Mustafa Kemal'in kurduğu anti-emperyalist milli cephe, dünyada bir ilki gerçekleştirmiş, Bağımsızlık İhtilali ile büyük bir utku kazanılarak, Milli Devrim inşa edilmiştir.
Bu cephe din adamlarını, Türkçüleri, komünistleri, belediye başkanlarını, valileri, öğretmenleri, tüccarları ve daha nicelerini tek bir hedefte birleştirmiştir. Vatan savunması...
Kongreler, Milli Meclis ve milletin azim ve kararı süreci belirlemiş 29-Ekim-1923'de Cumhuriyet ilan edilmiştir. Elbette bu süreç bir kaç satırla ifade edilecek kadar kolay ve basit değildir. Zorlu mücadeleler, alınan kararlara itirazlar, 1.Meclis'te Mustafa Kemal'e muhalif olan mebuslar...
Ancak Milli Devrim'in yol haritası bellidir. Bu harita çok önceden Mustafa Kemal tarafından çizilmiş ve atılan her adım hesaplanarak ve planlanarak atılmıştır. İlk hedef vatanın düşman işgalinden kurtarılmasıdır. İkincisi ise zaferden sonra tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulmasıdır.
Başarılmıştır. Milli Devrim hayalci değil, gerçekçidir. Her atılan adım plana uygun atılmış, hiç bir şey tesadüfe bırakılmamıştır. Ancak Cumhuriyet'in devamı ve devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü için, sürecin içinde var olan bir takım ayrık otları temizlenmiş, maskeleri düşen bu kişiler sürgüne gönderilmiştir.
***
2013 Türkiye'sinde durum, 19 Mayıs 1919'la aynı fotoğraf karesini yansıtmaktadır. Küresel Çetelerin çizdiği yol haritası, bölücü başı, eli kanlı katil Öcalan'ın emirname havası taşıyan tavsiyeleriyle aynen uygulanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yıkma suçunu işleyen, üniter yapıyı bozma, milleti kin, nefret ve düşmanlığa sevk eden, kan dökenler teröristlerle işbirliği yapılmaktadır. Ve hatta onların, bu suçu işleyenlerin elini, kolunu sallıya salıya sınır dışına çıkmalarının adına da "BARIŞ" denilmektedir.Görünen odur ki teröre, teröristte yardım ve yataklık edilerek suç işlenmektedir.
Diğer taraftan ise 82 Anayasa'sının ilk dört maddesi üzerinde değişiklik yapılmak ve Türklük kavramı Anayasa'dan çıkarılmak istenmektedir. Bu Anayasa ile öngörülen hedef üniter devletin yapısının yok edilmesi ve başkanlık sisteminin uygulanmasıdır. Yapılmak istenen anayasa küresel çetelerin emirnamesi ve CFR'nin memorandumunun kopyalanmasıdır.
Bu anayasaya karşı çıkmak elbette her Türk vatandaşının görevidir. Bir "MİLLİ CEPHE" derhal kurulmadır.
***
"Milli Anayasa Forumu" adıyla bir birliktelik kurulmuştur. İlan ettiklerine göre yaklaşık 151 il ve ilçede yaklaşık yüz bin kişiyle SALON toplantıları yapılmıştır.
Gene milletin yükselen enerjisi ve umudu salonlara hapsedilmiş ama halkın ayağına gidilmemiştir. Ve şu soru insanların kafasında şekillenmiştir.
"Bu forum yeni bir parti kurma hazırlığı mı?"
Ve “Bugüne kadar 151 il ve ilçede yüz bin yurttaşla buluşan Milli Anayasa Forumu Milli Merkez'e dönüşme kararını 23 Nisan’daki büyük kurultayla ilan edecek.” 16 Nisan AYDINLIK GAZETESİ-Sürmanşet
Binlerce insan "ATATÜRK'te BİRLEŞTİK!" ilanının arkasında büyük aldatmanın farkına varamadan, coşkulu bir umutla Ankara'ya koşmuştur. Ve salondakiler, hatta dışarıda kalanlar kürsüde konuşanları alkışlamışlar ve özlemlerini, isyanlarını, beklentilerini ifade eden bir haykırışla, "BAŞ DÜŞMAN"a ve işbirlikçilere cevap vermişlerdir.
"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz."
Ancak bu askerler bir şeyin; "Atatürk'le Aldatanlar"ın ve özelleştirme patronlarının, ABD'nin has dostlarının o masada oturduklarının farkında olmak zorundadır.
“CIA’nın eski Ortadoğu sorumlusu Graham Fuller 1990 yılı başında Türkiye’de yaptığı araştırmalardan sonra hazırladığı raporda, Kemalizm’in bittiği saptamasında bulunuyordu. Fuller, Türkiye’ye ‘yeni kimlik’ olarak ‘Ilımlı İslam’ı öneriyordu. Gerçekten de burjuvazinin demokratik devrimci atılımı olarak Kemalizm, artık tarihte kalmıştır ve Türkiye’nin geleceği üzerinde rol oynama şansına sahip değildir.”
Kemalist Devrim-1 Kaynak Yayınları/1992
Doğu Perinçek; Kemalist Devrim-1 kitabının 9.sayfasında Kemalizm'i bir burjuva rejimi olarak tanımlamış ve Kemalizm'in "artık tarihte kaldığını"da ifade etmiştir.
