Atatürk’ün İzmit Basın Toplantısı’nda gönderme yaptığı 1921 Anayasası’nın 11. Maddesi:
ATATÜRK; Kürtlere özerklik vaadetmiş midir?
Evet diyenler, 1921 Anayasasının 11. maddesini dayanak gösteriyor. Meraklısı, Sinan Meydan'ın bu maddeyle ilgili yazısına gözatmalı!
"İşte Atatürk’ün İzmit Basın Toplantısı’nda gönderme yaptığı 1921 Anayasası’nın 11. Maddesi:
“İl yönetimi, yerel işlerde manevi kişilik sahibidir. Dış ve iç siyaset, dinsel, adli ve askeri işler, uluslar arası ekonomik ilişkiler ve birçok ili ilgilendiren işler dışında, Hükümetin önerisi üzerine Büyük Millet Meclisi’nce çıkarılacak yasalar gereğince, Evkaf, Medreseler, Eğitim, sağlık, ekonomi, tarım, bayındırlık, sosyal yardım işlerini düzenlemek İl Kurullarının yetkisindedir.”
Cemil Koçak için maddenin ojinalini de verelim:
“Vilayet mahalli umurda manevi şahsiyeti ve muhtarihyeti haizdir. Harici ve dahili siyaset, şeri, adli ve askeri umur, beynelmilel iktisadi münasebet ve hükümetin umumi tekalifi ile menafii birden ziyade vilayete şamil hususat müstesna olmak üzre, Büyük Millet Meclisi’nce vaz edilecek kavanin mucibince evkaf, medaris, maarif, sıhhiye, iktisat, ziraat, nafia ve muavenet-i içtimaiye işlerinin tanzim ve idaresi vilayet şüralarının salahiyeti dahilindedir.”
İşte Atatürk, İzmit Basın Toplantısı’nda “Anayasamız gereğince zaten bir çeşit özerklik oluşacaktır” derken 1921 Anayasası’nın bu maddesine gönderme yapmıştır.
1. Açıkça görüldüğü gibi bu anayasa maddesi sadece Kürtlerin yaşadığı bölgeler için değil, bütün Türkiye için geçerlidir.
2. Açıkça görüldüğü gibi, bu anaysa maddesindeki “vilayet mahalli muhtariyeti hazidir” şeklinde söz edilen “özerklik” ifadesiyle kastedilen İl Kurullarının “yerel işleri” idare etmesidir. Bu işler anayasa maddesinde “Evkaf, Medreseler, Eğitim, sağlık, ekonomi, tarım, bayındırlık, sosyal yardım” işleri olarak belirtilmiştir. Üstelik il Kurulları bu işleri de kendi başlarına değil, “Hükümetin önerisi üzerine Büyük Millet Meclisi’nce çıkarılacak yasalar gereğince” yerine getirebileceklerdir. Ayrıca, İl Kurullarının, “Dış ve iç siyaset, dinsel, adli ve askeri işler, uluslar arası ekonomik ilişkiler ve birçok ili ilgilendiren işlerle” ilgilenmesi de yasaktır.
Görüldüğü gibi Sayın Koçak, Atatürk, “bir çeşit (tür) özerklik” ifadesiyle, 1921 Anayasası’ndaki “güçlü yerel yönetimleri” kastetmiştir. Maddenin hiçbir yerinde “yarı bağımsızlık” veya “siyasal ayrılık” anlamına gelen bir “özerklik”ten söz edilmemiştir. Üstelik “bir çeşit özerklik” kapsamında kurulacak “güçlü yerel yönetimlerin” de Hükümet’e ve TBMM’ye bağlı olacağı belirtilmiştir.Siz dünyanın hiçbir yerinde böyle bir siyasal “özerklik” gördünüz mü?
3. Çok daha önemlisi, 1921 Anayasası’nın “illerin manevi kişiliğe ve özerkliğe sahip olduklarını” belirten bu 11. maddesi, 1924 Anayasası’nda yer almamıştır Sayın Koçak. Yani, Atatürk’le İzmit’te yapılan bu mülakattan yaklaşık bir yıl sonra, 24 Nisan 1924’te yürürlüğe giren 24 Anayasası’nın 91. Maddesiyle “illere tanınmış olan yerel özerklikler” kaldırılmıştır. Burada şu soruyu sormak gerekir? Atatürk eğer gerçekten de Kürtlere “özerklik” vermek isteseydi, 1921 Anayasası’nda “illere tanınmış olan yerel özerklikleri” 1924 anayasasına da koydurmaz mıydı? Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi Sayın Koçak, 1921 Anayasası geçici bir savaş anayasasıdır, oysa ki 1924 Anayasası Türk Devrimi’nin anayasasıdır. Ve Türk devriminin mimarı Mustafa Kemal ATATÜRK, 1924 Anayasası’nda değil “özerkliğe”, ” bir çeşit özerkliğe” bile yer vermemiştir."
Sinan MEYDAN / 24 Temmuz 2011, sinanmeydan.com.tr