Aşkı Anlatabilir Misiniz?

Aşkı anlatabilir misiniz?

Aşk ne şiirlerle, ne türkülerle ne de tuvale yansıyan renklerle tanımlanabilir.

Hiç bir beste, şiir ve tablo gerçek aşkın yürekte yarattığı o heyecanı yansıtamaz. Aşk, aşktır işte...

O öyle bir duygudur ki, sevdiğiniz uğruna canınızı bile feda edersiniz.

Aslında bu yazı 68 yaşındaki bir yüreğin hiç bitmeyen, her gün, her dakika ve hatta her alınan her nefeste tazelenen, güçlenen bir aşkın itirafıdır.

Bana kızmayın dostlar, artık yüreğime sığmayan, sel gibi coşan bu aşkı sizinle paylaşmak zorundayım.

Ne zaman sevdiğimi düşlesem ala gözlü nergisler, mis kokulu şebboylar, al renkli gelincikler gelir gözümün önüne...

Itır kokulu kızlar, keklik sekişli gelinler, eli bereketli analar sıralanır önümde...

İçimden gelerek ona" Seni seviyorum." desem bir ses, bir haykırış çınlar kulaklarımda...

"Ben hürriyeti gasp edilmiş bir milletin kızıyım. elerim, kollarım bağlı olarak bu meydandan ağlayarak, hıçkırarak dünya milletlerine sesleniyorum. Sesimi duyan yok. Ağlamanın, hıçkırmanın zamanı değildir. Teşkilatlanmanın zamanıdır."
Darülfünunlu Saime Münevver Sultan Ahmet Mitingi...

Gözlerimi kapatıp, sevdiğimin "yeşil dallar" misali gözlerini, "sarı başak"lar gibi saçlarını düşünsem, gözümün önünde "Dört nala gelip uzak Asya'dan- Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan" vatan anam gelir.

Aynı aşk uğruna vatan anaya katılan yiğit, kalpaksız kuvvacı kadınlar düşer yüreğime...

Gördesli Makbuleler, Şerife Bacılar, Kara Fatmalar, Ayşe kızlar, Bahriye Üçoklar ve daha niceleri..

Kimi ana olmuş, kimi daha ana olmadan kefeni gelinlik saymış bu toprağa aşık vatan ananın kızları...

İtiraf ediyorum, benim en büyük aşkım, tükenmeyecek ve bitmeyecek, yaşlı yüreğimi heyecanla çarptıran tek sevdam vatan anama duyduğum yüce sevgidir.

Vatan ana benim sadece aşkım değil, onurum ve namusumdur.

Vatan ana para uğruna, vaktiyle onun namusuna, ırzına tecavüz etmeye niyetlenen küresel çetelerin çocuklarına satılmaktadır.

Limanlar, bankalar ve tüm kamu işletmeleri "özelleştireceğim" bahanesi ile yabancılara devredilmiş, vatan ananın yaşam pınarları kurutulmuştur.

Onun en değerli evladına hakaret edilmekte, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Türk milleti ile birlikte kanla, irfanla ve devrimle kurduğu Cumhuriyet'e karşı tertipler düzenlenmektedir.

* Toprağı vatan yapan mili değerler hedef seçilmiştir.

* Milli bayramlar yok edilerek ve adeta basit bir törene dönüştürülerek Türk milletinin milli genleri değiştirilmek istenmektedir.

* Kürtçe'yi ikinci resmi dil kabul edilmesi yönündeki söylemlerle, dil üzerinden Cumhuriyet'in kuruluş ilkeleri yok edilerek bölünmeye ışık yakılmaktadır.

* Osmanlı'nın çöküşüne neden olan "çok kültürlü sistem" dayatılmaktadır.

* 5 Kasım 2007 Erdoğan-Bush görüşmesinde alınan kararlar uygulanmış Türk ordusunun tasfiyesi yoluna gidilmiş, yurtseverler tutuklanmıştır.

* Türk milleti din-iman pazarlaması yapılarak,"sivil anayasa" polemiği ile tuzağa düşürülmek üzeredir.

Hal böyle iken ben, vatan anamı büyük bir aşkla sevmeye devam ettim, edeceğim de...

Ancak üzerimdeki hakkı asla ödenmez anaların en yücesi, en büyük aşkım vatanım, bana ve tüm evlatlarına sanırım oldukça kırgındır.

Bereketini her ana gibi bizden esirgememektedir. Göz yaşlarını yüreğinde okyanuslara dönüştürüp, uğruna can veren evlatlarını, şehitlerini kucaklamaktadır.

Diğer tarafta bazı kadınlar "Kadın Dayanışma Platformu" kurarak ABD'nin bir başka oyunu feminist oyunlar oynamaktadırlar...

Kadınların büyük bir çoğunluğu büyük tehlikenin farkında değillerdir. Onlar "vatan ana"yı öksüz bırakmışlardır.

Büyük aşkım, vatan anam bana seslenmektedir.

"Satılan topraklarımla bütünlüğüm elden gidiyor. Su kaynaklarım haraç-mezat satılıyor. Toprağımla beslediğim, hasadımla güçlendirdiğim evlatlarım ya yabancılaştırılıyor ya da biat kültürünün esiri oluyor. Benim askerim suçlanıyor. Siz aranızda ayrışıyor ve bir türlü bir araya gelmiyor gelemiyorsunuz.

Siz ABD'nin şırıngalarının damarlarınıza pompaladığı günleri kutlamaya devam ediyorsunuz. Vatansız kalmak ölümden de ötedir.

Şimdi yüzünüzü canıma can katan, beni kurtaran Mustafa Kemal'in öğretilerine dönün yüzünüzü...

Tek yol Kemalist Devrim'in yeniden inşasıdır, şiarımız tam bağımsız Türkiye, yolumuz devrimdir diyin düşün yollara...Nasıl mı yapalım diyorsanız alın "Nutuk"u okuyun. Bir daha, bir daha okuyun.

Başaracağınıza inanın ve başarın. Tam bağımsız Türkiye'nin bayrağını Ankara Kalesi'nde dalgalandırın. Tek yürek, tek yürek olun. İlk dersiniz 19 Mayıs olsun... Önder aramayın. Önder, Atatürk siz olun, bayrağınızı alın çıkın meydanlara...Köylüsü, kentlisi, laiki, dindarı, genci, yaşlısı, kadını, erkeği...

Atatürk'ü anmaktan öte anlayın. İşte o gün ben yeniden dirilecek ve vatan ana olarak kucaklayacağım sizi..."


Bana aşkı anlatabilir misiniz? Hayır, anlatamazsınız. Çünkü aşk kendinden geçmek, kendinden vaz geçmektir.

Ben de en büyük aşkımı, vatan aşkımı anlatamadım sizlere... Anlatılamaz çünkü... Bağışlayın.

Ama gene de en büyük aşkımı, vatan anaya olan aşkımı itiraf ediyorum.

Ben vatan ananın toprağına, suyuna, dağına taşına, insanına, türküsüne, yazına kışına aşığım.

Ama aşkı, hele vatan aşkını hiç anlatamazsınız. Vatan sevgisi kendinden vaz geçmektir.

En sevdiğinin uğruna, sevdiklerini, canından can kopararak dünyaya getirdiğin kızlarını feda etmeyi kabullenmektir.

Bir anneye verilecek en büyük hediye, yalnız yılda bir gün değil, nefes aldığımız her dakikada, en büyük anayı, vatanını sevmektir. Hem de aşkla...

Çünkü vatan anadır, ana da vatandır.

Figen ÖZEN, 10 Mayıs 2012