İrfan Tuna yazdı:Mahallenize bir eşkiya dadansa... Malınıza, mülkünüze, ırzınıza, namusunuza göz dikse... Haydutlukla sizi yerinizden yurdunuzdan etmeye kalksa... Varlıklarınıza el koymaya kalksa...
NE YAPARSINIZ?
Aranızdaki anlaşmazlıkları bir yana bırakıp, öncelikle o eşkıyayı mahallenizden atmak için tüm mahalleli birleşmez misiniz?
Elbette aklın yolu budur. Yapılması gereken budur.
İşte Avrasya Birliği'de budur....
İrfan Tuna yazdı:Sovyet düşmanlığı yapmayı milliyetçilik sanan arkadaşlar, ulusal kurtuluş savaşımızda Sovyetler Birliği'nden gelen silah, cephane ve para yardımını nasıl unutursunuz. Atatürk'ün Lenin'le olan dostluğunu nasıl unutursunuz. Lenin önderliğindeki Sovyetler Birliği'nin ülkemizin sanayileşmesine olan katkılarını nasıl unutursunuz.
Atatürk hayattayken yaptırılan Taksim Cumhuriyet Anıtı'nda Atatürk'ün hemen arkasında bir Sovyet generalinin, Aralov'un yer alması size hiç mi birşey ifade etmez...
hakucan yazdı:
Evet, Afrika tehdidine karşı Avrupa ile birleşip Avrasya Birliği kurmak çok mantıklı(!)
hakucan yazdı:
İrfan Bey, “Sovyetler ülkeye gelen yardımın bir kısmını kesmiştir, para Rus hazinesine kalmıştır” diyorum "nasıl unutursunuz dostlarımız onlar bize para verdiler şükran duymalıyız" edebiyatı yapıyorsunuz.
hakucan yazdı:
Heykel meselesi.. Tabi ki de geçici müttefiklerin onurlarını okşamak için heykel diktirirsiniz, ne var bunda? Atatürk’ün anılarını hiç mi okumadınız, özetle “Yarın öbür gün Sovyetler çökecek oradaki Türkleri bizimle birleştirmek lazımdır” diyerek Sovyetlerin çökmesini bekleyen insandır Atatürk. “Sizin Sovyetler çökmesin, şu önlemleri alın” diye tavsiye vermemiştir, veya Sovyetlere üye olalım diye bir talebi de yoktur.
hakucan yazdı:
Özetle Atatürk’ü asla komünistmiş gibi gösteremezsiniz. Bu komünist düşmanlığı değil, bir hakikatin ifadesidir.
“Sovyet komutanların Atatürk’le heykelleri var, bize para bağışında da bulunmuşlar hiç mi anlamı yok" gibi siyasi şuurdan yoksun bir cümle sizi tatmin ediyor mu gerçekten? Buna bakarak mı dış siyaseti şekillendirelim diyorsunuz? O mantıkla Hindistan Müslümanlarından gelen para bağışından yola çıkarak hilafet birliği kurmak gerekecekti...
Ram yazdı:Avrasya Birliği
İlk hedefimiz Avrasya Birliği olmalı...
Avrasya ülkelerindeki hükümetlerin izlediği siyasi ve ekonomik politikaların, dış politikada bağımsızlık, ekonomide dışa bağımlı olmama gibi hedeflere kilitlenmesi için demokratik çerçevede katkıda bulunmak, başta sendikalar olmak üzere tüm demokratik kuruluşların temel hedeflerinden biri olarak kabul görmelidir.
Dünya üzerinde hepimizin dikkatle izlediği ve acımasız faturalara yol açan mücadeleler ve savaşlar izliyoruz... Bütün bu savaşlar enerji yüzünden oluyor, masum insanların kanı enerji yüzünden dökülüyor. Avrupa, bilindiği gibi doğal kaynaklar bakımından yoksul bir kıta. Petrol rezervleri 20 yıl içinde tükenecek olan Amerika ise, bu derdine çareyi, mazlum ama enerji kaynakları bakımından zengin ülkeler üzerinde kurduğu emperyalist baskı ve müdahalelerde arıyor...
Afganistan'a ve Irak'a "özgürlük ve demokrasi" bahanesiyle atılan bombaların, akıtılan kanların sebebi petroldür, doğalgazdır, diğer zenginliklerdir. Merkezinde petrol ve doğalgaz paylaşımı bulunan ve her geçen gün artarak şiddetlenen enerji kaynaklarına sahip olma mücadelesi, büyük savaşlarla birlikte yeni sınırlara, yeni ülkelere de neden olmaktadır. Kuzey Denizi, Batı'nın elindeki en önemli petrol sahasıdır. Ancak yakın bir gelecekte bu kaynağın tükenmesi söz konusudur. Petrol ve doğalgaz kaynakları bakımından Ortadoğu ve İran'dan sonra en zengin kaynaklar Rusya Federasyonu'nda ve Hazar Havzasındadır.
