Astrositom / Figen ÖZEN

Astrositom / Figen ÖZEN

İletigönderen NİLGÜN BAŞTUĞ » Prş Haz 13, 2013 21:40

Astrositom

"Savaş sonucunda Almanya'nın yenilgisinin kesinleşmesi ve ümitsizliğin iyice artması üzerine 30 Nisan 1945'te Berlin'de eşi Eva Braun'la birlikte intihar etmeye karar verirler. Kendilerini bir odaya kaparlar ve önce Eva Braun içinde siyanür bulunan bir kapsülü ısırır ve zehir saniyeler içinde etkisini gösterir, hemen ardından ise Hitler bir siyanür kapsülünü ısırır ve eş zamanlı olarak tabancayla sağ şakağına ateş eder. Kendi isteğiyle Führerbunker bahçesinde benzinle cesetleri bombaların neden olduğu bir çukura yerleştirilip yakılmıştır. Hitler'in bunu istemesinin sebebinin Sovyet ordusu tarafından yakalanıp teşhir edilmek istememesi olduğu iddia edilmektedir"

Bir internet sitesinden kopyalanan yukarıdaki satırları neden sizinle paylaştığım sorusuna, verilecek cevap ve yorumlar size ait.

Hitler, 2.Paylaşım Savaşı'nın baş mimarı kendi halkına zulmeden bir diktatör...Attığı her adımda davranış bozukluklarına yol açan eylem ve söylemler. Tutum ve tavırlarıyla çelişkili davranışlar... Şiddet eğilimi...

Tıpla yakından uzaktan ilgim yok ama merak ettim, bunların tümünü google yazdım ve karşıma ASTROSİTOM TÜMÖRÜ diye bir şey çıktı ve bu tümörün belirtisi olan hastalığın tanımı. Sizlerle paylaşayım dedim.

"Uzmanlar, insanları hayvanlardan ayıran en önemli farkın prefrontal bölge olduğunu belirtiyorlar. Çünkü bu bölge, duygu ve davranışların kontrol edildiği merkez. Tepkilerini kontrol edebilme, duyguları anlama ve ifade etme, öngörüde bulunma, ayrıntılı düşünme, sorunları çözme, hatalardan ders çıkarma, planlama, yargılama, sabırlı olma, dikkati sürdürme gibi özellikler beynin prefrontal bölgesi tarafından kontrol ediliyor.
Tümörün prefrontal bölgenin işlevini bozması, davranış bozukluklarına neden oluyor. Yani hasta öfkesini, sevincini, üzüntüsünü, çeşitli olaylar karşısındaki tepkilerini kontrol edemiyor. "

Yazı yazmak bazen sizin hayal gücünüzü zorlar. Ben de hayal gücümü zorlayarak bir senaryo yazdım. Mesela dedim Hitler bir toplantıda bayılmış, Etrafındakiler oldukça telaşlanmış, özel doktoru yanında olmadığı için hemen yakın bir hasta haneye götürülmüş...Senaryo bu ya...Almanya'nın koskoca FÜHRER'ine "Astrositom" teşhisi o hasta hanede görevli bir Nörolog tarafından konulmuş.Yani Hitler'de "DAVRANIŞ BOZUKLUĞU" varmış. Sevgilisi, (sonradan evlenmişler) Eva Braun, o gecenin sabahında yakınlarına dert yanmış, "Führer geceyi çok zor geçirdi" diye. Neyse uzatmayalım, Hitler için doktoru ilaç tedavisi önermiş. Aslında adamcağız koca Alman devletini bir kenara bırakın kendini bile idareden acizmiş. Olayın ve hastalığın üstü ört bas edilmiş.

Ama kadın doktor bir türlü çenesini tutamamış ve Führer'in hastalığını ortalığa yaymış. Kadıncağız çok ama çok tehlikeli bir hastalıktan(!) olaydan üç ay sonra, gripal enfeksiyondan ölmüş. Artık ecel-i sahih mi, yoksa ecel-i kaza mı dersiniz, orasını bilemem? Yoksa?..

