Aslında Satılan Vatandır!
Türkiye’yi yönetenler, herhalde “Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir” diyen dolandırıcılıktan sabıkalı medya soytarısının fikrini benimsiyor olacaklar ki, birçok ağır sanayi kuruluşundan sonra Ereğli Demir Çelik fabrikalarını da satışa çıkardılar.
Bahane aynı bahane: Efendim, liberal ekonomiyi uygulayabilmek için devletin iktisadî faaliyetten elini çekmesi ve bütün devlet fabrikalarının özelleştirilmesi şartmış!
Değildir!
Çünkü liberalizmi ihraç eden ülkelerde bile devletin ekonomik hayata müdahalesi Türkiye’dekinden kat be kat fazladır. Mesela Amerika, Japonya ve Avrupa Birliği gibi ülkelerde devletin ekonomi üzerindeki payı ortalama %47’iken, Türkiye’de %23’tür ki, bu rakam aslında devletin çökertildiğini göstermektedir.
Kaldı ki, liberalizm ve özelleştirme, iddia, edildiği gibi, eğer bir ülkenin iktisadî refahını temin edebilseydi, Osmanlı imparatorluğu çökmezdi. Aksine Osmanlı imparatorluğu, deniz yolları, demir yolları, madenler, telefon ve tramvay şirketleri, marangoz ve kibrit atelyelerine varıncaya kadar bütün işletme ve imalathaneler ecnebilerin eline geçtiği için batmıştır!
Biz Cumhuriyet’in ilk yıllarında ecnebilerin ele geçirdiği şirket ve fabrikaları millileştirerek ikinci bir Kurtuluş Savaşı vermiştik. Şimdi 80 yıllık Cumhuriyet’in bütün kazanımlarını borç faizlerinin 3 -5 aylık taksiti için ona buna devrediyoruz.
Türk Ordusu’nun yakıt ihtiyacını karşılayan Tüpraş’ı satıyoruz! Harp Sanayiinin çelik ihtiyacını temin eden Erdemir’i satıyoruz. Petro-kimya tesislerini satıyoruz. Türk Hava Yollarını satıyoruz. Bankaları, limanları satıyoruz. Sahilleri, sınır boylarını, dağları ovaları satıyoruz.
Yani vatanı satıyoruz, vatanı!
Çiftçimizin ürettiği domates bile ecnebi marketler aracılığı ile sunuluyor bize! Üreten Türk, tüketen Türk fakat parayı ecnebi kazanıyor. Öyle ise Türkiye’de özelleştirme demek ecnebilerin Türkleri soyması demektir.
Lütfen herkes cebindeki sigara paketini çıkarıp masanın üzerine koysun. Eğer on paketten dokuzu yabancı sigara değilse ben sözümü geri alırım.
Keyfinize müdahale ettiğimi sanıyorsanız, milliyetçilik keyfinize de karışır, zevkinize de. Bizim yetiştiğimiz yıllarda ecnebi sigara içmek milliyetçiliğe ihanet etmek demekti! O sebeple yabancı sigara kullananlar yanımıza pek yakışamazlardı. Yaklaşanlara selam vermezdik. Yüzlerine bakmazdık. Kötek yemişten kötü olurlardı. Kınardık onları.
Bugün de kınanmalıdır. Yabancı sigara içenler de yabancı malını tercih edenler de.
Bir başka gün Erdemir’den bahsedeceğiz.
Necdet SEVİNÇ, Yeniçağ, 11 Mayıs 2005