ATATÜRK ve TÜRK Alerjisinde Son Nokta!

Genel & Güncel Konular

Re: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal May 15, 2012 21:20

Gençlik Paramparça

Milli bayramlara karşı politikasını resmiyete döken AKP, sadece okullara tıkmak istediği kutlamalar için 19 Mayıs’ı “Atatürk’ü anma”, “gençlik” ve “spor” olarak 3’e bölerken, etkinlikleri de farklı bakanlıkların sorumluluğuna bırakarak, bayramın ruhunu ve içeriğini de parçalamış oldu.

Bu yılki etkinliklere bir de “ana dil” sürprizi eklendi. Bu yıl ilk kez gerçekleştirilecek programda Kürtçe, Çerkezce, Boşnakça, Arapça, Lazca, Süryanice gibi dillerde şiir dinletisi de düzenlenecek. İşte programdan bazı başlıklar: Vushu, muay thai, kata, muaythai müzik ve savaş sanatları, yağlı güreş.

19 Mayıs bayramında Kürtçe şiir dinletisi

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı etkinliklerinde “ana dil” sürprizi. Bu yıl ilk kez gerçekleştirilecek etkinlikte Kürtçe, Çerkezce, Boşnakça, Arapça, Lazca, Süryanice gibi dillerde şiir dinletisi düzenlenecek. Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 21 Mayıs’a kadar sürecek “Gençlik Haftası” etkinliklerinde, “Dillerin Kardeşliği Şiir Dinletisi” adlı bir program da yer aldı. Bugün saat 16.00’da Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenecek etkinlik çerçevesinde gençler, Türkçe’nin yanı sıra Kürtçe, Çerkezce, Boşnakça, Arapça, Lazca, Süryanice gibi ülkemizde konuşulan dillerde şiirler okuyacak. Türkiye’nin tüm bölgelerini temsil edecek büyük bölümü öğrencilerden oluşan gençler, ana dillerinde yazılmış şiirleri okuyacaklar. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı’nı organizasyonla görevlendirilen Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın birbirinden ilginç programları da sıralandı. 15-21 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek “Gençlik Haftası” programında boks gösterisi, bilek güreşi, tekvando ve vücut geliştirme gibi etkinlikler yer alııyor. “Asker tankının” yerine sivil gençlerin yapacağı “mekanik tabanca atış gösterisi”nin de olacağı programdaki diğer ilginç gösteriler şunlar: Matrak, wushu, muay thai wai-kru, kata, muaythai müzik ve savaş sanatları, yağlı güreş.

YENİÇAĞ, 15 Mayıs 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!

İletigönderen Başkomutan » Prş Haz 28, 2012 3:06

"Sana benim gözümle bakmayanın…"

Millî Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ortaöğretim Türk Edebiyatı kitaplarında yer alan Arif Nihat Asya'nın 'Bayrak' şiirinin 2. kıt'asının "Seçilen metinler öğrencileri iyiye, güzele, doğruya yöneltmeli, iyi alışkanlıklar kazandırmalıdır" hükmü gereğince çıkarıldığını açıklamış. Bu mısraların olumsuz düşünce ve davranışlara neden olabileceğini, bayrak, vatan, millet sevgisini aşılayan bu şiirin, öğrenciler tarafından yanlış anlaşılabileceğini söylemiş. (Haziran 2012 ayının değişik günlerine ait günlük ulusal gazeteler).

Arif Nihat, "Bayrak" şiirini 35 yaşında iken, Adana Erkek Lisesinde edebiyat öğretmenliği sırasında yazdı. Adana'nın Fransız işgalinden kurtuluş günü olan 5 Ocak 1922 tarihinin, 5 Ocak 1940 yıldönümü kutlamalarında okunmak üzere 4 Ocak 1940 günü sabaha kadar evinde petrol lambasının sönük ışığında bayrağımıza sığınarak bu "Bayrak" şiirini yazdı.

Şiirin tamamı şöyledir:

"Ey, mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın,
Mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun,
Yuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver!
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
Yurda ay yıldızın ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
Gölgene sığındık.

Ey, şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!"


Gelelim şiirin çıkarılan ikinci kıt'asına: Türk bayrağı demek, Türk'ün kendi vatanında, kendi bağımsız devletinde, kendi millî, İslamî kültürünü özgürce yaşaması ve ekonomik anlamda kendi yer altı ve yer üstü zenginliklerini sadece kendi menfaati için kullanması demektir. Türk'ün özgürlüğünün sembolü olan Türk bayrağı, siyaseten Türk'ün ne Amerika, ne Avrupa Birliği, ne Rusya, ne Çin, ne İran, ne şu ne bu emirleriyle, baskısıyla değil; tamamen bağımsız biçimde, özgürce kanun ve anayasa yapması demektir. Türk bayrağına benim gözümle yani Türk gözüyle bakmak, siyasi, kültürel, ekonomik, askerî bütün sorunlarımıza yerli, millî, İslamî bakış açısıyla, tamamen Türk'e göre, Türk için, Türk tarafından bakmak demektir.

*Türk bayrağına benim yani Türk'ün gözüyle bakmayanlar, Türk'ün bağımsız siyasî iradesini yok ederek, mandacı bir yönetimle bize hâkim olmak, bizi idare etmek isteyenlerdir. Bizim kendi başımıza kanun ve anayasa yapmamıza izin vermek istemeyenler, bizi köle ve esir edinmek isteyenlerdir.

*Türk bayrağına benim gözümle bakmak istemeyenler, Türk milletinin bu coğrafyada bağımsız millî bir devlet halinde var olmasını, büyümesini istemeyenlerdir. Türk milletini bu coğrafyada yok etmek, silmek isteyenlerdir.

*Türk bayrağına benim gözümle bakmak istemeyenler, Türk'ün vatanında gözü olanlar, sömürgeciler, emperyalistlerdir. ?Bunların, Türk'ün bankalarında, madenlerinde, işletmelerinde, fabrikalarında, bütün iş alanlarında gözü vardır, bütün ekonomik kaynaklarımızı ele geçirmek ve yağmalamak istemektedirler. Bunun yolu da Türk'ün hürriyetini, istiklalini, millî varlığını yani bayrağını yok etmektir.

*Türk bayrağına benim gözümle bakmak istemeyenler, Türk vatanında Türk millî kültürünün, Türk dilinin, Türk edebiyatının, Türk töresinin, Türk geleneklerinin, göreneklerinin, âdetlerinin, masalının, şarkısının, türküsünün, törenlerinin, toplumsal hayatının yaşamasını istemeyenlerdir. Bunlar, bu vatanda Türk millî kimliğini ve bu kimliği ören bütün kurumları, değer ve ilkeleri yok ederek Hristiyan batı kültürünü hâkim kılmak istemektedirler. Türk bayrağı, aynı zamanda Türk millî kimliğinin de sembolüdür.

*Türk bayrağına benim gözümle bakmak istemeyenler, Türk vatanında, Türk devletinde Türk ordusunun güçlü bir şekilde var olmasını da istemeyenlerdir. Çünkü bu coğrafyada güçlü bir Türk ordusu demek, Haçlı-Siyon ittifakı demek olan Batı emperyalizminin ya da diğer emperyalist güçlerin bütün sömürgeci, yağmacı, talancı emellerine engel olmak demektir. Türk bayrağı, aynı zamanda hiçbir emperyalist devletten ya da oluşum ve kişiden emir almayan, sadece Türk milletinin hizmetinde olan bağımsız, güçlü Türk ordusunun simgesidir.

Bütün bu manalarda Türk bayrağına benim gözümle bakmayanın elbette mezarını kazacağız.

Elbette Türk bayrağını yani Türk varlığını ve istiklalini selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağız. Yoksa Türk bayrağını indirip yerine Avrupa Birliği, ya da Amerika, ya da Rusya veya başka bir bayrak dikildiğinde ona boyun eğmemiz, razı olmamız, teslim olmamız, onları silahla değil gülle karşılamamız mı isteniyor? Türk çocuklarına bağımsızlık, istiklal şuuru verilmeyerek, emperyalizme kolayca teslim olabilecek ruhsuz, şuursuz, kimliksiz, milliyetsiz, kozmopolit bir kalabalık mı oluşturulmak isteniyor?

Tereddütlerimiz var, endişelerimiz var.
Nitekim dünya çapında evrensel bir ihtişama sahip olan Millî Mücadeleyi biz, Türk bayrağına benim gözümle bakmayanlara, Türk bayrağını selamlamayanlara karşı silahla verdik. Tabii bundan o dönemin ve her dönemin mandacıları rahatsız olabilirler.

Türk için başkasının rahatsızlığı değil, istiklâli önemlidir.


