Asıl sorumlu FETÖ mü AKP mi?
Tayyip Erdoğan, kendi ısrarıyla "Cumhurbaşkanlığı külliyesi"ne ait salonda yapılan adli yıl açılışında konuştu ve "FETÖ denilen hain yapıyı kahru perişan eden nedir biliyor musunuz? Söz sahibi, güç sahibi oldukları her yerde sergiledikleri adaletsizliklerdir, merhametsizliklerdir. Bunu yaptılar, sadece ve sadece kendi mensuplarının çıkarlarını gözeten, diğer herkesin hakkını, hukukunu yok sayan anlayışları sebebiyle FETÖ, milletimizin gönlünde zaten mahkûm olmuştu. Emniyet teşkilâtımızın, adliye teşkilâtımızın yaptığı iş milletin gönlündeki bu manevi mahkûmiyeti şimdi vicahiye çevirmektir" dedi.
* * *
Tespit doğru ama eksik!
Birincisi, "FETÖ denilen hain yapıyı" özellikle Ergenekon, Balyoz ve Casusluk gibi davalarda söz sahibi, güç sahibi yapanlar da onların yaptığı adaletsizliğin, merhametsizliğin ortağı değil midir? Seçmen, siyasi iktidarı, FETÖ'ye değil AKP'ye vermemiş miydi? AKP ise iktidarı, 17-25 Aralık operasyonuna kadar FETÖ ile paylaşmamış mıydı? AKP, yargıyı, orduyu, emniyeti ve eğitimi FETÖ'ye teslim etmemiş miydi? Bu durumda asıl sorumlu kim oluyor?
İkincisi, "sadece kendi mensuplarının çıkarlarını gözetmek, diğer herkesin hakkını, hukukunu yok saymak" bir tek FETÖ'ye mahsus mudur?
AKP iktidarı, 14 yıl boyunca, sadece kendi mensuplarının çıkarlarını gözetmedi mi; AKP'li olmayanların hakkını, hukukunu yok saymadı mı? AKP zenginleri türemedi mi? İhalelerin her birinden alınan yüzde 10'lar, havuzlarda toplanmadı mı? AKP medyası oluşturulup diğer medya grupları ekonomik baskı altına alınmadı mı?
* * *
Burada şu soru akla gelebilir: Madem öyle AKP iktidarı, neden FETÖ gibi kahru perişan olmadı?
Çünkü iktidarın uygulamalarından kazançlı çıkan, memnun olan kitlenin oranı da yüksektir. Fakat adaletsizlik o boyutlara ulaşmıştır ki artık buna tahammül mümkün değildir.
Erdoğan da bu durumu fark etmiş olacak ki "Bundan sonra bizim çok daha farklı çalışmamız lazım. Hiçbirimizin ülkemizin ve milletimizin çıkarları, ihtiyaçları dışında bir kritere göre hareket etme hakkı yoktur. 15 Temmuz'dan öncesi başkadır, sonrası bir başkadır. Öyle olmak zorundadır. Şahsım dahil, kendini siyasi veya bürokratik hırsa kaptıranlara tavsiyem; böyle anlarda hemen açıp 15 Temmuz şehitlerinin listesine bakmalarıdır" dedi.
* * *
Ülke dışında da AKP iktidarından memnun olanlar var!
Meselâ Suriye'deki İhvanı Müslimin örgütünün başkanı Muhammed Velid Hikmet, İstanbul'da ne işi varsa; burada düzenlediği basın toplantısında, "Suriye halkına sahip çıktığı için ve devrime verdiği destekten ötürü" Türkiye'ye teşekkür etti.
İhvancılığın FETÖ'cülükten ne farkı var? Zaten, AKP iktidarı, Cerablus operasyonunda da Özgür Suriye Ordusu denilen, öne CIA tarafından Ürdün'de, son olarak da Türkiye'de eğitilen silâhlı grubu kullanıyor! Bir ara Türkiye'de eğit-donat programı ile silâhlı eğitim verilen Özgür Suriye Ordusu militanları Suriye'de IŞİD'e katılmıştı!
* * *
Suriye'de 2011 yılından itibaren yüz binlerce insanın öldürülmesinde, milyonlarca insanın yerlerinden, yurtlarından edilmesinde, bunların üç milyonunun Türkiye'ye daha fazlasının Ürdün'e göç etmesinde, binlercesinin de Avrupa'ya sığınmak için Ege'nin, Akdeniz'in ortasında boğularak ölmesinde kimin sorumluluğu var?
2011'de ve öncesinde Suriye'ye üç defa gitmiş, huzurlu bir ülke görmüştüm. Bu huzuru kim bozdu?
Dünyanın dört bir tarafından gelen ve Suriye'de ABD'nin organize ettiği IŞİD'e katılan militanlar nereden geçti?
Ve çözüm süreci boyunca PKK'nın, Suriye'ye müdahale süreci boyunca da PYD'nin güç toplamasına kim hizmet etmiş oldu?
Türkiye böyle devam edebilir mi?
Arslan BULUT, 2 Eylül 2016
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr