
Denizciler "Bismillah Salvo Ateş" diye başlar batırmak, yok etmek veya yüksek hasar yüzdesi ile harekat icra edemez duruma getirmek istedikleri düşman hedeflerine.
Etkin ve başarılı olabilmek için düşman kabul edilen hedefler dost unsurlar arasında taksim edilir, yani paylaştırılır. Özetle bunun anlamı şudur: Sen Barbaros Agememnon’u, sen Oruçreis Inflexible’ı ve sen Alçıtepe Averof’u ateş altına alacaksın.
Eğer düşman hedeflerin miktarı aynı anda ateş altına alınmasına müsaade etmeyecek kadar bizden çok ise, bunlara bir öncelik sırası üzerinde yoğunlaşılır.
Bilmem merak ediyor musunuz, psikolojik savaşta bu işler nasıl olur? Bunu cevaplamadan önce müsaade ederseniz Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en yetkili ağzı sayılan Genel Kurmay Eski Başkanı’ndan çok defa duyduğunuz ve bana gelen mektuplardan anlamının tam olarak anlaşılmadığını değerlendirdiğim "Asimetrik Psikolojik Savaş"ın veya "Harekat"ın ne olduğunu kısaca ifade etmek istiyorum.
Biliyorsunuz simetri bir denge durumu iken, asimetri bir dengesizlik ve orantısızlık durumudur. Psikolojik savaşın asimetrik olma durumu ise, tarafların kullandıkları silahların ve araçların eşit olmaması, orantısız olmasıdır. Bu durumu daha iyi anlayabilmek için gelin sizle gerçek duruma bakalım.
TSK’nın sahip olmadığı gazete, televizyon, internet siteleri ve diğer iletişim araçları ile onu itibarsızlaştırma ve halkın gözünden düşürme operasyonlarına ve saldırılarına karşı TSK’nın aynı tip silahlarla kendisini savunamaması halidir. Çünkü TSK’nın elindeki silahlar top, tank, uçak ve gemi olup, bunların bu savaşta kullanılma alanı yoktur. İşte bunun için bu savaş asimetriktir. Anımsayın bakalım, TSK kendini basın yolu ile savunduğunda ve komutanlar konuştuğunda kimler "Sen sus, otur, siyaset yapma" dedi? Bilin ki bunu diyenler ve bu söyleme bilerek ve bilmeyerek destek verenler, TSK’ya karşı yürütülen bu operasyona cephane taşıyanlardır.
Gelelim tekrar psikolojik savaşa. Şu anda ülkemizde Büyük Ortadoğu veya diğer adıyla Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’nin gerçekleştirilmesine yönelik olarak Gülsuyu Darbe sürecini yaşamaktayız. Bu darbe sürecinde nihai amaç, Türkiye Cumhuriyeti’nin dönüştürülmesidir. TSK’ya karşı sürdürülen operasyonlar bu amaca hizmet için yapılmaktadır.
Siyasiler, yurtseverler, geçmişten dolayı travmalı olup, olayları bıyık altından gülerek izleyenler ve bugün sessiz kalmayı çıkarına görenler bilmelidirler ki, TSK’nın işi bitirildikten sonra sıra onlara da ziyadesi ile gelecektir. Bu ateş taksimi planında dönüşmeyen, yandaş olmayan ve kendini satmayan herkese yer vardır, sırası gelince.
Umarım TSK içinde yaşananlar henüz hedef haline gelerek saldırıya muhatap olmamışlara ders olur. İlk başta öğrenciler ve teğmenlerle başladılar, niye? Orgeneraller veya Kuvvet komutanları ile başlansa ne olurdu? Kuvvetli reaksiyon ve saldırı başlar başlamaz başarısız olmaya mahkum olurdu. Son günlerde havacı generaller gündemde. Soruyorlar neden? Ateş taksimi planında vardılar, geç bile geldi, şimdiye kadar neredeydiniz? Soruyorlar TSK’daki bu tutuklamalar nereye kadar gider? Tamamen dönüşene, istenmeyenler tasfiye edilene ve esas olarak Harp Okullarını ortaçağ karanlığının medreseleri haline getirinceye kadar devam eder diyorum.
Şu anda işbirliği yapanlarda unutmasınlar, onlarla yapılan ittifak geçicidir. Asli unsurlarını getirince onları da yok edeceklerdir.
Soruyorlar bu saldırılar ve operasyonlar ne zaman biter, ateş ne zaman kesilir?
Bakınız Türk Denizcileri "Bismillah Kes Ateş" diye bitirir sürdürdükleri çatışmayı. Bunlar mı nasıl bitirir? Mademki emperyalizmin ve haçlı ordularının uşakları olup devşirilmişlerdir. Sanırım Hıristiyan üçlemesi ile bitirirler.
"Baba, Oğul ve Kutsal Ruh, Kes Ateş"
Bu arada ateşi kesmek muzaffer olmanın belirtisi olmayacaktır. Aydınlık karanlığı asla galebe çalamaz. Bu şerefsizlik ve ahlaksızlık onlara da ve çocuklarına da yeter de artar bile.
Saygılar sunarım.
Türker ERTÜRK, 24 Haziran 2011