Millî Mücadele demek, Türk bayrağına benim gözümle bakmayan Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Amerika'nın mezarını kazmak ve yuvasını bozmak mücadelesidir. Şiirin bu kısmı kaldırılmakla yoksa Türk çocuklarından bu millî hassasiyet ruhu yok edilmek mi isteniyor? Vatanımızı işgal eden İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan ve Amerikan çapulcuları, Türk bayrağını selamlamıyorlar ve bizim gözümüzle bakmıyorlardı.

Bu işgalci emperyalist serseriler, Türk bayrağını indirip yerine Yunan, İngiliz, Fransız, Amerikan, İtalyan, Ermeni bayrakları asıyorlardı. Bununla demek istiyorlardı ki, biz Türkleri yok sayıyoruz, size saygı duymadığımız gibi sizi yok etmek için geldik. Siz bağımsız bir millet olarak yaşamaya layık değilsiniz, sizi toptan katledeceğiz. Biz de onlara dedik ki, sizin bize saygınız yoksa bizim size hiç yok. Siz bizi yok etmek istiyorsanız biz de sizin mezarınızı kazar, yuvanızı bozarız.Dolayısıyla bu mısralarda olumsuz hiçbir mana olmadığı gibi tam tersine Türk çocuklarının bağımsızlık duygusunu, kendi varlığına, kendi kimliğine, kendi vatanına, devletine, bayrağına sahip çıkma duygusunu, düşmanlarına karşı müteyakkız olma dikkat ve bilincini geliştiren çok güzel mısralardır.Millî Eğitim Bakanlığının bundan rahatsızlık duymak yerine tam tersine, millî bilinci kökleştiren bu tür mısraları Türk çocuklarının ruhuna ve beynine iyice yerleştirecek tedbirler alması lazımdır.

Avrupalılar, şunlar bunlar rahatsız olmasın diye kendi millî değerlerimizden ve ideallerimizden vazgeçecek değiliz. Her millet kendi çocuklarına, kendi millî değerlerini koruma güdüsü demek olan millî bilinçlenmeyi sağlayacak tedbirleri almaktan çekinmez. Bunun için kimseyi de dinlemez. Nitekim bir örnek olmak üzere aşağıdaki alıntıya bir bakalım.

Eski Dışişleri Bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil, Yunanistan mevkidaşı Kirye Pipenellis ile iki ülke arasında karşılıklı olarak tarihî düşmanlıkların kaldırılması konusunda anlaşırlar. Bu bağlamda ders kitaplarındaki ırkçı ve nefret ifade eden bölümlerin çıkarılması konusunda karar alırlar. Ama Yunanistan'daki ders kitaplarında Türkler aleyhindeki bölümler çıkarılmaz. Karşılaştıklarında Pipenellis şöyle der:

"Bunları ilkokul çocuklarına okutmakla İstanbul'u geri alamayız. Biz istesek de siz vermezsiniz. Zorla almaya kalksak gücümüz yetmez. Çünkü bizden en az beş kat büyüksünüz. Başka ve istenmeyen yollara sapmamaları için gençlerimize ulusal bir ideal vermek istiyoruz. İdeal, yaklaştıkça uzaklaşan hedeftir. İnsanları peşinden koşturur. Bırakın bizi de hayal edelim. Bunlar olacak şeyler değil. Bununla beraber siz haklısınız. Anlaşmalarımıza aykırı davranışlarımız olduğu anlaşılıyor." (İhsan Sabri Çağlayangil, hzl. Tanju Cılızoğlu, Anılarım, Yılmaz Yayınları s.368, İstanbul 1990)

Arif Nihat Asya'nın bu "Bayrak" şiirinden bölüm çıkarma işi yeni değildir. Daha önceki yıllarda da şiirin son kıt'ası, emperyalist mesaj içerdiği gerekçesiyle bazı seçkilerden, ders kitaplarından çıkarılarak yayınlanmış. Arif Nihat, bu kısımları çıkaranlar için, "elleri kırılsın, elleri kırılsın" diye beddua etmiş. Yine şair, bununla ilgili olarak sorulan bir soruya karşılık şöyle bir değerlendirmede bulunmuş: "Herhalde lokma büyük geliyor. Gırtlaklarına tıkanıyor, onun için küçültüyorlar. O kısım çıkarılınca bayrağın direği kalıyor. Onu ne yapacaklarını kendileri bilirler."
(Kendisiyle yapılan bir söyleşiden, Töre dergisi, Ekim 1972).

Arif Nihat, meseleyi son cümlesiyle güzel tamamlamış. Bu sözün üstüne söz söylenmez.

Prof. Dr. Nurullah Çetin, 27 Haziran 2012
Yeni Mesaj
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Eyl 13, 2012 14:57

Atatürk'ün bir izi daha siliniyor!

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği ile Talim Terbiye Kurulu (TTK) Başkanlığı Yönetmeliğinde değişikliğe gitti. Yeni düzenlemede, ders kitaplarının taşıması gereken nitelikler değiştirildi. Artık ders kitapları hazırlanırken, “Atatürk ilke ve inkılaplarına; laik, sosyal, hukuk devletine uygun olma” kriteri aranmayacak.

Milliyet Gazetesi'nden Ayşegül Kahvecioğlu'nun haberine göre, Milli Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği ile Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı Yönetmeliği dün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Düzenlemede öne çıkan değişiklikler şöyle:

Yönetmelikte ders kitaplarının hangi usullere göre hazırlanacağına ilişkin hükümden, “Ders kitapları, ‘Atatürk inkılap ve ilkelerine ve anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Türk milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasa’nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek’ hükmüne ve Türk milli eğitiminin temel ilkelerine uygun olarak hazırlanır” ifadesi çıkarıldı.

Ayrıca yönetmelikte “ders kitaplarının nitelikleri” bölümünden, “Öğretim programlarında belirtilen Atatürk ilke ve inkılapları ile ilgili kazanımları içerir” ifadesi de çıkarıldı.

Haritalar gitti

Yeni yönetmelikle ders kitaplarının arka sayfalarında yer alan haritalara da ayar geldi. Türkçe, Dil ve Anlatım ile Türk Edebiyatı kitaplarındaki “Türkiye haritaları” ile Türkçe, Dil ve Anlatım ile Türk Edebiyatı kitaplarından, “Türk dünyası haritaları” kaldırıldı. Bakanlığa gönderilen taslak kitap metinlerinin incelenmesi görevi de, “panel” adı altında oluşturulacak komisyonlara verildi. Bu komisyonlarda alan uzmanı ve öğretmenlerden oluşan “panelistler” görev yapacak.

Üye sayısı 10’a çıktı

TTK, başkan ve 10 kurul üyesinden oluşacak. Kurul başkanı ve üyeleri; eğitim sisteminin tüm kademelerini temsil edecek nitelikte, en az 4 yıllık eğitim veren yükseköğretim kurumlarından mezun olmuş, eğitim alanında yaptığı çalışma ve yayınlarla öne çıkmış, eğitim ile ilgili alanlardaki öğretim üyeleri, en az 10 yıl süreyle öğretmenlik veya okul yöneticiliği yapmış olanlar ile kamu görevlileri arasından seçilecek. Mevcut TTK yönetimi 8 üye ve 1 başkandan oluşuyor.

Fatih Projesi kapsamında öğrencilerin dijital ortamda kullanacağı materyalleri kapsayan Z- kitaplarla ilgili kriterler de yeni yönetmelikte belirlendi. Buna göre z- kitapların, “kazanımları destekleyici nitelikte ve temel tasarım ilkelerine uygun olarak hazırlanması” öngörüldü.

VATAN, 13 Eylül 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Eki 16, 2012 21:09

Atatürk gitti Başbakan'ın annesinin adı geldi

Van’da büyük yıkıma neden olan depremlerde ağır hasar gören ve yıkılan okuların yerine yenilerini yapılırken, bu okulların büyük bülümünün adları da değiştirildi. Erciş İlçesi'nde yıkılan Atatürk İlköğretim Okulu'nun yerine EVYAP Firması tarafından yaptırılan okula, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın annesi adına 'Tenzile Ana İlkokulu ve Tenzile Ana Ortaokulu' adı verildi. Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nun yerine yaptırılan okula da, yaptıran televizyoncu Acun Ilıcalı'nın annesi 'İlknur Ilıcalı İlkokulu' adı verildi.

Van ve Erciş'te 23 Ekim ve 9 Kasım 2011'de Richter ölçeğine göre meydana gelen 7.2 ve 5.6 büyüklüğündeki depremlerde binlerce ev ve binanın yanı sıra, 1050 derslik de yıkıldı veya hasar gördü. Yetkililer, yıkılan ve yıkımına karar verilen bu dersliklerin yerine ise 2050 dersliğin inşa edildiğini söyledi. TOKİ tarafından 30, işadamı, kurum ve hayarseverlerle yapılan protokoler gereği de 61 okulun yapımına başlandı. Bu okulların büyük bölümü tamamlanıp eğitim- öğretime açılırken, bazılarının da yapımı sürüyor.

