Askerimize Saldırılar Artarak Devam Ediyor Ama Ordu Sessiz, Hükümet Sessiz, Yargı Sessiz

AKP-PKK siyaseti artık iyice gün yüzüne çıktı, kör gözler dahi görüyor bunu…

Türk Ordusu’nu itibarsızlaştırmak ve güven kaybettirmek ve bunun sonucu olarak da iç güvenlik harekâtından çekerek kışlasına hapsetmek…

AKP-PKK artık müşterek siyaset uyguluyor, birbirini destekleyecek şekilde, deve kuşları dahi farkında artık bunun… Kırsal alandaki askeri operasyonları durdurarak PKK’nın yurt içinde yapılanmasına zemin hazırlamak, yani BDP lafıyla ÖZ SAVUNMA GÜÇLERİ… Bu sözde öz savunmanın insan kaynağı da hazır, Irak sınırında bekleşip duruyorlar, Hakurk’ta, Kandil’de…

AKP ile PKK siyaseti arasında tek fark kaldı zaten, biri siyasi hükümet, diğeri siyasi terör örgütü, yol aynı, dün aynı, yarınları aynı, kargalar bile gülerek seyrediyor artık halimizi, tam bir trajedi, dram, ironi… Şehitlerimiz işte bu yüzden şehit…

PKK saldırıyor, amaç şehit verdirip Türk Ordusu’nu yeteneksiz göstermek, halkın öfkesini artırmak, halkın öfkesinin Hükümet’ten kayıp orduya yönelmesini sağlamak, Komutanları suçlamak için bir fırsat yaratmak… Neden?

Bütün mesele: Doğu Anadolu’da tampon yönetimler kurup Anadolu ile Asya arasındaki bağı kesmek… 1920 Sevr’in ruhu da buydu, ABD BOP’un da amacı bu; İsrail’in Karadeniz’e ve Hazar’a geçişini sağlayacak bir köprü kurmak, bir geçiş yolu açmak: Yahudi Kürdistan ve Yahudi Ermenistan ile…

Bütün mesele işte bu: Anadolu’daki Türk dünyası ile Asya’daki Türk dünyası arasındaki bağı kesmek, yolu kesmek… Biz Türkleri yalnızlaştırmak… Rusya’nın da isteği bu, Bizans’ın Çocuğu AB’nin de… Ermeni-Kürt meselesi dediğiniz de işte budur: Anadolu’yu ele geçirmek… Bakınız 1915 Çanakkale, 1916 Mısır Seferi, 1917 Gazze çatışmaları, Medine Kuşatması, Kut’ül Ammare, Musul, Kerkük, İngilizlerle girdiğimiz tüm savaşların temelinde bu var… Hedefleri, Anadolu’yu ele geçirmek, bin yıllık Türk varlığına son vermek…

Anadolu ile Asya’nın bağını keserek bu işi halledeceklerini düşünüyorlar; önce ekonomik kaynakların kontrol ve yönetimi, yeni yetişen neslimizin kontrol ve yönetimi, Türk kimliği ve Atatürk’ün yok edilmesi, unutturulması, Anayasa’dan çıkarılması… Ardından dinler arası diyalog ile Anadolu’nun Hıristiyanlaştırılması ve böylece, 1071 Malazgirt Savaşı’nın rövanşının alınarak Anadolu’nun Bizans tarafından yeniden ele geçirilmesi ve Türk varlığının Anadolu’dan silinmesi… Planları bu, projeleri bu…

Ellerindeki koz Kürt Kartı, tarihten beri… Kürt kartını oynayacak en güçlü figüran PKK… Barzani’yi saymayın, aşiret temelindeki Barzani’nin ardında PKK olmaz ise yaşayamaz… PKK olmaz ise İran ve Suriye’deki Kürt kartları işe yaramaz… Asıl figüran PKK; AB ve Türkiye’deki siyasi yapısı, Habur’la ardına aldığı halk desteği, demokrasinin örgüte sağladığı nimetler ve İmralı’sıyla PKK en güçlü figüran, üstelik küresel desteğinin yanında, hükümet desteği de var…

PKK’yı engelleyen en büyük güç Türk Ordusu, askeri operasyonlar örgüte nefes aldırmıyor… Örgütün Doğu’da öz savunma güçlerini yapılandırmasını Türk Ordusu engelliyor… Eğer ki Türk Ordusu askeri operasyonları durdurup da kışlasına çekilirse, meydan bunlara kalacak, Anadolu bunlara kalacak, çünkü biri örgüt, diğeri hükümet… İşte şehitlerimiz bu yüzden şehit…

