Atatürk Millî Egemenliğin Üç Kuvvetini Anlatıyor
İki Mustafa Kemal vardır: Biri benim, et ve kemikten, geçici Mustafa Kemal...
Diğeri Ölümsüz Mustafa Kemal… Onu "ben" kelimesiyle anlatamam; o, ben değildir, o bizdir! O, ülkemizin her köşesinde yeni fikir ve yeni hayat için, büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasıyım sadece. Benim girişimlerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir.
O Mustafa Kemal sensin; o Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan Mustafa Kemal, yaşaması ve başarılı olması gereken, Ölümsüz Mustafa Kemal sizlersiniz!
Bu yazıda Mustafa Kemal, milletimizin iç düşmanlarını tanıtıyor. Ölümsüz Mustafa Kemal tamamlıyor, yorumluyor ve güncelliyor.
***
Milli Egemenlik Devletimizin Kurucu Ruhudur. O Yoksa Devlet de Yoktur. Onu Korumak Görevindir
1- Türk Gençliği! Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu ruhudur Millî Egemenlik. Devletimiz, Tam Bağımsızlık ve Millî Egemenlik üzerinde yükselir. O yoksa, Millî Egemenlik yoksa eğer, devlet de yoktur. Oysa Devletimiz olmalıdır ve yaşamalıdır, ebedî olarak yaşamalıdır! Bunun için asla vazgeçmeyeceğin koşul şudur: Egemenlik sonsuza kadar, kayıtsız ve koşulsuz milletimizin elinde olacaktır. Sonsuza kadar, bütün Atatürkçü kuşakların omzuna yüklenmiştir bu sorumluluk. Bu aidiyet üzerinde titremelisin, onu korumalısın, sağlamlaştırmalısın. Daha sağlam olsun diye yeni çareler düşünmeli, yeni araçlar bulmalısın.
Devletimiz Egemenliği Üç Kuruluş Aracılığıyla Kullanır: Meclis, Hükümet, Yargı
2- Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir iradeye sahiptir, bir egemenliğe sahiptir her devlet gibi. Ancak o yüce gücü ifade ve kullanmak için bazı araçlara ihtiyaç duyar. Bu araçlar devlet teşkilatımızı oluşturur. Teşkilatın iki temeli millet meclisi ve hükümettir, üçüncüsü yargıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti deyince aklına ilk gelmesi gereken kuruluşlar, bu üç kuruluştur.
Devlet Teşkilatımızın Üç Prensibi Vardır: Demokrasi, Temsilî Hükümet, Anayasanın Üstünlüğü
3- Devlet teşkilatımızın üç temel prensibi vardır. Birinci temel prensip “demokrasi prensibi”dir. Şunu anla bu prensipten: İrade ve egemenlik… Bu kudret milletin tamamına aittir. Millî Egemenlik ilkesinin ta kendisidir demokrasi prensibi. İkinci temel prensip “temsilî hükümet prensibi”dir ki ulusal egemenliğin uygulanmasını ve yürütülmesini düzenler. Üçüncü temel prensip “Anayasa’nın diğer yasalara üstünlüğü prensibi”dir. Bu prensip meşruiyetin ve adlî istikrarın kaynağıdır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Devlet Politikası Milli Sınırlar İçinde Egemen ve Bağımsız Olmaktır. Bu, Hepimizin Milli Hedef’i Olup Onu Gözetmek Görevimizdir
4- Hatırında tut ki Türkiye Cumhuriyeti’nin bir devlet politikası vardır, o da şudur: Millî sınırlar içinde millî egemenliğe dayanarak bağımsız yaşamak! Vatan, Millî Egemenlik, Tam Bağımsızlık!... Öyleyse her hükümetin hareket prensibi bu olmalıdır. Aslında hepimizin, bütün Atatürkçü kuşakların Millî Hedef’idir bu. Ey Atatürkçü! Gözün hep Türkiye’yi yönetenlerin üzerinde olacak ya, bu açıdan da ifa et görevini: Millî Hedef’ten bir sapma gösteriyor mu onlar, milletimiz bir zarar görüyor mu? Vatanımızı koruyorlar mı, her şeyi ile, sınırlarıyla, kaynaklarıyla? Değerlendir arkadaşlarınla, uzmanlarla, gerekli girişimlerde bulun, önlemini al, aldır.
Devletin ve Yurttaşın Karşılıklı Görevleri Vardır
5- İrade ve egemenlik, devletin vatandaş karşısındaki, vatandaşın devlet karşısındaki görevlerinin hakkıyla düzenlenmesi yolunda kullanılmalıdır. Bu da devletimizin önemli esaslarındandır.