CUMHURİYETLE YAŞIT OKUL 'ATATÜRK' ADINI TAŞIYORDU

Ancak Van kent merkezi ve Erciş İlçesi'nde yıkılan eski okulların yerine yeni yapılan okullara verilen yeni isimler dikkat çekti. Erciş İlçesi'nde 1924'te Van Yolu Caddesi üzerinde 'Merkez İlkokulu' olarak inşa edilen okulun adı, 1944 yılında yapılan değişiklikle 'Atatürk İlkokulu' oldu. Depremde yıkılan bu okulun yerine EVYAP firması tarafından yaptırılan ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı tarafından da temeli atılan 32 derslikli yeni okula, bu kez Başbakan Erdoğan'ın annesi Tenzile Erdoğan'ı çağrıştıran 'Tenzile Ana İlköğretim Okulu' ve 'Tenzile Ana Ortaokulu' adı verildi. Okul yeni adıyla eğitim öğretime açılırken, Van kent merkezindeki bir çok okulun adı da bu şekilde değiştirildi.

Van'ın Cumhuriyet Mahallesi'nde bulunan Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nun yerine yaptırılan okula, yapımını üstlenen televizyoncu Acun Ilıcalı'nın annesi 'İlknur Ilıcalı İlköğretim Okulu', Kazım Karabekir Caddesi üzerinde bulunan Kız Meslek Lisesi'ne 'Vestel Kız Teknik Meslek Lisesi', aynı cadde üzerinde bulunan Kazım Karabekir Lisesi'ne de 'TeliaSonera Anadolu Lisesi' adı verildi.

'ESKİ İSİMLER TOKİ OKULLARINA VERİLECEK'

Van Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, okul yapımı için 61 kişi ve kurumla protokol imzalandığını, yapılan protokoller gereği bu isimlerin değiştirildiğini belirtirken, eski isimlerin de unutulmayacağını söyledi. Yetkililer, TOKİ tarafından yapılan okullara eski okul isimlerinin verileceğini kaydetti.

OLUMLU BULAN DA VAR, ELEŞTİREN DE

Bu değişiklikleri destekleyenler de tepki gösterenler de oldu. Olumlu bulanlar "Okul yaptıranlara teşekkür ediyoruz" derken, eleştiren ise "Birçok okulumuzun ismi eskilere dayanıyor. İsimlerin değişmesi iyi olmadı. Okul isimleri keşke depremden önce olduğu gibi olsaydı. Değiştirmek yerine ek isimler de olabilirdi. Birçok okul ismi eskilere dayanıyor. Bizim geçmişimiz bu isimlerde" diye konuştu.

YURT, 16 Ekim 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Eki 20, 2012 11:59

Cumhuriyet yürüyüşüne AKP yasağı

Ankara Valiliği, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Türkiye Gençlik Birliği’nin; ‘29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda gerçekleştireceği etkinlik için teyakkuza geçti. ADD’nin ‘olmayan’ yürüyüş talebini reddeden Ankara Valiliği, TGB’nin başvurusunu da geri çevirdi.

ANKARA (Seda BUGARİ) - Atatürkçü Düşünce Derneği ile Türkiye GençlikBirliği’nin ‘Cumhuriyet Bayramı’ etkinlik planları, Ankara Valiliği’ni harekete geçirdi. Ankara Valiliği’ne başvuran Türkiye Gençlik Birliği (TGB), ‘eski Meclis önünden Anıtkabir’e yürüyüş’ için izin istedi. Ankara Valiliği, bu talebi geri çevirdi. Bunun üzerine izin dilekçesini geri çeken TGB, 29 Ekim günü eski Meclis önünde bir basın açıklaması yapacağını duyurdu.

BAŞVURMASAN DA YASAK!

Ankara Valiliği’nin asıl skandalı, ADD ile ilgili kararında ortaya çıktı. Valilik, ADD’ye; yürüyüş ve miting için ‘izin verilmeyeceğini’ bildiren bir yazı gönderdi. Ancak ADD’nin, valiliğe yapılmış böyle bir resmi başvurusu yoktu. Olmayan başvuruyu reddeden Ankara Valiliği, böylece bir ilke de imza attı.

ADD’NİN TEPKİSİ GECİKMEDİ

ADD Genel Sekreteri Elif Çuhadar, 27 kitle örgütü ile birlikte sadece basın açıklaması yapacaklarını söyledi. Çuhadar, “Yasadışı hiçbir işlem yapmıyoruz. Bu halkın, Cumhuriyet’in kuruluşunu kutlamak hakkıdır, Ata’sını ziyaret etmesi hakkıdır. Biz basın açıklamamızı yapacağız. Bunun içinse yasal olarak izne ihtiyacımız yok” diye konuştu.

ŞEHİR VE GAZİLERE DE RET

Ankara Valiliği; Gaziler, Şehit Dul ve Yetimlerin, ‘Teröre karşı halk mitingi’ başvurusunu da “Bugün Ankara’nın Başkent oluşunun yıldönümü” gerekçesiyle iptal edilmişti.

MİTİNGE KİMLER KATILACAK

29 Ekim 2012 Pazartesi günkü yürüyüşe katılacak sivil toplum kuruluşları şunlar: Türkiye Gençlik Birliği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı (TOBAV), Dil Derneği, Eğitim-İş Sendikası, Engelliler Konfederasyonu, Müzik Eğitimcileri Derneği (MÜZED), Tüketici Hakları Derneği, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği ve Ulusal Eğitim Derneği.

YURT, 20 Ekim 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Eki 23, 2012 11:43

29 Ekim'e Başkent'te yasak, İstanbul'da bayrak gerginliği

Ankara Valiliği Başkent'teki 29 Ekim yürüyüşünün yasal olmadığı gerekçesiyle engelleneceğini duyurdu. İstanbul'da ise 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını her yıl Bağdat Caddesi’nde ‘Cumhuriyet’e bağlılık yürüyüşü’ ile kutlayan Kadıköy Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında caddenin süslenmesi konusunda gerginlik yaşandı.Ankara Valilliği'nden yapılan yazılı açıklamada STK'lar tarafından yapılması planlanan 29 Ekim yürüyüşünün yasal olmadığını gerekçesiyle engelleneceği duyuruldu.

İşte Ankara Valiliği'nden yapılan o açıklama:


"Basın yayın kuruluşları münteşir haberlerinden bazı dernekler ve resmi niteliği bulunmayan oluşumlar tarafından yapıldığı anlaşılan duyurular ile vaki başvurulardan “29 Ekim Seferberlik Yürüyüşü” ve “Vatan ve Cumhuriyet için Halk Buluşması” adı altında illerden Ankara’ya gelerek 29 Ekim 2012 Pazartesi günü Ankara’da Ulus 1. TBMM önünde kitlesel basın açıklaması yapılması ile ana cadde ve meydanlarda yürümek suretiyle kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmek istendiği öğrenilmiştir.

2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu hükümleri uyarınca, Ankara İlinde toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılacak yerler önceden belirlenmiş ve ilan edilmiştir. Kanunların işbu açık hükümleri karşısında, Ulus 1. TBMM önü ile ana cadde ve meydanlarda gerekçesi ne olursa olsun hiçbir eylemin gerçekleştirilmesi yasal olarak mümkün değildir.

Ankara ilinde 2911 Sayılı Kanun hükümlerine göre bildirimde bulunulması ve daha önceden ilan edilen yasal meydan, açık alanlar ile kapalı yerlerde yapılmak istenen toplantı ve gösteri yürüyüşleri demokratik ve hukuki anlayış içerisinde elbette değerlendirilmektedir.

Bu duruma göre, Ankara ilinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günü bazı dernek ve resmi niteliği bulunmayan oluşumlar tarafından organize edileceği duyurulan yürüyüş eylemi, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na açıkça aykırıdır. Anayasa ve Kanunların açık olarak yasakladığı durum, tutum ve eylemler demokrasinin güvencesi altında olamaz ve Ankara İlinde hiçbir kanunsuz eylem, gerekçesi ne olursa olsun, kabul edilemez.

Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunun 89. yıldönümü; 29 Ekim 2012 tarihinde Ankara İlinde tüm Ankara’lıların katılımıyla engin sevinç ve coşku içerisinde kutlanacaktır. İnsanlık tarihinin, milletlerin sarsılmaz ortak iradesi ile kaderlerini böylesine kendi elleriyle ve kanlarıyla yazdığına çok nadir şahit olduğu ve Türk Milletinin tarih sahnesinde yeniden dirilişini sembolleştiren Cumhuriyet Bayramı, ulusal anlam ve estetiği içerisinde Ankara’da Ulusal ve Resmi Bayramlar Yönetmeliğine uygun olarak belirlenmiş etkili ve yaygın programlarla kutlanacak olup 29 Ekim 2012 Pazartesi günü Ankara ilinde başkaca herhangi bir program uygulaması da yapılmamaktadır.