- Kemalizm,burjuvazinin demokratik sivil toplum projesidir. (s.9)
- Kürt halkına ulusal baskı uygulamıştır. (s.9)
- Bu baskı ayaklanan Kürt kitlelerine karşı kırımlara vardı. (s.9)
- Kemalizm rolünü oynamıştır ve tarihte kalmıştır.(s.19)
- KEMALİSTLERİN ZORBA DİKTATÖRLÜĞÜNÜ FAŞİZMLE KARIŞTIRMAYALIM. (s.86)
Yazdığı kitaplarda "Kemalizm'i Kürtlere karşı KIRIMCI ilan eden ve Mustafa Kemal'i "ZORBA ve DİKTATÖR" olarak tanımlayan bir düşüncenin ve ona biat eden kitlelerin "ATATÜRK'te BİRLEŞTİK!" demesi bir aldatmadan öteye gitmeyecektir.
Eğer Doğu Perinçek bugünkü duruşunda samimi(!) ise yapması gereken tek şey vardır. Atatürk'ten ve Türk milletinden derhal özür dilemelidir. Hem de defalarca...Ve bu milleti bir arayış içinde olan kitleleri "ATATÜRK'LE ALDATTIĞINI"da itiraf etmelidir.
"MİLLİ MERKEZ"in Yürütme Kurulu üyesi ve Ankara Temsilcisi Ufuk Söylemez ise özelleştirmenin eski patronlarından biridir. Türk milletinin öz malı olan değerlerin talan edilmesi konusunda büyük çaba göstermiştir. Kendisi Amerika-Türk İş Adamları Derneği'nin üyesi olduğunu ve ABD'nin düşmanı, ideolojik karşıtı, kategorik muhalifi" olmadığını da açıkça ifade etmiştir.
Gerçekten bu merkez "MİLLİ" mi ve "ATATÜRK'TE BİRLEŞTİK!" mi?
***
MİLLİ HÜKÜMET ve İKTİDAR!..
Milli Merkez'in "Sonuç Bildirgesi", ilk cümlesinden son noktasına kadar doğru bir bildirge... Ama bu bildirgede yer alan olmazsa olmazları ne şekilde icraata konulacağı hakkında tek bir cümle yok..
Kürsüden CHP ve MHP'ye çağrı yapılmıştır. Eğer gerçekten bu Merkez milli ise TKP'den Saadet Partisi'ne kadar uzanan geniş milli cenahlar neden görmezden gelinmiştir?
Nedir bu MİLLİ MERKEZ? Bir cephe mi? Yoksa yeni kurulacak bir partinin hazırlık safhası mı? Yürütme Kurulu 29 kişiden oluşmuştur. 29+1'le yani 30 kişiyle bir parti kurmak için İçişleri Bakanlığı'na müracaat etmek yeterlidir.
Yeni bir parti? Kimin veya kimlerin işine yarayacaktır dersiniz? Cumhuriyet Güç Birliği fiyaskosu ve adayların çoğunun İP'le olan yakın bağlantısı henüz hafızalardan silinmemiştir.
Hatta bu birliktelikte garip olaylar olmuş, Attila Hasan Uğur'un aday olduğu Antalya'da, seçim bürolarına İzmir adayı Doğu Perinçek'in broşürleri gönderilmiştir. Bu trajik komik bir olaydır.
Salondaki kalabalık "DELEGE" kabul edilmiş ve önceden hazırlanan "Temsiciler Kurulu" listesi onların oylarına sunulmuştur. Bu, var olan siyasi partilerdeki sistemin "KOPYALA-YAPIŞTIR" tekniğinin tekrarıdır.
VE MÜMTAZ HOCA!
Yaşı sekseni aşmış bir bilge... Tam bağımsız Türkiye diye direnen bir yiğit...61 Anayasası'nın mimarı.. Sadece sorgulamak için değil, katkıda bulunmak için toplantıya katıldığına emin olduğum Mümtaz Hoca'nın elinden mikrofonu alınması ve susturulması ne kadar doğrudur? Ve salondan yükselen biatcı homurtular...
TARTIŞILMASI GEREKENLER ve GERÇEKLER!
- "23.4.2013 tarihinde Ankara Yenimahalle'de, Milli Merkez toplantısı adı altında Merkez Yürütme Kurulu denilerek 29 kişilik bir liste oylanmış. Listedekilerin sıfatı ve adı önceden belirlenmiş. Salonuna girebilenler delege sıfatını alıp evet ve hayır diye oy kullanmış. Toplantı salonunda, eleştirisel konuşma ortamı yaratılmamış. Önceden belirlenmiş liste, kitle psikolojisi altında sadece oylanmış. Demokrasinin olmamasından ve hukuksuzluktan yakınılırken, demokratik koşullar yaratılmadan ve hukuksuzca bu tablo sergilenmiş! "Atatürk'te birleştik" söylemi kullanılırken, bakıldığında aslında ATATÜRK'TE AYRILINDIĞINI, ÇÜNKÜ ATATÜRK'"ÜN SİYASİ ÇIKAR VE SÖMÜRÜ KONUSU YAPILMAMASI GEREKTİĞİ tartışmasız iken, Atatürk bu tabloda sömürü konusu haline getirilmiş."
Ömer Faruk Eminağaoğlu
- "Geçmişi karanlık olanların Türkiye’nin geleceğine ışık tutmaları mümkün mü?"
Serdar Ant (MİLLİ MERKEZ başlıklı yazısından)
Türk milleti zekidir. Ama duygusal zekası bazen gerçekleri görmesini engellemektedir. Mili Devrim hayalci değil, akla ve bilime dayanan ve TKP'den Saadet Partisi'ne kadar uzanan geniş ve milli cenahları kucaklayan bir hareket olmalıdır.
Figen ÖZEN, 24 Nisan 2013
GM ek 1: bilincli-yurttaslar-yukumluluk-ve-orgutlenme-t32030.html
GM ek 2: ulusal-dava-t30006.html