Ekim Ayı’nda açılacak Yüce Meclis’in hâkimi AKP siyasetinin önünde önemli işler var: İmralı’ya ev hapsi ve sonrasında özgürlük, Irak’taki on binden fazla teröristte af ve yönetimde görev verilmesi, Anayasa’nın değiştirilip Atatürk, Türk Milleti ve Türk kimlik ve kavramlarının yok edilmesi… PKK’nın Doğu’nun hâkimi olabilmesi için yasal düzenlemeler yapılarak Özerkliğe varan yetkilerle donatılması… Korucu teşkilatının kaldırılması… Kürtçe eğitim… İlkokullardaki TÜRKÜM DOĞRUYUM ÇALIŞKANIM sözleriyle başlayan ANDIMIZIN kaldırılması… Görev odalarındaki Atatürk resimlerinin kaldırılması… Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılarak papaz yetiştirilmesi… Kiliselerin onarılması ve her kiliseyi bir papaz gönderilmesi… İstanbul’un adının değiştirilerek KONSTANTİNOPOLİS yapılması ve Ortodoks Vatikan’ının kurulması… Yer altı ve yer üstü tüm kaynak ve zenginliklerinin Bizans’a devri… Türk Ordusu’nun paralı asker yapılarak Müslüman ülkelere savaşa gönderilmesi Afganistan gibi…vb…

Bu AKP siyasetinin hiçbir engelle karşılaşmadan yapabilmesi için Türk Ordusu’nun etkisizleştirilmesi, itibarsızlaştırılması, halkımızın duyduğu güvenin yok edilmesi gerekir ki AKP Anadolu’da AT oynatabilsin…

İşte bu yüzden PKK saldırıları askeri hedef alacak, çılgınca eylem türünden saldırılarla şehit verdirilmeye çalışılacak… Bu arada üç, beş, on, yüz terörist ölmüş, ne fark eder ki, teröristin kaydı mı var sanki, ölsün, bugün ölenin yerine yarın AKP-PKK siyaseti tekrar dağa çocuk çıkarır… Ama gelen her şehit haberi, tehlikeyi hala görememiş durumdaki halkımızın yüreğini dağlar, öfkelendirir ve bu öfke ilk aşamada Hükümet’e yönelir ama ya sonra?

Sonrasında ihanet medyası başlar askeri suçlamaya, başlar Komutanları suçlamaya, öyle bir psikolojik harekât başlatır ki nihayetinde halkımız şehitlerimizin sorumlusunun Hükümet değil Ordu olduğunu düşünmeye başlar, işte sonrası felaket, bir felaket senaryosu…

Anlaşılan o ki, bu AKP-PKK siyasetinin son günlerde ortaya koyduğu plan ve projelerden anlaşılan o ki, bu yaz çok sıcak geçecek… Her doğan gün yeni bir şehit habercisi olabilir, çünkü Perşembe’nin gelişi bu Çarşamba’dan görülüyor…

Ne yapmalı?

Türk Ordusu asla askeri operasyonları durdurmamalıdır! Aman sorun çıkmasın siyaseti bizi bir felakete sürükler, ne sorun çıkacaksa şimdiden çıksın ki kimin ne gücü var, görelim ve ona göre mücadeleyi sürdürelim…

Türk Ordusu artık özel operasyonlara yönelmeli, gece harekâtı ile Şemdinli güneyindeki PKK kamplarına sızılarak darbe vurulmalıdır… İlk hedef HAKURK olmalıdır, çünkü ana eylem yeridir PKK’nın, aldığı darbeleri kolay kolay kaldıramaz! PKK’nın en zayıf halkası sınır boylarındaki gümrük noktalarıdır, üç beş kişidir, bir gece harekâtıyla yok etmek mümkündür, açın SON HAREKÂT KOD ADI YAHUDA’yı okuyun…

Türk Ordusu artık geniş arazi kesimlerinde gündüz arazi arama tarama faaliyetleri yerine gece harekâtıyla nokta operasyonlarına yönelmeli ve alan kontrol ve arazı hâkimiyetini sağlamalıdır… Zayiat riski en az olan, ancak PKK’ya en ağır darbe vurma olanağı sağlayan operasyon şekli budur, geçen yıllarımız bunu tanıktır…

Türk Ordusu yürütülen terörle mücadele ilişkin bir açıklama, bir brifing, bir toplantı yapmalı, PKK’nın AB’deki finans kaynakları kesilmediği için, Irak’a sınır ötesi harekat yapılamadığı için, Türkiye’deki siyasi kol ve kantlarına cirit atma olanağı sağlandığı için, PKK’nın çok geniş bir hareket serbestisi kazandığını açıklamalıdır… Bu açıklama, gerçeği görmekte zorlanan halkımızın, en azından, bu konuda Hükümet’in üzerine düşen görevleri yapmadığını anlamasına yardımcı olacaktır. Bu gerçeği gören halkımız, şehitlerimizin sorumlusunun Hükümet olduğunu da anlamaya ve sorgulamaya başlayacaktır…

Şunu unutmayınız ki bu vatan uğruna can veren evlatlarının hesabını soramayan, sormayan bir milletin bu kutsal topraklarda yaşamaya hakkı yoktur, zaten yaşatmazlar…

---

Erdal SARIZEYBEK, 24 Temmuz 2011
erdalsarizeybek@gmail.com