Sonu mu? O zaman CIA'nın Çetecileri Almanya'da fazla etkili olmadığı için deliğe süpürülememiş ve intihar etmiş.

Kusura bakmayın, bir aceminin yazdığı senaryo ancak bu kadar olur. Siz isterseniz ülkeyi ve isimleri değiştirebilirsiniz.

Şimdi görünen köyün kılavuz istemediği son günlere bir dönelim. Aynanın sırlı tarafını tırnaklarımızla kazıyarak gerçekleri açığa çıkaralım. Bizlerin yürek çırpıntısı ile beklediğimiz "DEVRİM TRENİ"'nin önü derhal kesilmiş ve alanlar bölücü ve provokatör güçler tarafından işgal edilmiştir. Sağduyu ile hareket eden ve yaşam alanlarını korumak isteyenlerin arasına ne yazık ki SOROSÇULAR sızmıştır.

İğrenç ve çirkinin çok ötesinde özelikle Taksim'deki Atatürk Anıtı'nın üzerine paçavralar, bölücü sloganlar asılmıştır. Erdoğan, PKK'ya ve yandaşlarına yaranmak için görmezden geldikleri şanlı Türk bayrağının, Diyarbakır'da yakıldığını bile, bile kendisini karşılayan Melihizm'in bindirilmiş kıtalarına, direnişler tarafından Türk bayrağının yakıldığını söylemiştir.

Üstelik bununla da kalmamış, Irak'taki milyonlarca Müslüman'ın katili, işkencecisi, tecavüzcüsü "Bay ve bayan Amerikan askerlerinin sağ salim eve dönmesi" için dua eden Sn. Erdoğan, İncirlik Üssü'ndeki Amerikan askerlerinin camide içki içmesinin de suçunu, Dolmabahçe Camii'ne tedavi olmak için sığınan direnişçilerin üzerine yıkma teşebbüsünde bulunmuştur.

Hani derler ya, batan gemiyi ilk olarak fareler terk eder. Mütarekeci gözde yazarlarımızdan Gülay Göktürk, bakın BuGÜN gazetesinde ne buyurmuş...

"Kısacası dört bir yanımızı saran dış düşmanlarımız AK Parti'yi yıkmak için el ele vermiş.

(...) Şu SOROS dediğiniz düne kadar Kemalistler tarafından ulus devleti yıkıp sizi iktidara getirmekle suçlanmıyor muydu? Ne zaman saf değiştirdi.

SOROS'un da, küresel çetelerin de en önemli özelliği eskittiği ve dizginleyemedi kontrolsüz güçleri Mübarek misali yok etmek değil midir?

Yıkıp, yıkan, tomalara molotof atan, o iğrenç pankartları asıp Atatürk'e ve Türk milletine hakaret edenlerin tamamı SOROSPU ÇOCUKLARI'dır. Hiç bir devrimci kendi malına, devletin malına zarar vermez.

Eğer ülkenin ve milletin istiklâli tehlikedeyse, ülkenin ve milletin istiklâlini kurtaracak Türk ulusunun azim ve kararıdır. Yarınlarına ve alanlara bu azim ve kara şekil verecektir.

Not: Tarih tekerrür etmiş ve başta ADD olmak üzere demokratik kitle örgütleri Taksim'deki Atatürk Anıtı'nın Öcalan'ın posterleriyle ve paçavralarla örtülüp, büyük ÖNDER'imize ve Türk milletine hakaret etmelerine ses çıkarmamışlardır.

Figen ÖZEN, 13 Haziran 2013
Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.
Ya istiklal, ya ölüm!
Kullanıcı küçük betizi
NİLGÜN BAŞTUĞ
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 694
Kayıt: Çrş Eki 26, 2011 12:44

Şu dizine dön: Figen ÖZEN

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x