Milli İrade Ve Egemenlik TBMM’nde Toplanmıştır. Milleti, Meclis Temsil Eder
6- Türk Milleti nasıl kullanmaktadır irade ve egemenliğini fiilî olarak, bunu sağlamak için nasıl örgütlenmiştir? Dinle, hatırlatıyorum, iyi öğren ki sen de en sade yurttaşımıza bile kolayca anlatabilesin: Millî irade ve egemenlik; milletimizde olduğu gibi, onun biricik temsilcisi olan tek mecliste, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde toplanmıştır. Millet en doğru olarak bir meclisle temsil edilir. Bütün yasalarımızın düzenlenmesinde, her türlü teşkilatta ulusal egemenlik esasları içinde hareket edilir.
Üç Görevin Yerine Getirilmesi: Yasama, Yürütme, Yargı
7- Görevler şu şekilde yerine getirilir: Meclis, yasama yetkisini bizzat kendisi kullanır. Yürütme yetkisini, kendi seçtiği cumhurbaşkanı ve onun atayacağı bakanlar kurulu aracılığıyla kullanır. Meclis, hükümeti her zaman kontrol edebilir ve düşürebilir. Yargı yetkisi millet adına, usuller ve yasalar çerçevesinde bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır.
Ordu Milletin Emrindedir
8- Ordu Millî İrade’nin, yalnızca milletin emrinde ve hizmetindedir.
Atatürkçülerin Görevi Yukardaki Hususları Takip, Değerlendirme ve Yol Göstermektir
9- Millî İrade ve Millî Egemenlik tek mecliste, TBMM’nde mi toplanmıştır? Yasama ve örgütlenmede Ulusal Egemenlik esaslarına mı uyulmaktadır? Ey Cumhuriyet’in bekçileri! Bu iki hususu takip sizin görevinizdir; sağlam ölçütlerle, bilimsel ölçütlerle sürekli takip edin. Uzmanlarla çalışın, değerlendirin, sonucu kamuoyu ile paylaşın. Eleştirin, yol gösterin, mücadele edin. Meclis, hükümeti kontrol görevini yerine getiriyor mu? Mahkemeler bağımsız mıdır, görevlerini yalnızca yasalar çerçevesinde mi yerine getiriyor? Yoksa siyasetin etkisi altına mı girmiştir? Takip edin.
Milletimizin Milli İrade Ve Egemenliği Diğer Kullanma Şekilleri: Güvenoyu, Milletvekili Seçme, Oy Kullanma
10- Ey bu satırları okuyan! İrade ve egemenliğini nasıl kullanıyor milletimiz, öz olarak öğrendik; ancak bitmedi, daha ekleyeceklerim var söylediklerime. Şöyle ki Millet adına her türlü yasayı Meclis yapar. Güvenoyu verir hükümete, gerekli görünce onu düşürür. Millet, seçtiği vekillerden memnun olmazsa, belirli bir dönem sonunda başkalarını seçer. Millet, egemenliğini, devlet yönetimine katılımını ancak zamanı gelince oyunu kullanarak gerçekleştirir.
Milletimizin Egemenliğini Kullanması İçin Yeni Usuller Bulunabilir. Bunlar Üzerinde Kafa Yor
11- Ancak zaman dönüyor, bilim ilerliyor, teknik gelişiyor. Öyleyse yeni usuller de bulunabilir. Milletimizin, egemenliğini daha etkili olarak kullanmasını, yönetime katılımını genişletecek yeni usuller bulunabilir. Çünkü elinizde artık yeni imkânlar var, yeni teknikler var. Dahası bunları uyguladığınız ölçüde, temsilî demokrasinin sakıncaları da azaltılabilir, hafifletilebilir. Bunlar üzerinde kafa yor, yeni yollar bul, arkadaşlarınla, alanın uzmanları ile.
Millî Egemenlik Rejiminde Siyasi Partiler Olur. İktidara Gelen Parti Milli Egemenliğin Gelişmesi İçin Çalışmalıdır. Bunun Takipçisi Olun
12- Millî Egemenlik esasına dayalı ve özellikle cumhuriyet yönetimine sahip ülkelerde siyasî partiler olur, bizde de vardır. Milletin huzurunda ülke idaresi için güvenoyu talep edecek partiye çok dikkat et! Bu parti ülkenin varlık ve yükselişinin temeli olan Millî Egemenlik ilkesini daha ileriye taşıma ve geliştirme prensiplerinin takipçisi olmalıdır. Öyleyse, sen ve arkadaşların, ne güne duruyorsunuz, siz de o partinin takipçisi olun; sorumluluğunu yerine getiriyor mu, araştırıp değerlendirin, uyarı görevinizi usulünce yapın.
Prof. Dr. Cihan DURA, 6 Mayıs 2013