
Sen gittikten sonra sonra önce düşmanla anlaşma imzaladılar yeniden. Hem de bizi işgal edenlerle. Sonra eğitim kurumlarını kapattılar. Hain oldukları için yurttan sürdüğün kişiler görev aldı burada. Sen sürekli devrimcilik demiştin fakat onlar önce kireç döktüler o devrimlerin üzerine. Önce kireçlendi kurumlar sonra çürümeye yüz tuttu.
Biz Batı emperyalizmine karşı savaşmıştık senin önderliğinde. Onlar ilk önce Batı'ya biat ettiler. Önce para aldılar onlardan."Kimin atına binersen onun kılıcını sallarsın" sözü doğrulandı yine tarih tarafından. Para aldığımız insanlar bizi kendi çıkarları için uzak ülkelerdeki savaşa gönderdiler. Böylece ordumuzu da Batı'ya teslim ettik.
Eğitim kurumlarına önem verirdin sen. Özellikle MİLLİ olanına tabi. Bize para verenler dediler ki "çocuklarınızı da biz eğiteceğiz."Çocuklarımızı da onlara teslim ettik Başbuğ’um. Oysa yükselen nesil gençlikte idi. Öğretmenlerimiz de onu yükseltecekti.
NUTUK'ta demiştin ki sen "Basını yabancı denetiminden kurtarınız."Biz tersini yaptık. Bol bol Hollywood filmi izliyor bizim gençler. Şimdi "medya" dedikleri haberleşme ağı iktidar gücünün bir yansıması. Hem de bir kaç Amerikan firması elinde bulunuyor.
"Size ölmeyi emrediyorum" dediğin Türk Ordusu'nu kendi vatanında esir aldılar. Ha bu arada Kutul Amare’de İngilizleri bozguna uğrattığımız yerde başımıza çuval da geçti.
Bir dönem ezdiğin ve zararlı akım olarak nitelendirdiğin Kürtçüler Mecliste şimdi. Ortadan kaldırdığın Hilafet'in takipçileri de iktidar oldu.Düşman kardeşler yeninden birleşti anlayacağın Başbuğ'um.

Senden sonra bu Amerikalılar Büyük Ortadooğu Projesi diye bir plan ortaya koydu. İnan aynı Sevr gibi. Sınırlarımızı değiştireceklermiş. İddiaları bu. Senin "Dışarıdan kuşatılıp içeriden teslim alınmaya çalışılan" diyerek tespit ettiğin durum aynen vuku buluyor şu anda. Kıbrıs’tan ve Irak'tan kuşatıp Ankara'dan ve Diyarbakır'dan teslim almaya çalışıyorlar şimdi.
"Tersanelerimize girildi" ayrıca. Hatta topraklarımıza da. Ülkemizin
52 ayrı bölgesinde NATO üsleri var.30'dan fazlası da Amerikan radar üssü. Türk Subayı, ABD’nin belirlediği koşullarda güvenlik sağlıyor.
Bir dönem Sabiha Gökçen ile birlikte ezdiğiniz Kürtçülük akımı ,vatanımızın Güneydoğu ve Doğu Anadolu'sunda alan hakimiyeti sağladı.Ancak tasa etme senin nüfusa kayıtlı olduğun Gaziantep ayakta çok şükür.Hem diğer yerleri de kurtaracağız Başbuğ'um.Mavi gözlü kaşlarını çatma ne olur.
"Gericiliği nerede görsem tepelerim." demiştin sen.Bir ara yeltendik ama yanlış oldu, iktidara geldiler.İşgal kuvvetleri için dua ediyorlar şimdi.
Bizim bir destanımız vardı. Tarihi hepimizden iyi bilirsin."ERGENEKON DESTANI".İşte onun adını "terör örgütü" yaptı bunlar Başbuğ'um."1 Numara kim ?" diye bu mütareke basını epeyce yaygara kopardı.Ne yalan söyleyelim.Herkes senden şüphelendi.İsmi de açıklamadılar bir türlü.
Bir de seni yalnız salonlarda ananlar var.10 Kasım,19 Mayıs,29 Ekim'de falan. Böyle papyonlarını takıp penguen gibi ortalarda dolaşıyorlar. Ellerinde bir kadeh "ayran" ya da şarapla… İşgal kuvvetlerinin balosu gibi inan. Tiyatrodaki aktörler bile daha samimi.
Bu arada kurduğun parti de elden gitti. Parti içinde senin "zararlı akım" dediğin "Kürtçülük" fikrini benimseyenler merkezde yer etti. Ama sen demiştin zaten "Çamurlu zeminde partilerle mücadele olmaz" diye.
Bir de millet var Başbuğ'um seni gerçekten anan. Bir kısmı da Kocaeli’nde yabancı bir firmaya karşı grev yapan işçilerden oluşuyor. Bir Amerikan firması gelmiş kendi topraklarımızda firma kurmuş da. Bizim Türk işçilere kafa tutuyor Atam. Hadlerini bildireceğiz merak etme.
Haa Ortadoğu'da yapay devletler kurulacak demiştin ya. Gerçek oldu. Irak’ta bir peşmerge var, kendini devlet adamı sanıyor. Bizimkiler de onun yanına gidiyor "protokol" de. Hatta geçen senelerde biri Diyarbakır'a geldi de bizim eski başbakan'a "Hoş geldiniz" dedi!
Atam kızma . Kaşlarını çatma. Biz seni beklemiyoruz. Sen dememiş miydin hem "Atatürk sizsiniz!" diye. Yalnız biz ne yapacağız yol göster bize.

"Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"
"Beni unutmayınız."
Peki Atam. Bağırma... Kızma... Ben artık hiç bir şey söylemeyeceğim... Kaşlarını çatma ne olur. Söz veriyoruz sahip çıkacağız, yeniden kuracağız.
Mithat Akar / Gaziantep - 10 Kasım 2015
https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226