..Ankara ilinde işbu yasal olmayan eyleme tevessül edilmesi halinde, meydana gelebilecek her türlü olaylardan ve doğabilecek zararlardan; organize edenler ile söz konusu eyleme katılanların sorumlu olacağı, kanunsuz eylemin güvenlik güçleri tarafından engelleneceği ve eylemi organize edenler ile katılanlar hakkında da gerekli yasal işlemlerin yapılacağı hususu kamuoyuna saygıyla duyurulur."

BAĞDAT CADDESİ'NDE BAYRAK KRİZİ

Öte yandan Kadıköy Belediyesi’nin caddeye bayrak, Atatürk posteri ve Kadıköy Belediyesi’nin amblemini asma çalışmaları İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) görevlileri tarafından engellenince ekipler karşı karşıya geldi. Kadıköy Belediyesi’nin konuyu sosyal medyada paylaşmasının ardından gelen tepkiler üzerine Büyükşehir Belediyesi’nin engellemeyi kaldırdığı bildirildi.

Kadıköy Belediyesi’nden yapılan açıklamada her yıl Cumhuriyet Bayramı öncesi başta Bağdat Caddesi olmak üzere ana arterler ve bazı bölgelerin Türk Bayrağı, Atatürk Posteri ve Kadıköy Belediyesi amblemi ile süslendiği belirtilerek: “Bağdat caddesi, Büyükşehir belediyesinin sorumluluğunda. Bu nedenle Büyükşehir belediyesi oradaki direkleri ve caddeyi süslememizde her yıl sorun çıkarıyor. Süsleme ve bayraklama çalışmalarına engel oluyor. 2009’da da caddenin elektrikleri kesilmişti.

Bu yılda gece ekiplerimiz çalışma yaparken, yani Atatürk posterleri asarken ekipler engellemek istedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu yıl caddeye sadece Türk Bayrağı ve kendi bayraklarını asmış. Kadıköylüler buna tepki gösterdi. Bize ‘Atatürk posterleri’ de asılsın isteği geldi.Çünkü Büyükşehir Atatürk posterleri asmadı. Ekiplerimiz Atatürk posterleri asarken, müdahale edildi. Sosyal medyada gündeme gelince halk büyük tepki gösterdi ve bize destek verdi” denildi.

Sosyal medyadaki tepkiler üzerine Kadıköy Belediyesi’nin süsleme yapmasına izin verildiği ifade edildi.

Bu yıl ki 29 Ekim kutlamalarına CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katılacağı bildirildi. Caddede 29 Ekim günü iki ayrı kutlamayapılacak, ilki sabah resmi tören, ikincisi büyük katılımımın beklendiği ‘Cumhuriyet’e bağlılık yürüyüşü’.

Hürriyet, 23 Ekim 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Kas 09, 2012 15:33

Akape 10 Kasım'da anma etkinliklerini de 'izin'e bağladı

İçişleri Bakanlığı’nın 10 Kasım’a ilişkin genelgesinde, anma törenini izine bağladı. Bakanlık tarafından yayınlanan genelgede siyasi parti ve STK’ların öncesinde mülki idare amirine bilgi vermek koşuluyla, izin almadan Atatürk anıtına çelenk koyabilecekleri belirtildi. Genelge de ayrıca "eylemler 2 saati geçmeyecek, gürültü yapılmayacak, yürünmeyecek" ifadeleri yer aldı.

İçişleri Bakanlığı valiliklere 10 Kasım etkinliklerine ilişkin bir genelge gönderdi.

Bakanlığın genelgesine göre siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları öncesinde mülki idare amirine bilgi vermek koşuluyla izin almadan Atatürk anıtına çelenk koyabilecek.

Genelgede tüm mülki amirlerin ise 10 Kasım’da Atatürk anıtına çelenk koymak zorunda oldukları belirtildi.

Çelenk krizini aşmaya dönük atılan bu adımın dışında 29 Ekim'de yaşananların ardından bir de basın açıklamalarına yeni kurallar getiren İçişleri Bakanlığı'nın yeni kuralları şöyle:

- Şiddet içermeyen, kamu düzenini bozmadan, makul sürede (iki saati geçmemek üzere) gürültü ve çevre kirlliğine yol açmadan, yaya ve araç trafiğine engel olmayacak sayıda katılımla gerçekleştirilen yazılı veya sözlü açıklamalar basın açıklaması olarak değerlendirilecek.

- Basın açıklaması yapmak amacıyla herhangi bir yerden başka bir yere kamu düzenini bozacak şekilde gösteri amaçlı toplu yürüyüş yapılamayacak.

- Mülki idare amirliği tarafından yargı kararları ile oluşan içtihat çerçevesinde basın açıklaması yapılamayacak yerler, önceden belirlenebilecek.

- Basın açıklaması öncesi yapılacak çağrılar ile basın açıklamaları sırasında el ile taşınabilir ses yükseltici cihazlar haricinde ses yükselten cihazlar kullanılamayacak. Bu amaçla sabit platform kurulamayacak.

- Sivil toplum kuruluşları, yönetim, denetim, genel kurul toplantıları ile üyelerine yönelik kendi tüzüklerine göre yapacakları etkinliklerin dışında halka açık düzenleyecekleri kapalı yer toplantılarında kamu düzeninin bozulması veya suç işleneceğine dair ciddi emarelerin ortaya çıkması halinde, mülki amirin izniyle ses ve görüntü kaydı alınabilecek.

- Genelgeye uyulmaması ve yapılan ikazlara rağmen ihlalin devam etmesi durumunda basın açıklamaları kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü olarak değerlendirilecek.


GENELKURMAY AÇIKLAMASI!

Genelkurmay Başkanlığı'ndan geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamada ise Anıtkabir'in 9 Kasım 14.00'dan 10 Kasım günü saat 10.00'a kadar ziyarete kapatıldığı bildirilmişti. İçişleri Bakanlığı açıklamasında bu konuya değinilmedi.

YURT, 9 Kasım 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ata ve Türk Alerjisinde Son Nokta!

İletigönderen Başkomutan » Cmt Kas 17, 2012 6:23

Atatürk ile Öcalan'ı bir tuttu

Erdoğan Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında yaptığı konuşmada Atatürk ile Öcalan’ı bir tutarken, Seyit Rıza’dan övgüyle bahsetti.

Başbakan Tayyip Erdoğan, dün AKP Genel Merkezi’nde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın, “Öcalan’ın heykelini dikeceğiz” sözlerini eleştirirken, “ işte şimdi heykel olayına girdiler, fark tamamen ortadan kalktı, işte şimdi CHP oldunuz” diyerek, Atatürk ile Öcalan’ ı bir tutarken, Seyit Rıza’ yı göklere çıkardı.

HEYKELLER YIKILDI

“Bunların aklı sadece heykel dikmeye yetiyor. BDP Güneydoğu’nun CHP’si olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Baskı yapmada CHP’den hiç farkları yok, susturmada CHP’den hiç farkları yok, öldürmede, sindirmede CHP’den farkları yok” dedi.

“İşte bunlar sadece böyle beton dökerler. Kalp, taştan olunca ruh da işte böyle beton hayali görür. Dünyanın her yerinde diktatörlerin heykelleri yıkılırken bunların aklı sadece heykel dikmeye yetiyor. Bunu defalarca söyledim. BDP, Doğu'nun Güneydoğu'nun CHP'si olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Heykel olayına da girdiler fark tamamen ortadan kalktı. Bu millet, yeni bir CHP zihniyetine, faşizm dalgasına izin vermez.“

Erdoğan AKP internet sitesinde de yayınlanan konuşmasında ,bunlar bölücü başının heykelini dikmekten bahsediyor. İşte şimdi tam CHP oldunuz. Şimdi hiçbir farkınız kalmadı, Saddam’ın, Stalin’in, Lenin in, Tito’nun Esad’ın heykellerinin tek tek yıkıldığını hatırlattıktan sonra, “ Hiç merek etmeyin bunların heykelleri bu topraklarda kendilerine kaide bile bulamaz” ifadelerini kullanması dikkat çekti.

İŞBİRLİKÇİ DEMEKLE KİMLERİ KASTETTİ

Konuşmasında Dersim ve Cumhuriyet döneminde camilerin yıkıldığı iddiasını tekrar gündeme getiren Erdoğan, Kılıçdaroğlu için “ Seyit Rıza olmak yerine, Seyit Rıza’ nın izinden gitmek yerine, işte o, işbirlikçilerle hareket etmeyi tercih etmiştir” diyerek, o dönem, “Cumhuriyet Devrimlerine karşı başlatılan gerici ayaklanmayı” bastıranları işbirlikçi olarak niteledi.


Ulusal Kanal, 15 Aralık 2012
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Ata ve Türk Alerjisinde Son Nokta!

