Askerimizi bile bile ölüme gönderenler...

Askerimizi bile bile ölüme gönderenler...

İletigönderen Erkan Güçiz » Pzt Eyl 28, 2015 16:28

ABD Dışişleri’nin kamuya açılan arşiv belgelerinden tarihimizin bir sayfası.

Acı da olsa, hakikatlerle yüzleşmeden, tarihimizi tam ve doğru olarak öğrenmeden, bunları günümüzle karşılaştırmadan, yaşadıklarımızı anlayamayacağımız gibi, gelecekte de bocalamaktan kurtulamayız.
-- o --
Liste usulü çoğunluk sisteminin uygulandığı 14 Mayıs 1950 Genel Seçimlerinde oyların yaklaşık yüzde 55'ini alan Demokrat Parti kazandığı 416 milletvekilliğiyle TBMM'deki sandalye sayısının yaklaşık yüzde 85'ini elde etti.

28 Haziran 1950’de, Demokrat Parti iktidara geldikten tam bir buçuk ay sonra, Türk Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, ABD Askeri Yardım Heyeti’nden General McBride’ı makamına çağırttı.

Bakan Köprülü, General McBride’a silahlı kuvvetlerin durumu hakkında görüşlerini ve eksiklerin düzeltilmesi için neler gerektiğini sordu.
General McBride’ın yanıtı özet olarak şöyleydi.

- Türk Silahlı Kuvvetleri feci bir durumda, savaş alanına çıkabilecek ve herhangi bir başarı gösterebilecek güçte değiller.
- Silahlı Kuvvetler’de personel sayıca yetersiz, eldekiler verimli bir şekilde kullanılmıyor; savaş halinde katkısı olmayacak bazı birlikler kaldırılmalı ve ordu Amerikan yardımı ile verilen modern silahları kullanabilecek şekilde eğitilmeli.
- Yüksek rütbeli komutanlar, kıtalarını kendileri teftiş edeceklerine astlarında aldıkları parlatılmış raporlara bakarak durumlarını tartmada yanılıyorlar. Birliklere kendileri giderek durumu görmeliler.

Dışişleri Bakanı bu görüşlere katıldığını, bunlardan bazılarını düzeltme yolunda olduklarını ve vakit geçirmeden Başbakanla görüşerek eksiklerin giderilmesi için harekete geçileceğini söyledi.
***
Demokrat Parti iktidarının 70’inci gününde, 24 Temmuz 1950’de Türk Dışişleri Bakanı, ABD Ankara Büyükelçisi Wadsworth’a, Birleşmiş Milletler’in Kore’deki saldırıya karşı koymak için yaptığı çağrıya olumlu yanıt vermeye hazır olduklarını anlattı. Hazırlanacak resmi belge, Türk Hükümetinin Birleşmiş Milletler’e ve Türk-Amerikan işbirliğine ne derecede içten bağlı olduğunu yansıtacaktır, dedi.
***
Büyükelçi Wadsworth, General McBride ve Senator Cain ile görüştükten sonra, Türk Hükümetine kendi şahsi görüşü olarak, tam teşekküllü bir muharip tugay göndererek Birleşmiş Milletler prensiplerine bağlılıklarını gösterebileceklerini, söyledi.

General McBride, bu birlik için şu tarifi verdi.
“4000 ile 4500 kişilik, içinde tanksavar, uçaksavar, istihkâm, ulaşım, ordonat, muhabere, sıhhiye bölük ve taburları olan, kendi mühimmat, mayın v.b. ile teçhiz edilmiş bir piyade tugayı.”
***
Senatör Cain, General McBride ve Büyükelçi Wadsworth, Türk Savunma ve Dışişleri Bakanları, Türk Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Kumandanı ile biraraya geldiler. Dışişleri Bakanı Köprülü, Kore’ye kara kuvvetleri gönderilmesine bütün kalbiyle taraftar olduğunu, teklifi yarın Kabine’ye götüreceğini söyledi. Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı da her yönüyle aynı görüşte idiler.

Daha önce üç Kuvvet Kumandanı, Genelkurmay Başkanı’na gönderdikleri ortak gayrı resmî mektupta, “Eğer bu fırsatı değerlendirmezsek Türk tarihinin en büyük ihaneti olacaktır.” diyorlardı.
***
26 Temmuz 1950’de Dışişleri Bakanı Köprülü, Türkiye’nin 4500 kişilik bir askeri birliği Kore’de savaşmak üzere Birleşmiş Milletler emrine vereceğini bildirdi.
***
Büyükelçi Wadsworth ile konuşmasının sonunda Başbakan Menderes, valiliklerden gelen raporlara göre Kore’ye asker gönderme kararının halk tarafından coşkuyla karşılandığını söyledi. “Bunu iç siyaset konusu yapmaya çalışan muhalefetin kalıcı bir etkisi olamaz”, dedi.
"Kore savaşı bizi ortak hedeflere doğru daha gayretle çalışmaya yönlendiren yeni bir çağ açtı."

Aynı günlerde, Büyükelçi Wadsworth’a merkezden gelen talimat, Türk yetkililerine Kore’ye asker göndermelerinden dolayı Türkiye’nin NATO’ya kabulünü yönünde ve ABD’nin Türkiye’ye ekonomik yardımları konusunda olumlu bir etki beklememelerini hatırlatması idi.
-- o --
28 Haziran’da “Türk Silahlı Kuvvetleri feci bir durumda, savaş alanına çıkabilecek ve herhangi bir başarı gösterebilecek güçte değiller”, diyor Amerikalı ve biz 17 Eylül’de, 5090 kişilik birliği Amerikan gemisine koyup Kore’ye postalıyoruz.

Bu yüz karasını bugün hâlâ gizlemeye çalışanlar yüzünden kesin, güvenilir resmî rakamlara ulaşmak mümkün değil. Yalnız kesin olan, Kore’nin bize getirdiği 2000’den fazla ölü, 700’den fazla yaralı, 300’ün üstünde hasta, 200’ü aşkın esir ve 200’e yakın kayıp (akıbeti belirsiz) olduğu.

Ülkenin kaderini ellerinde tutanlar ne zaman böylesine aşağılaştı sorusunun yanıtı ise, 10 Kasım 1938, saat 9’u 5 geçe.


United States Department of State / Foreign relations of the United States, 1958-1960. Eastern Europe; Finland; Greece; Turkey
http://images.library.wisc.edu/FRUS/EFa ... .i0014.pdf
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Şu dizine dön: Erkan GÜÇİZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x