılanıyor, karalanıyor. Uydurma deliller ve kozmik belgeler havada uçuşuyor.
Kuddusi Okkırın ne ile suçlandığını bilmeden ölmesinden sonra, ne ile suçlandığını bilmeden 13 aydır tutuklu olan Ayşe Asuman Özdemir de ölümle burun buruna...
Sonunda ülkücüleri bile Ergenekon soruşturmasına bulaştırmak istediler.
Yarın iddianame açıklanacak ve çoğunluğun (!) bir yıldır azınlığa yaptığı işkence de son bulacak.
İnşallah...
SIRRI Y. CEBECİ
kaynak:http://www.gercekgundem.com/?c=56283