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Ara 07, 2012 9:57

Türklüğü kazıdılar!

“Ne mutlu Türk’üm diyene” için “İlkellik” diyen Abdullah Gül’ün hayali gerçekleşti! Mardin Valisi Ayvaz, Türkmen Dağı yamacında yazılı olan Atatürk’ün özdeyişini sildi ve “Çok güzel oldu” dedi...

Türk askeri dağlara yazmıştı

Mardin-Kızıltepe yolundaki Türkmen Dağı yamaçlarına Türk askerinin taşlarla yazdığı “Ne mutlu Türk’üm diyene” özdeyişi kazındı. Yerine Türk Bayrağı’nın ay-yıldız figürü çizildi. Mardin Valisi Turan Ayvaz “Geçmişteki izler yerine herkesin ortak değeri olan ay-yıldız yaptık. Çok da güzel oldu” dedi.

Gül, 19 yıldır bu anı bekliyor

MHP’nin TBMM’deki desteğiyle bugün Köşk’te oturan Abdullah Gül, 1993’te RP Milletvekili iken, katıldığı istişare toplantısında kürsüye çıkarak şöyle diyordu: Ne mutlu Türk’üm diyene lafını tutup her yere yaza yaza ve bunu özellikle hiç olmayacak yerlere yaza yaza Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür...

Türk milliyetçiliğine karşı

Gül’le aynı çizgide yürüyen ve şu sıralar İmralı canisi ile terör pazarlığı yürüten Erdoğan da her fırsatta Türklüğe ve milliyetçilere karşı öfkesini dışarı vurmaktan çekinmedi! AKP Grubu’nu Genel Merkez’de toplayan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada Türk milliyetçiliğine karşı olduğunu söylemişti.

AKP’nin “Türklük” alerjisi zirve yaptı!

Mardin-Kızıltepe’deki Türkmen Dağı yamaçlarına Türk askerinin taşlarla yazdığı “Ne mutlu Türk’üm diyene” lafı kazınıp, yerine Türk Bayrağı’nın ay-yıldız figürü çizildi.
İktidar partisi AKP, “Türk” adını kışlalardan, okullardan, sokaklardan ve dağlardan silmek için harekete geçti. Mardin-Kızıltepe Karayolu üzerindeki Türkmen Dağı yamaçlarındaki “Ne mutlu Türk’üm diyene” yazısının silinmesi tepkiyle karşılandı. Uygulamaya tepki gösteren emekli Tümgeneral Erdal Sipahi, “İhtilalın izlerini silmek bahanesiyle Atatürk’ün ve Cumhuriyet’in izleri silinmek isteniyor. Kasıtlı olarak, ‘darbeyle mücadele’ kisvesi altında, Atatürk’ün izlerini silmeye çalışıyorlar” dedi. Sipahi, şöyle konuştu:
“Rejim tehdit altında. Cumhuriyeti dar ve sıkı bir rejimle değiştirme gayreti içerisindeler. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünün kaldırılması için bir takım görüşmeler yapılıyor. Burada iki yanlı bir oyun oynanıyor. Bir taraftan milliyetçi söylemlerle sözde terörle mücadele izlenimi verilmeye çalışılıp, vatandaş oyalanırken, diğer taraftan terörün arzu ettiği siyasi alana bilerek olay kaydırılıyor. Terör örgütünün istediği alana kayan bir durum söz konusu. Ülkenin bölünmez bütünlüğünün karşısında tavizler veriliyor. Cumhuriyet ve bölünmez bütünlükle ilgili bir takım değişiklikler, dönüşümler yapılmak istenirken, bir takım izlerin ortadan kaldırılması, bazı özelliklerin de kötü gösterilmesi yoluyla halkın başka şeylerle oyalanması gerekiyor. Bunlar senaryonun parçaları.”

“Türk”ü sevmiyorlar

Türkiye’nin AKP iktidarıyla dönüşümden geçtiğini vurgulayan emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, bu duruma “yeni Türkiye” dediklerini söyledi. Eslen, “Yeni Anayasa çalışmalarına baktığımızda devletin yapısının değiştirilmeye çalışıldığı, çok etnik kimlikli bir yapının getirilmesinin arzu edildiğini görüyoruz. Anayasa’dan ’Türk’ ifadesinin çıkarılması için gayret var. Bu devletin adı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Milli takımımız sahaya Türk Milli Takımı olarak çıkıyor. Milli takımda Kürt futbolcu da var, takımın adı değişecek mi? Ordunun adı Türk Ordusu. Bunlar değişmez şeyler ama birileri Türk kelimesini sevmiyor” dedi.

İzleri siliyorlarmış

Mardin Valisi Turan Ayvaz, Türkmen Dağı yamaçlarına 1980 askeri darbesi sonrası taşlarla yazılan “Ne mutlu Türk’üm diyene” yazısının kaldırıldığını, yerine Türk Bayrağı’nın ay-yıldız figürü çizildiğini söyledi. Yazıyı, ihtilale ait her şeyi silmek istedikleri için ortadan kaldırdıklarını ifade eden Vali Ayvaz, “Ay yıldızın daha güzel olduğunu düşündüğümüz için bunu uygun gördük. Bu yazıların 1980’li yıllara ait olduğunu biliyoruz ve ihtilale ait her şeyi silmek istiyoruz. Herkesin ortak değeri olan ay-yıldız yaptık. Çok da güzel oldu” dedi.

“Yazı yerine zihniyetin değişmesi lazım”

Mardin-Kızıltepe Karayolu üzerindeki 70. Mekanize Tugayı’nın arkasında bulunan Türkmen Dağı yamacındaki Atatürk’ün Türk kimliğini yücelten “Ne mutlu Türküm diyene” yazısının silinmesine Kızıltepe Kaymakamı Erkaya Yırık da destek verdi. Yırık, “Askeri olarak bu şekilde bir politikanın ve tavrın belirlenmiş olması ülkemiz açısından son derece memnuniyet verici. Şimdiki askeri çalışmalarla geçmişte yapılan askeri çalışmalar arasında farklılıklar var. Bu farklılık onun göstergesidir” dedi. Mardin Baro Başkanı Azat Yıldırım ise “Bu tür yazılar yerine zihniyetin değişmesi lazım. Şekillere takılmanın bir anlamı yok. Ülkenin daha çok demokrasi ve özgürlüklere ihtiyacı var. Bu tür kelimeler bölgede insanları rahatsız ediyordu. Ama bence ’Ne mutlu Türküm diyene’ yerine keşke ’Ne mutlu insanım’ yazısı yazılsaydı” diye konuştu.

“Düşünüyorum ama söyleyemiyorum”

Abdullah Gül, 2008’de “Düşünüyorum ama söyleyemiyorum” dediklerini, 15 yıl önce, 19 Aralık 1993’te, “Türkiye Gönüllü Kültür Teşekkülleri 3’üncü İstişare Toplantısı”nda dillendirmişti. Gül, “Doğu’ya gittikçe ’Önce Vatan’ yazısını batıya gittikçe göremezsiniz. Bu, tek parti devrinden kalan bir dünya sistemini halka zorla kabul ettirmektir” demişti.

“Ne mutlu Türk’üm” sözü Gül’ü de rahatsız etmişti

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, 1993’de Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm” sözlerine karşı çıkmıştı. MHP’nin desteğiyle Köşk’e oturan Gül, 1993’te RP milletvekili iken katıldığı “Türkiye’nin Milli Bütünlüğü ve Güvenliği” konulu toplantıda, “Ne mutlu Türk’üm diyene lafını tutup her yere yaza yaza ve bunu özellikle hiç olmayacak yerlere yaza yaza Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür. ’Bir Türk dünyaya bedel’lafı, Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit eder anlama gelmiştir” demişti.

Büyükanıt’tan tepki

Gül’ün bu sözlerine dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, “Ne mutlu Türk’üm diyene anlayışına karşı çıkan herkes, Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır” sözleriyle karşılık vermişti. Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesinde MHP kritik bir rol oynamıştı. 2007’de Gül’ün seçilebilmesi için Meclis’te en az 367 vekil bulunması gerekiyordu. CHP Meclis’i boykot etti, ancak MHP oylamaya katıldı ve ret oyu vermesine rağmen 367 vekil Meclis’te olduğu için Gül, cumhurbaşkanı seçildi.

Gül’le aynı çizgide yürüyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, hafta başında Ankara’da partisinin istişare toplantısında konuşurken “Türk milliyetçiliğine karşıyım” sözleriyle gündeme damgasını vurmuştu. Türk milliyetçiliği fikrini “etnik milliyetçilik” olarak tanımlama hatasına düşen Erdoğan, böylece gerçek yüzünü bir kez daha göstermiş oluyordu.
AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı da, 2009’da “PKK açılımının Anayasa değişikliğiyle sonuçlanacağını” söylerken, “Vatandaşlık tanımı değiştirilecek. Herkes kendi etnik kökenini ifade edebilecek. Yani vatandaşlıktaki Türklük tanımı kalkacak. Yoksa demokratikleşmeyi yapamazsınız” demişti.

Bahçekapılı’nın çıkışı

Bahçekapılı, 2010’da da hükümetin “PKK açılımı” politikasının bir sonucu Anayasa’nın değiştirileceğini belirterek, “Demokratikleşmek için Türklük tanımının Anayasa’dan çıkması gerektiğini” dile getirmişti. Bahçakapılı, bunu “Türklüğü bitireceğiz” başlığıyla okuyucularına duyuran YENİÇAĞ’ı da mahkemeye vermiş, mahkeme Bahçekapılı’nın açtığı tekzip davasını, basının görevinin halkı bilgilendirmek olduğuna vurgu yaparak reddetmişti.

Bu ne cüret?
Bu ne cesaret ?
Bu ne ihanet
Bizim yokuşu çıkarken sağa dönünüz, Büyük Postane arkasına, Aşir Efendi Caddesi’ne. İşte hemen oracıkta,
bir han katı idare evi idi Turan’ın...
Bu gazetenin ilk sayısında ve ilk sayfasında
bir manzumem çıktı benim: Türk Ordusu!
Kim der ki, cephe cephe savaşa girmiş bir devletin Bakanlar Kurulu, her işi bırakıp gencecik bir şairin bu yazısı ile uğraşacak?
Uğraşmış!...
Sadrazam Sait Halim Paşa, elindeki gazeteyi bir ihtilal
bayrağı gibi sallayarak bir kalkıp, bir oturmuş koltuğuna:
- Bu ne cüret?... Bu ne cesaret?... Bu ne ihanet?... Osmanlı
ordusuna, orduy-u şahaneye Türk Ordusu denir mi?... Söyleyin
ona, tashih etsin, itizar etsin, Osmanlı milletinden af dilesin!
Nazırlar, “Tashih ile, itizar ile büsbütün dikkat çekmeyelim,
unutulsun gitsin paşam” demişler...

Yusuf Ziya Ortaç

YENİÇAĞ, 6 Aralık 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ata ve Türk Alerjisinde Son Nokta!

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Ara 31, 2012 11:48

Şivan Perver: Kazıyın - Bülent Arınç: Hayhay

Kürt şarkıcı, geçen yıl Başbakan Yardımcısı’nı ziyaretinde, “Ne mutlu Türküm diyene” yazısının silinmesini istediğini açıkladı...

AKP’nin, dağlardaki yazıları silmeye varan “Türk” alerjisi, Kürt şarkıcı Şivan Perver’e de ilham vermiş! Perver, geçen yıl Arınç’la yaptığı görüşmenin detaylarını açıkladı: Adamcağız beni 15 dakikalığına görmek istemişti. Ben de kabul ettim. Ne de olsa devletin hizmetinde biri. Hükümette... Görüşüp kendisine görüş ve önerilerimi söyledim.

Referandumda evet dedim

ŞİMDİYE kadar niyetlerine destek verdiğimi, referandumda ’evet’dediğimi, doğru bulduğum politikalarını övdüğümü, ancak artık savaşın bitirilmesi gerektiğini söyledim. Kürdistan dağlarına yazılan “Ne Mutlu Türküm Diyene” nin bir an önce kaldırılmasını söyledim. O da, “Doğrudur. O sözler, eski döneme ait sözler... Aşılacak” dedi.

Perver’in “Türk adını silin” teklifini, Arınç ikiletmedi!

İktidar partisi AKP’nin, “Türk” adını kışla, okul, sokak ve dağlardan silme alerjisine bir itiraf da Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tan geldi. Kürt şarkıcı Şivan Perver, Radikal’e geçtiğimiz yılın başında Arınç’la yaptığı görüşmeyle ilgili detayları anlattı. Arınç’ın da aslının Kürt olduğunu söyleyen Perver, Arınç’ın kendisine “Gel, Mevlanamız ol” dediğini söyledi. Bülent Arınç’la görüştüğünde kendisine ağır suçlamalarda bulunulduğunu ifade eden Perver, şöyle konuştu:

“Merak etme aşılacak”

“Adamcağız beni 15 dakikalığına görmek istemişti. Ben de kabul ettim. Görmeye gittim. Ne de olsa devletin hizmetinde biri. Devlet adamı. Hükümette. Görüşüp kendisine görüş ve önerilerimi söyledim. Şimdiye kadar niyetlerine destek verdiğimi, referandumda ‘evet’ dediğimi, doğru bulduğum politikalarını övdüğümü, ancak artık savaşın bitirilmesi gerektiğini söyledim. Kürtlere karşı savaşın bitirilmesi gerektiğini söyledim. Diğer taraftan Kürdistan dağlarına yazılan ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’nin bir an önce kaldırılmasını söyledim. Kürtlerin onurlu bir halk olduklarını, 20-25 milyonluk bir halkın bu çağda kabulünün imkânsız olduğunu söyledim. O da, ‘Doğrudur. O sözler eski döneme ait sözler. Aşılacak’ dedi. Kürt halkı üzerinde baskının olduğunu söyledim. Bu zulmün sonu gelmeli dedim. Sohbet iki saat sürdü. Dedim ki sen de Siirt’ten gelmişsin, aslın Kürt’tür ve adının anlamı da ‘Bilind-Yüksek’tir dedim. Hoşnutsuz bir şey söylemedi. ’Olabilir, ben oradan geliyorum. Sistem olarak herkesi kucaklamak istiyoruz’ dedi.”

Bilindiği gibi, bir sürö önce Mardin-Kızıltepe’deki Türkmen Dağı yamaçlarına Türk askerinin taşlarla yazdığı “Ne mutlu Türk’üm diyene” lafı kazınıp, yerine Türk Bayrağı’nın ay-yıldız figürü çizilmişti. Mardin Valisi Turan Ayvaz, Türkmen Dağı yamaçlarına 1980 askeri darbesi sonrası taşlarla yazılan “Ne mutlu Türk’üm diyene” yazısının kaldırıldığını, yerine Türk Bayrağı’nın ay-yıldız figürü çizildiğini açıklamıştı. Yazıyı, ihtilale ait her şeyi silmek istedikleri için ortadan kaldırdıklarını ifade eden Vali Ayvaz, “Ay yıldızın daha güzel olduğunu düşündüğümüz için bunu uygun gördük. Bu yazıların 1980’li yıllara ait olduğunu biliyoruz ve ihtilale ait her şeyi silmek istiyoruz. Herkesin ortak değeri olan ay-yıldız yaptık. Çok da güzel oldu” demişti. “Ne mutlu Türküm diyene” yazısının silinmesine Kızıltepe Kaymakamı Erkaya Yırık da, “Askeri olarak bu şekilde bir politikanın ve tavrın belirlenmiş olması ülkemiz açısından son derece memnuniyet verici. Şimdiki askeri çalışmalarla geçmişte yapılan askeri çalışmalar arasında farklılıklar var. Bu farklılık onun göstergesidir” sözleriyle destek vermişti.

Gül de desteklemişti

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, 2008 yılında “Düşünüyorum ama söyleyemiyorum” dediklerini, 15 yıl önce,19 Aralık 1993 tarihinde, “Türkiye Gönüllü Kültür Teşekkülleri 3’üncü İstişare Toplantısı” nda dillendirmişti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Doğu’ya gittikçe ‘Önce Vatan’ yazısını batıya gittikçe göremezsiniz. Bu, tek parti devrinden kalan bir dünya sistemini halka zorla kabul ettirmektir” demişti.

YENİÇAĞ, 30 Aralık 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ata ve Türk Alerjisinde Son Nokta!

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Oca 28, 2013 1:31

AKP ile hepimiz Türk olmaktan kurtulduk!

İktidarı överken itiraf gibi açıklamalar yapan AKP’nin İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu kendilerinden önceki dönemler için de çok ağır eleştiriler getirdi.

Mesela Kürtsen “Kürt” demek bile yasaktı...

AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, geniş bir katılımla gerçekleştirilen partisinin İl Danışma Meclisi’nde çok tartışılacak açıklamalar yaptı: AKP iktidarından önce Hepimiz Türk’tük. Etnik farklılıkları bahane ederek farklı isteklerde bulunmak yasaktı. Mesela, Kürtsen ‘Kürt’ demek bile yasaktı.

AKP öncesi Türkiye’yi yerin dibine batırdı!..

AKP iktidara gelmeden önce, bugünkü ile kıyas edilmeyecek şekilde yoksul, antidemokratik, uluslararası alanda silik ve esamesi okunmayan bir Türkiye vardı. Dindarsan dini vesayetçilerin istediği kadar yaşayabilirdin. Solcuysan münasip görüldüğü kadar solcu olacaktın. Ya da sana haddin bildirilecekti.