Petrol rezervleri bakımından Kazakistan'ın, doğalgaz rezervi bakımından Türkmenistan'ın zenginlikleri tartışılmazdır. İşte bunun için Hazar Havzası sahip olduğu enerji kaynakları bakımından emperyalist ülkelerin iştahını kabartmaktadır. Büyük Ortadoğu Projesi, iştahı kabaran güçlerin en vahşisi olan Amerika'nın Ortadoğu'da, Kafkaslar'da ve Merkezi Asya'daki çirkin emellerine ulaşma yolunda pratiğe geçirmek istediği teorilerin bir bütünüdür. Amerika'nın amacı, sömürmek istediği enerji kaynaklarını güvence altına almaktır. Bu nedenle hiç de ilgisi olmadığı halde Hazar'ın güvenliği yolundaki projelere müdahale etmekte ve ortak olmaktadır.
Hem Avrupa hem de Amerika, hiç de makul ve mantıklı olmayan gerekçelerle kendi güvenlik ve istikrarlarını, Avrasya'nın güvenlik ve istikrarına dayayarak, Avrasya'daki varlıklarına meşruiyet kazandırma çabasındadır. İşte Avrasya'nın başını ağrıtan da Amerika'nın ve Avrupa'nın Avrasya'daki varlığıdır...
Dünya petrol rezervlerinin yüzde 23'ü doğalgaz rezervlerinin yüzde 53'ü Avrasya'dadır... Avrasya, jeopolitik bir eksen olmasının yanı sıra dünyanın en büyük kıtasıdır. Dünya nüfusunun yüzde 75'i Avrasya'da yaşamaktadır. Avrasya, dünya Gayri Safi Milli Hâsılasının yüzde 60'ına sahiptir. Avrasya, dünyanın geleceğinde siyasal anlamda en iddialı ve dinamik devletlerin bulunduğu bir coğrafyadır. Kısaca söylemek gerekirse, yeni kıta olarak tarif ettiğimiz ve enerji jeopolitiğinde vazgeçilmez bir aktör olan Avrasya, dünyanın sahip olduğu en büyük zenginliktir... Böylesine büyük, aynı zamanda jeostratejik, jeopolitik ve jeoekonomik bakımdan da önemli zenginliklere sahip Avrasya'ya sahip çıkmak bu ülkelerin hükümetleri ve demokratik kitle örgütleri için tarihi bir gereklilik ve sorumluluktur.
Avrasya ülkeleri, emperyalizmin emrinde değil, karşısında durmalıdır. Aksi bir duruş, bugün dünya gelirinin yüzde 80'nini elinde tutan ama dünya nüfusunun sadece yüzde 15'ine sahip olan G-7 ülkelerinin Avrasya'ya karşı başlattığı siyasi ve ekonomik saldırıların hem cesaret bulmasına hem de artmasına yol açacaktır...
Öyle ise Avrasya ülkelerindeki hükümetlerin izlediği siyasi ve ekonomik politikaların, dış politikada bağımsızlık, ekonomide dışa bağımlı olmama gibi hedeflere kilitlenmesi için demokratik çerçevede katkıda bulunmak, başta sendikalar olmak üzere tüm demokratik kuruluşların temel hedeflerinden biri olarak kabul görmelidir. Avrasya emeğinin ve alın terinin temsilcileri olarak başta sendikalar olmak üzere demokratik kitle örgütleri, Avrasyalıların hakkı olan Avrasya pastasını Avrasya halklarının yemesi için, hükümetlerin antiemperyalist mücadelesinin en kararlı ve içten destekçisi olmalıdır.
Bunu yaparken emekçilerin hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek yolunda oluşturulan büyük ve güçlü dayanışma zincirine her gün yeni halkalar ilave etmeli, güçlerini ve sendikal performanslarını kamuoyunu yanlarına çekecek şekilde geliştirmeye özen göstermelidir. Bu konuda başarılı olunduğu takdirde; Avrasya coğrafyasının iki önemli ülkesi olan Rusya Federasyonu ve Türkiye'nin öncülüğünde bütün Avrasya ülkelerinin katılımıyla, eşitlikçi ve imtiyazsız bir anlayışla oluşturulacak Avrasya Ekonomik ve Siyasi İşbirliği kısa adıyla Avrasya Birliği, hem ülkelerimizin hem de halklarımızın geleceğini aydınlatacak hem de Avrasya coğrafyasının o muhteşem pastasını Avrasya halklarının yemesini sağlayacaktır...
Dolayısıyla Avrasyalı sendikaların ve demokratik kuruluşların ilk hedefi, ülkelerimizi güçlü, halklarımızı müreffeh yapacak Avrasya Birliği olmalıdır... Avrasya emeğinin ve alın terinin temsilcileri olarak başta sendikalar olmak üzere demokratik kitle örgütleri, Avrasyalıların hakkı olan Avrasya pastasını Avrasya halklarının yemesi için, hükümetlerin antiemperyalist mücadelesinin en kararlı ve içten destekçisi olmalıdır.
Mustafa ÖZBEK
TUSAM - Strateji / 19.05.2008
Şu dizine dön: Avrasya Coğrafyası ve Türkler
Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk