SANA SESLENİYORUM YORGO!

Ben çeşitli din, ırk, dillere mensup milyonlarca insanı yüzyıllarca içinde barındıran Anadolu topraklarında dünyaya gelmiş evine ekmek götürmek için uğraşan demirci ustası oğlu Özay Erdoğan.

“Sana sesleniyorum Yorgo” Ben halkım! sende öyle …!

Ben “kuzudan post, Yunan’dan dost olmaz”larla büyütüldüm, Sende öyle!

Yaşamım boyunca seni ve atalarını görmediğim gibi sende beni hiç görmedin. Aramızda bir anlaşmazlığımız olmadığı gibi düşmanlığımızda yok. Madem komşuyuz, komşuya geçer gibi sırtıma ceketimi atıp sana gelmek, Anadolu topraklarında dostça yaşarken emperyalist güçlerin oyununa getirilip nasıl düşman edildiğimizi anlatmak isterim ama(!) sınırların bir bir kaldırıldığı dünyada aramıza konan ağır vize koşulları ve USD bazında yüklenmiş yüksek vergilerle engellendim.

Şimdilik sizin o taraflara baktığımda sizin Kalamaki bizimse Dilek yarım adası dediğimiz yerden sadece horoz seslerini duyabiliyorum. Çeşme’den baktığımda seyir halindeki arabalarınızın camlarının pırıltısını görebiliyorum. Oysa ben sana dokunmak, konuşmak,dost olmak istiyorum. Salihli de senin Yorgo dedenin yetiştirdiği üzüm bağlarından üzüm yemeni, Şirince’deki Dimitri dedenin bize öğrettiği şaraplardan ikram etmek istiyorum. Bu anlamsız büyük ayrılığın bitmesini istiyorum…