2014 seçimleri Türkiye için kilometre taşıymış

Başta 2023 hedefleri olmak üzere, ülkeyi yeni bir çağa taşıyacak büyük projelerin gerçekleşmesi ancak demokratik işleyişle mümkün olacak. AK Parti’nin zayıflayacağı bir dönemin hayalini kuranlar var ama 2014’te yapılacak yerel seçimler, Türkiye’nin geleceğinde kilometre taşı olacak.

AKP’nin Türklüğü bitirdiğinin itirafıdır!

AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu’dan çok tartışılacak açıklama: İktidarımızdan önce Hepimiz Türk’tük. Mesela o dönemler Kürtsen ‘Kürt’ demek bile yasaktı.
AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, “Partimiz iktidarından önce hepimiz Türk’tük. Etnik farklılıkları bahane ederek farklı isteklerde bulunmak yasaktı. Mesela, Kürt’sen ’Kürt’demek yasaktı. Bugünkü ile kıyas edilmeyecek şekilde yoksul, antidemokratik, uluslararası alanda silik ve esamesi okunmayan bir Türkiye vardı” dedi. Partisinin İl Danışma Meclisi toplantısında konuşan Babuşcu, 2014’te yapılacak yerel seçimlerin Türkiye’nin geleceğinde kilometre taşı olacağını belirterek, şunları söyledi:

Haddimizi biliyorduk

“AKP iktidara gelmeden önce, bugünkü ile kıyas edilmeyecek şekilde yoksul, antidemokratik, uluslararası alanda silik ve esamesi okunmayan bir Türkiye vardı. Hepimiz Türk’tük. Etnik farklılıkları bahane ederek farklı isteklerde bulunmak yasaktı. Mesela, Kürt’sen ’Kürt’demek yasaktı. Dindarsan, dini vesayetçilerin istediği kadar yaşayabilirdin. Solcu isen sana münasip görüldüğü kadar solculuk yapacak, zararlı düşüncelerden uzak duracaktın. Ya da sana haddin bildirilecekti. Cumhurbaşkanı’nın kim olacağına, yargının önemli noktalarına ’ahbap-çavuş ilişkileri’içerisinde kimlerin atanacağına, kimlerin hangi fakülteye girebileceğine, kimlerin başını örtüp örtmeyeceğine, vatandaşların hangi müzik dinleyeceğine, hangi filmleri izleyebileceğine, hangi oyun ve filmlerin sakıncalı olduğuna, hangi kitapların serbestçe basılıp hangilerinin toplanacağına ve birçok hususa vesayetçilerin karar verdiği, yaramazlık yapıldığında da haddini bildirdiği bir Türkiye’den bahsediyoruz.”

Stratejik seçim planı

Ülkeyi yeni bir çağa taşıyacak büyük projelerin gerçekleşmesinin ancak demokratik bir işleyişle mümkün olacağını vurgulayan Babuşcu, Türkiye’yi yeniden eskinin karanlığına döndürmek isteyenlerin, 2014 yerel seçimlerini kendileri için bir fırsata dönüştürme çabasında olduğunu kaydetti. AKP’nin zayıflayacağı bir dönemin hayalini kuranlar olduğunu ifade eden Babuşcu, “Yargı ve üniversiteler başta olmak üzere her alanda yeniden statükocu ve oligarşinin hükümdar olacağı günlerin arzusuyla yanıp tutuşuyorlar” dedi. Toplantıda daha sonra AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, “Yeni Anayasa Süreci” konulu konuşma yaptı. Partililerin de değerlendirmede bulunduğu toplantıda, AKP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Halis Dalkılıç teşkilat çalışmaları ve 2014 yerel seçimlerine dair stratejik planla ilgili sunum yaptı. Toplantıya, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, AKP genel başkan yardımcıları Mustafa Şentop, Ekrem Erdem ve Süleyman Soylu da katıldı.

YENİÇAĞ, 27 Ocak 2013
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ata ve Türk Alerjisinde Son Nokta!

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Şub 24, 2013 9:20

Türk bayrağını "Türkiye bayrağı" yaptı!

Başbakan Erdoğan İstanbul’da yaptığı konuşmada Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken "Sen Hakkari’de bir tane Türkiye bayrağı sallayamadın" dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, İstanbul’da yaptığı konuşmada Türk bayrağını "Türkiye bayrağı" diye tanımladı. Zeytinburnu Sümer Mahallesi’nde düzenlenen İstanbul Büyükşehir Belediyesi deprem odaklı kentsel dönüşüm projeleri yıkım ve anahtar teslimi ile 437 yeni İETT otobüsünün hizmete alım töreninde konuşan Erdoğan, "Ben aslen Türk değilim" açıklaması yapan AKP Milletvekili ve eski milli futbolcu Hakan Şükür’ü savunduktan sonra Kılıçdaroğlu’nu sert bir dille eleştirirken "Türk bayrağına" "Türkiye bayrağı" dedi. Başbakan şunları söyledi: "Kimse bizim karşımıza Türklükle, Kürtlükle çıkmasın. Her türlü milliyetçilği ayaklar altına almış bir iktidarız. Bu sözleri Rize’de söyleyemezsin diyor. Anamuhalefet partisi genel başkanı aynaya baksın. Diyarbakır’da ne söylediysek, İstanbul’da da söyledik. Sıkıysa, samimiysen, ben bu ifadelerin aynını Rize’de de söyleyeceğim. Peki o zaman sen ne yapacaksın, onu söyle. Sen partinin mitinginde Hakkari’de bir tane Türkiye bayrağı sallayamadın."

Anlayışımız bellidir

Afyonkarahisar’dan yola çıkarken ne söyledilerse bugün de aynısını söylediklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Ne dedik ’Etnik milliyetçiliğe karşıyız’dedik. Ne dedik ’Bölgesel milliyetçiliğe karşıyız’ dedik. Ne dedik ’Dinsel milliyetçiliğe karşıyız’ dedik. Bakınız, benim, Kızıltepe’de, ’ayaklarımın altındadır’ dediğim milliyetçilik, etnik kökene dayalı milliyetçiliktir, yani ırkçılıktır, yani kafatasçılıktır. Benim, ’ayaklarımın altındadır’ dediğim milliyetçilik; ayrımcılık anlamında, kibir anlamında, başkasını küçük görme anlamındaki milliyetçiliktir. Yoksa bizim millet anlayışımız da milliyet anlayışımız da bellidir. Biz 76 milyonu tek bir millet olarak görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak bunu yeni anayasa teklifimizde de sunduk. Milliyetçiliği de işte o 76 milyona hizmet etmek olarak görüyoruz. "

Slogan atmak değil

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu ülkede kimin gerçekten milliyetçi olduğunu, kimin de etnik köken milliyetçisi olduğunu, kimin samimi, kimin istismarcı olduğunu ortaya koyacağız. Muhalefet partilerinin, hep bir ağızdan, son derece çirkin, son derece cahilce, millet ve milliyet kavramlarını istismar etmelerine, çarpıtmalarına da asla izin vermeyeceğiz. Hep söylüyorum... Milliyetçilik, slogan atmak değildir. Milliyetçilik, işte burada yaptığımız gibi, millete hizmet etmektir, milletin içinde olmaktır, milletle gönül bağını kurmaktır. Etnik köken milliyetçisi değiliz."

YENİÇAĞ, 23 Şubat 2013
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ata ve Türk Alerjisinde Son Nokta!

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Mar 02, 2013 11:41

Mahkeme kararıyla "törenlere yasak!"

Ankara 9. İdare Mahkemesi, “milli bayramlar ile mahalli ve anma günü törenlerinin Ankara’da önemli arterler ile ana caddelerde yapılamayacağına” ilişkin Ankara Valiliği’nin aldığı kararda hukuka aykırılık bulunmadığına karar verdi. Ankara Valiliği’nden yapılan açıklamada, Ankara 9. İdare Mahkemesi kararında dava konusu işlemin, Ankara’da, Cinnah Caddesi, Atatürk Bulvarı ve Dikmen Caddesi, İnönü Bulvarı ile Ziya Gökalp Caddesi, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı öncelikli olmak üzere kent trafiği akışının çok yoğun olarak sağlandığı ana arterler ve benzeri mahallerde genel hayatı olumsuz etkileyebilecek yaya-motorize herhangi bir program yapılmayacağına ilişkin olduğu belirtildi. AKP döneminde daha önce de halkın milli bayramları kutlaması çeşitli gerekçelerle engellenmişti. İşte bunlardan bazıları: 2010 yılında, Atatürk’ün Ankara’ya gelişi nedeniyle her yıl 27 Aralık’ta düzenlenen Seymen Alayı Yürüyüşü yasaklandı. Her yıl 27 Aralık’ta düzenlenen, Harp Okulu öğrencilerinin Atatürk Bulvarı’ndan Anıtkabir’e kadar koşmasını içeren Garnizon Koşusu Ankara Valiliği tarafından yine 2010 yılında engellendi. Mayıs 2012’de Ulusal ve Resmi Bayramlar Yönetmeliği’nin değiştirilmesi ile 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim bayramlarında düzenlenen resmi törenlere sınırlama getirildi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda 1. TBMM önünde kutlama yapılması da yasaklandı.

YENİÇAĞ, 2 Mart 2013
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ata ve Türk Alerjisinde Son Nokta!

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Mar 02, 2013 23:08

RTÜK'ten yüz karası karar: Atatürk'e hakaret etmek suç değil!

RTÜK, Mustafa Kemal Atatürk'ü 'Irkçı' kabul etti...

RTÜK, geçmişte Atatürk'e hakaret"ten 15 ay hapse mahkûm olan eski Milli Gazete yazarı Hakan Albayrak'ın "Mustafa Kemal ırkçıydı. Cumhuriyet'in ilk çeyrek yüzyılı tamamen ırkçı bir dönemdi. Cumhuriyet zaten her bakımdan yanlış kurulmuştur" ifadelerinde sakınca görmedi.

Olayı Hürriyet yazarı Yalçın Doğan bakın nasıl kaleme aldı....

RTÜK'TE IRÇILIK KARARI

Yandaş kalemlerden biri geçenlerde TV’de yüksek fikirlerini serdediyor:
“Mustafa Kemal düpedüz ırkçıdır. Cumhuriyet her bakımdan yanlış kurulmuştur”.

Hazretin düşünceleri çok parlak, “Millet-i İslamiye” kavramına vurgu yaparak, Müslüman ülkeleri diğerlerinden daha üstün görüyor. Atatürk’e “ırkçı” diye dil uzatırken, asıl ırkçılığı kendisi yapıyor.

Önce Atatürk’ün o ünlü sözleri:

“Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünde yok olacak, yerini milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı alacaktır”.

Bu mu ırkçılık, bu mu yanlış Cumhuriyet? Atatürk devam ediyor, tam bugün için söylenmiş gibi:
“Politik ve sosyal bağlarla Türk milletine ait olan tüm vatandaşlarımızı biz kendi insanımız olarak düşünürüz. Aralarında ‘Kürtçülük’, ‘Çerkezlik’, hatta ‘Lazlık’ gibi fikir ve duygular yerleşmiş olsa bile, onlar bize aittir. Bunun dışındaki anlayışlar ancak mutlakıyet yönetimlerinin, uzun süren tarihsel baskıların ürünüdür ve biz en içten çabalarımızla bunları ortadan kaldırmayı görev sayıyoruz”.

Irkçılık, bir grubun diğer gruplara üstün olma iddiasını taşıyan sosyal ayrımcılık, olarak tanımlanıyor. Bu mu ırkçılık, bu mu yanlış Cumhuriyet?

UNESCO’YA GÖRE

Kısaca UNESCO, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü doğumunun 100’üncü yılında Atatürk’ü anıyor:

“Kemal Atatürk, dünya milletleri arasında devamlı barış ülküsünün ve karşılıklı anlayış ruhunun olağanüstü bir öncüsüdür. Bütün hayatı boyunca insanlar arasında hiçbir renk, dil ve ırk ayrımı tanımayan bir ahenk ve işbirliği çağının açılması uğrunda çalışmıştır”.

Hiçbir şey bilmeden, cahilce, sadece bağlı olduğu ideoloji doğrultusunda TV’de ahkâm kesmek insanı işte böyle rezil ediyor.

YA RTÜK’TE VAZİYET

TV’de Atatürk’ü ırkçı göstermeye yeltenen sözler RTÜK’ün önüne geliyor. Hukuk Bürosu’nun hazırladığı rapor “yayın ilkelerinin ihlal edildiği” görüşüne varıyor.

Raporun ötesinde, Ceza Yasası’nın 125. maddesi, “ırkçı” nitelemesiyle saldırıya hükmediyor ve bunun cezası var.

Rapor RTÜK Üst Kurulu’nda ele alınıyor. Rapora ve Ceza Yasası’na rağmen, RTÜK Üst Kurulu iktidara bağlı üyelerin oylarıyla “İhlal yoktur” kararına varıyor.

Üst Kurul emir-komuta zinciri içinde hükümete selam çakmaya devam ediyor. “İhlal yok” demek, Atatürk’ü ırkçı kabul etmek demek. Vahim ve yüz karası bir karar.

Halkın Habercisi, 2 Mart 2013
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Ata ve Türk Alerjisinde Son Nokta!

İletigönderen Başkomutan » Cmt Mar 23, 2013 21:35

30 Ağustons Zaferi hutbelerden çıkartılmıştı
Atatürk’e bir darbe de Diyanet’den

İki yıl öncesine kadar Çanakkale Deniz Zaferinin yıldönümlerinde tüm camilerde hutbeler okunurken, Atatürk’ün askeri dehası ve kahramanlığından söz ediliyordu. Şimdi, hutbelerden Atatürk’ü de, Türk silindi.

Camilerde okutulacak hutbeler, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün onayından geçirildikten sonra okutuluyor. Çanakkale Deniz Zaferinin yıldönümü nedeniyle her yıl okutulan hutbelerde, Atatürk ve Türk milletinin kahramanlığından söz edilirken, son iki yılda hem Atatürk hem de “Türk” hutbelerden kaldırıldı.

Ankara Müftülüğü’nün web sitesinde “Hutbeler” bölümünde, 2008 yılından itibaren yayınlanan 18 Mart Çanakkale Zaferi için yayınlanan hutbelerde yer alıyor.

2012 yılına kadar okutulan hutbelerde Atatürk ve Türklük vurgusu yer alıyor. Ancak 2012 ve 2013 yılında yayınlanan hutbelerde ise dünya da eşi benzeri görülmemiş bir savaşı yaşayan, savaştan ne pahasına olursa olsun galip çıkmaya kararlı olan Türk milleti ve Mustafa Kemal Atatürk’e yer verilmiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri, Atatürk’ün adının hutbede yer almadığını, ancak bazı dualarda adının geçtiğini söylediler.

CHP Milletvekili İhsan Özkes de, TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde, Diyanet İşleri Başkanı mehmet Görmez’in, Çanakkale’de düzenlenen törende Atatürk’e bir fatihayı bile çok gördüğünü belirtmiş, Atatürk adının geçmediğine dayanak olarak Diyanet İnternet sitesini göstermişti.

Nereden nereye

Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kuran Atatürk’ün, Diyanet tarafından “yok” sayılmaya başlaması tepki çekti.

2009 yılındaki hutbede Atatürk’ten söz edilirken, “Cumhuriyetimizin kurucusu, Anafartalar Kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk” denilip onun sözleri de yer alıyordu. Örneğin 2009 yılındaki hutbede “ Bedr’in aslanlarıyla cennette komşu olan bütün şehitlerimizi rahmetle, başta M.Kemal Atatürk olmak üzere gazilerimizi minnetle anıyoruz” deniliyordu.

Atatürk adının son kez geçtiği 2011 yılındaki Çanakkale hutbesinde “Cumhuriyetimizin kurucusu Anafartalar Kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözlerinden dersler çıkarmalıyız” deniliyor ve Atatürk’ün ‘Efendiler! Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel ve herşeyden evvel, Türkiye’nin istiklâline, kendi benliğine, millî anânelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir’ sözlerine yer veriliyor.

Atatürk’ü hutbelerden sildiler

2012 yılından itibaren ise Atatürk tamamen hutbelerden kaldırıldı ve Anafartalar kahramanı unutturulmaya başlandı. Bu yıl ki Çanakkale hutbesinde Atatürk’ün adı geçmeden Çanakkale zaferi ile ilgili şöyle denildi:

“ Aziz ecdadımızın kanlarıyla sulanmış cennet vatanımızın her karış toprağı nice kahramanlık destanlarını haykırmaktadır. Tarihimizin her bir sayfası, onların şan ve şerefini anlatmaktadır. Böyle bir ecdadın varisleri olmanın haklı gururuyla başımız dik, alnımız açık bir şekilde onları her an hayırla ve minnetle yâd etmekteyiz. Ve bilmekteyiz ki, geçmişten ibret alarak Çanakkale ruhunu canlı tuttuğumuz müddetçe ulaşamayacağımız hedef, başaramayacağımız iş, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir problem olmayacaktır.

Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü münasebetiyle başta Çanakkale’de olmak üzere, mukaddesatı uğruna canını feda eden bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığınca aziz şehitlerimiz için ülke genelinde okutulan 250 bin hatm-i şerifin kabulünü, kutsal değerler etrafında kenetlenmeyi ve birlik beraberliğimizin daim olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz.”

Saygı ÖZTÜRK

Sözcü
, 23 Mart 2013
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x